Kırık Meal (Arapça) : |حَتَّىٰ : nihayet | أَتَانَا : bize gelip çattı | الْيَقِينُ : ölüm | Kırık Meal (Harekesiz) : |حتى ḪT nihayet | أتانا ÊTENE bize gelip çattı | اليقين ELYGYN ölüm | Kırık Meal (Okunuş) : |Hattā : nihayet | etānā : bize gelip çattı | l-yeḳīnu : ölüm | Kırık Meal (Transcript) : |ḪT : nihayet | ÊTENE : bize gelip çattı | ELYGYN : ölüm | Abdulbaki Gölpınarlı : Bize ölüm gelip çatıncaya dek. Adem Uğur : Sonunda bize ölüm geldi çattı. Ahmed Hulusi : "Sonunda yakîn (hakikatle yüzleşmek) oluştu!" Ahmet Tekin : 'Kesin iman edilecek hakikatlerle yüz yüze gelme vaktine kadar yalanlıyorduk.' Ahmet Varol : Sonunda kesin gerçek (ölüm) bize gelip çattı.' Ali Bulaç : "Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı." Ali Fikri Yavuz : Nihayet bize ölüm gelib çattı.” Bekir Sadak : «lum bize o haldeyken geldi.» Celal Yıldırım : Tâ ki, ölüm bize gelip çattı. Diyanet İşleri : “Nihayet ölüm bize gelip çattı.” Diyanet İşleri (eski) : 'Ölüm bize o haldeyken geldi.' Diyanet Vakfi : Sonunda bize ölüm geldi çattı. Edip Yüksel : 'Nihayet (şimdi) kesin gerçeğe ulaştık.' Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Nihayet bize ölüm gelip çattı.» Elmalılı (sadeleştirilmiş) : bize o ölüm gelinceye kadar!» Elmalılı Hamdi Yazır : Tâ gelinciye kadar bize o yakîn Fizilal-il Kuran : Sonunda bir de ölüm gelip çattı.» Gültekin Onan : "Sonunda yakin (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı." Hakkı Yılmaz : (46, 47) Ve de biz, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz olan ölüm, kıyâmet bize gelene kadar Din Günü'nü yalanlıyorduk” dediler. Hasan Basri Çantay : «Nihayet bize ölüm gelib çatdı». Hayrat Neşriyat : 'Nihâyet bize yakin (inkâr edemeyeceğimiz ölüm) geldi!' İbni Kesir : Nihayet ölüm bize gelip çattı. İskender Evrenosoğlu : Bize yakîn gelene kadar (ölüm anı gelinceye kadar). Muhammed Esed : (ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar." Ömer Nasuhi Bilmen : (46-47) «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.» Ömer Öngüt : "Ölüm bize bu haldeyken gelip çattı. " Şaban Piriş : Ölüm bize gelene dek.. Suat Yıldırım : Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik." Süleyman Ateş : "İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı." Tefhim-ul Kuran : «Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bize çattı.» Ümit Şimşek : 'Sonunda kesin bilgi bize ulaştı.' Yaşar Nuri Öztürk : "Nihayet, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz bilgi önümüze dikildi."