» 28 / Kasas  43:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 43
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. اتَيْنَا ( ËTYNE) = āteynā : biz verdik
3. مُوسَى (MVS) = mūsā : Musa'ya
4. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitabı
5. مِنْ (MN) = min :
6. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
7. مَا (ME) = mā :
8. أَهْلَكْنَا (ÊHLKNE) = ehleknā : helak ettikten
9. الْقُرُونَ (ELGRVN) = l-ḳurūne : nesilleri
10. الْأُولَىٰ (ELÊVL) = l-ūlā : ilk
11. بَصَائِرَ (BṦEÙR) = beSāira : bir aydınlanma olan
12. لِلنَّاسِ (LLNES) = linnāsi : insanlar için
13. وَهُدًى (VHD̃) = ve huden : ve hidayet olan
14. وَرَحْمَةً (VRḪMT) = ve raHmeten : ve rahmet olan
15. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : belki onlar
16. يَتَذَكَّرُونَ (YTZ̃KRVN) = yeteƶekkerūne : düşünür öğüt alırlar
ve andolsun | biz verdik | Musa'ya | Kitabı | | sonra | | helak ettikten | nesilleri | ilk | bir aydınlanma olan | insanlar için | ve hidayet olan | ve rahmet olan | belki onlar | düşünür öğüt alırlar |

[] [ETY] [] [KTB] [] [BAD̃] [] [HLK] [GRN] [EVL] [BṦR] [NVS] [HD̃Y] [RḪM] [] [Z̃KR]
VLGD̃ ËTYNE MVS ELKTEB MN BAD̃ ME ÊHLKNE ELGRVN ELÊVL BṦEÙR LLNES VHD̃ VRḪMT LALHM YTZ̃KRVN

veleḳad āteynā mūsā l-kitābe min beǎ'di ehleknā l-ḳurūne l-ūlā beSāira linnāsi ve huden ve raHmeten leǎllehum yeteƶekkerūne
ولقد آتينا موسى الكتاب من بعد ما أهلكنا القرون الأولى بصائر للناس وهدى ورحمة لعلهم يتذكرون

 » 28 / Kasas  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
موسى | MVS mūsā Musa'ya Musa
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Scripture,
من | MN min after [what]
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after [what]
ما | ME after [what]
أهلكنا ه ل ك | HLK ÊHLKNE ehleknā helak ettikten We had destroyed
القرون ق ر ن | GRN ELGRVN l-ḳurūne nesilleri the generations
الأولى ا و ل | EVL ELÊVL l-ūlā ilk former
بصائر ب ص ر | BṦR BṦEÙR beSāira bir aydınlanma olan (as) an enlightenment
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlar için for the mankind
وهدى ه د ي | HD̃Y VHD̃ ve huden ve hidayet olan and a guidance
ورحمة ر ح م | RḪM VRḪMT ve raHmeten ve rahmet olan and mercy
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar that they may
يتذكرون ذ ك ر | Z̃KR YTZ̃KRVN yeteƶekkerūne düşünür öğüt alırlar remember.

28:43 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz verdik | Musa'ya | Kitabı | | sonra | | helak ettikten | nesilleri | ilk | bir aydınlanma olan | insanlar için | ve hidayet olan | ve rahmet olan | belki onlar | düşünür öğüt alırlar |

[] [ETY] [] [KTB] [] [BAD̃] [] [HLK] [GRN] [EVL] [BṦR] [NVS] [HD̃Y] [RḪM] [] [Z̃KR]
VLGD̃ ËTYNE MVS ELKTEB MN BAD̃ ME ÊHLKNE ELGRVN ELÊVL BṦEÙR LLNES VHD̃ VRḪMT LALHM YTZ̃KRVN

veleḳad āteynā mūsā l-kitābe min beǎ'di ehleknā l-ḳurūne l-ūlā beSāira linnāsi ve huden ve raHmeten leǎllehum yeteƶekkerūne
ولقد آتينا موسى الكتاب من بعد ما أهلكنا القرون الأولى بصائر للناس وهدى ورحمة لعلهم يتذكرون

[] [ا ت ي] [] [ك ت ب] [] [ب ع د] [] [ه ل ك] [ق ر ن] [ا و ل] [ب ص ر] [ن و س] [ه د ي] [ر ح م] [] [ذ ك ر]

 » 28 / Kasas  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
آتينا ا ت ي | ETY ËTYNE āteynā biz verdik We gave
,Te,Ye,Nun,Elif,
,400,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
موسى | MVS mūsā Musa'ya Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitabı the Scripture,
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
من | MN min after [what]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after [what]
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME after [what]
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أهلكنا ه ل ك | HLK ÊHLKNE ehleknā helak ettikten We had destroyed
,He,Lam,Kef,Nun,Elif,
,5,30,20,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
القرون ق ر ن | GRN ELGRVN l-ḳurūne nesilleri the generations
Elif,Lam,Gaf,Re,Vav,Nun,
1,30,100,200,6,50,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
الأولى ا و ل | EVL ELÊVL l-ūlā ilk former
Elif,Lam,,Vav,Lam,,
1,30,,6,30,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
بصائر ب ص ر | BṦR BṦEÙR beSāira bir aydınlanma olan (as) an enlightenment
Be,Sad,Elif,,Re,
2,90,1,,200,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlar için for the mankind
Lam,Lam,Nun,Elif,Sin,
30,30,50,1,60,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
وهدى ه د ي | HD̃Y VHD̃ ve huden ve hidayet olan and a guidance
Vav,He,Dal,,
6,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
ورحمة ر ح م | RḪM VRḪMT ve raHmeten ve rahmet olan and mercy
Vav,Re,Ha,Mim,Te merbuta,
6,200,8,40,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
لعلهم | LALHM leǎllehum belki onlar that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يتذكرون ذ ك ر | Z̃KR YTZ̃KRVN yeteƶekkerūne düşünür öğüt alırlar remember.
Ye,Te,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
10,400,700,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | اتَيْنَا: biz verdik | مُوسَى: Musa'ya | الْكِتَابَ: Kitabı | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | أَهْلَكْنَا: helak ettikten | الْقُرُونَ: nesilleri | الْأُولَىٰ: ilk | بَصَائِرَ: bir aydınlanma olan | لِلنَّاسِ: insanlar için | وَهُدًى: ve hidayet olan | وَرَحْمَةً: ve rahmet olan | لَعَلَّهُمْ: belki onlar | يَتَذَكَّرُونَ: düşünür öğüt alırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | آتينا ËTYNE biz verdik | موسى MWS Musa'ya | الكتاب ELKTEB Kitabı | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | أهلكنا ÊHLKNE helak ettikten | القرون ELGRWN nesilleri | الأولى ELÊWL ilk | بصائر BṦEÙR bir aydınlanma olan | للناس LLNES insanlar için | وهدى WHD̃ ve hidayet olan | ورحمة WRḪMT ve rahmet olan | لعلهم LALHM belki onlar | يتذكرون YTZ̃KRWN düşünür öğüt alırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | āteynā: biz verdik | mūsā: Musa'ya | l-kitābe: Kitabı | min: | beǎ'di: sonra | : | ehleknā: helak ettikten | l-ḳurūne: nesilleri | l-ūlā: ilk | beSāira: bir aydınlanma olan | linnāsi: insanlar için | ve huden: ve hidayet olan | ve raHmeten: ve rahmet olan | leǎllehum: belki onlar | yeteƶekkerūne: düşünür öğüt alırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz verdik | MVS: Musa'ya | ELKTEB: Kitabı | MN: | BAD̃: sonra | ME: | ÊHLKNE: helak ettikten | ELGRVN: nesilleri | ELÊVL: ilk | BṦEÙR: bir aydınlanma olan | LLNES: insanlar için | VHD̃: ve hidayet olan | VRḪMT: ve rahmet olan | LALHM: belki onlar | YTZ̃KRVN: düşünür öğüt alırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki gelip geçen eski çağlardaki ümmetleri helâk ettikten sonra öğüt alsınlar, ibret alsınlar diye insanlara cangözleri, hidâyet ve rahmet olarak Mûsâ'ya kitap verdik.
Adem Uğur : Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, ilk nesilleri helâk ettikten sonra, Musa'ya Hakikat BİLGİsini (Kitap); insanlar için hakikati gösterici, hakikate erme kılavuzu ve rahmet (kendilerindeki Esmâ kuvvelerini keşfedip yaşama) olarak verdik; belki anıp değerlendirirler diye.
Ahmet Tekin : Andolsun biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra, Mûsâ’ya, insanların iyiliği, kurtuluşu için önlerini aydınlatan, ufuklarını açan, güven sağlayan, basiretleriyle anlayabilecekleri âyetleri içeren, bir hidayet rehberi ve rahmet olarak kutsal kitabı vermiştik. Umulur ki, düşünüp öğüt alırlar.
Ahmet Varol : Andolsun ki, biz önceki nesilleri helak ettikten sonra belki düşünürler diye insanlar için (kalplerini açacak) aydınlatıcılar (basiretler) ve bir yol gösterici ve rahmet olması üzere Musa'ya kitap verdik.
Ali Bulaç : Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Ali Fikri Yavuz : Azametim hakkı için, biz evvelki nesilleri helâk edişimizden sonra, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, insanların kalbleri için aydınlıklarla bir hidayet ve rahmet olsun. Olur ki, düşünür de iman ederler.
Bekir Sadak : And olsun ki, Musa'ya, ilk nesilleri yok ettikten sonra, insanlar dusunsunler diye Kitap'i, acik belgeler, dogruluk rehberi ve rahmet olarak verdik.
Celal Yıldırım : Ve and olsun ki biz, önceki kuşakları yok ettikten sonra Musâ'ya, insanların kalb ve vicdanlarını açıp aydınlatacak, doğru yol (rehberi) ve rahmet olacak Kitab'ı verdik; ola ki düşünüp öğüt alırlar.
Diyanet İşleri : Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Mûsâ’ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, Musa'ya, ilk nesilleri yok ettikten sonra, insanlar düşünsünler diye Kitap'ı, açık belgeler, doğruluk rehberi ve rahmet olarak verdik.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Edip Yüksel : İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, Biz Musa'ya o kitabı, ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak görüşler ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere verdik; belki düşünür, ibret alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için biz Mûsâya o kitabı kurûnı ûlâyı ihlâk ettiğimizden sonra nâsın vicdanlarını tenvir edecek basîretler ve bir hidayet-ü rahmet olmak üzere verdik, gerek ki tezekkür ederler
Fizilal-il Kuran : Andolsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Musa'ya, insanların kalp gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitab'ı verdik. Belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Gültekin Onan : Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun ki Biz, ilk nesilleri değişime/yıkıma uğrattıktan sonra Mûsâ'ya, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, kılavuz ve rahmet olarak Kitab'ı/Tevrât'ı verdik.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz evvelki nesilleri belâk etdiğimizden sonra Musâya — (insanlara kalb gözlerini açacak) basıyretler (vermek) ve bir hidâyet ve rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevrâtı) vermişizdir. Olur ki onlar nasıyhat kabul ederler (diye).
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, (önceki asırlarda azgınlık yapan) ilk nesilleri helâk ettikten sonra, insanlar için (hakikatleri gösteren) deliller ve bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsâ’ya o Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik; olur ki ibret alırlar.
İbni Kesir : Andolsun ki; Biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya insanlar için basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitabı verdik. Olur ki düşünürler diye.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki evvelki nesilleri helâk ettikten sonra Musa (A.S)'a, insanlar için basiretleri açılsın (kalp gözleri görmeye başlasın) ve hidayet rehberi ve rahmet olsun (Rahîm esması tecelli etsin) diye Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. Umulur ki böylece onlar, tezekkür ederler.
Muhammed Esed : Ve gerçek şu (ki), daha önceki (günahkar) nesilleri ortadan kaldırdıktan sonra, insanlar için bir aydınlanma kaynağı, bir doğru yol bilgisi ve bir rahmet olarak Musa'ya (vahyedilmiş) kitabı verdik ki, (Bizi) anıp düşünsünler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Celâlim hakkı için evvelki asırlardakileri helâk ettikten sonra nâs için kalp gözleri ve bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsa'ya kitap verdik. Gerek ki, düşünürler (diye).
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz Musa'ya önceki nesilleri helâk ettikten sonra, iyice düşünüp öğüt alsınlar diye; insanları basiret (kalp gözü) sahibi yapan ve onlar için bir hidayet ve rahmet olan o Kitab'ı verdik.
Şaban Piriş : Önceki nesilleri helak ettikten sonra, belki düşünürler diye insanlar için belgeler, doğru yolu gösterici ve rahmet olarak Musa’ya kitap vermiştik.
Suat Yıldırım : Biz daha önceki bazı nesilleri imha ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak, basiretlerini açacak bir delil, bir hidâyet rehberi ve bir rahmet tezahürü olmak üzere Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki düşünüp ibret alsınlar. Ama bunu yapmadılar.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, ilk nesilleri (Nûh, Hûd, Sâlih ve Lût kavimlerini) helâk ettikten sonra Mûsâ'ya, insanların gönül gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitabı verdik, belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, ilk kuşakları yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Ümit Şimşek : Biz Musa'ya, evvelki nesilleri helâk ettikten sonra, düşünüp öğüt alsınlar diye, insanlara gerçeği gösteren bir hidayet ve bir rahmet olarak, kitabı verdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}