» 25 / Furkân  65:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 65
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve
2. يَقُولُونَ (YGVLVN) = yeḳūlūne : derler
3. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
4. اصْرِفْ (EṦRF) = Srif : uzaklaştır
5. عَنَّا (ANE) = ǎnnā : bizden
6. عَذَابَ (AZ̃EB) = ǎƶābe : azabını
7. جَهَنَّمَ (CHNM) = cehenneme : cehennemin
8. إِنَّ (ÎN) = inne : doğrusu
9. عَذَابَهَا (AZ̃EBHE) = ǎƶābehā : onun azabı
10. كَانَ (KEN) = kāne :
11. غَرَامًا (ĞREME) = ğarāmen : sargındır
ve | derler | Rabbimiz | uzaklaştır | bizden | azabını | cehennemin | doğrusu | onun azabı | | sargındır |

[] [GVL] [RBB] [ṦRF] [] [AZ̃B] [] [] [AZ̃B] [KVN] [ĞRM]
VELZ̃YN YGVLVN RBNE EṦRF ANE AZ̃EB CHNM ÎN AZ̃EBHE KEN ĞREME

velleƶīne yeḳūlūne rabbenā Srif ǎnnā ǎƶābe cehenneme inne ǎƶābehā kāne ğarāmen
والذين يقولون ربنا اصرف عنا عذاب جهنم إن عذابها كان غراما

 » 25 / Furkân  Suresi: 65
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve And those who
يقولون ق و ل | GVL YGVLVN yeḳūlūne derler say,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord!"
اصرف ص ر ف | ṦRF EṦRF Srif uzaklaştır Avert
عنا | ANE ǎnnā bizden from us
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabını the punishment
جهنم | CHNM cehenneme cehennemin (of) Hell.
إن | ÎN inne doğrusu Indeed,
عذابها ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBHE ǎƶābehā onun azabı its punishment
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
غراما غ ر م | ĞRM ĞREME ğarāmen sargındır inseparable,

25:65 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | derler | Rabbimiz | uzaklaştır | bizden | azabını | cehennemin | doğrusu | onun azabı | | sargındır |

[] [GVL] [RBB] [ṦRF] [] [AZ̃B] [] [] [AZ̃B] [KVN] [ĞRM]
VELZ̃YN YGVLVN RBNE EṦRF ANE AZ̃EB CHNM ÎN AZ̃EBHE KEN ĞREME

velleƶīne yeḳūlūne rabbenā Srif ǎnnā ǎƶābe cehenneme inne ǎƶābehā kāne ğarāmen
والذين يقولون ربنا اصرف عنا عذاب جهنم إن عذابها كان غراما

[] [ق و ل] [ر ب ب] [ص ر ف] [] [ع ذ ب] [] [] [ع ذ ب] [ك و ن] [غ ر م]

 » 25 / Furkân  Suresi: 65
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve And those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يقولون ق و ل | GVL YGVLVN yeḳūlūne derler say,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
10,100,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord!"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
اصرف ص ر ف | ṦRF EṦRF Srif uzaklaştır Avert
Elif,Sad,Re,Fe,
1,90,200,80,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
عنا | ANE ǎnnā bizden from us
Ayn,Nun,Elif,
70,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabını the punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
جهنم | CHNM cehenneme cehennemin (of) Hell.
Cim,He,Nun,Mim,
3,5,50,40,
"PN – genitive proper noun → Hell"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
إن | ÎN inne doğrusu Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
عذابها ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBHE ǎƶābehā onun azabı its punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,He,Elif,
70,700,1,2,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
غراما غ ر م | ĞRM ĞREME ğarāmen sargındır inseparable,
Ğayn,Re,Elif,Mim,Elif,
1000,200,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: ve | يَقُولُونَ: derler | رَبَّنَا: Rabbimiz | اصْرِفْ: uzaklaştır | عَنَّا: bizden | عَذَابَ: azabını | جَهَنَّمَ: cehennemin | إِنَّ: doğrusu | عَذَابَهَا: onun azabı | كَانَ: | غَرَامًا: sargındır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YN ve | يقولون YGWLWN derler | ربنا RBNE Rabbimiz | اصرف EṦRF uzaklaştır | عنا ANE bizden | عذاب AZ̃EB azabını | جهنم CHNM cehennemin | إن ÎN doğrusu | عذابها AZ̃EBHE onun azabı | كان KEN | غراما ĞREME sargındır |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: ve | yeḳūlūne: derler | rabbenā: Rabbimiz | Srif: uzaklaştır | ǎnnā: bizden | ǎƶābe: azabını | cehenneme: cehennemin | inne: doğrusu | ǎƶābehā: onun azabı | kāne: | ğarāmen: sargındır |
Kırık Meal (Transcript) : |VELZ̃YN: ve | YGVLVN: derler | RBNE: Rabbimiz | EṦRF: uzaklaştır | ANE: bizden | AZ̃EB: azabını | CHNM: cehennemin | ÎN: doğrusu | AZ̃EBHE: onun azabı | KEN: | ĞREME: sargındır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve öyle kişilerdir onlar ki Rabbimiz derler, savuştur cehennem azâbını bizden; şüphe yok ki onun azâbı dâimîdir.
Adem Uğur : Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Ahmed Hulusi : Onlar ki: "Rabbimiz. . . Cehennem yanışını bizden sav! Muhakkak ki onun yakışı insanın yakasını bırakmaz!" derler.
Ahmet Tekin : Onlar: 'Rabbimiz Cehennem azâbını üzerimizden uzaklaştır. Cehennem azâbı mahvedicidir, kaçınılmazdır.' diyenlerdir.
Ahmet Varol : Onlar: 'Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden sav. Şüphesiz onun azabı devamlıdır' derler.
Ali Bulaç : Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)" derler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar ki, şöyle derler: “- Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını sav, muhakkak ki onun azabı devamlı bir helâktır.
Bekir Sadak : (65-66) Onlar, «Rabbimiz! Bizden cehennem azabini uzaklastir; dogrusu onun azabi surekli ve acidir. Orasi suphesiz kotu bir yer ve kotu bir duraktir» derler.
Celal Yıldırım : Onlar ki «Rabbimiz bizden Cehennem azabını çevirip uzaklaştır. Şüphesiz ki onun azabı devamlı acı ve işkencedir» derler.
Diyanet İşleri : Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!”
Diyanet İşleri (eski) : (65-66) Onlar, 'Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır' derler.
Diyanet Vakfi : Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Edip Yüksel : Ve onlar şöyle derler, 'Rabbimiz, cehennem cezasını bizden çevir. Onun cezası korkunçtur.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden sav(uştur)! Gerçekten onun azabı defedilemez bir beladır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlar ki ya rabbenâ, derler, sav bizlerden Cehennem azâbını, cidden onun azâbı belâyi mübremdir
Fizilal-il Kuran : Onlar derler ki; Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut, çünkü cehennemin azabı sürekli bir afettir.
Gültekin Onan : Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz biz borç (veya sürekli bir acıdır)" derler.
Hakkı Yılmaz : (65,66) Ve Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kulları, “Rabbimiz! Cehennem azabını bizden sav! Doğrusu onun azabı daimî bir değişim ve yıkıma uğramaktır. Orası cidden ne kötü bir karargâh, ne kötü bir ikametgâhtır!” derler.
Hasan Basri Çantay : Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azâbı daimî bir helâledir».
Hayrat Neşriyat : Ve onlar ki: 'Rabbimiz! Cehennem azâbını bizden uzaklaştır! Çünki onun azâbı devamlıdır' derler.
İbni Kesir : Ve onlar ki: Rabbımız, bizden cehennem azabını uzaklaştır. Doğrusu cehennem in azabı sürekli ve acıdır, derler.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar: “Rabbimiz cehennem azabını bizden uzaklaştır. Muhakkak ki onun azabı daimî helâk edicidir.” derler.
Muhammed Esed : Ve onlar ki, "Ey Rabbimiz!" derler, "Cehennem azabını bizden uzaklaştır; çünkü onun çektireceği azap, gerçekten, pek korkunç, pek yaralayıcı olacaktır;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını defet!» derler. Şüphe yok ki, O'nun azabı, bertaraf olmayan bir hüsrândır.
Ömer Öngüt : Onlar ki şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Doğrusu onun azabı devamlıdır. ”
Şaban Piriş : Onlar: -Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır, çünkü onun azabı süreklidir, derler.
Suat Yıldırım : (65-66) "Ey Ulu Rabbimiz, derler, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Zira onun azabı tahammülü zor, ömür tüketen bir derttir. Ne kötü bir varış yeri, ne fena bir yerleşim yeridir orası!"
Süleyman Ateş : "Rabbimiz, cehennemin azâbını bizden uzaklaştır, doğrusu onun azâbı sargındır" derler.
Tefhim-ul Kuran : Onlar: «Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçek şu ki, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)» derler.
Ümit Şimşek : Onlar 'Rabbimiz, Cehennem azabını bizden uzak tut,' derler. 'Çünkü onun azabı, kurtuluşu olmayan bir azaptır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}