» 11 / Hûd  67:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 67
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَخَذَ (VÊḢZ̃) = ve eḣaƶe : ve aldı
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
3. ظَلَمُوا (ƵLMVE) = Zelemū : zulmeden(leri)
4. الصَّيْحَةُ (ELṦYḪT) = S-SayHatu : korkunç bir çığlık
5. فَأَصْبَحُوا (FÊṦBḪVE) = feeSbeHū : ve kaldılar
6. فِي (FY) = fī :
7. دِيَارِهِمْ (D̃YERHM) = diyārihim : yurtlarında
8. جَاثِمِينَ (CES̃MYN) = cāṧimīne : dizüstü çöküp
ve aldı | kimseleri | zulmeden(leri) | korkunç bir çığlık | ve kaldılar | | yurtlarında | dizüstü çöküp |

[EḢZ̃] [] [ƵLM] [ṦYḪ] [ṦBḪ] [] [D̃VR] [CS̃M]
VÊḢZ̃ ELZ̃YN ƵLMVE ELṦYḪT FÊṦBḪVE FY D̃YERHM CES̃MYN

ve eḣaƶe elleƶīne Zelemū S-SayHatu feeSbeHū diyārihim cāṧimīne
وأخذ الذين ظلموا الصيحة فأصبحوا في ديارهم جاثمين

 » 11 / Hûd  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأخذ ا خ ذ | EḢZ̃ VÊḢZ̃ ve eḣaƶe ve aldı And seized
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmeden(leri) wronged,
الصيحة ص ي ح | ṦYḪ ELṦYḪT S-SayHatu korkunç bir çığlık the thunderous blast
فأصبحوا ص ب ح | ṦBḪ FÊṦBḪVE feeSbeHū ve kaldılar then they became
في | FY in
ديارهم د و ر | D̃VR D̃YERHM diyārihim yurtlarında their homes
جاثمين ج ث م | CS̃M CES̃MYN cāṧimīne dizüstü çöküp fallen prone.

11:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve aldı | kimseleri | zulmeden(leri) | korkunç bir çığlık | ve kaldılar | | yurtlarında | dizüstü çöküp |

[EḢZ̃] [] [ƵLM] [ṦYḪ] [ṦBḪ] [] [D̃VR] [CS̃M]
VÊḢZ̃ ELZ̃YN ƵLMVE ELṦYḪT FÊṦBḪVE FY D̃YERHM CES̃MYN

ve eḣaƶe elleƶīne Zelemū S-SayHatu feeSbeHū diyārihim cāṧimīne
وأخذ الذين ظلموا الصيحة فأصبحوا في ديارهم جاثمين

[ا خ ذ ] [] [ظ ل م] [ص ي ح] [ص ب ح] [] [د و ر] [ج ث م]

 » 11 / Hûd  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأخذ ا خ ذ | EḢZ̃ VÊḢZ̃ ve eḣaƶe ve aldı And seized
Vav,,Hı,Zel,
6,,600,700,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
ظلموا ظ ل م | ƵLM ƵLMVE Zelemū zulmeden(leri) wronged,
Zı,Lam,Mim,Vav,Elif,
900,30,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصيحة ص ي ح | ṦYḪ ELṦYḪT S-SayHatu korkunç bir çığlık the thunderous blast
Elif,Lam,Sad,Ye,Ha,Te merbuta,
1,30,90,10,8,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
فأصبحوا ص ب ح | ṦBḪ FÊṦBḪVE feeSbeHū ve kaldılar then they became
Fe,,Sad,Be,Ha,Vav,Elif,
80,,90,2,8,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض من اخوات «كان» والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «اصبح»
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ديارهم د و ر | D̃VR D̃YERHM diyārihim yurtlarında their homes
Dal,Ye,Elif,Re,He,Mim,
4,10,1,200,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جاثمين ج ث م | CS̃M CES̃MYN cāṧimīne dizüstü çöküp fallen prone.
Cim,Elif,Se,Mim,Ye,Nun,
3,1,500,40,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَخَذَ: ve aldı | الَّذِينَ: kimseleri | ظَلَمُوا: zulmeden(leri) | الصَّيْحَةُ: korkunç bir çığlık | فَأَصْبَحُوا: ve kaldılar | فِي: | دِيَارِهِمْ: yurtlarında | جَاثِمِينَ: dizüstü çöküp |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأخذ WÊḢZ̃ ve aldı | الذين ELZ̃YN kimseleri | ظلموا ƵLMWE zulmeden(leri) | الصيحة ELṦYḪT korkunç bir çığlık | فأصبحوا FÊṦBḪWE ve kaldılar | في FY | ديارهم D̃YERHM yurtlarında | جاثمين CES̃MYN dizüstü çöküp |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eḣaƶe: ve aldı | elleƶīne: kimseleri | Zelemū: zulmeden(leri) | S-SayHatu: korkunç bir çığlık | feeSbeHū: ve kaldılar | : | diyārihim: yurtlarında | cāṧimīne: dizüstü çöküp |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊḢZ̃: ve aldı | ELZ̃YN: kimseleri | ƵLMVE: zulmeden(leri) | ELṦYḪT: korkunç bir çığlık | FÊṦBḪVE: ve kaldılar | FY: | D̃YERHM: yurtlarında | CES̃MYN: dizüstü çöküp |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir bağırış, o zulmedenleri kapıverdi, yurtlarında, diz çökmüş bir halde helâk oluverdiler.
Adem Uğur : Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Ahmed Hulusi : O zulmedenleri, (dördüncü gün) o malûm sayha (şiddetli, titreşimli korkunç ses) yakaladı da evlerinde göçüp kaldılar!
Ahmet Tekin : Şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe haksızlık edenlerin, zulmedenlerin işini bitirdi. Sabahleyin, yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular.
Ahmet Varol : Zulmedenleri de korkunç bir çığlık aldı ve yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar.
Ali Bulaç : O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
Ali Fikri Yavuz : O zulmedenleri ise, korkunç gürültü yakalayıverdi de evlerinde çöküp helâk oldular.
Bekir Sadak : Haksizlik yapanlari bir ciglik tuttu, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.
Celal Yıldırım : O zulmedenleri korkunç bir ses, bir gürültü yakalayıverdi, derken evlerinde dizüstü çöküp kaldılar.
Diyanet İşleri : Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet İşleri (eski) : Haksızlık yapanları bir çığlık tuttu, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
Diyanet Vakfi : Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Edip Yüksel : Zalimleri korkunç bir ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları yerde çöküp kaldılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O zulmedenleri ise bir müthiş ses yakaladı da yurtlarında çöke kaldılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : O zulmedenleri ise sayha tutuverdi de diyarlarında çöke kaldılar
Fizilal-il Kuran : O zalimleri müthiş bir gürültü yakaladı da evlerinde, oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
Gültekin Onan : O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
Hakkı Yılmaz : "Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseleri korkunç bir gürültü yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar. "
Hasan Basri Çantay : O zaalimleri ise korkunç bir ses alıb götürdü de yurdlarına diz üstü çöken (canları çıkan) kimseler oluverdiler.
Hayrat Neşriyat : Zulmedenleri ise, o korkunç ses yakaladı da bulundukları yerde çöküp kalan kimseler oldular!
İbni Kesir : Zulmedenleri bir çığlık tuttu. Oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
İskender Evrenosoğlu : Ve zulmeden kimseleri bir sayha (çok kuvvetli korkunç ses) aldı (helâk etti). Böylece kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Muhammed Esed : O zulmedenlere gelince, onları (Allah katından cezalandırıcı) bir sayha yakalayıverdi de kendi evlerinde cansız olarak yere yığılıp kaldılar;
Ömer Nasuhi Bilmen : O zulmetmiş olanları da bir korkunç ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabahladılar.
Ömer Öngüt : Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında dizüstü çökekaldılar.
Şaban Piriş : Zalimleri ise bir çığlık aldı ve yurtlarında cansız olarak yığılıp kaldılar.
Suat Yıldırım : (67-68) Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular, ortadan silindiler. Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!
Süleyman Ateş : Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.
Tefhim-ul Kuran : O zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
Ümit Şimşek : Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.
Yaşar Nuri Öztürk : Zulme sapmış olanları o korkunç titreşimli ses yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş hale getirdiler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}