» 25 / Furkân  32:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 32
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (VGEL) = ve ḳāle : ve dedi(ler)
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar eden(ler)
4. لَوْلَا (LVLE) = levlā : değil miydi?
5. نُزِّلَ (NZL) = nuzzile : indirilmeli
6. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : ona
7. الْقُرْانُ (ELGR ËN) = l-ḳurānu : Kur'an
8. جُمْلَةً (CMLT) = cumleten : toptan
9. وَاحِدَةً (VEḪD̃T) = vāHideten : bir defada
10. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : böyle yaptık
11. لِنُثَبِّتَ (LNS̃BT) = linuṧebbite : biz sağlamlaştırmak için
12. بِهِ (BH) = bihi : onunla
13. فُؤَادَكَ (FÙED̃K) = fu'ādeke : senin kalbini
14. وَرَتَّلْنَاهُ (VRTLNEH) = ve rattelnāhu : ve onu okuduk
15. تَرْتِيلًا (TRTYLE) = tertīlen : ağır ağır
ve dedi(ler) | kimseler | inkar eden(ler) | değil miydi? | indirilmeli | ona | Kur'an | toptan | bir defada | böyle yaptık | biz sağlamlaştırmak için | onunla | senin kalbini | ve onu okuduk | ağır ağır |

[GVL] [] [KFR] [] [NZL] [] [GRE] [CML] [VḪD̃] [] [S̃BT] [] [FED̃] [RTL] [RTL]
VGEL ELZ̃YN KFRVE LVLE NZL ALYH ELGR ËN CMLT VEḪD̃T KZ̃LK LNS̃BT BH FÙED̃K VRTLNEH TRTYLE

ve ḳāle elleƶīne keferū levlā nuzzile ǎleyhi l-ḳurānu cumleten vāHideten keƶālike linuṧebbite bihi fu'ādeke ve rattelnāhu tertīlen
وقال الذين كفروا لولا نزل عليه القرآن جملة واحدة كذلك لنثبت به فؤادك ورتلناه ترتيلا

 » 25 / Furkân  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GVL VGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And said
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve,
لولا | LVLE levlā değil miydi? """Why not"
نزل ن ز ل | NZL NZL nuzzile indirilmeli was revealed
عليه | ALYH ǎleyhi ona to him
القرآن ق ر ا | GRE ELGR ËN l-ḳurānu Kur'an the Quran
جملة ج م ل | CML CMLT cumleten toptan "all at once?"""
واحدة و ح د | VḪD̃ VEḪD̃T vāHideten bir defada "all at once?"""
كذلك | KZ̃LK keƶālike böyle yaptık Thus,
لنثبت ث ب ت | S̃BT LNS̃BT linuṧebbite biz sağlamlaştırmak için that We may strengthen
به | BH bihi onunla thereby
فؤادك ف ا د | FED̃ FÙED̃K fu'ādeke senin kalbini your heart,
ورتلناه ر ت ل | RTL VRTLNEH ve rattelnāhu ve onu okuduk and We have recited it
ترتيلا ر ت ل | RTL TRTYLE tertīlen ağır ağır (with distinct) recitation.

25:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi(ler) | kimseler | inkar eden(ler) | değil miydi? | indirilmeli | ona | Kur'an | toptan | bir defada | böyle yaptık | biz sağlamlaştırmak için | onunla | senin kalbini | ve onu okuduk | ağır ağır |

[GVL] [] [KFR] [] [NZL] [] [GRE] [CML] [VḪD̃] [] [S̃BT] [] [FED̃] [RTL] [RTL]
VGEL ELZ̃YN KFRVE LVLE NZL ALYH ELGR ËN CMLT VEḪD̃T KZ̃LK LNS̃BT BH FÙED̃K VRTLNEH TRTYLE

ve ḳāle elleƶīne keferū levlā nuzzile ǎleyhi l-ḳurānu cumleten vāHideten keƶālike linuṧebbite bihi fu'ādeke ve rattelnāhu tertīlen
وقال الذين كفروا لولا نزل عليه القرآن جملة واحدة كذلك لنثبت به فؤادك ورتلناه ترتيلا

[ق و ل] [] [ك ف ر] [] [ن ز ل] [] [ق ر ا] [ج م ل] [و ح د] [] [ث ب ت] [] [ف ا د] [ر ت ل] [ر ت ل]

 » 25 / Furkân  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GVL VGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لولا | LVLE levlā değil miydi? """Why not"
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
EXH – exhortation particle
حرف تحضيض
نزل ن ز ل | NZL NZL nuzzile indirilmeli was revealed
Nun,Ze,Lam,
50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
عليه | ALYH ǎleyhi ona to him
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
القرآن ق ر ا | GRE ELGR ËN l-ḳurānu Kur'an the Quran
Elif,Lam,Gaf,Re,,Nun,
1,30,100,200,,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Quran"
اسم علم مرفوع
جملة ج م ل | CML CMLT cumleten toptan "all at once?"""
Cim,Mim,Lam,Te merbuta,
3,40,30,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
واحدة و ح د | VḪD̃ VEḪD̃T vāHideten bir defada "all at once?"""
Vav,Elif,Ha,Dal,Te merbuta,
6,1,8,4,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
كذلك | KZ̃LK keƶālike böyle yaptık Thus,
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
لنثبت ث ب ت | S̃BT LNS̃BT linuṧebbite biz sağlamlaştırmak için that We may strengthen
Lam,Nun,Se,Be,Te,
30,50,500,2,400,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 1st person plural (form II) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
به | BH bihi onunla thereby
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
فؤادك ف ا د | FED̃ FÙED̃K fu'ādeke senin kalbini your heart,
Fe,,Elif,Dal,Kef,
80,,1,4,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ورتلناه ر ت ل | RTL VRTLNEH ve rattelnāhu ve onu okuduk and We have recited it
Vav,Re,Te,Lam,Nun,Elif,He,
6,200,400,30,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ترتيلا ر ت ل | RTL TRTYLE tertīlen ağır ağır (with distinct) recitation.
Te,Re,Te,Ye,Lam,Elif,
400,200,400,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi(ler) | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | لَوْلَا: değil miydi? | نُزِّلَ: indirilmeli | عَلَيْهِ: ona | الْقُرْانُ: Kur'an | جُمْلَةً: toptan | وَاحِدَةً: bir defada | كَذَٰلِكَ: böyle yaptık | لِنُثَبِّتَ: biz sağlamlaştırmak için | بِهِ: onunla | فُؤَادَكَ: senin kalbini | وَرَتَّلْنَاهُ: ve onu okuduk | تَرْتِيلًا: ağır ağır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi(ler) | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | لولا LWLE değil miydi? | نزل NZL indirilmeli | عليه ALYH ona | القرآن ELGR ËN Kur'an | جملة CMLT toptan | واحدة WEḪD̃T bir defada | كذلك KZ̃LK böyle yaptık | لنثبت LNS̃BT biz sağlamlaştırmak için | به BH onunla | فؤادك FÙED̃K senin kalbini | ورتلناه WRTLNEH ve onu okuduk | ترتيلا TRTYLE ağır ağır |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: ve dedi(ler) | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | levlā: değil miydi? | nuzzile: indirilmeli | ǎleyhi: ona | l-ḳurānu: Kur'an | cumleten: toptan | vāHideten: bir defada | keƶālike: böyle yaptık | linuṧebbite: biz sağlamlaştırmak için | bihi: onunla | fu'ādeke: senin kalbini | ve rattelnāhu: ve onu okuduk | tertīlen: ağır ağır |
Kırık Meal (Transcript) : |VGEL: ve dedi(ler) | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | LVLE: değil miydi? | NZL: indirilmeli | ALYH: ona | ELGR ËN: Kur'an | CMLT: toptan | VEḪD̃T: bir defada | KZ̃LK: böyle yaptık | LNS̃BT: biz sağlamlaştırmak için | BH: onunla | FÙED̃K: senin kalbini | VRTLNEH: ve onu okuduk | TRTYLE: ağır ağır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfir olanlar, ona Kur'ân dediler, birden ve toplu olarak indirilseydi ya. Biz, onu, gönlüne iyice yerleştirmen için böyle indirdik ve onu âyet âyet ayırdık, birbiri ardınca indirdik.
Adem Uğur : İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Ahmed Hulusi : Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: "O'na Kurân'ın (İsrailoğullarına gelen kitaplar gibi) hepsi birden tenzîl edilmeliydi!". . . (Oysa) böylece, O'nunla, senin Fuadını (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar - kalp nöronlarının beyindeki açılımlarını) sâbitlemek için (böyle tenzîl ettik) ve (hakikatinde, her birinin kuvvelerini ayrı ayrı bulman için) bölümler hâlinde okuttuk.
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler: 'Kur’ân ona, bir defada, topluca indirilmeli değil miydi?' dediler. Biz onu senin kalbine, hâfızana iyice yerleştirip güven sağlamak için böyle bölüm bölüm indirdik. Onu tane tane okuduk.
Ahmet Varol : İnkar edenler dediler ki: 'Bu Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi?' Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için bu şekilde (ayet ayet indirdik) ve belli bir düzen üzere ağır ağır okuduk.
Ali Bulaç : İnkâr edenler dediler ki: "Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Ali Fikri Yavuz : Bir de kâfirler dediler ki: “- Kur’ân, O’na toptan indirilseydi ya!” Biz, onu kalbine iyice yerleştirelim diye böyle âyet âyet indirdik (topluca indirmedik); ve onu güzel bir şekilde beyan edip âyet âyet okuduk.
Bekir Sadak : Inkar edenler: «Kuran ona bir defada indirilmeliydi» derler. Oysa Biz onu boylece senin kalbine yerlestirmek icin azar azar indirir ve onu agir agir okuruz.
Celal Yıldırım : İnkâra saplanıp kalanlar dediler ki: «Kur'ân O'na (Muhammed'e) bir defada bütünüyle indirilseydi ya..» Biz onunla senin kalbini iyice yatıştırıp pekiştirmek ve tane tane okuman için böylece (parça parça ve uzun sürede) indirdik.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.
Diyanet İşleri (eski) : İnkar edenler: 'Kuran ona bir defada indirilmeliydi' derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.
Diyanet Vakfi : İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Edip Yüksel : İnkarcılar, 'Kuran, ona neden bir defada indirilmedi,' dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yine o inkâr edenler dediler ki: «O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya!» Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine o inkar edenler dediler ki: «O Kur'an ona hep birden indirilseydi ya!» Biz onu kalbine iyi yerleştirmek için böyle indirdik ve onu mükemmel bir okuyuşla ağır ağır okuduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yine o küfredenler dediler ki: o Kur'an ona cümlesi birden indirilseydi ya! Biz onu gönlüne iyi tesbit edelim diye böyle ındirdik ve fevkal'âde bir tertil ile tertil eyledik
Fizilal-il Kuran : Kafirler «Kur'an, Muhammed'e bir defada topluca indirilseydi ya» dediler. Oysa biz senin moralini güçlendirmek, azmini pekiştirmek için onu böylesine bölüm bölüm indirdik ve ağır ağır okuduk.
Gültekin Onan : Küfredenler dediler ki: "Kuran ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla yüreğini (fuadeke) sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Hakkı Yılmaz : "Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler: “Kur’ân o'na bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” de dediler. Biz, onu senin kalbine iyice yerleştirelim diye böyle parça parça indirdik. Ve Biz, onu tane tane/ birbirine karıştırmadan vahyettik. "
Hasan Basri Çantay : O küfredenler (şöyle) dedi (ler): «Ona Kur'an bir (hamlede), toplu bir halde indirilmeli değil miydi»? Biz onu senin kalbine iyice yerleşdirmek için böyle (yapdık). Onu (çok güzel bir nizaam ile) âyet âyet ayırdık (ve aheste aheste bildirdik).
Hayrat Neşriyat : İnkâr edenler ise: 'Kur’ân, ona bir def'ada topluca indirilmeli değil miydi?' dedi(ler). Onunla senin kalbini kuvvetlendirmek için böyle (azar azar indirmişiz)dir ve onu(sana) ağır ağır okuduk.
İbni Kesir : O küfredenler dediler ki: Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi? Halbuki Biz; onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle azar azar indirir ve ağır ağır okuruz.
İskender Evrenosoğlu : Ve kâfirler: “Kur'ân ona, bir defada bütün (toplu) olarak indirilmeli değil miydi?” dediler. İşte bu, O'nu (Kur'ân'ı) senin idrakine tesbit etmemiz (sabitlememiz) içindir. Ve O'nu, kısım kısım tertipleyerek beyan ettik (okuduk).
Muhammed Esed : İmdi, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: "Kuran ona bir bütün olarak bir kerede indirilseydi ya!" diyorlar. Oysa, Biz onu (sana) böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kâfir olanlar dedi ki: «Kur'an O'nun üzerine toplu bir halde indirilmiş olmalı değil mi idi?» Onunla kalbini takviye etmek için böyle müteferrikan indirdik. Ve onu âyet âyet beyan ettik.
Ömer Öngüt : Küfredenler: “Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu ağır ağır okuduk.
Şaban Piriş : Küfredenler: -Kur’an ona bir defada toptan indirilmeli değil miydi? dediler. Biz, onu senin kalbine yerleştirmek için böyle indirdik. Onu düzenli ve yerli yerince indirdik.
Suat Yıldırım : Bir de o kâfirler dediler ki: "Bu Kur’ân ona toptan, bir defada indirilmeli değil miydi?" Halbuki Biz vahiyle senin kalbini pekiştirmek için böyle ara ara indirdik ve onu parça parça okuduk.
Süleyman Ateş : İnkâr edenler: "Kur'ân, ona bir defada indirilmeli değil miydi?" dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.
Tefhim-ul Kuran : Küfredenler dediler ki: «Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?» Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Ümit Şimşek : Bir de o kâfirler 'Kur'ân ona bir defada indirilmeli değil miydi?' dediler. Oysa Biz onu senin kalbine böylece yerleştirmek için tane tane, ağır ağır okuduk.
Yaşar Nuri Öztürk : İnkâr edenler dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilsedi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}