» 9 / Tevbe  58:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 58
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمِنْهُمْ (VMNHM) = ve minhum : ve onlardan
2. مَنْ (MN) = men : kimi de
3. يَلْمِزُكَ (YLMZK) = yelmizuke : sana dil uzatır
4. فِي (FY) = fī : hakkında
5. الصَّدَقَاتِ (ELṦD̃GET) = S-Sadeḳāti : sadakalar
6. فَإِنْ (FÎN) = fein : eğer
7. أُعْطُوا (ÊAŦVE) = uǎ'Tū : kendilerine pay verilse
8. مِنْهَا (MNHE) = minhā : onlardan
9. رَضُوا (RŽVE) = raDū : hoşlanırlar
10. وَإِنْ (VÎN) = vein : ve eğer
11. لَمْ (LM) = lem :
12. يُعْطَوْا (YAŦVE) = yuǎ'Tav : kendilerine pay verilmezse
13. مِنْهَا (MNHE) = minhā : onlardan
14. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : hemen
15. هُمْ (HM) = hum : onlar
16. يَسْخَطُونَ (YSḢŦVN) = yesḣaTūne : kızarlar
ve onlardan | kimi de | sana dil uzatır | hakkında | sadakalar | eğer | kendilerine pay verilse | onlardan | hoşlanırlar | ve eğer | | kendilerine pay verilmezse | onlardan | hemen | onlar | kızarlar |

[] [] [LMZ] [] [ṦD̃G] [] [AŦV] [] [RŽV] [] [] [AŦV] [] [] [] [SḢŦ]
VMNHM MN YLMZK FY ELṦD̃GET FÎN ÊAŦVE MNHE RŽVE VÎN LM YAŦVE MNHE ÎZ̃E HM YSḢŦVN

ve minhum men yelmizuke S-Sadeḳāti fein uǎ'Tū minhā raDū vein lem yuǎ'Tav minhā iƶā hum yesḣaTūne
ومنهم من يلمزك في الصدقات فإن أعطوا منها رضوا وإن لم يعطوا منها إذا هم يسخطون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومنهم | VMNHM ve minhum ve onlardan And among them
من | MN men kimi de (is he) who
يلمزك ل م ز | LMZ YLMZK yelmizuke sana dil uzatır criticizes you
في | FY hakkında concerning
الصدقات ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃GET S-Sadeḳāti sadakalar the charities.
فإن | FÎN fein eğer Then if
أعطوا ع ط و | AŦV ÊAŦVE uǎ'Tū kendilerine pay verilse they are given
منها | MNHE minhā onlardan from it,
رضوا ر ض و | RŽV RŽVE raDū hoşlanırlar "they are pleased;"
وإن | VÎN vein ve eğer but if
لم | LM lem not
يعطوا ع ط و | AŦV YAŦVE yuǎ'Tav kendilerine pay verilmezse they are given
منها | MNHE minhā onlardan from it,
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen then
هم | HM hum onlar they
يسخطون س خ ط | SḢŦ YSḢŦVN yesḣaTūne kızarlar (are) enraged.

9:58 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve onlardan | kimi de | sana dil uzatır | hakkında | sadakalar | eğer | kendilerine pay verilse | onlardan | hoşlanırlar | ve eğer | | kendilerine pay verilmezse | onlardan | hemen | onlar | kızarlar |

[] [] [LMZ] [] [ṦD̃G] [] [AŦV] [] [RŽV] [] [] [AŦV] [] [] [] [SḢŦ]
VMNHM MN YLMZK FY ELṦD̃GET FÎN ÊAŦVE MNHE RŽVE VÎN LM YAŦVE MNHE ÎZ̃E HM YSḢŦVN

ve minhum men yelmizuke S-Sadeḳāti fein uǎ'Tū minhā raDū vein lem yuǎ'Tav minhā iƶā hum yesḣaTūne
ومنهم من يلمزك في الصدقات فإن أعطوا منها رضوا وإن لم يعطوا منها إذا هم يسخطون

[] [] [ل م ز] [] [ص د ق] [] [ع ط و] [] [ر ض و] [] [] [ع ط و] [] [] [] [س خ ط]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 58
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومنهم | VMNHM ve minhum ve onlardan And among them
Vav,Mim,Nun,He,Mim,
6,40,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
من | MN men kimi de (is he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يلمزك ل م ز | LMZ YLMZK yelmizuke sana dil uzatır criticizes you
Ye,Lam,Mim,Ze,Kef,
10,30,40,7,20,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY hakkında concerning
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الصدقات ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃GET S-Sadeḳāti sadakalar the charities.
Elif,Lam,Sad,Dal,Gaf,Elif,Te,
1,30,90,4,100,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
فإن | FÎN fein eğer Then if
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
أعطوا ع ط و | AŦV ÊAŦVE uǎ'Tū kendilerine pay verilse they are given
,Ayn,Tı,Vav,Elif,
,70,9,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
منها | MNHE minhā onlardan from it,
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
رضوا ر ض و | RŽV RŽVE raDū hoşlanırlar "they are pleased;"
Re,Dad,Vav,Elif,
200,800,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وإن | VÎN vein ve eğer but if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعطوا ع ط و | AŦV YAŦVE yuǎ'Tav kendilerine pay verilmezse they are given
Ye,Ayn,Tı,Vav,Elif,
10,70,9,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
منها | MNHE minhā onlardan from it,
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen then
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
يسخطون س خ ط | SḢŦ YSḢŦVN yesḣaTūne kızarlar (are) enraged.
Ye,Sin,Hı,Tı,Vav,Nun,
10,60,600,9,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمِنْهُمْ: ve onlardan | مَنْ: kimi de | يَلْمِزُكَ: sana dil uzatır | فِي: hakkında | الصَّدَقَاتِ: sadakalar | فَإِنْ: eğer | أُعْطُوا: kendilerine pay verilse | مِنْهَا: onlardan | رَضُوا: hoşlanırlar | وَإِنْ: ve eğer | لَمْ: | يُعْطَوْا: kendilerine pay verilmezse | مِنْهَا: onlardan | إِذَا: hemen | هُمْ: onlar | يَسْخَطُونَ: kızarlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ومنهم WMNHM ve onlardan | من MN kimi de | يلمزك YLMZK sana dil uzatır | في FY hakkında | الصدقات ELṦD̃GET sadakalar | فإن FÎN eğer | أعطوا ÊAŦWE kendilerine pay verilse | منها MNHE onlardan | رضوا RŽWE hoşlanırlar | وإن WÎN ve eğer | لم LM | يعطوا YAŦWE kendilerine pay verilmezse | منها MNHE onlardan | إذا ÎZ̃E hemen | هم HM onlar | يسخطون YSḢŦWN kızarlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve minhum: ve onlardan | men: kimi de | yelmizuke: sana dil uzatır | : hakkında | S-Sadeḳāti: sadakalar | fein: eğer | uǎ'Tū: kendilerine pay verilse | minhā: onlardan | raDū: hoşlanırlar | vein: ve eğer | lem: | yuǎ'Tav: kendilerine pay verilmezse | minhā: onlardan | iƶā: hemen | hum: onlar | yesḣaTūne: kızarlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VMNHM: ve onlardan | MN: kimi de | YLMZK: sana dil uzatır | FY: hakkında | ELṦD̃GET: sadakalar | FÎN: eğer | ÊAŦVE: kendilerine pay verilse | MNHE: onlardan | RŽVE: hoşlanırlar | VÎN: ve eğer | LM: | YAŦVE: kendilerine pay verilmezse | MNHE: onlardan | ÎZ̃E: hemen | HM: onlar | YSḢŦVN: kızarlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan, sadakaları vermede seni ayıplayan da var. O maldan diledikleri verilseydi hoşlanırlardı, verilmeyince de hemen kızarlar.
Adem Uğur : Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.
Ahmed Hulusi : Onlardan kimi de verdiğin yardımlar hakkında, sana dil uzatırlar. . . Eğer kendilerine verilirse razı olurlar. . . Eğer yardımlar kendilerine verilmemişse birden öfkelenirler.
Ahmet Tekin : İçlerinde, beytülmalde, hazinede topladığın sadakaların, gelirlerin dağıtımı ile ilgili sana imalı söz söyleyenler, dil uzatanlar var. Eğer bu gelirlerden onlara pay verirsen hoşnut olurlar. Hazineden onlara bir pay vermezsen, hemen öfkelenirler.
Ahmet Varol : Onların kimileri de sadakalar konusunda sana dil uzatırlar. Ondan kendilerine verilirse hoşnut olurlar ama kendilerine verilmezse o zaman hemen öfkelenirler.
Ali Bulaç : Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Münafıklardan bir kısmı, sadakaların (ganimetlerin) bölünmesini sana târiz ediyorlar (seni adâletsizlikle ithama kalkışıyorlar) Çünkü, o sadakalardan istedikleri şey kendilerine verilirse razı olurlar, verilmezse hemen kızarlar.
Bekir Sadak : Sadakalar hakkinda sana dil uzatanlar vardir. Onlara verilirse hosnut olurlar, verilmezse, hemen ofkeleniverirler.
Celal Yıldırım : Onlardan bir kısmı da sadakaların taksim ve dağıtımı hakkında sana dil uzatıp kınamada bulunurlar. Ondan kendilerine verilirse hoşnud olurlar; verilmezse bir de bakarsın kızıp öfkelenirler.
Diyanet İşleri : İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Sadakalar hakkında sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.
Diyanet Vakfi : Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.
Edip Yüksel : Onların bir kısmı, sadakaların dağıtımı konusunda seni eleştiriyor; kendilerine ondan verilince razı oluyorlar, ancak ondan kendilerine verilmeyince öfkeleniyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İçlerinde (topladığın) sadakalar hakkında sana tariz eden (dil uzatan) ler de var. Eğer o sadakalardan kendilerine verilmişse hoşnut olurlar, verilmemişse hemen kızarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Aralarında sadakalar konusunda seni kınayanlar da var. Çünkü ondan kendilerine verilmişse, hoşnut olurlar; şayet verilmemişse hemen kızarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : İçlerinden sadakalar hakkında sana ta'rız eden de var, çünkü, ondan kendilerine verilmişse hoşnud olurlar, verilmemişse derhal kızarlar
Fizilal-il Kuran : Onların bazıları sadakaların (zekât gelirlerinin) bölüştürülmesi konusunda sana dil uzatırlar. Eğer zekât gelirlerinden kendilerine bir pay verilirse memnun olurlar, eğer bu gelirlerden kendilerine bir pay verilmez ise hemen öfkeleniverirler.
Gültekin Onan : Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.
Hakkı Yılmaz : Onlardan bazıları da, sadakalar hakkında sana dil uzatan kimselerdir. Ki, o sadakalardan kendilerine verilmişse hoşnut olurlar, verilmemişse hemen öfkeleniverirler.
Hasan Basri Çantay : İçlerinden sadakalar (ın taksimi) hususunda seni ayıblayacaklar da var. Çünkü eğer içlerinden kendilerine (diledikleri bir şey) verilirse hoşlanırlar. Şâyed yine kendilerinden olanlara (diledikleri şey) verilmezse derhal kızarlar.
Hayrat Neşriyat : Onlardan öylesi de vardır ki, sadakalar (ve ganîmetlerin taksîmi) husûsunda seni ayıplar. Artık onlardan kendilerine verilirse hoşnûd olurlar; fakat onlardan (o arzu ettikleri şeylerden) kendilerine verilmezse hemen kızarlar.
İbni Kesir : İçlerinden kimi de sadakalar hakkında sana dil uzatırlar. Eğer kendilerine verilirse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlardan, sadakalar konusunda seni ayıplayan kimseler vardır. Öyle ki eğer ondan (sadakadan, ganimetten) onlara verilirse razı olurlar ve ondan verilmezse, o zaman kızarlar.
Muhammed Esed : Ve onların arasında (ey Peygamber,) Allah için sunulan şeylerin (dağıtımında) sana dil uzatanlar var: onlardan kendilerine bir şey verilirse memnunlukla karşılarlar; ama bir şey verilmediğini görseler, işte o zaman öfkeden neredeyse deliye dönerler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlardandır, sadakalar hususunda seni ayıplar olan şahıs da. İmdi kendilerine onlardan verilmiş olunca hoşnut olurlar ve eğer onlardan verilmezse o vakit kızarlar.
Ömer Öngüt : Bazıları da sadakalar hususunda seni kınarlar. Eğer onlardan kendilerine verilse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.
Şaban Piriş : Onlardan sadakalar konusunda sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar; verilmezse hemen öfkeleniverirler.
Suat Yıldırım : Onlardan bazıları da senin zekât ve sadakaları taksim edişine dil uzatırlar. Bu mallardan kendilerine pay verilirse memnun olurlar, verilmeyince hemen kızıp öfkelenirler.
Süleyman Ateş : Onlardan kimi de sadakalar(ın bölüştürülmesi hususun)da sana dil uzatır. Eğer o sadakalardan kendilerine pay verilse hoşlanırlar, onlardan kendilerine pay verilmezse hemen kızarlar.
Tefhim-ul Kuran : Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, ondan kendilerine verilmediği zaman da bu sefer gazablanırlar.
Ümit Şimşek : Onlardan, sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da vardır. Onlara da sadakalardan birşey verdiğinde bundan hoşlanırlar; vermediğin zaman öfkelenirler.
Yaşar Nuri Öztürk : İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan kendilerine verilmişse memnun olurlar. Verilmemişse hemen öfkelenirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}