» 9 / Tevbe  46:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 46
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : ve eğer
2. أَرَادُوا (ÊRED̃VE) = erādū : isteselerdi
3. الْخُرُوجَ (ELḢRVC) = l-ḣurūce : çıkmak
4. لَأَعَدُّوا (LÊAD̃VE) = leeǎddū : yaparladı
5. لَهُ (LH) = lehu : onun için
6. عُدَّةً (AD̃T) = ǔddeten : bir hazırlık
7. وَلَٰكِنْ (VLKN) = velākin : fakat
8. كَرِهَ (KRH) = kerihe : hoşlanmadı
9. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
10. انْبِعَاثَهُمْ (ENBAES̃HM) = nbiǎāṧehum : davranışlarından
11. فَثَبَّطَهُمْ (FS̃BŦHM) = feṧebbeTahum : ve onları durdurdu
12. وَقِيلَ (VGYL) = ve ḳīle : ve denildi
13. اقْعُدُوا (EGAD̃VE) = ḳ'ǔdū : oturun
14. مَعَ (MA) = meǎ : beraber
15. الْقَاعِدِينَ (ELGEAD̃YN) = l-ḳāǐdīne : oturanlarla
ve eğer | isteselerdi | çıkmak | yaparladı | onun için | bir hazırlık | fakat | hoşlanmadı | Allah | davranışlarından | ve onları durdurdu | ve denildi | oturun | beraber | oturanlarla |

[] [RVD̃] [ḢRC] [AD̃D̃] [] [AD̃D̃] [] [KRH] [] [BAS̃] [S̃BŦ] [GVL] [GAD̃] [] [GAD̃]
VLV ÊRED̃VE ELḢRVC LÊAD̃VE LH AD̃T VLKN KRH ELLH ENBAES̃HM FS̃BŦHM VGYL EGAD̃VE MA ELGEAD̃YN

velev erādū l-ḣurūce leeǎddū lehu ǔddeten velākin kerihe llahu nbiǎāṧehum feṧebbeTahum ve ḳīle ḳ'ǔdū meǎ l-ḳāǐdīne
ولو أرادوا الخروج لأعدوا له عدة ولكن كره الله انبعاثهم فثبطهم وقيل اقعدوا مع القاعدين

 » 9 / Tevbe  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
أرادوا ر و د | RVD̃ ÊRED̃VE erādū isteselerdi they had wished
الخروج خ ر ج | ḢRC ELḢRVC l-ḣurūce çıkmak (to) go forth,
لأعدوا ع د د | AD̃D̃ LÊAD̃VE leeǎddū yaparladı surely they (would) have prepared
له | LH lehu onun için for it
عدة ع د د | AD̃D̃ AD̃T ǔddeten bir hazırlık (some) preparation.
ولكن | VLKN velākin fakat But
كره ك ر ه | KRH KRH kerihe hoşlanmadı Allah disliked
الله | ELLH llahu Allah Allah disliked
انبعاثهم ب ع ث | BAS̃ ENBAES̃HM nbiǎāṧehum davranışlarından their being sent,
فثبطهم ث ب ط | S̃BŦ FS̃BŦHM feṧebbeTahum ve onları durdurdu so He made them lag behind
وقيل ق و ل | GVL VGYL ve ḳīle ve denildi and it was said,
اقعدوا ق ع د | GAD̃ EGAD̃VE ḳ'ǔdū oturun """Sit"
مع | MA meǎ beraber with
القاعدين ق ع د | GAD̃ ELGEAD̃YN l-ḳāǐdīne oturanlarla "those who sit."""

9:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | isteselerdi | çıkmak | yaparladı | onun için | bir hazırlık | fakat | hoşlanmadı | Allah | davranışlarından | ve onları durdurdu | ve denildi | oturun | beraber | oturanlarla |

[] [RVD̃] [ḢRC] [AD̃D̃] [] [AD̃D̃] [] [KRH] [] [BAS̃] [S̃BŦ] [GVL] [GAD̃] [] [GAD̃]
VLV ÊRED̃VE ELḢRVC LÊAD̃VE LH AD̃T VLKN KRH ELLH ENBAES̃HM FS̃BŦHM VGYL EGAD̃VE MA ELGEAD̃YN

velev erādū l-ḣurūce leeǎddū lehu ǔddeten velākin kerihe llahu nbiǎāṧehum feṧebbeTahum ve ḳīle ḳ'ǔdū meǎ l-ḳāǐdīne
ولو أرادوا الخروج لأعدوا له عدة ولكن كره الله انبعاثهم فثبطهم وقيل اقعدوا مع القاعدين

[] [ر و د] [خ ر ج] [ع د د] [] [ع د د] [] [ك ر ه] [] [ب ع ث] [ث ب ط] [ق و ل] [ق ع د] [] [ق ع د]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أرادوا ر و د | RVD̃ ÊRED̃VE erādū isteselerdi they had wished
,Re,Elif,Dal,Vav,Elif,
,200,1,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الخروج خ ر ج | ḢRC ELḢRVC l-ḣurūce çıkmak (to) go forth,
Elif,Lam,Hı,Re,Vav,Cim,
1,30,600,200,6,3,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لأعدوا ع د د | AD̃D̃ LÊAD̃VE leeǎddū yaparladı surely they (would) have prepared
Lam,,Ayn,Dal,Vav,Elif,
30,,70,4,6,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu onun için for it
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عدة ع د د | AD̃D̃ AD̃T ǔddeten bir hazırlık (some) preparation.
Ayn,Dal,Te merbuta,
70,4,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
ولكن | VLKN velākin fakat But
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
AMD – amendment particle
الواو عاطفة
حرف استدراك
كره ك ر ه | KRH KRH kerihe hoşlanmadı Allah disliked
Kef,Re,He,
20,200,5,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah disliked
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
انبعاثهم ب ع ث | BAS̃ ENBAES̃HM nbiǎāṧehum davranışlarından their being sent,
Elif,Nun,Be,Ayn,Elif,Se,He,Mim,
1,50,2,70,1,500,5,40,
N – accusative masculine (form VII) verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فثبطهم ث ب ط | S̃BŦ FS̃BŦHM feṧebbeTahum ve onları durdurdu so He made them lag behind
Fe,Se,Be,Tı,He,Mim,
80,500,2,9,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وقيل ق و ل | GVL VGYL ve ḳīle ve denildi and it was said,
Vav,Gaf,Ye,Lam,
6,100,10,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول
اقعدوا ق ع د | GAD̃ EGAD̃VE ḳ'ǔdū oturun """Sit"
Elif,Gaf,Ayn,Dal,Vav,Elif,
1,100,70,4,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مع | MA meǎ beraber with
Mim,Ayn,
40,70,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
القاعدين ق ع د | GAD̃ ELGEAD̃YN l-ḳāǐdīne oturanlarla "those who sit."""
Elif,Lam,Gaf,Elif,Ayn,Dal,Ye,Nun,
1,30,100,1,70,4,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve eğer | أَرَادُوا: isteselerdi | الْخُرُوجَ: çıkmak | لَأَعَدُّوا: yaparladı | لَهُ: onun için | عُدَّةً: bir hazırlık | وَلَٰكِنْ: fakat | كَرِهَ: hoşlanmadı | اللَّهُ: Allah | انْبِعَاثَهُمْ: davranışlarından | فَثَبَّطَهُمْ: ve onları durdurdu | وَقِيلَ: ve denildi | اقْعُدُوا: oturun | مَعَ: beraber | الْقَاعِدِينَ: oturanlarla |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve eğer | أرادوا ÊRED̃WE isteselerdi | الخروج ELḢRWC çıkmak | لأعدوا LÊAD̃WE yaparladı | له LH onun için | عدة AD̃T bir hazırlık | ولكن WLKN fakat | كره KRH hoşlanmadı | الله ELLH Allah | انبعاثهم ENBAES̃HM davranışlarından | فثبطهم FS̃BŦHM ve onları durdurdu | وقيل WGYL ve denildi | اقعدوا EGAD̃WE oturun | مع MA beraber | القاعدين ELGEAD̃YN oturanlarla |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve eğer | erādū: isteselerdi | l-ḣurūce: çıkmak | leeǎddū: yaparladı | lehu: onun için | ǔddeten: bir hazırlık | velākin: fakat | kerihe: hoşlanmadı | llahu: Allah | nbiǎāṧehum: davranışlarından | feṧebbeTahum: ve onları durdurdu | ve ḳīle: ve denildi | ḳ'ǔdū: oturun | meǎ: beraber | l-ḳāǐdīne: oturanlarla |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | ÊRED̃VE: isteselerdi | ELḢRVC: çıkmak | LÊAD̃VE: yaparladı | LH: onun için | AD̃T: bir hazırlık | VLKN: fakat | KRH: hoşlanmadı | ELLH: Allah | ENBAES̃HM: davranışlarından | FS̃BŦHM: ve onları durdurdu | VGYL: ve denildi | EGAD̃VE: oturun | MA: beraber | ELGEAD̃YN: oturanlarla |
Abdulbaki Gölpınarlı : Savaşa çıkmayı kursalardı elbette bir hazırlıkta bulunurlardı, fakat Allah, onların çıkmasını hoş görmedi de onları alıkoydu ve kendilerine, oturun oturanlarla denildi.
Adem Uğur : Eğer onlar (savaşa) çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu; onlara "Oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!" denildi.
Ahmed Hulusi : Eğer (onlar sefere) çıkmak dileselerdi elbette onun için bir hazırlıkları olurdu. Fakat Allâh onların sefere çıkmalarını gereksiz gördü de, onları sefere çıkarttırmadı: "Oturun, oturanlarla beraber" denildi.
Ahmet Tekin : Eğer sizinle beraber cihada çıkmak isteselerdi, elbette cihad ile ilgili olarak teçhizatlarını, araçlarını, kumanyalarını hazırlarlardı. Fakat Allah onların davranışlarını beğenmedi. Onları alıkoydu. Onlara: 'Savaşa giden orduya katılma mükellefiyetleri olmayan sakatlar, düşkünler, hastalar, mazeret sahipleri ve çoluk çocukla beraber siz de evlerinizde oturun' denildi.
Ahmet Varol : Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi onun için hazırlık yaparlardı. Ama Allah onların savaşa çıkmalarını hoş görmedi ve onları durdurdu. Kendilerine: 'Oturanlarla birlikte siz de oturun' denildi.
Ali Bulaç : Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; "(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun" denildi.
Ali Fikri Yavuz : Eğer o münafıklar savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, davranmalarını kerih gördü de onları evlerinde alıkoydu ve kendilerine: “- Oturun, oturanlarla beraber” dendi.
Bekir Sadak : Eger savasa cikmak isteselerdi bir hazirlik yaparlardi. Ama Allah davranislarini begenmedi de onlari alikoydu. «Acizlerle beraber oturun» denildi.
Celal Yıldırım : Eğer onlar savaşa çıkmayı isteselerdi, onun için bir takım hazırlıklarda bulunurlardı; ama Allah davranmalarını hoş görmedi de onları alıkoydu, «oturun, oturanlarla beraber» denildi.
Diyanet İşleri : Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, “Oturun, oturan âcizlerle beraber” denildi.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer savaşa çıkmak isteselerdi bir hazırlık yaparlardı. Ama Allah davranışlarını beğenmedi de onları alıkoydu. 'Acizlerle beraber oturun' denildi.
Diyanet Vakfi : Eğer onlar (savaşa) çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını çirkin gördü ve onları geri koydu; onlara «Oturanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!» denildi.
Edip Yüksel : Savaşa çıkmayı istemiş olsalardı, onun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat ALLAH onların katkısını istemedi ve onları yüreksiz ve isteksiz yaptı. Kendilerine, 'Oturanlarla birlikte oturun!,' denildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer sizinle beraber cihada çıkmak isteselerdi, elbette onunla ilgili olarak bir takım hazırlıklar yaparlardı. Fakat Allah davranmalarını istemedi de onları yoldan alıkoydu ve (kendilerine): «oturun oturanlarla beraber» denildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer cihada çıkmayı isteselerdi, mutlaka onun için hazırlık görürlerdi, fakat Allah, davranmalarını istemedi de onları alıkoydu ve: «Oturun, oturanlarla beraber!» denildi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer cihada çıkmayı dileselerdi elbet onun için hazırlık görürlerdi, lâkin davranmalarını Allah istemedi de onları alıkoydu ve oturun oturanlarla beraber denildi
Fizilal-il Kuran : Eğer onlar sefere çıkmak isteselerdi, bunun için hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, sefere çıkmaya kalkışmalarını istemediği için onları böyle bir girişimden alıkoydu. Kendilerine «(Kadın, çocuk, yaşlı, hasta gibi) savaşma gücünden yoksun kimselerle birlikte siz de evlerinizde oturunuz» dendi.
Gültekin Onan : Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Tanrı, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; "(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun" denildi.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer çıkışı isteselerdi, kesinlikle çıkış için birtakım hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların gönderilmelerini hoş görmedi de onları yoldan alıkoydu. –Ve “Oturun oturanlarla beraber!” denildi.–
Hasan Basri Çantay : Eğer onlar (harbe) çıkmak isteselerdi elbet bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranmalarını çirkin gördü de kendilerini (korkaklıkları ve tenbellikleri yüzünden evlerinde) alıkoydu. Onlara: «Oturun oturanlarla beraber» denildi.
Hayrat Neşriyat : Eğer (cihâda) çıkmak isteselerdi, elbette onun için bir hazırlık (bir tedbir)hazırlarlardı; fakat Allah onların (cihâda) çıkmaya kalkmalarını çirkin gördü de onları (oşereften) alıkoydu; (onlara:) '(Evlerinde) oturan (kadın)larla berâber oturun!' denildi.
İbni Kesir : Eğer onlar çıkmak isteselerdi; elbette bunun için hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, onların davranışlarını çirkin gördü de kendilerini alıkoydu. Ve: Oturun oturanlarla beraber, denildi.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer çıkmak isteselerdi onun (savaş) için elbette bir hazırlık yaparlardı. Ve fakat Allah, onların durumunu kerih gördü. Böylece onları alıkoydu ve onlara: “Geri kalanlarla (oturanlarla) beraber oturun.” dendi.
Muhammed Esed : Çünkü, (gerçekten seninle sefere) çıkmak isteselerdi, elbette, bunun için bir hazırlık yaparlardı: zaten Allah onların kalkış tarzlarını beğenmedi ve bu yüzden onları (seferden) alıkoydu; Ve kendilerine: "Peki, (sizler de) evlerinizde oturun bakalım, (öteki) oturanlarla beraber" denildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer (cihada) çıkmak isteseydiler, elbette onun için bir hazırlık (bir kuvvet) hazırlardılar. Fakat Allah Teâlâ onların cihada çıkmalarını kerih gördü de onları alıkoydu. Ve, «Oturanlar ile beraber oturunuz!» denildi.
Ömer Öngüt : Eğer onlar çıkmak isteselerdi, elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların savaşa çıkmalarını uygun bulmadı ve onları yoldan alıkoydu. Onlara: “Oturanlarla beraber oturun!” denildi.
Şaban Piriş : Eger savaşa çıkmak isteselerdi bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah, davranışlarını çirkin gördü de onları alıkoydu. ‘Acizlerle beraber oturun.!’ denildi.
Suat Yıldırım : Eğer onlar gerçekten sefere çıkmak isteselerdi, elbette onun için hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını hoş görmeyip kendilerini engelledi ve kendilerine: "Oturun, oturanlarla beraber!" denildi.
Süleyman Ateş : Eğer (cihâda) çıkmak isteselerdi, onun için bir hazırlık yaparladı. Fakat Allâh, onların davranışlarından hoşlanmadığı için onları durdurdu: "Oturan(kadın ve çocuk)larla beraber oturun!" denildi.
Tefhim-ul Kuran : Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve: «(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun» denildi.
Ümit Şimşek : Sefere çıkmaya niyetleri olsaydı bir hazırlık yaparlardı. Ama Allah onların sefere çıkmalarını istemedi ve onları alıkoydu. Ve kendilerine, 'Evlerinde oturanlarla beraber oturun' denildi.
Yaşar Nuri Öztürk : Sefere çıkmak isteselerdi elbette ki, bir sefer hazırlığına girişirlerdi. Ama Allah, harekete geçmelerini istemedi de onları yerlerine çiviledi ve "oturun, oturanlarla beraber" denildi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}