» 28 / Kasas  83:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

 » 28 / Kasas  Suresi: 83
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تِلْكَ (TLK) = tilke : işte
2. الدَّارُ (ELD̃ER) = d-dāru : yurdu
3. الْاخِرَةُ (EL ËḢRT) = l-āḣiratu : ahiret
4. نَجْعَلُهَا (NCALHE) = nec'ǎluhā : onu veririz
5. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : kimselere
6. لَا (LE) = lā :
7. يُرِيدُونَ (YRYD̃VN) = yurīdūne : istemeyen(ler)
8. عُلُوًّا (ALVE) = ǔluvven : böbürlenmeyi
9. فِي (FY) = fī :
10. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
11. وَلَا (VLE) = ve lā : ve ne de
12. فَسَادًا (FSED̃E) = fesāden : bozguncuğu
13. وَالْعَاقِبَةُ (VELAEGBT) = vel'ǎāḳibetu : ve sonuç
14. لِلْمُتَّقِينَ (LLMTGYN) = lilmutteḳīne : sakınanlarındır
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تِلْكَ: işte | الدَّارُ: yurdu | الْاخِرَةُ: ahiret | نَجْعَلُهَا: onu veririz | لِلَّذِينَ: kimselere | لَا: | يُرِيدُونَ: istemeyen(ler) | عُلُوًّا: böbürlenmeyi | فِي: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | وَلَا: ve ne de | فَسَادًا: bozguncuğu | وَالْعَاقِبَةُ: ve sonuç | لِلْمُتَّقِينَ: sakınanlarındır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تلك TLK işte | الدار ELD̃ER yurdu | الآخرة EL ËḢRT ahiret | نجعلها NCALHE onu veririz | للذين LLZ̃YN kimselere | لا LE | يريدون YRYD̃WN istemeyen(ler) | علوا ALWE böbürlenmeyi | في FY | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | ولا WLE ve ne de | فسادا FSED̃E bozguncuğu | والعاقبة WELAEGBT ve sonuç | للمتقين LLMTGYN sakınanlarındır |
Kırık Meal (Okunuş) : |tilke: işte | d-dāru: yurdu | l-āḣiratu: ahiret | nec'ǎluhā: onu veririz | lilleƶīne: kimselere | : | yurīdūne: istemeyen(ler) | ǔluvven: böbürlenmeyi | : | l-erDi: yeryüzünde | ve lā: ve ne de | fesāden: bozguncuğu | vel'ǎāḳibetu: ve sonuç | lilmutteḳīne: sakınanlarındır |
Kırık Meal (Transcript) : |TLK: işte | ELD̃ER: yurdu | EL ËḢRT: ahiret | NCALHE: onu veririz | LLZ̃YN: kimselere | LE: | YRYD̃VN: istemeyen(ler) | ALVE: böbürlenmeyi | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | VLE: ve ne de | FSED̃E: bozguncuğu | VELAEGBT: ve sonuç | LLMTGYN: sakınanlarındır |
Abdulbaki Gölpınarlı : İşte âhiret yurdu; biz onu, yeryüzünde yücelik ve bozgunculuk dilemeyenlere veririz ve sonuç, çekinenlerindir.
Adem Uğur : İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir.
Ahmed Hulusi : İşte Gelecek Yurdu (ölümsüzlük boyutu)! Onu, dünyada (beden yaşamında) başkalarına üstünlük taslamayan ve düzene uyanlar için oluştururuz. . . Mutlu gelecek (Allâh için) korunanlarındır!
Ahmet Tekin : İşte âhiret yurdu, ebedî yurt denilen nihaî hedef budur. Biz onu, yeryüzünde, ülkede böbürlenmeyi, zorbalığı, diktatörlüğü ve bozgunculuğu gönlünden geçirmeyen kimselere nasip ederiz. En güzel âkıbet müttakilerindir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanların, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerindir.
Ahmet Varol : İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde büyüklenmeyi ve bozgunculuğu istemeyenlere veririz. Sonuç (Allah'ın azabından) sakınanlarındır.
Ali Bulaç : İşte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir.
Ali Fikri Yavuz : Şu ahiret yurdunu (cenneti) biz, yeryüzünde ne bir zulüm, ne de bir fesad istemiyen kimselere veririz. İyi akıbet (cennet, Allah’ın razı olmadığı şeylerden) sakınanlarındır.
Bekir Sadak : Bu ahiret yurdunu, yeryuzunde boburlenmeyi ve bozgunculugu istemeyen kimselere veririz. Sonuc Allah'a karsi gelmekten sakinanlarindir.
Celal Yıldırım : İşte Âhiret yurdu! Onu yeryüzünde ne böbürlenip başkasına te peden bakmak, ne de fesâd çıkarmak arzu ve isteğinde olmayanlara veririz, iyi sonuç (Allah'tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlarındır.
Diyanet İşleri : İşte ahiret yurdu. Biz, onu yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Diyanet İşleri (eski) : Bu ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Diyanet Vakfi : İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir.
Edip Yüksel : Bu ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemiyenlere ayırdık. Sonuç erdemlilerindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O ahiret evini (son yurdu) onu, yeryüzünde ne böbürlenme ve ne de bozgunculuk yapmak isteyenlere veririz. Ve o mutlu son takva sahiplerinindir.
Elmalılı Hamdi Yazır : O Âhıret evi (son yurd) biz onu öyle kimselere veririz ki yeryüzünde ne bir kibir ne de bir fesad istemezler, ve o akıbet korunan müttekılerindir
Fizilal-il Kuran : İşte ahiret yurdu. Onu yeryüzünde böbürlenmeyen ve bozgunculuk yapmayanlara veririz. Güzel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Gültekin Onan : İşte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir.
Hakkı Yılmaz : İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimseler için hazırlarız. Ve âkıbet, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler içindir.
Hasan Basri Çantay : İşte âhiret yurdu! Biz onu yer (yüzün) de ne teğallüb, ne fesâd arzusuna düşmeyeceklere veririz. (İyi) sonuç (Allahın ıkaabından) sakınanlarındır.
Hayrat Neşriyat : İşte âhiret yurdu! (Biz) onu yeryüzünde büyüklenmeyi ve fesâdı istemeyenlere veririz. (Güzel) âkıbet ise, takvâ sâhiblerinindir.
İbni Kesir : İşte ahiret yurdu. Biz; onu, yeryüzünde böbürlenmeyen ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz. Akıbet muttekilerindir.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu ahiret yurdu ki onu, yeryüzünde üstün olmak ve fesat çıkarmak istemeyenlere tahsis ederiz. Akıbet (güzel sonuç) muttekîlerindir (takva sahiplerinindir).
Muhammed Esed : (Ama) ahiret yurduna gelince, Biz orayı yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmak istemeyen kimselere ayırmış bulunuyoruz; çünkü gelecek Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimselerindir.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte ahiret yurdu, Biz onu yeryüzünde ne ululanmak ve ne de fesat çıkarmak istemeyen kimselere veririz ve akibet muttakîler içindir.
Ömer Öngüt : İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyen ve bozgunculuğu istemeyenlere veririz. Âkibet muttakilerindir.
Şaban Piriş : İşte ahiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyen ve bozgunculuk istemeyenlere veririz. Sonuç, takva sahiplerinindir.
Suat Yıldırım : Ama âhiret diyarına gelince: Biz orayı dünyada büyüklük taslamayanlara, fesatçılık ve bozgunculuk peşinde olmayanlara veririz. Hayırlı âkıbet, günahlardan sakınanlarındır.
Süleyman Ateş : İşte âhiret yurdu: Onu yeryüzünde böbürlenmek ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere veririz. (Güzel) sonuç, (günâhlardan) sakınanlarındır.
Tefhim-ul Kuran : İşte ahiret yurdu biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyi ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç da takva sahiplerinindir.
Ümit Şimşek : İşte şu âhiret yurdunu, Biz yeryüzünde büyüklük taslayıp bozgunculuk yapmak istemeyen kimselere nasip ederiz. Âkıbet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte âhiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz. Sonuç, takva sahiplerinindir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}