» 28 / Kasas  40:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 40
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَخَذْنَاهُ (FÊḢZ̃NEH) = feeḣaƶnāhu : biz de onu tuttuk
2. وَجُنُودَهُ (VCNVD̃H) = ve cunūdehu : ve askerlerini
3. فَنَبَذْنَاهُمْ (FNBZ̃NEHM) = fe nebeƶnāhum : ve attık
4. فِي (FY) = fī :
5. الْيَمِّ (ELYM) = l-yemmi : suya
6. فَانْظُرْ (FENƵR) = fenZur : bak
7. كَيْفَ (KYF) = keyfe : nasıl
8. كَانَ (KEN) = kāne : oldu
9. عَاقِبَةُ (AEGBT) = ǎāḳibetu : sonu
10. الظَّالِمِينَ (ELƵELMYN) = Z-Zālimīne : zalimlerin
biz de onu tuttuk | ve askerlerini | ve attık | | suya | bak | nasıl | oldu | sonu | zalimlerin |

[EḢZ̃] [CND̃] [NBZ̃] [] [YMM] [NƵR] [KYF] [KVN] [AGB] [ƵLM]
FÊḢZ̃NEH VCNVD̃H FNBZ̃NEHM FY ELYM FENƵR KYF KEN AEGBT ELƵELMYN

feeḣaƶnāhu ve cunūdehu fe nebeƶnāhum l-yemmi fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu Z-Zālimīne
فأخذناه وجنوده فنبذناهم في اليم فانظر كيف كان عاقبة الظالمين

 » 28 / Kasas  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأخذناه ا خ ذ | EḢZ̃ FÊḢZ̃NEH feeḣaƶnāhu biz de onu tuttuk So We seized him
وجنوده ج ن د | CND̃ VCNVD̃H ve cunūdehu ve askerlerini and his hosts,
فنبذناهم ن ب ذ | NBZ̃ FNBZ̃NEHM fe nebeƶnāhum ve attık and We threw them
في | FY in
اليم ي م م | YMM ELYM l-yemmi suya the sea.
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur bak So see
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
كان ك و ن | KVN KEN kāne oldu was
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonu (the) end
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimlerin (of) the wrongdoers.

28:40 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

biz de onu tuttuk | ve askerlerini | ve attık | | suya | bak | nasıl | oldu | sonu | zalimlerin |

[EḢZ̃] [CND̃] [NBZ̃] [] [YMM] [NƵR] [KYF] [KVN] [AGB] [ƵLM]
FÊḢZ̃NEH VCNVD̃H FNBZ̃NEHM FY ELYM FENƵR KYF KEN AEGBT ELƵELMYN

feeḣaƶnāhu ve cunūdehu fe nebeƶnāhum l-yemmi fenZur keyfe kāne ǎāḳibetu Z-Zālimīne
فأخذناه وجنوده فنبذناهم في اليم فانظر كيف كان عاقبة الظالمين

[ا خ ذ ] [ج ن د] [ن ب ذ ] [] [ي م م] [ن ظ ر] [ك ي ف] [ك و ن] [ع ق ب] [ظ ل م]

 » 28 / Kasas  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأخذناه ا خ ذ | EḢZ̃ FÊḢZ̃NEH feeḣaƶnāhu biz de onu tuttuk So We seized him
Fe,,Hı,Zel,Nun,Elif,He,
80,,600,700,50,1,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وجنوده ج ن د | CND̃ VCNVD̃H ve cunūdehu ve askerlerini and his hosts,
Vav,Cim,Nun,Vav,Dal,He,
6,3,50,6,4,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فنبذناهم ن ب ذ | NBZ̃ FNBZ̃NEHM fe nebeƶnāhum ve attık and We threw them
Fe,Nun,Be,Zel,Nun,Elif,He,Mim,
80,50,2,700,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
اليم ي م م | YMM ELYM l-yemmi suya the sea.
Elif,Lam,Ye,Mim,
1,30,10,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فانظر ن ظ ر | NƵR FENƵR fenZur bak So see
Fe,Elif,Nun,Zı,Re,
80,1,50,900,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
كيف ك ي ف | KYF KYF keyfe nasıl how
Kef,Ye,Fe,
20,10,80,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
كان ك و ن | KVN KEN kāne oldu was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عاقبة ع ق ب | AGB AEGBT ǎāḳibetu sonu (the) end
Ayn,Elif,Gaf,Be,Te merbuta,
70,1,100,2,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
الظالمين ظ ل م | ƵLM ELƵELMYN Z-Zālimīne zalimlerin (of) the wrongdoers.
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَخَذْنَاهُ: biz de onu tuttuk | وَجُنُودَهُ: ve askerlerini | فَنَبَذْنَاهُمْ: ve attık | فِي: | الْيَمِّ: suya | فَانْظُرْ: bak | كَيْفَ: nasıl | كَانَ: oldu | عَاقِبَةُ: sonu | الظَّالِمِينَ: zalimlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأخذناه FÊḢZ̃NEH biz de onu tuttuk | وجنوده WCNWD̃H ve askerlerini | فنبذناهم FNBZ̃NEHM ve attık | في FY | اليم ELYM suya | فانظر FENƵR bak | كيف KYF nasıl | كان KEN oldu | عاقبة AEGBT sonu | الظالمين ELƵELMYN zalimlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |feeḣaƶnāhu: biz de onu tuttuk | ve cunūdehu: ve askerlerini | fe nebeƶnāhum: ve attık | : | l-yemmi: suya | fenZur: bak | keyfe: nasıl | kāne: oldu | ǎāḳibetu: sonu | Z-Zālimīne: zalimlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊḢZ̃NEH: biz de onu tuttuk | VCNVD̃H: ve askerlerini | FNBZ̃NEHM: ve attık | FY: | ELYM: suya | FENƵR: bak | KYF: nasıl | KEN: oldu | AEGBT: sonu | ELƵELMYN: zalimlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Biz de hem onu, hem askerini helâk ettik, onları suya boğduk; artık bak da gör, zâlimlerin sonucu ne olmuş.
Adem Uğur : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!
Ahmed Hulusi : Bunun üzerine Onu ve ordularını tuttuk da denize attık. . . Zulmedenlerin sonu nasıl oldu bir bak!
Ahmet Tekin : Onu, askerî erkânını ve ordusunu yakaladık, cezalandırdık, denize attık. İbret nazarıyla bak, incele, inkârda, isyanda, baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engellemede, insanları köleleştirmekte devam eden zâlimlerin, müşriklerin âkıbeti nasıl oldu?
Ahmet Varol : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Zalimlerin sonlarının nasıl olduğuna bir bak.
Ali Bulaç : Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Ali Fikri Yavuz : Biz de hem Firavunu, hem askerlerini yakaladık da onları denize atıverdik. Ey Rasûlüm, şimdi bak ki, zalimlerin akıbeti nasıl olmuştur!...
Bekir Sadak : Biz de, onu ve askerlerini yakalayip suya attik. Zalimlerin sonunun nasil olduguna bir bak.
Celal Yıldırım : Biz onu da, askerlerini de yakalayıp (Kızıldeniz'in) sularına fırlatı verdik. Bir bak, o zâlimlerin sonu ne oldu..
Diyanet İşleri : Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak!
Diyanet İşleri (eski) : Biz de, onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.
Diyanet Vakfi : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!
Edip Yüksel : Onları ve ordusunu yakalayıp denize attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna dikkat et.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz de onu ve ordularını tuttuk denize fırlatıverdik. Bak şimdi o zalimlerin sonu nasıl oldu?
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz de kendisini ve ordularını tuttuk da deryaya fırlatıverdik, şimdi bak o zâlimlerin akıbeti nasıl oldu?
Fizilal-il Kuran : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Bir bak, o zalimlerin sonu nasıl oldu.
Gültekin Onan : Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Hakkı Yılmaz : "Biz de onu ve askerlerini yakalayıp o bol suda/nehirde fırlatıp atıverdik. Şimdi, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanların sonunun nasıl olduğuna bir bak! "
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine biz de hem onu, hem askerlerini yakalayıverdik de denizin içine atdık. Bak (Habîbim) zâlimlerin aakıbeti nice oldu!
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine onu ve askerlerini yakaladık da onları denize atıverdik. Artık bak, o zâlimlerin âkıbeti nasıl oldu!
İbni Kesir : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.
İskender Evrenosoğlu : Sonra onu ve onun ordularını, yakalayıp denize attık. Bunun üzerine zalimlerin akıbetinin nasıl olduğuna bak!
Muhammed Esed : Ve bu yüzden onu ve onun buyruğunda olanları kıskıvrak yakalayıp denize gömdük. Bak işte, zalimlerin sonu nasıl oldu!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onu da, askerlerini de yakaladık, onları hemen denize atıverdik. Artık bak ki, zalimlerin akibeti nasıl oldu?
Ömer Öngüt : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp suya attık. Bir bak zâlimlerin sonunun nasıl olduğuna!
Şaban Piriş : Bu sebeple biz de onu ve askerlerini yakaladık, Onları denize atıverdik. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bir bak.
Suat Yıldırım : Biz de kendisini de, ordularını da yakalarından tuttuğumuz gibi denize fırlatıverdik. İşte bak, zalimlerin sonunun ne olduğunu gör!
Süleyman Ateş : Biz de onu ve askerlerini tuttuk, suya attık; bak, o zâlimlerin sonu nasıl oldu!
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutuverip suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Ümit Şimşek : Biz ise onu ve ordusunu yakalayıp denize attık. Bir bak, o zalimlerin sonu nice oldu!
Yaşar Nuri Öztürk : Biz de onu ve askerlerini yakalayıp hepsini suyun içine fırlattık. Bak, nasıl oldu zalimlerin sonu!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}