» 9 / Tevbe  6:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 6
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنْ (VÎN) = ve in : ve eğer
2. أَحَدٌ (ÊḪD̃) = eHadun : birisi
3. مِنَ (MN) = mine : -dan
4. الْمُشْرِكِينَ (ELMŞRKYN) = l-muşrikīne : ortak koşanlar-
5. اسْتَجَارَكَ (ESTCERK) = stecārake : aman dilerse
6. فَأَجِرْهُ (FÊCRH) = feecirhu : onu yanına al
7. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : ta ki
8. يَسْمَعَ (YSMA) = yesmeǎ : işitsin
9. كَلَامَ (KLEM) = kelāme : sözünü
10. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
11. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
12. أَبْلِغْهُ (ÊBLĞH) = ebliğhu : onu ulaştır
13. مَأْمَنَهُ (MÊMNH) = me'menehu : güvenli bir yere
14. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : böyle (yap)
15. بِأَنَّهُمْ (BÊNHM) = biennehum : çünkü onlar
16. قَوْمٌ (GVM) = ḳavmun : bir topluluktur
17. لَا (LE) = lā :
18. يَعْلَمُونَ (YALMVN) = yeǎ'lemūne : bilmez
ve eğer | birisi | -dan | ortak koşanlar- | aman dilerse | onu yanına al | ta ki | işitsin | sözünü | Allah'ın | sonra | onu ulaştır | güvenli bir yere | böyle (yap) | çünkü onlar | bir topluluktur | | bilmez |

[] [EḪD̃] [] [ŞRK] [CVR] [CVR] [] [SMA] [KLM] [] [] [BLĞ] [EMN] [] [] [GVM] [] [ALM]
VÎN ÊḪD̃ MN ELMŞRKYN ESTCERK FÊCRH ḪT YSMA KLEM ELLH S̃M ÊBLĞH MÊMNH Z̃LK BÊNHM GVM LE YALMVN

ve in eHadun mine l-muşrikīne stecārake feecirhu Hattā yesmeǎ kelāme llahi ṧumme ebliğhu me'menehu ƶālike biennehum ḳavmun yeǎ'lemūne
وإن أحد من المشركين استجارك فأجره حتى يسمع كلام الله ثم أبلغه مأمنه ذلك بأنهم قوم لا يعلمون

 » 9 / Tevbe  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in ve eğer And if
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadun birisi anyone
من | MN mine -dan of
المشركين ش ر ك | ŞRK ELMŞRKYN l-muşrikīne ortak koşanlar- the polytheists
استجارك ج و ر | CVR ESTCERK stecārake aman dilerse seek your protection
فأجره ج و ر | CVR FÊCRH feecirhu onu yanına al then grant him protection
حتى | ḪT Hattā ta ki until
يسمع س م ع | SMA YSMA yesmeǎ işitsin he hears
كلام ك ل م | KLM KLEM kelāme sözünü (the) Words of Allah.
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) Words of Allah.
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
أبلغه ب ل غ | BLĞ ÊBLĞH ebliğhu onu ulaştır escort him
مأمنه ا م ن | EMN MÊMNH me'menehu güvenli bir yere (to) his place of safety.
ذلك | Z̃LK ƶālike böyle (yap) That
بأنهم | BÊNHM biennehum çünkü onlar (is) because they
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluktur (are) a people
لا | LE (who) do not know.
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmez (who) do not know.

9:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | birisi | -dan | ortak koşanlar- | aman dilerse | onu yanına al | ta ki | işitsin | sözünü | Allah'ın | sonra | onu ulaştır | güvenli bir yere | böyle (yap) | çünkü onlar | bir topluluktur | | bilmez |

[] [EḪD̃] [] [ŞRK] [CVR] [CVR] [] [SMA] [KLM] [] [] [BLĞ] [EMN] [] [] [GVM] [] [ALM]
VÎN ÊḪD̃ MN ELMŞRKYN ESTCERK FÊCRH ḪT YSMA KLEM ELLH S̃M ÊBLĞH MÊMNH Z̃LK BÊNHM GVM LE YALMVN

ve in eHadun mine l-muşrikīne stecārake feecirhu Hattā yesmeǎ kelāme llahi ṧumme ebliğhu me'menehu ƶālike biennehum ḳavmun yeǎ'lemūne
وإن أحد من المشركين استجارك فأجره حتى يسمع كلام الله ثم أبلغه مأمنه ذلك بأنهم قوم لا يعلمون

[] [ا ح د] [] [ش ر ك] [ج و ر] [ج و ر] [] [س م ع] [ك ل م] [] [] [ب ل غ] [ا م ن] [] [] [ق و م] [] [ع ل م]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in ve eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أحد ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃ eHadun birisi anyone
,Ha,Dal,
,8,4,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المشركين ش ر ك | ŞRK ELMŞRKYN l-muşrikīne ortak koşanlar- the polytheists
Elif,Lam,Mim,Şın,Re,Kef,Ye,Nun,
1,30,40,300,200,20,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
استجارك ج و ر | CVR ESTCERK stecārake aman dilerse seek your protection
Elif,Sin,Te,Cim,Elif,Re,Kef,
1,60,400,3,1,200,20,
V – 3rd person masculine singular (form X) perfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فأجره ج و ر | CVR FÊCRH feecirhu onu yanına al then grant him protection
Fe,,Cim,Re,He,
80,,3,200,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حتى | ḪT Hattā ta ki until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
يسمع س م ع | SMA YSMA yesmeǎ işitsin he hears
Ye,Sin,Mim,Ayn,
10,60,40,70,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
كلام ك ل م | KLM KLEM kelāme sözünü (the) Words of Allah.
Kef,Lam,Elif,Mim,
20,30,1,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) Words of Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أبلغه ب ل غ | BLĞ ÊBLĞH ebliğhu onu ulaştır escort him
,Be,Lam,Ğayn,He,
,2,30,1000,5,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل أمر والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
مأمنه ا م ن | EMN MÊMNH me'menehu güvenli bir yere (to) his place of safety.
Mim,,Mim,Nun,He,
40,,40,50,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ذلك | Z̃LK ƶālike böyle (yap) That
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
بأنهم | BÊNHM biennehum çünkü onlar (is) because they
Be,,Nun,He,Mim,
2,,50,5,40,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmun bir topluluktur (are) a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لا | LE (who) do not know.
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يعلمون ع ل م | ALM YALMVN yeǎ'lemūne bilmez (who) do not know.
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: ve eğer | أَحَدٌ: birisi | مِنَ: -dan | الْمُشْرِكِينَ: ortak koşanlar- | اسْتَجَارَكَ: aman dilerse | فَأَجِرْهُ: onu yanına al | حَتَّىٰ: ta ki | يَسْمَعَ: işitsin | كَلَامَ: sözünü | اللَّهِ: Allah'ın | ثُمَّ: sonra | أَبْلِغْهُ: onu ulaştır | مَأْمَنَهُ: güvenli bir yere | ذَٰلِكَ: böyle (yap) | بِأَنَّهُمْ: çünkü onlar | قَوْمٌ: bir topluluktur | لَا: | يَعْلَمُونَ: bilmez |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN ve eğer | أحد ÊḪD̃ birisi | من MN -dan | المشركين ELMŞRKYN ortak koşanlar- | استجارك ESTCERK aman dilerse | فأجره FÊCRH onu yanına al | حتى ḪT ta ki | يسمع YSMA işitsin | كلام KLEM sözünü | الله ELLH Allah'ın | ثم S̃M sonra | أبلغه ÊBLĞH onu ulaştır | مأمنه MÊMNH güvenli bir yere | ذلك Z̃LK böyle (yap) | بأنهم BÊNHM çünkü onlar | قوم GWM bir topluluktur | لا LE | يعلمون YALMWN bilmez |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: ve eğer | eHadun: birisi | mine: -dan | l-muşrikīne: ortak koşanlar- | stecārake: aman dilerse | feecirhu: onu yanına al | Hattā: ta ki | yesmeǎ: işitsin | kelāme: sözünü | llahi: Allah'ın | ṧumme: sonra | ebliğhu: onu ulaştır | me'menehu: güvenli bir yere | ƶālike: böyle (yap) | biennehum: çünkü onlar | ḳavmun: bir topluluktur | : | yeǎ'lemūne: bilmez |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎN: ve eğer | ÊḪD̃: birisi | MN: -dan | ELMŞRKYN: ortak koşanlar- | ESTCERK: aman dilerse | FÊCRH: onu yanına al | ḪT: ta ki | YSMA: işitsin | KLEM: sözünü | ELLH: Allah'ın | S̃M: sonra | ÊBLĞH: onu ulaştır | MÊMNH: güvenli bir yere | Z̃LK: böyle (yap) | BÊNHM: çünkü onlar | GVM: bir topluluktur | LE: | YALMVN: bilmez |
Abdulbaki Gölpınarlı : Müşriklerden biri, senden aman dilerse aman ver ona da Allah sözünü dinlesin, sonra da emîn olduğu yere dek yolla onu. Bunun sebebi de, onların, bilmeyen bir topluluk olmalarıdır.
Adem Uğur : Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.
Ahmed Hulusi : Eğer müşriklerden biri senden pes edip, koruman altına girmek isterse, onu koruman altına al ki (sana yakınlaşarak) Allâh kelâmını işitsin; sonra onu güvende olacağı yere ulaştır. . . Böyle (yapmalısın), çünkü onlar (Hakikati) bilmeyen bir toplumdur.
Ahmet Tekin : Eğer ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan müşriklerden biri güvence ve himaye isterse onu koru kolla ki, Allah’ın kelâmını dinlemeye, anlamaya fırsatı olsun. Sonra onu, kendisini güvenlik içinde hissedeceği yere kadar sağ salim ulaştır. Böyle muamele, Allah’ın dini İslâm ile ilgili, hayır ve şer ile ilgili bilgi sahibi olmayan kavimlerin, İslâmî otoriteyi tanıma vesilesidir.
Ahmet Varol : Eğer müşriklerden biri senden eman dilerse ona eman ver ki Allah'ın sözünü dinlesin. Sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Böyle yap, çünkü onlar bilmeyen bir topluluktur.
Ali Bulaç : Eğer müşriklerden biri, senden 'eman isterse', ona eman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır.' Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir.
Ali Fikri Yavuz : Eğer (taarruza uğrayan) müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver, tâ ki Allah’ın kelâmını dinlesin. Sonra onu, emin olduğu yere kadar, (İslâmı kabul etmemişse), selâmete ulaştır. Çünkü bunlar, gerçeği bilmez bir kavimdirler.
Bekir Sadak : Puta tapanlardan biri sana siginirsa, onu guvene al; taki Allah'in sozunu dinlesin. Sonra onu guven icinde olacagi yere ulastir. Cunku onlar bilgisiz bir topluluktur. *
Celal Yıldırım : Müşriklerden biri aman dileyerek sana gelirse, ona aman ver ki Allah'ın sözünü dinleyebilsin. Sonra da onu güven duyacağı yere kadar ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Diyanet İşleri : Eğer Allah’a ortak koşanlardan biri senden sığınma talebinde bulunursa, Allah’ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.
Diyanet İşleri (eski) : Puta tapanlardan biri sana sığınırsa, onu güvene al; ta ki Allah'ın sözünü dinlesin. Sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Diyanet Vakfi : Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.
Edip Yüksel : Putperestlerden biri sizden geçiş emniyeti dilerse ona koruma sağla ki ALLAH'ın sözünü işitsin; sonra onu kendisinin güvenlik bölgesine ulaştır. Çünkü onlar bilgisiz bir topluluktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer müşriklerden biri aman dilerse, ona aman ver. Ta ki, Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder. Çünkü bunlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve eğer müşriklerden biri senden aman dileyerek yakınına gelmek isterse, Allah'ın kelamını dinleyebilmesi için ona aman ver, sonra onu güven duyacağı yere kadar gönder; çünkü onlar gerçeği bilmez bir toplulukturlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve eğer müşriklerden biri aman ile yakınına gelmek isterse ona aman ver, taki Allahın kelâmını dinlesin, sonra da onun me'menine kadar gönder, çünkü bunlar hakikatı bilmez bir kavimdirler
Fizilal-il Kuran : Eğer puta tapanlardan biri senden can güvenliği isterse kendisine can güvenliği sağla ki, Allah'ın sözünü, Kur'ân'ı işitebilsin, sonra da onu güven içinde olacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar gerçekleri bilmeyen bir güruhtur.
Gültekin Onan : Eğer müşriklerden biri senden 'eman isterse', ona eman ver; öyle ki Tanrı'nın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı' (me'meneh) yere ulaştır. Bu, onların elbette bilmeyen bir kavim olmaları nedeniyledir.
Hakkı Yılmaz : Eğer ortak koşanlardan herhangi biri aman dilerse, Allah'ın kelâmını dinlemesi için ona aman ver. Sonra onu güvenli yerine ulaştır. Bu, şüphesiz onların bilmeyen bir toplum olmaları nedeniyledir.
Hasan Basri Çantay : Eğer (kendilerine tearruz edilmesi emrolunan) müşriklerden biri senden aman dilerse ona aman ver. Tâki Allahın kelâmını dinlesin. Sonra onu emîn olduğu yere kadar (selâmetle) ulaşdır. Çünkü onlar (hakıykatı) bilmeyen bir kavmdir.
Hayrat Neşriyat : Eğer müşriklerden biri senden emân dilerse, artık ona emân ver; tâ ki Allah’ın kelâmını işitsin; sonra da onu emîn olacağı yere ulaştır! Bu (emân), elbette onların(hakikati) bilmeyen bir kavim olmalarındandır.
İbni Kesir : Eğer müşriklerden birisi senden aman dilerse; ona aman ver. Ta ki Allah'ın kelamını dinlesin. Sonra onu emin olacağı yere kadar ulaştır. Bu; onların bilmez bir kavim olmaları sebebiyledir.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer müşriklerden birisi senden yardım isterse, o taktirde, Allah'ın kelâmını işitinceye kadar onu himaye et. Sonra onu emin olduğu yere ulaştır. İşte bu, onların bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.
Muhammed Esed : Ve Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlardan biri senin korumana başvurursa, onu koruma altına al, olur ki (senden) Allahın sözünü işitip anla(yabili)r; ve sonra onu, kendini güvenlik içinde hissedebileceği bir yere ulaştır; bu (davranışın), onların (belki de yalnızca) (hakkı) bilmedikleri için (günah işleyen) kimselerden olmaları ihtimalinden dolayıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer müşriklerden bir kimse senden aman dilerse artık ona aman ver. Tâ ki, Allah Teâlâ'nın kelâmını dinlesin. Sonra onu emin bulunduğu mahalle ulaştır. Çünkü onlar şüphe yok ki, bilmez bir kavimdir.
Ömer Öngüt : Eğer müşriklerden biri senden eman dilerse ona eman ver. Tâ ki Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra onu güven içinde bulunacağı yere kadar ulaştır. Çünkü onlar gerçekten de bilgisiz bir kavimdirler.
Şaban Piriş : Eğer müşriklerden birisi sana sığınırsa, onu güvene al, ta ki Allah’ın sözünü işitsin. Sonra onu güven içinde olacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir toplumdur.
Suat Yıldırım : Eğer müşriklerden biri senden sığınma hakkı isteyip yanına gelmek isterse, sen ona güvence ver, ta ki Allah’ın kelamını dinlesin, düşünsün. Sonra şayet Müslümanlığı benimsemezse onu, kendisini güvenlikte hissedeceği yere (vatanına) ulaştır. Öyle! (Bu sığınma ve gönderme işlemini yapmalı), zira onlar İslâm’ın gerçek mahiyetini bilmeyen bir topluluktur.
Süleyman Ateş : Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanına al ki, Allâh'ın sözünü işitsin; sonra onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Böyle (yap), çünkü onlar, bilmez bir topluluktur.
Tefhim-ul Kuran : Eğer müşriklerden biri, senden 'aman isterse', ona aman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır'. Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir.
Ümit Şimşek : Müşriklerden biri senden sığınma hakkı isteyecek olursa, ona bu hakkı ver, tâ ki Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra da onu güvende olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bir bilgisizler güruhudur.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}