» 11 / Hûd  100:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 100
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : işte bu
2. مِنْ (MN) = min :
3. أَنْبَاءِ (ÊNBEÙ) = enbā'i : haberlerindendir
4. الْقُرَىٰ (ELGR) = l-ḳurā : o şehirlerin
5. نَقُصُّهُ (NGṦH) = neḳuSSuhu : anlattıklarımız
6. عَلَيْكَ (ALYK) = ǎleyke : sana
7. مِنْهَا (MNHE) = minhā : onlardan bazıları
8. قَائِمٌ (GEÙM) = ḳāimun : ayaktadırlar
9. وَحَصِيدٌ (VḪṦYD̃) = ve HaSīdun : (bazıları ise) tamamen silinmiştir
işte bu | | haberlerindendir | o şehirlerin | anlattıklarımız | sana | onlardan bazıları | ayaktadırlar | (bazıları ise) tamamen silinmiştir |

[] [] [NBE] [GRY] [GṦṦ] [] [] [GVM] [ḪṦD̃]
Z̃LK MN ÊNBEÙ ELGR NGṦH ALYK MNHE GEÙM VḪṦYD̃

ƶālike min enbā'i l-ḳurā neḳuSSuhu ǎleyke minhā ḳāimun ve HaSīdun
ذلك من أنباء القرى نقصه عليك منها قائم وحصيد

 » 11 / Hûd  Suresi: 100
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike işte bu That
من | MN min (is) from
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'i haberlerindendir (the) news
القرى ق ر ي | GRY ELGR l-ḳurā o şehirlerin (of) the cities
نقصه ق ص ص | GṦṦ NGṦH neḳuSSuhu anlattıklarımız (which) We relate
عليك | ALYK ǎleyke sana "to you;"
منها | MNHE minhā onlardan bazıları of them,
قائم ق و م | GVM GEÙM ḳāimun ayaktadırlar some are standing
وحصيد ح ص د | ḪṦD̃ VḪṦYD̃ ve HaSīdun (bazıları ise) tamamen silinmiştir and (some) mown.

11:100 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte bu | | haberlerindendir | o şehirlerin | anlattıklarımız | sana | onlardan bazıları | ayaktadırlar | (bazıları ise) tamamen silinmiştir |

[] [] [NBE] [GRY] [GṦṦ] [] [] [GVM] [ḪṦD̃]
Z̃LK MN ÊNBEÙ ELGR NGṦH ALYK MNHE GEÙM VḪṦYD̃

ƶālike min enbā'i l-ḳurā neḳuSSuhu ǎleyke minhā ḳāimun ve HaSīdun
ذلك من أنباء القرى نقصه عليك منها قائم وحصيد

[] [] [ن ب ا] [ق ر ي] [ق ص ص] [] [] [ق و م] [ح ص د]

 » 11 / Hûd  Suresi: 100
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike işte bu That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
من | MN min (is) from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'i haberlerindendir (the) news
,Nun,Be,Elif,,
,50,2,1,,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
القرى ق ر ي | GRY ELGR l-ḳurā o şehirlerin (of) the cities
Elif,Lam,Gaf,Re,,
1,30,100,200,,
N – genitive plural noun
اسم مجرور
نقصه ق ص ص | GṦṦ NGṦH neḳuSSuhu anlattıklarımız (which) We relate
Nun,Gaf,Sad,He,
50,100,90,5,
V – 1st person plural imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عليك | ALYK ǎleyke sana "to you;"
Ayn,Lam,Ye,Kef,
70,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
منها | MNHE minhā onlardan bazıları of them,
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
قائم ق و م | GVM GEÙM ḳāimun ayaktadırlar some are standing
Gaf,Elif,,Mim,
100,1,,40,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
وحصيد ح ص د | ḪṦD̃ VḪṦYD̃ ve HaSīdun (bazıları ise) tamamen silinmiştir and (some) mown.
Vav,Ha,Sad,Ye,Dal,
6,8,90,10,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ذَٰلِكَ: işte bu | مِنْ: | أَنْبَاءِ: haberlerindendir | الْقُرَىٰ: o şehirlerin | نَقُصُّهُ: anlattıklarımız | عَلَيْكَ: sana | مِنْهَا: onlardan bazıları | قَائِمٌ: ayaktadırlar | وَحَصِيدٌ: (bazıları ise) tamamen silinmiştir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ذلك Z̃LK işte bu | من MN | أنباء ÊNBEÙ haberlerindendir | القرى ELGR o şehirlerin | نقصه NGṦH anlattıklarımız | عليك ALYK sana | منها MNHE onlardan bazıları | قائم GEÙM ayaktadırlar | وحصيد WḪṦYD̃ (bazıları ise) tamamen silinmiştir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ƶālike: işte bu | min: | enbā'i: haberlerindendir | l-ḳurā: o şehirlerin | neḳuSSuhu: anlattıklarımız | ǎleyke: sana | minhā: onlardan bazıları | ḳāimun: ayaktadırlar | ve HaSīdun: (bazıları ise) tamamen silinmiştir |
Kırık Meal (Transcript) : |Z̃LK: işte bu | MN: | ÊNBEÙ: haberlerindendir | ELGR: o şehirlerin | NGṦH: anlattıklarımız | ALYK: sana | MNHE: onlardan bazıları | GEÙM: ayaktadırlar | VḪṦYD̃: (bazıları ise) tamamen silinmiştir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bunlar, mâceralarını sana hikâye ettiğimiz şehirlere âit haberler; o şehirlerden harâbeleri hâlâ duranlar var, biçilmiş ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var.
Adem Uğur : (Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helâk olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır.
Ahmed Hulusi : İşte bunlar o bölgelerin haberlerindendir! Sana hikâye ediyoruz. . . Onlardan bir kısmı ayakta ve (bir kısmı da) biçilmiş ekin gibi olmuştur.
Ahmet Tekin : İşte bunlar, insanlığa ders olsun diye sana anlattığımız, helâk olmuş memleketlerin başlarına gelen felâket haberlerinden bazılarıdır. Onlardan ayakta kalanlar var, kalıntıları olanlar, biçilmiş ekine benzeyenler de var.
Ahmet Varol : Bu sana anlattıklarımız, o şehirlerin haberlerindendir. Onlardan bazıları ayakta durmakta bazıları ise tamamen silinmiştir.
Ali Bulaç : Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hâlâ izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir.
Ali Fikri Yavuz : İşte bu, helâk olmuş memleketlerin haberlerindendir ki, onu sana anlatıyoruz. O memleketlerin bâzısının izi kalmıştır, bâzısı da ekin gibi biçilmiş yok olmuştur.
Bekir Sadak : «Bu sana anlattiklarimiz, kasabalarin basindan gecenlerdir. Onlarin bir kismi hala duruyor, bir kismi ise silinip gitmistir.
Celal Yıldırım : (Ey Muhammed!) Bu, ilâhî azaba uğrayan kasabaların haberlerinden (bazı safhalar)dır ki, sana nakledip anlatıyoruz. Bu kıssalardan bir kısmının kalıntısı duruyor, bir kısmı ise biçilmiş ekin gibi (belirsiz olmuştur).
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Bunlar o memleketlerin haberlerinden bazılarıdır. Onları sana anlatıyoruz. Onlardan ayakta duranlar da var, yıkılıp gidenler de.
Diyanet İşleri (eski) : Bu sana anlattıklarımız, kasabaların başından geçenlerdir. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir.
Diyanet Vakfi : (Ey Muhammed!) İşte bu, (halkı helâk olmuş) memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır.
Edip Yüksel : Sana bu aktardıklarımız, o kentlerin haberlerindendir. Onlardan kimi hala ayakta, kimi de biçilmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bu helâk olmuş memleketlerin önemli haberlerindendir. Sana onu kıssa olarak anlatıyoruz. Onlardan yerinde duranlar da var, biçilenler (yok olup gidenler) de.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte bu, medeniyetlerin sana anlattığımız önemli haberlerindendir. Onlardan kalan da var, biçilip yerle bir edilen de var.
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte bu, medeniyetlerin mühim haberlerinden, sana onu kıssa olarak naklediyoruz: Onlardan duran var, biçilen var
Fizilal-il Kuran : Ya Muhammed, sana anlattığımız bu olaylar, bu şehirlerin hikâyeleridir. Bu şehirlerin kimisi halâ duruyor, kimisi de biçilmiş ekin tarlasına dönüşmüştür.
Gültekin Onan : Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş)dir.
Hakkı Yılmaz : "İşte geçmişe yönelik bu anlatım, kentlerin ciddî haberlerinden, önemli bilgilerindendir. Biz, onu sana anlatıyoruz; onlardan ayakta olan ve biçilmiş ekin olan da vardır. "
Hasan Basri Çantay : Sana kıssa olarak bildirmekde olduğumuz bu (haberler, helak olmuş) memleketlerin haberlerindendir ki onların kimi (nin izleri) ayakda kalmış, (kimi de) biçilmiş ekin (gibi yok olmuşdur).
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Bunlar (helâk edilen) şehirlerin haberlerindendir ki, onu sana anlatıyoruz; onlardan (hâlâ) ayakta olan da vardır, biçilmiş (ekin gibi yok) olan da!
İbni Kesir : Bunlar; o kasabanın haberleridir ki, sana anlatıyoruz. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu sana anlattığımız, beldelerin haberlerindendir. Onlardan ayakta kalanlar (izleri hâlâ duranlar) ve hasat olanlar (izleri silinmiş olanlar) vardır.
Muhammed Esed : (İnsanlığa bir ders olsun diye) bu sana anlattıklarımız (gelip gitmiş) kasaba (halk)ları(nı)n başından geçenlerdir ki, bu (kasaba)ların bazıları hala yerinde duruyor, bazılarıysa biçilmiş tarlalar gibi (silinip gitmişler):
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte bu, karyelerin haberlerindendir. Onu sana hikaye ediyoruz. Onlardan bâki olan da vardır, biçilmiş olan da.
Ömer Öngüt : Bunlar sana anlattığımız, o memleketlerin haberleridir. Onların bir kısmı hâlâ duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir.
Şaban Piriş : Bu sana anlattıklarımız, yerleşim yerlerinin haberleridir ki onlardan bir kısmı hala sağlamdır; bir kısmının da kökü kazınmıştır.
Suat Yıldırım : İşte sana bildirdiğimiz bu haberler, helâk olmuş diyarların haberleri. Onların kiminin izleri hâlâ dururken, kimi biçilmiş ekin gibi yok olmuştur.
Süleyman Ateş : (Ey Muhammed), bu sana anlattıklarımız, o kentlerin haberlerinden(başlarına gelen olaylardan)dır. Onlardan kimi hâlâ ayakta, kimi de biçilmiştir.
Tefhim-ul Kuran : Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) kuşakların haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hâlâ izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir.
Ümit Şimşek : İşte bunlar o beldelerin haberlerindendir ki, sana anlatıyoruz. Onlardan kalıntısı duran da var, kökten biçilen de.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar o kentlerin/medeniyetlerin haberlerinden bir kısmı, anlatıyoruz sana. Kimi hâlâ ayakta onların, kimi kökünden biçilip gitmiştir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}