» 28 / Kasas  9:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 9
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَتِ (VGELT) = ve ḳāleti : ve dedi ki
2. امْرَأَتُ (EMRÊT) = mraetu : karısı
3. فِرْعَوْنَ (FRAVN) = fir'ǎvne : Fir'avn'ın
4. قُرَّتُ (GRT) = ḳurratu : aydınlığı
5. عَيْنٍ (AYN) = ǎynin : göz
6. لِي (LY) = lī : bana da
7. وَلَكَ (VLK) = veleke : ve sana da
8. لَا (LE) = lā :
9. تَقْتُلُوهُ (TGTLVH) = teḳtulūhu : onu öldürmeyin
10. عَسَىٰ (AS) = ǎsā : belki
11. أَنْ (ÊN) = en : diye
12. يَنْفَعَنَا (YNFANE) = yenfeǎnā : bize yararı dokunur
13. أَوْ (ÊV) = ev : ya da
14. نَتَّخِذَهُ (NTḢZ̃H) = netteḣiƶehu : onu ediniriz
15. وَلَدًا (VLD̃E) = veleden : evlad
16. وَهُمْ (VHM) = ve hum : ve onlar
17. لَا (LE) = lā :
18. يَشْعُرُونَ (YŞARVN) = yeş'ǔrūne : anlamıyorlardı
ve dedi ki | karısı | Fir'avn'ın | aydınlığı | göz | bana da | ve sana da | | onu öldürmeyin | belki | diye | bize yararı dokunur | ya da | onu ediniriz | evlad | ve onlar | | anlamıyorlardı |

[GVL] [MRE] [] [GRR] [AYN] [] [] [] [GTL] [ASY] [] [NFA] [] [EḢZ̃] [VLD̃] [] [] [ŞAR]
VGELT EMRÊT FRAVN GRT AYN LY VLK LE TGTLVH AS ÊN YNFANE ÊV NTḢZ̃H VLD̃E VHM LE YŞARVN

ve ḳāleti mraetu fir'ǎvne ḳurratu ǎynin veleke teḳtulūhu ǎsā en yenfeǎnā ev netteḣiƶehu veleden ve hum yeş'ǔrūne
وقالت امرأت فرعون قرت عين لي ولك لا تقتلوه عسى أن ينفعنا أو نتخذه ولدا وهم لا يشعرون

 » 28 / Kasas  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GVL VGELT ve ḳāleti ve dedi ki And said
امرأت م ر ا | MRE EMRÊT mraetu karısı (the) wife
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn'ın (of) Firaun,
قرت ق ر ر | GRR GRT ḳurratu aydınlığı """A comfort"
عين ع ي ن | AYN AYN ǎynin göz (of the) eye
لي | LY bana da for me
ولك | VLK veleke ve sana da "and for you;"
لا | LE (Do) not
تقتلوه ق ت ل | GTL TGTLVH teḳtulūhu onu öldürmeyin "kill him;"
عسى ع س ي | ASY AS ǎsā belki perhaps
أن | ÊN en diye (that)
ينفعنا ن ف ع | NFA YNFANE yenfeǎnā bize yararı dokunur he may benefit us,
أو | ÊV ev ya da or
نتخذه ا خ ذ | EḢZ̃ NTḢZ̃H netteḣiƶehu onu ediniriz we may take him
ولدا و ل د | VLD̃ VLD̃E veleden evlad "(as) a son."""
وهم | VHM ve hum ve onlar And they
لا | LE (did) not
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne anlamıyorlardı perceive.

28:9 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi ki | karısı | Fir'avn'ın | aydınlığı | göz | bana da | ve sana da | | onu öldürmeyin | belki | diye | bize yararı dokunur | ya da | onu ediniriz | evlad | ve onlar | | anlamıyorlardı |

[GVL] [MRE] [] [GRR] [AYN] [] [] [] [GTL] [ASY] [] [NFA] [] [EḢZ̃] [VLD̃] [] [] [ŞAR]
VGELT EMRÊT FRAVN GRT AYN LY VLK LE TGTLVH AS ÊN YNFANE ÊV NTḢZ̃H VLD̃E VHM LE YŞARVN

ve ḳāleti mraetu fir'ǎvne ḳurratu ǎynin veleke teḳtulūhu ǎsā en yenfeǎnā ev netteḣiƶehu veleden ve hum yeş'ǔrūne
وقالت امرأت فرعون قرت عين لي ولك لا تقتلوه عسى أن ينفعنا أو نتخذه ولدا وهم لا يشعرون

[ق و ل] [م ر ا] [] [ق ر ر] [ع ي ن] [] [] [] [ق ت ل] [ع س ي] [] [ن ف ع] [] [ا خ ذ ] [و ل د] [] [] [ش ع ر]

 » 28 / Kasas  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقالت ق و ل | GVL VGELT ve ḳāleti ve dedi ki And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,Te,
6,100,1,30,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
امرأت م ر ا | MRE EMRÊT mraetu karısı (the) wife
Elif,Mim,Re,,Te,
1,40,200,,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn'ın (of) Firaun,
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – accusative masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم منصوب
قرت ق ر ر | GRR GRT ḳurratu aydınlığı """A comfort"
Gaf,Re,Te,
100,200,400,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
عين ع ي ن | AYN AYN ǎynin göz (of the) eye
Ayn,Ye,Nun,
70,10,50,
"N – genitive feminine indefinite noun → Eye"
اسم مجرور
لي | LY bana da for me
Lam,Ye,
30,10,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person singular personal pronoun
جار ومجرور
ولك | VLK veleke ve sana da "and for you;"
Vav,Lam,Kef,
6,30,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
لا | LE (Do) not
Lam,Elif,
30,1,
PRO – prohibition particle
حرف نهي
تقتلوه ق ت ل | GTL TGTLVH teḳtulūhu onu öldürmeyin "kill him;"
Te,Gaf,Te,Lam,Vav,He,
400,100,400,30,6,5,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عسى ع س ي | ASY AS ǎsā belki perhaps
Ayn,Sin,,
70,60,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أن | ÊN en diye (that)
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
ينفعنا ن ف ع | NFA YNFANE yenfeǎnā bize yararı dokunur he may benefit us,
Ye,Nun,Fe,Ayn,Nun,Elif,
10,50,80,70,50,1,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أو | ÊV ev ya da or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
نتخذه ا خ ذ | EḢZ̃ NTḢZ̃H netteḣiƶehu onu ediniriz we may take him
Nun,Te,Hı,Zel,He,
50,400,600,700,5,
V – 1st person plural (form VIII) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ولدا و ل د | VLD̃ VLD̃E veleden evlad "(as) a son."""
Vav,Lam,Dal,Elif,
6,30,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وهم | VHM ve hum ve onlar And they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
لا | LE (did) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne anlamıyorlardı perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَتِ: ve dedi ki | امْرَأَتُ: karısı | فِرْعَوْنَ: Fir'avn'ın | قُرَّتُ: aydınlığı | عَيْنٍ: göz | لِي: bana da | وَلَكَ: ve sana da | لَا: | تَقْتُلُوهُ: onu öldürmeyin | عَسَىٰ: belki | أَنْ: diye | يَنْفَعَنَا: bize yararı dokunur | أَوْ: ya da | نَتَّخِذَهُ: onu ediniriz | وَلَدًا: evlad | وَهُمْ: ve onlar | لَا: | يَشْعُرُونَ: anlamıyorlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقالت WGELT ve dedi ki | امرأت EMRÊT karısı | فرعون FRAWN Fir'avn'ın | قرت GRT aydınlığı | عين AYN göz | لي LY bana da | ولك WLK ve sana da | لا LE | تقتلوه TGTLWH onu öldürmeyin | عسى AS belki | أن ÊN diye | ينفعنا YNFANE bize yararı dokunur | أو ÊW ya da | نتخذه NTḢZ̃H onu ediniriz | ولدا WLD̃E evlad | وهم WHM ve onlar | لا LE | يشعرون YŞARWN anlamıyorlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāleti: ve dedi ki | mraetu: karısı | fir'ǎvne: Fir'avn'ın | ḳurratu: aydınlığı | ǎynin: göz | : bana da | veleke: ve sana da | : | teḳtulūhu: onu öldürmeyin | ǎsā: belki | en: diye | yenfeǎnā: bize yararı dokunur | ev: ya da | netteḣiƶehu: onu ediniriz | veleden: evlad | ve hum: ve onlar | : | yeş'ǔrūne: anlamıyorlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |VGELT: ve dedi ki | EMRÊT: karısı | FRAVN: Fir'avn'ın | GRT: aydınlığı | AYN: göz | LY: bana da | VLK: ve sana da | LE: | TGTLVH: onu öldürmeyin | AS: belki | ÊN: diye | YNFANE: bize yararı dokunur | ÊV: ya da | NTḢZ̃H: onu ediniriz | VLD̃E: evlad | VHM: ve onlar | LE: | YŞARVN: anlamıyorlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Firavun'un karısı dedi ki: Senin de gözünü aydınlatır bu, benim de, öldürme bunu, umarım ki bize faydası dokunur, yahut da evlât ederiz onu kendimize ve onların, hiçbir şeyden haberleri yoktu.
Adem Uğur : Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Ahmed Hulusi : Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz". . . Onlar (işin) farkında değillerdi.
Ahmet Tekin : Firavun’un karısı, sandığın içinden bir erkek çocuk çıkınca, kocasına: 'Benim de, senin de gözün aydın olsun. Mutluluk vesilesi geldi. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da, onu kendimize oğul ediniriz.' dedi. Halbuki onlar, Mûsâ’nın eliyle sonlarının getirileceğini düşünemiyorlar, sezemiyorlardı.
Ahmet Varol : Firavun'un karısı dedi ki: 'Benim için de senin için de bir göz nuru! Onu öldürmeyin. Olur ki bize bir yararı olur veya onu evlat ediniriz.' Oysa onlar (işin) farkında değillerdi.
Ali Bulaç : Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Ali Fikri Yavuz : Firavun’un hanımı (çocuğu görünce kocasına) dedi ki: “-Göz bebeği, bana ve sana! Onu öldürmeyin, olur ki bize faydası dokunur, yahut kendisini çocuk ediniriz.” Onlar işin farkında değillerdi (helâklerinin bu çocuk yüzünden olacağını bilmiyorlardı).
Bekir Sadak : Firavun'un karisi: «Benim de senin de gozun aydin olsun! Onu oldurmeyiniz, belki bize faydali olur yahut onu ogul ediniriz» dedi. Aslinda isin farkinda degillerdi.
Celal Yıldırım : Fir'avn'ın eşi, «bu bulunan çocuk benim için de, senin için de göz bebeği (veya gözümün aydınlığı) ! Sakın onu öldürmeyin ; umulur ki bize yararlı olur veya onu kendimize evlâd ediniriz» dedi. Kendileri (bunun altındaki sır ve hikmetten) habersiz idiler.
Diyanet İşleri : Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.
Diyanet İşleri (eski) : Firavun'un karısı: 'Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur yahut onu oğul ediniriz' dedi. Aslında işin farkında değillerdi.
Diyanet Vakfi : Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına:) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Halbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Edip Yüksel : Firavun'un karısı, 'Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz.' Hiç bir şeyden haberleri yoktu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Firavun'un karısı (sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına), «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlad ediniriz» dedi. Halbuki onlar işin sonunu sezemiyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Firavun'un karısı: «Bana da sana da bir göz bebeği, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, ya da evlat ediniriz.» dedi ve onlar farkında değillerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fir'avnin hatunu ise «bir göz bebeği: bana ve sana, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, yâhud evlâd ediniriz» dedi ve onlar farkında değillerdi
Fizilal-il Kuran : Firavun'un karısı; «İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz» dedi. Onu almakla hata ettiklerini bilmiyorlardı.
Gültekin Onan : Firavunun karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur ve onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Hakkı Yılmaz : "Ve Firavun'un karısı: “Benim ve senin için göz aydınlığı! Onu katletmeyin; Musa’yı diğer israiloğulları çocukları gibi niteliksiz; eğitimsiz- öğretimsiz, mesleksiz bırakmayın”, belki bize bir yararı dokunur, ya da o'nu evlat ediniriz” dedi. Ve onlar, işin farkında olmuyorlar. "
Hasan Basri Çantay : Fir'avnın karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize fâidesi dokunur, yahud onu bir evlâd ediniriz». Halbuki onlar (işin) farkında değillerdi!
Hayrat Neşriyat : Ve Fir'avun’un hanımı: '(Bu çocuk) benim için de, senin için de bir göz aydınlığı! Onu öldürmeyin! Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlâd ediniriz' dedi. Hâlbuki onlar(işin) farkında değillerdi.
İbni Kesir : Firavun'un karısı dedi ki: Benim de, senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur veya onu oğul ediniriz. Ve onlar, farkında değillerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve hanımı firavuna şöyle dedi: "Bana ve sana göz aydın olsun, onu öldürmeyin belki bize faydası olur veya onu evlât ediniriz." Ve onlar, (gerçeğin) farkında değillerdi.
Muhammed Esed : Ve Firavun'un karısı, (Firavun'a): "(Bu çocuk) hem benim hem de senin için neşe kaynağı (olabilir)!" dedi, "Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o'nu evlat edinebiliriz!" Ve (pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan) haberleri yoktu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Fir'avun'un refikası dedi ki: «Benim için ve senin için bir göz aydınlığı. Bunu öldürmeyiniz. Umulur ki bize faideli olacaktır veya O'nu oğul ediniriz.» Onlar ise farkında olamıyorlardı.
Ömer Öngüt : Firavun'un karısı: “Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize faydası dokunur, yahut onu evlât ediniriz. ” dedi. Halbuki onlar işin farkında değillerdi.
Şaban Piriş : Firavun’un Karısı: -Benim de senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Oysa onlar işin farkında değillerdi.
Suat Yıldırım : Firavun’un hanımı onu sandıktan çıkarınca, kocasına: "Bana da, sana da neşe kaynağı olacak sevimli bir çocuk! Öldürmeyin onu, olur ki bize fayda sağlar, bakarsın biz onu evlat da ediniriz" diyordu.(Kendileri açısından, yanlış bir iş yaptıklarının) farkında değillerdi.
Süleyman Ateş : Fir'avn'ın karısı (çocuğu sandıktan çıkarınca): "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz." dedi. (Onu almakla hatâ ettiklerini) anlamıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Firavun'un karısı dedi ki: «Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.» Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Ümit Şimşek : Firavun'un hanımı 'Senin de, benim de gözümüz aydın!' dedi. 'Onu öldürme; bakarsın bize bir faydası dokunur, yahut onu evlât ediniriz.' Onlar o sırada hiçbir şeyin farkında değillerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}