Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ : şüphesiz | عَلَيْنَا : bize düşer | جَمْعَهُ : onu toplamak | وَقُرْانَهُ : ve okumak | Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | علينا ALYNE bize düşer | جمعه CMAH onu toplamak | وقرآنه WGR ËNH ve okumak | Kırık Meal (Okunuş) : |inne : şüphesiz | ǎleynā : bize düşer | cem'ǎhu : onu toplamak | ve ḳur'ānehu : ve okumak | Kırık Meal (Transcript) : |ÎN : şüphesiz | ALYNE : bize düşer | CMAH : onu toplamak | VGR ËNH : ve okumak | Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki onu toplayıp unutturmamak da bize düşer, okumak ve tertîb etmek de. Adem Uğur : Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. Ahmed Hulusi : Muhakkak ki Onu cem' etmek ve Onun okunması bize aittir. Ahmet Tekin : Kur’ân’ın telifi, hâfızana yerleştirilmesi, bütünlük kazandırılarak okunması ve okutulması bize aittir. Ahmet Varol : Şüphesiz onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize düşer. Ali Bulaç : Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir. Ali Fikri Yavuz : Çünkü O Kur’an’ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aiddir. Bekir Sadak : Dogrusu o vahyolunani kalbine yerlestirmek ve onu sana okutturmak Bize duser. Celal Yıldırım : Şüphesiz ki onu toplayıp okutmak bize aittir. Diyanet İşleri : Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir. Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu o vahyolunanı kalbine yerleştirmek ve onu sana okutturmak Bize düşer. Diyanet Vakfi : Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. Edip Yüksel : Onu toplamak da okutmak da bize düşer. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü onun derlenip toplanması Bize aittir! Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı Fizilal-il Kuran : Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir. Gültekin Onan : Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir. Hakkı Yılmaz : Kuşkusuz yaptıklarının-yapmadıklarının birleştirilmesi ve toplanması yalnızca Bizim üzerimizedir. Hasan Basri Çantay : Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir. Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki onu (senin kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize âiddir. İbni Kesir : Şüphesiz onu toplamak ve okutmak Bize aittir. İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki O'nun toplanması ve okunması Bize aittir. Muhammed Esed : çünkü onu (senin kalbine) yerleştirmek ve (gerektiğinde) okutturmak Bizim işimizdir. Ömer Nasuhi Bilmen : (16-17) Onu (Kur'an'ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir. Ömer Öngüt : Şüphesiz ki onu (ezberinde) toplamak ve okutmak bize âittir. Şaban Piriş : Şüphesiz, onu toplayıp, okumak bize düşer. Suat Yıldırım : Çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir iştir. Süleyman Ateş : Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer. Tefhim-ul Kuran : Hiç şüphesiz, onu (kalbinden) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir. Ümit Şimşek : Onu toplamak da, okutmak da Bize aittir. Yaşar Nuri Öztürk : Onu toplamak ve okumak bize düşer.