» 28 / Kasas  Suresi:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49

Bekir Sadak Meali
Ta, Sin, Mim.(28:1)
Bunlar apacik Kitap'in ayetleridir.(28:2)
Inanan bir millet icin, sana Musa ve Firavun olayini oldugu gibi anlatacagiz.(28:3)
Firavun memleketin basina gecti ve halkini firkalara ayirdi. Iclerinden bir toplulugu gucsuz bularak onlarin ogullarini bogazliyor, kadinlari sag birakiyordu; cunku o, bozguncunun biriydi.(28:4)
(5-6) Biz, memlekette gucsuz sayilanlara iyilikte bulunmak onlari onderler kilmak, onlari varis yapmak, memlekete yerlestirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, cekinmekte olduklari seyleri gostermek istiyorduk.(28:5)
Musa'nin annesine: «Cocugu emzir, basina gelecekten korktugun zaman onu suya birak; korkma, uzulme; Biz suphesiz onu sana dondurecegiz ve peygamber yapacagiz» diye bildirmistik.(28:7)
Firavun'un adamlari onu almislardi. Firavun, Haman ve askerleri, suclu olduklarindan, o onlara dusman ve baslarina da dert olacakti.(28:8)
Firavun'un karisi: «Benim de senin de gozun aydin olsun! Onu oldurmeyiniz, belki bize faydali olur yahut onu ogul ediniriz» dedi. Aslinda isin farkinda degillerdi.(28:9)
Musa'nin annesi, gonlu bombos sabahi etti, oglundan baska bir sey dusunemiyordu. Allah'in vadine iyice inanmasi icin kalbini pekistirmeseydik, neredeyse saraya alinan cocugun kendi oglu oldugunu aciga vuracakti.(28:10)
Musa'nin ablasina: «Onu izle» dedi. O da, kimse farkina varmadan, Musa'yi uzaktan gozetledi.(28:11)
Onceden, sut annelerin memesini kabul etmemesini sagladik. Musa'nin ablasi: «Size, sizin adiniza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkini tavsiye edeyim mi?» dedi.(28:12)
Boylece onu, annesinin gozu aydin olsun, uzulmesin, Allah'in verdigi sozun gercek oldugunu bilsin diye, ona geri cevirdik. Fakat cogu bilmezler. *(28:13)
Musa erginlik cagina gelip olgunlasinca, ona hikmet ve ilim verdik. Iyi davrananlari boyle mukafatlandiririz.(28:14)
Musa, halkinin haberi olmadigi bir zamanda, sehre girdi. Biri kendi adamlarindan, digeri de dusmani olan iki adami dogusur buldu. Kendi tarafindan olan kimse, dusmanina karsi ondan yardim istedi. Musa, onun dusmanina bir yumruk vurdu; olumune sebep oldu. «Bu seytanin isidir; cunku o apacik, saptiran bir dusmandir» dedi.(28:15)
Musa: «Rabbim! Dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla» dedi. Allah da onu bagisladi. O, suphesiz bagislayandir, merhamet edendir.(28:16)
Musa: «Rabbim! Bana verdigin nimete and olsun ki, suclulara asla yardimci olmayacagim» dedi.(28:17)
sehirde, korku icinde etrafi gozetip dolasarak sabahladi. Dun kendisinden yardim isteyen kimse bagirarak ondan yine yardim istiyordu. Musa ona: «Dogrusu sen besbelli bir azginsin» dedi.(28:18)
Musa, ikisinin de dusmani olan kimseyi yakalamak isteyince: «Ey Musa! Dun bir cana kiydigin gibi bana da mi kiymak istiyorsun? Sen islah edenlerden olmak degil, ancak yeryuzunde bir zorba olmak istiyorsun» dedi.(28:19)
sehrin obur ucundan kosarak bir adam geldi: «Ey Musa! Ileri gelenler, seni oldurmek icin aralarinda gorusuyorlar. Hemen uzaklas. Dogrusu ben sana ogut veriyorum» dedi.(28:20)
Musa, korku icinde cevresini gozetleyerek oradan cikti. «Rabbim! Beni zalim milletten kurtar» dedi. *(28:21)
Medyen'e dogru yoneldiginde: «Rabbimin bana dogru yolu gosterecegini umarim» dedi.(28:22)
Medyen suyuna geldiginde, davarlarini sulayan bir insan toplulugu buldu. Onlardan baska, hayvanlarini sudan alikoyan iki kadin gordu. Onlara: «Derdiniz nedir?» dedi. «Cobanlar ayrilana kadar biz sulamayiz. Babamiz cok yaslidir onun icin bu isi biz yapiyoruz» dediler.(28:23)
Musa onlarin davarlarini suladi. Sonra golgeye cekildi: «Rabbim! Dogrusu bana indirecegin hayra muhtacim» dedi.(28:24)
O sirada, kadinlardan biri utana utana yuruyup ona geldi: «Babam sana sulama ucretini odemek icin seni cagiriyor» dedi. Musa ona gelince, basindan geceni anlatti. O: «Korkma, artik zalim milletten kurtuldun» dedi.(28:25)
Iki kadindan biri: «Babacigim! Onu ucretli olarak tut; ucretle tuttuklarinin en iyisi bu guclu ve guvenilir adamdir» dedi.(28:26)
Kadinlarin babasi: «Bana sekiz yil calismana karsilik bu iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eger on yila tamamlarsan o senden bir lutuf olur. Ama sana agirlik vermek istemem. Insallah beni iyi kimselerden bulacaksin» dedi.(28:27)
Musa: «Bu seninle benim aramdadir. Bu iki sureden hangisini doldurursam doldurayim bir kotuluge ugramayacagim. Soylediklerimize Allah vekildir» dedi. *(28:28)
Musa sureyi doldurunca, ailesiyle birlikte yola cikti. Tur tarafindan bir ates gordu. Ailesine: «Durunuz, ben bir ates gordum; belki oradan size bir haber yahut tutusmus bir odun getiririm de isinabilirsiniz» dedi.(28:29)
Oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin sag yanindaki agac cihetinden: «Ey Musa! suphesiz Ben alemlerin Rabbi olan Allah'im» diye seslenildi.(28:30)
«egnegini at.» Musa, degnegin yilan gibi hareketler yaptigini gorunce, donup arkasina bakmadan kacti. «Ey Musa! Don gel; korkma; suphesiz guvende olanlardansin» denildi.(28:31)
"Elini koynuna koy, lekesiz, bembeyaz ciksin. Korkudan acilan kollarini kendine cek! Bu ikisi Firavun ve erkanina karsi Rabbinin iki delilidir. Dogrusu onlar yoldan cikmis bir millettir» denildi.(28:32)
(33-34) Musa: «Rabbim! Dogrusu ben onlardan bir cana kiydim. Beni oldurmelerinden korkarim. Kardesim Harun'un dili benimkinden daha duzgundur. Onu, beni destekleyen bir yardimci olarak benimle gonder, cunku beni yalanlamalarindan korkarim» dedi..(28:33)
Allah: «Seni kardesinle destekleyecegiz; ikinize bir kudret verecegiz ki, onlar size el uzatamayacaklardir. Ayetlerimizle ikiniz ve ikinize uyanlar ustun geleceklerdir» dedi.(28:35)
Musa onlara, apacik olarak, mucizelerimizle gelince: «Bu sadece uydurma bir sihirdir. Onceki atalarimizdan boylesini isitmemistik» dediler.(28:36)
Musa: «Rabbim, katindan bir dogruluk rehberini kimin getirdigini, dunyanin sonunun kimin olacagini daha iyi bilir. Dogrusu zalimler basariya erisemezler» dedi.(28:37)
Firavun: «Ey ileri gelenler! Sizin benden baska bir tanriniz oldugunu bilmiyorum. Ey Haman! Benim icin, toprak uzerine bir ates yak, tugla hazirlayip bana bir kule yap; cikar belki Musa'nin tanrisini gorurum. Dogrusu onu yalancilardan saniyorum» dedi.(28:38)
O ve askerleri, memlekette, haksiz yere buyukluk tasladilar. Gercekten Bize dondurulmeyeceklerini sandilar.(28:39)
Biz de, onu ve askerlerini yakalayip suya attik. Zalimlerin sonunun nasil olduguna bir bak.(28:40)
Onlari, atese cagiran onderler kildik; kiyamet gunu yardim gormezler.(28:41)
Bu dunyada laneti ardlarina taktik; onlar kiyamet gununde de igrenc kimselerden olacaklardir. *(28:42)
And olsun ki, Musa'ya, ilk nesilleri yok ettikten sonra, insanlar dusunsunler diye Kitap'i, acik belgeler, dogruluk rehberi ve rahmet olarak verdik.(28:43)
Musa'ya hukmumuzu bildirdigimiz zaman, sen bati yonunde, (Musa'yi bekleyenler arasinda) degildin, onu gorenler arasinda da yoktun.(28:44)
Ama biz nice nesiller var etmistik. Sen, Medyen halki arasinda bulunup, onlara ayetlerimizi okumuyordun, fakat o haberleri sana gonderen Biziz.(28:45)
Sen, Musa'ya hitap ettigimiz zaman Tur'un yaninda da degildin. Senden once kendilerine uyarici gelmeyen bir milleti uyarman icin, Rabbinden bir rahmet olarak gonderildin; belki dusunurler.(28:46)
Yaptiklarindan dolayi, baslarina bir musibet geldiginde: «Rabbimiz! Bize bir peygamber gonderseydin de, ayetlerine uysak ve muminlerden olsaydik olmaz miydi?» derler.(28:47)
Ama onlara katimizdan gercek gelince: «Musa'ya verildigi gibi buna da mucize verilmesi gerekmez mi?» dediler. Daha once Musa'ya verileni de inkar etmemisler miydi? «Yardimlasan iki sihir (Tevrat ve Kuran); hepsini inkar edenleriz» dediler.(28:48)
De ki «Eger dogru sozlu iseniz, Allah katindan, bu ikisinden daha dogru bir Kitap getirin de ona uyayim.»(28:49)
Eger, Sana cevap veremezlerse, onlarin sadece heveslerine uyduklarini bil. Allah'tan bir yol gosterici olmadan hevesine uyandan daha sapik kim vardir? Allah zalim milleti suphesiz ki dogru yola eristirmez. *(28:50)
And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetistirdik; belki dusunurler.(28:51)
Kendilerine daha onceden kitap verdiklerimiz buna da inanirlar.(28:52)
Kuran onlara okundugu zaman: «Ona inandik, dogrusu o Rabbimizden gelen gercektir; biz suphesiz daha onceden musluman olmus kimseleriz; derler.(28:53)
Iste onlara, sabirlarindan dolayi, ecirleri iki defa verilir; onlar kotulugu iyilikle savarlar, kendilerine verdigimiz riziktan da sarfederler.(28:54)
Onlar, bos soz isittikleri vakit ondan yuz cevirirler. «Bizim isledigimiz bize, sizin islediginiz sizedir. Size selam olsun, cahillerle ilgilenmeyiz» derler.(28:55)
Sen, sevdigini dogru yola eristiremezsin, ama Allah, diledigini dogru yola eristirir. Dogru yola girecekleri en iyi O bilir.(28:56)
«eninle beraber dogru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz» dediler. Onlari katimizdan bir rizik olarak her seyin urununun toplandigi guvenli ve kutlu bir yere yerlestirmedik mi? Ama cogu bilmezler.(28:57)
Nimet ve refaha karsi nankorluk eden nice kasabalari yok etmisizdir. Iste yerleri! Kendilerinden sonra pek az kimseler oturabilmistir. Oralara Biz varis olmusuzdur.(28:58)
Rabbin kasabalarin halkina, onlara ayetlerimizi okuyacak bir peygamber gondermedikce onlari yok etmis degildir. Zaten Biz yalniz, halki zalim olan kasabalari yok etmisizdir.(28:59)
Size verilen harhangi bir sey, dunya hayatinin bir gecimligi ve susudur. Allah katinda olan daha iyi ve devamlidir. Akletmez misiniz? *(28:60)
Vadettigimiz guzel bir nimete kavusan kimse; dunya hayatinda kendisine bir gecimlik verdigimiz, sonra kiyamet gunu azap icin getirilen kimse gibi midir?(28:61)
Allah, o gun onlara seslenir: «Benim ortagim olduklarini iddia ettikleriniz nerededirler?» der.(28:62)
Hukmun aleyhlerine gerceklestigi kimseler: «Rabbimiz! Iste bunlar bizim azdirdigimiz kimselerdir. Kendimiz azdigimiz gibi onlari da azdirdik. Onlardan uzaklasip Sana geldik, zaten aslinda bize tapmiyorlardi» derler.(28:63)
«ostugunuz ortaklarinizi cagirin» denir; onlar da cagirirlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabini gorunce dogru yolda olmadiklarina yanarlar.(28:64)
O gun Allah onlara seslenir: «Peygamberlere ne cevap verdiniz?» der.(28:65)
O gun, haberlere karsi korlesirler, verilecek cevaplari kalmaz; birbirlerine de soramazlar.(28:66)
Fakat, tevbe eden, inanip yararli is isleyen kimsenin, kurtulusa erenler arasinda bulunmasi umulur.(28:67)
Rabbin diledigini yaratir ve secer; onlar icin secim hakki yoktur. Allah onlarin kostuklari ortaklardan munezzehtir, yucedir.(28:68)
Rabbin gonullerinin gizlediklerini ve aciga vurduklarini bilir.(28:69)
Allah O'dur; O'ndan baska tanri yoktur. Hamd, dunyada da ahirette de O'nun icindir; hukum de O'nundur. Yalniz O'na donduruleceksiniz.(28:70)
De ki: «Soyler misiniz? Eger Allah geceyi uzerinize kiyamete kadar uzatsaydi, Allah'tan baska hangi tanri size bir isik getirebilir? Dinlemez misiniz?»(28:71)
De ki: «Soyleyin: Eger Allah gunduzu uzerinize kiyamete kadar uzatsaydi, Allah'tan baska hangi tanri, icinde istirahat edeceginiz geceyi size getirebilir? Gormez misiniz?»(28:72)
Allah dinlenmeniz icin geceyi ve lutfedip verdigi rizki aramaniz icin gunduzu meydana getirmistir. Bunlar, O'nun rahmetinden oturudur. Belki artik sukredersiniz.(28:73)
O gun Allah onlara seslenir: «Benim ortagim olduklarini iddia ettikleriniz nerededir?» der.(28:74)
Her ummetten bir sahit cikarir ve «kesin delilinizi ortaya koyun» deriz. O zaman, gercegin Allah'a ait oldugunu, uydurduklarinin kendilerini birakip kactigini anlarlar.*(28:75)
(76-77) Karun, Musa'nin milletindendi; ama onlara karsi azdi. Biz ona, anahtarlarini guclu bir toplulugun zor tasidigi hazineler vermistik. Milleti ona: «Boburlenme, Allah suphesiz ki boburlenenleri sevmez. Allah'in sana verdigi seylerde, ahiret yurdunu gzet, dunyadaki payini da unutma; Allah'in sana yaptigi iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryuzunde bozgunculuk isteme; dogrusu Allah bozgunculari sevmez» demislerdi.(28:76)
Karun: «Bu servet ancak, bende mevcut bir ilimden oturu bana verilmistir» demisti. Allah'in, onceleri, ondan daha guclu ve topladigi sey daha fazla olan nice nesilleri yok ettigini bilmez mi? Suclularin suclari kendilerinden sorulmaz.(28:78)
Karun, ihtisam icinde milletinin karsisina cikti. Dunya hayatini isteyenler: «Karun'a verildigi giibi bizim de olsa; dogrusu o buyuk bir varlik sahibidir» demislerdi.(28:79)
Kendilerine ilim verilmis olanlar ise: «Size yaziklar olsun; Allah'in mukafati, inanip yararli is isleyenler icin daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavusabilir» demislerdi.(28:80)
Sonunda, onu da, sarayini da yerin dibine gecirdik. Allah'a karsi ona yardim edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de degildi.(28:81)
Daha dun onun yerinde olmayi dileyenler: «Demek Allah kullarindan dilediginin rizkini genisletip bir olcuye gore veriyor. Eger Allah bize lutfetmis olmasaydi, bizi de yerin dibine gecirirdi. Demek ki inkarcilar basariya eremezler» demeye basladilar. *(28:82)
Bu ahiret yurdunu, yeryuzunde boburlenmeyi ve bozgunculugu istemeyen kimselere veririz. Sonuc Allah'a karsi gelmekten sakinanlarindir.(28:83)
Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Kim bir kotuluk getirirse, o kutulukleri isleyenler, ancak yaptiklari kadar ceza gorurler.(28:84)
Kuran'a uymayi sana farz kilan Allah, seni donecegin yere dondurecektir. De ki: «Rabbim kimin dogrulukla geldigini, kimin apacik sapiklikta bulundugunu en iyi bilendir.»(28:85)
Sen, sana bu Kitap'in verilecegini ummazdin. O ancak Rabbinin bir rahmetidir. Oyleyse sakin inkarcilara yardimci olma.(28:86)
Allah'in ayetleri sana indirildiginde sakin seni onlardan alikoymasinlar. Rabbine cagir, sakin musriklerden olma.(28:87)
Allah'la beraber baska tanri tutup tapma. O'ndan baska tanri yoktur. O'ndan baska her sey yok olacaktir. Hukum O'nundur, O'na donduruleceksiniz. *(28:88)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}