» 28 / Kasas  10:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 10
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَصْبَحَ (VÊṦBḪ) = ve eSbeHa : ve sabahladı
2. فُؤَادُ (FÙED̃) = fu'ādu : gönlü
3. أُمِّ (ÊM) = ummi : annesinin
4. مُوسَىٰ (MVS) = mūsā : Musa'nın
5. فَارِغًا (FERĞE) = fāriğan : bomboştu
6. إِنْ (ÎN) = in :
7. كَادَتْ (KED̃T) = kādet : neredeyse
8. لَتُبْدِي (LTBD̃Y) = letubdī : açığa vuracaktı
9. بِهِ (BH) = bihi : onu
10. لَوْلَا (LVLE) = levlā : eğer olmasaydık
11. أَنْ (ÊN) = en :
12. رَبَطْنَا (RBŦNE) = rabeTnā : biz iyice pekiştirmiş
13. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
14. قَلْبِهَا (GLBHE) = ḳalbihā : onun kalbi
15. لِتَكُونَ (LTKVN) = litekūne : olması için
16. مِنَ (MN) = mine : -dan
17. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : inananlar-
ve sabahladı | gönlü | annesinin | Musa'nın | bomboştu | | neredeyse | açığa vuracaktı | onu | eğer olmasaydık | | biz iyice pekiştirmiş | üzerine | onun kalbi | olması için | -dan | inananlar- |

[ṦBḪ] [FED̃] [EMM] [] [FRĞ] [] [KVD̃] [BD̃V] [] [] [] [RBŦ] [] [GLB] [KVN] [] [EMN]
VÊṦBḪ FÙED̃ ÊM MVS FERĞE ÎN KED̃T LTBD̃Y BH LVLE ÊN RBŦNE AL GLBHE LTKVN MN ELMÙMNYN

ve eSbeHa fu'ādu ummi mūsā fāriğan in kādet letubdī bihi levlā en rabeTnā ǎlā ḳalbihā litekūne mine l-mu'minīne
وأصبح فؤاد أم موسى فارغا إن كادت لتبدي به لولا أن ربطنا على قلبها لتكون من المؤمنين

 » 28 / Kasas  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأصبح ص ب ح | ṦBḪ VÊṦBḪ ve eSbeHa ve sabahladı And became
فؤاد ف ا د | FED̃ FÙED̃ fu'ādu gönlü (the) heart
أم ا م م | EMM ÊM ummi annesinin (of the) mother
موسى | MVS mūsā Musa'nın (of) Musa
فارغا ف ر غ | FRĞ FERĞE fāriğan bomboştu empty.
إن | ÎN in That,
كادت ك و د | KVD̃ KED̃T kādet neredeyse she was near
لتبدي ب د و | BD̃V LTBD̃Y letubdī açığa vuracaktı (to) disclosing
به | BH bihi onu about him,
لولا | LVLE levlā eğer olmasaydık if not
أن | ÊN en that
ربطنا ر ب ط | RBŦ RBŦNE rabeTnā biz iyice pekiştirmiş We strengthened
على | AL ǎlā üzerine [over]
قلبها ق ل ب | GLB GLBHE ḳalbihā onun kalbi her heart,
لتكون ك و ن | KVN LTKVN litekūne olması için so that she would be
من | MN mine -dan of
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne inananlar- the believers.

28:10 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve sabahladı | gönlü | annesinin | Musa'nın | bomboştu | | neredeyse | açığa vuracaktı | onu | eğer olmasaydık | | biz iyice pekiştirmiş | üzerine | onun kalbi | olması için | -dan | inananlar- |

[ṦBḪ] [FED̃] [EMM] [] [FRĞ] [] [KVD̃] [BD̃V] [] [] [] [RBŦ] [] [GLB] [KVN] [] [EMN]
VÊṦBḪ FÙED̃ ÊM MVS FERĞE ÎN KED̃T LTBD̃Y BH LVLE ÊN RBŦNE AL GLBHE LTKVN MN ELMÙMNYN

ve eSbeHa fu'ādu ummi mūsā fāriğan in kādet letubdī bihi levlā en rabeTnā ǎlā ḳalbihā litekūne mine l-mu'minīne
وأصبح فؤاد أم موسى فارغا إن كادت لتبدي به لولا أن ربطنا على قلبها لتكون من المؤمنين

[ص ب ح] [ف ا د] [ا م م] [] [ف ر غ] [] [ك و د] [ب د و] [] [] [] [ر ب ط] [] [ق ل ب] [ك و ن] [] [ا م ن]

 » 28 / Kasas  Suresi: 10
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأصبح ص ب ح | ṦBḪ VÊṦBḪ ve eSbeHa ve sabahladı And became
Vav,,Sad,Be,Ha,
6,,90,2,8,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض من اخوات «كان»
فؤاد ف ا د | FED̃ FÙED̃ fu'ādu gönlü (the) heart
Fe,,Elif,Dal,
80,,1,4,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
أم ا م م | EMM ÊM ummi annesinin (of the) mother
,Mim,
,40,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
موسى | MVS mūsā Musa'nın (of) Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
فارغا ف ر غ | FRĞ FERĞE fāriğan bomboştu empty.
Fe,Elif,Re,Ğayn,Elif,
80,1,200,1000,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
إن | ÎN in That,
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كادت ك و د | KVD̃ KED̃T kādet neredeyse she was near
Kef,Elif,Dal,Te,
20,1,4,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لتبدي ب د و | BD̃V LTBD̃Y letubdī açığa vuracaktı (to) disclosing
Lam,Te,Be,Dal,Ye,
30,400,2,4,10,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
اللام لام التوكيد
فعل مضارع
به | BH bihi onu about him,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
لولا | LVLE levlā eğer olmasaydık if not
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
COND – conditional particle
حرف شرط
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
ربطنا ر ب ط | RBŦ RBŦNE rabeTnā biz iyice pekiştirmiş We strengthened
Re,Be,Tı,Nun,Elif,
200,2,9,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzerine [over]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
قلبها ق ل ب | GLB GLBHE ḳalbihā onun kalbi her heart,
Gaf,Lam,Be,He,Elif,
100,30,2,5,1,
"N – genitive feminine singular noun → Heart
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun"
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لتكون ك و ن | KVN LTKVN litekūne olması için so that she would be
Lam,Te,Kef,Vav,Nun,
30,400,20,6,50,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne inananlar- the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَصْبَحَ: ve sabahladı | فُؤَادُ: gönlü | أُمِّ: annesinin | مُوسَىٰ: Musa'nın | فَارِغًا: bomboştu | إِنْ: | كَادَتْ: neredeyse | لَتُبْدِي: açığa vuracaktı | بِهِ: onu | لَوْلَا: eğer olmasaydık | أَنْ: | رَبَطْنَا: biz iyice pekiştirmiş | عَلَىٰ: üzerine | قَلْبِهَا: onun kalbi | لِتَكُونَ: olması için | مِنَ: -dan | الْمُؤْمِنِينَ: inananlar- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأصبح WÊṦBḪ ve sabahladı | فؤاد FÙED̃ gönlü | أم ÊM annesinin | موسى MWS Musa'nın | فارغا FERĞE bomboştu | إن ÎN | كادت KED̃T neredeyse | لتبدي LTBD̃Y açığa vuracaktı | به BH onu | لولا LWLE eğer olmasaydık | أن ÊN | ربطنا RBŦNE biz iyice pekiştirmiş | على AL üzerine | قلبها GLBHE onun kalbi | لتكون LTKWN olması için | من MN -dan | المؤمنين ELMÙMNYN inananlar- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eSbeHa: ve sabahladı | fu'ādu: gönlü | ummi: annesinin | mūsā: Musa'nın | fāriğan: bomboştu | in: | kādet: neredeyse | letubdī: açığa vuracaktı | bihi: onu | levlā: eğer olmasaydık | en: | rabeTnā: biz iyice pekiştirmiş | ǎlā: üzerine | ḳalbihā: onun kalbi | litekūne: olması için | mine: -dan | l-mu'minīne: inananlar- |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊṦBḪ: ve sabahladı | FÙED̃: gönlü | ÊM: annesinin | MVS: Musa'nın | FERĞE: bomboştu | ÎN: | KED̃T: neredeyse | LTBD̃Y: açığa vuracaktı | BH: onu | LVLE: eğer olmasaydık | ÊN: | RBŦNE: biz iyice pekiştirmiş | AL: üzerine | GLBHE: onun kalbi | LTKVN: olması için | MN: -dan | ELMÙMNYN: inananlar- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ'nın anası, gönlü bomboş bir halde kaldı, eğer inananlara katılması için gönlünü, bize bağlamasaydık nerdeyse açığa vuracaktı bunu.
Adem Uğur : Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
Ahmed Hulusi : Musa'nın anasının gönlü çocuğundan başka şey düşünmez oldu. . . İman edenlerden olması için eğer güven duygusu vermeseydik, az kalsın onu açıklayacaktı.
Ahmet Tekin : Mûsâ’nın annesinin kalbi, gönlü, zihni bomboş, sabahı sabah etti. Eğer biz, va’dimize inananlardan olması için onunla kalben râbıta kurmamış, iradesini güçlendirmemiş olsaydık, kesinlikle onu ele verecekti.
Ahmet Varol : Musa'nın annesinin yüreği (çocuğundan başka bütün düşüncülerden) boş oldu. Eğer (vaadimize) inananlardan olması için kalbini pekiştirmiş olmasaydık neredeyse onu açığa vuracaktı.
Ali Bulaç : Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
Ali Fikri Yavuz : Mûsa’nın anasının kalbi, evlâd derdinden başka her şeyden boş olarak sabahladı. Eğer vaadimizi tasdik edenlerden olması için kalbine sabır vermeseydik, az kalsın onu açığa vuracaktı (bu çocuk benimdir, diyecekti).
Bekir Sadak : Musa'nin annesi, gonlu bombos sabahi etti, oglundan baska bir sey dusunemiyordu. Allah'in vadine iyice inanmasi icin kalbini pekistirmeseydik, neredeyse saraya alinan cocugun kendi oglu oldugunu aciga vuracakti.
Celal Yıldırım : Musa'nın anası ise, yüreği bomboş olarak sabahladı. (Hakk'ın verdiği sözün eninde sonunda gerçakleşeceğine) inananlardan olması için onun kalbini güçlendirip yatıştırmasaydık, neredeyse olup biteni açığa vuracaktı.
Diyanet İşleri : Mûsâ’nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı.
Diyanet İşleri (eski) : Musa'nın annesi, gönlü bomboş sabahı etti, oğlundan başka bir şey düşünemiyordu. Allah'ın vaadine iyice inanması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse saraya alınan çocuğun kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
Diyanet Vakfi : Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
Edip Yüksel : Musa'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı. İnanması için gönlünü pekiştirmeseydik, neredeyse durumu açığa vuracaktı
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa'nın anasının yüreği (tasadan) bomboş kalıverdi. Eğer biz, (vaadimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa'nın annesinin yüreği ise bomboş sabah etti. Şayet inananlardan olması için kalbine kuvvet vermeseydik, az daha onu açığa vuracaktı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Musânın anasının gönlü ise bomboş sabahı etti, az daha onu açıverecekti: kalbine râbıta vermese idik eğer iymanlılardan olsun diye
Fizilal-il Kuran : Musa'nın annesi, gönlü bomboş, sabaha kadar oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, saraya alınan çocuğun oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
Gültekin Onan : Musa'nın annesi ise, yüreği (fuadü) boşluk içinde sabahladı. Eğer inançlılardan olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
Hakkı Yılmaz : Mûsâ'nın anasının yüreği bomboş sabahladı. –Eğer Biz, inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse o'nu açığa vuracaktı.–
Hasan Basri Çantay : Musânın anası — yüreği (evlâdından başka bir şeyden) bomboş olarak — sabahladı. Eğer (Allahın vadine) inananlardan olması için kalbine (sabr-ü sükûn ile) rabıta vermeseydik az daha onu mutlak açığa vuracakdı.
Hayrat Neşriyat : Mûsâ’nın annesinin gönlü ise, (çocuğundan başka herşeyden) bomboş olaraksabahladı. Eğer (va'dimize) inananlardan olması için kalbini (sabırla) takviye etmiş olmasaydık, nerede ise onu(n kendi çocuğu olduğunu) açığa vuracaktı.
İbni Kesir : Musa'nın annesi, yüreği bomboş sabah etti. Şayet inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık; neredeyse onu açığa vuracaktı.
İskender Evrenosoğlu : Ve Musa (A.S)'ın annesi gönlü boş olarak sabahladı. Mü'minlerden olması için onun kalbini Bize bağlamasaydık (rabıta kurmasaydık), az daha (durumu) açıklayacaktı.
Muhammed Esed : Bu arada, Musa'nın annesi yüreği acıyla dolup taşarak sabahı etti; öyle ki, eğer (sözümüze olan) inancını sonuna kadar canlı tutması için yüreğini iyice güçlendirmemiş olsaydık o'nun kim olduğunu az kalsın açığa vuracaktı.
Ömer Nasuhi Bilmen : Mûsa'nın validesinin kalbi bomboş olarak sabahladı. Eğer inananlardan olsun diye O'nun kalbine bir rabıta vermese idik az kaldı onu açığa vuracaktı.
Ömer Öngüt : Musa'nın annesi gönlü bomboş sabahı etti. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için onun kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi açığa vuracaktı.
Şaban Piriş : Musa’nın annesi kalbi bomboş olarak sabah etti. Müminlerden olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık neredeyse işi açığa vuracaktı.
Suat Yıldırım : Mûsâ’nın annesi, çocuğunun Firavun’un eline geçtiğini öğrenince aklı başından gitti, onun dışındaki her şeyi unuttu. Eğer, Biz vâdimize inananlardan olması için kalbine sabır kuvveti vermeseydik, neredeyse işi açığa vuracak, gidip çocuğa sahip çıkacaktı.
Süleyman Ateş : Mûsâ'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı (meraktan çıldıracak oldu). Eğer biz, (va'dimize) inananlardan olması için onun kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi açığa vuracaktı.
Tefhim-ul Kuran : Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
Ümit Şimşek : Musa'nın annesi ise, aklı başından uçacak gibiydi. Vaadimize inanması için onun kalbine sebat vermeseydik, neredeyse işi açığa vuracaktı.
Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}