Diyanet İşleri (eski) Meali |
|
(1-2) Göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin olan, çocuk edinmeyen, hükümranlıkta ortağı bulunmayan, herşeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyen ve dünyaları uyarmak üzere kuluna hakkı batıldan ayırdeden Kuran'ı indiren Allah yücelerin yücesidir.(25:1) | |
Kafirler, O'nu bırakıp, birşey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.(25:3) | |
İnkar edenler: 'Bu Kuran uydurmadır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir' diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular.(25:4) | |
'Kuran öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırıp sabah akşam kendisine okunmaktadır' dediler.(25:5) | |
De ki: 'Onu, göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir.'(25:6) | |
Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!(25:7) | |
(7-8) Şöyle dediler: 'Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!' Bu zalimler, inananlara: 'Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz' dediler.(25:8) | |
Sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.(25:9) | |
Dilerse sana, bunlardan daha iyi olan, içlerinden ırmaklar akan cennetler verebilen ve köşkler kurabilen Allah yücelerin yücesidir.(25:10) | |
Zaten onlar, kıyamet saatini de yalanladılar. O saatin geleceğini yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırlamışızdır.(25:11) | |
Bu ateş, onlara uzak bir yerden gözükünce, onun kaynamasını ve uğultusunu işitirler.(25:12) | |
Elleri boyunlarına bağlanarak, dar bir yerden atıldıkları zaman, orada, yok olup gitmeyi isterler.(25:13) | |
'Bir kere yok olmayı değil, birçok defa yok olmayı isteyin' denir.(25:14) | |
De ki: 'Bu mu iyidir, yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanlara mükafat ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedi cennet mi daha iyidir?'(25:15) | |
Temelli kalacakları cennette diledikleri şeyleri bulurlar. Bu, Rabbinin yerine getirilmesi istenen bir vaadidir.(25:16) | |
O gün Rabbin onları ve Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyleri toplar ve: 'Bu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendi kendilerine mi yoldan saptılar?' der.(25:17) | |
Onlar: 'Haşa; Seni bırakıp başka dostlar edinmek bize yaraşmaz; fakat Sen onlara ve babalarına nimetler verdin de sonunda Seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir millet oldular' derler.(25:18) | |
'Söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar, artık kendinizden azabı çeviremez, yardım da göremezsiniz. Zulmedenlerinize büyük bir azap tattıracağız' denir.(25:19) | |
Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de, şüphesiz, yemek yerler, sokaklarda gezerlerdi. Ey insanlar! Sabreder misiniz diye sizi birbirinizle sınarız. Rabbin her şeyi görür.(25:20) | |
Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: 'Bize ya melekler indirilmeli, ya da Rabbimiz'i görmeliyiz' derler. And olsun ki kendi kendilerine büyüklenmişler, azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.(25:21) | |
Melekleri gördükleri gün, işte o gün, suçlulara iyi haber yoktur. Melekler: 'İyi haber size yasaktır, yasak!' derler.(25:22) | |
Yaptıkları her işi ele alır, onu toz duman ederiz.(25:23) | |
O gün, cennetliklerin kalacağı yer çok iyi, dinlenecekleri yer çok güzeldir.(25:24) | |
O gün, gök beyaz bulutlar halinde parçalanacak ve melekler bölük bölük indirilecektir.(25:25) | |
O gün gerçek hükümdarlık Rahman'ındır. İnkarcılar için yaman bir gündür.(25:26) | |
(27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der.(25:27) | |
Peygamber: 'Ey Rabbim! Doğrusu milletim bu Kuran'ı terketmişti' der.(25:30) | |
Her peygamber için, böylece suçlulardan bir düşman ortaya koyarız. Doğruyu gösterici ve yardımcı olarak, Rabbin yeter.(25:31) | |
İnkar edenler: 'Kuran ona bir defada indirilmeliydi' derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.(25:32) | |
Sana bir misal vermezler ki, Biz onun gerçeğini ve en iyi anlaşılanını sana vermemiş olalım.(25:33) | |
Cehennemde yüzü koyun toplanacak olanlar, işte onların yerleri en kötü ve yolları da en sapıktır.(25:34) | |
And olsun ki Musa'ya Kitap verdik, kardeşi Harun'u da kendisine vezir yaptık.(25:35) | |
'Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin' dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.(25:36) | |
Nuh milletini de, peygamberleri yalanladıkları zaman suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret kıldık. Zalimlere can yakıcı azap hazırlamışızdır.(25:37) | |
Ad, Semud milletleri ile Ress'lileri ve bunların arasında birçok nesilleri de yerle bir ettik.(25:38) | |
Her birine misaller vermiştik ama, dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.(25:39) | |
Bu putperestler and olsun ki, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardı. Onu görmediler mi? Hayır; tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.(25:40) | |
Seni gördükleri zaman, 'Allah'ın gönderdiği elçi bu mudur?' diye alaya almaktan başka birşey yapmazlar.(25:41) | |
'Tanrılarımız üzerinde direnmeseydik, doğrusu neredeyse bizi onlardan uzaklaştıracaktı' derler. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.(25:42) | |
Hevesini kendine tanrı edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?(25:43) | |
Yoksa çoklarının söz dinlediklerini veya aklettiklerini mi sanırsın? Onlar şüphesiz davarlar gibidir, belki daha da sapık yolludurlar.(25:44) | |
(45-46) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.(25:45) | |
Size geceyi örtü, uykuyu rahatlık kılan, gündüzü çalışma zamanı yapan Allah'tır.(25:47) | |
(48-49) Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderen O'dur. Ölü bir yeri diriltmek ve yarattığımız nice hayvan ve insanları sulamak için gökten tertemiz su indirmişizdir.(25:48) | |
And olsun ki öğüt almaları için ülkeler arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdırmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.(25:50) | |
Dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.(25:51) | |
Sen, inkarcılara uyma, onlara karşı olanca gücünle mücadele et.(25:52) | |
Birinin suyu tatlı ve kolay içimli, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da, karışmalarına engel olan bir sınır koyan Allah'tır.(25:53) | |
İnsanı sudan yaratarak, ona soy sop veren O'dur. Rabbin herşeye Kadir'dir.(25:54) | |
Allah'ı bırakıp, kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere kulluk ederler. İnkar eden, Rabbine karşı gelenin (şeytanın) yardımcısıdır.(25:55) | |
Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.(25:56) | |
De ki: 'Ben buna karşı sizden bir ücret değil, ancak, Rabbine doğru bir yol tutmak dileyen kimseler olmanızı istiyorum.'(25:57) | |
Ölümsüz, diri olan Allah'a güven, O'nu överek tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak kendisi yeter.(25:58) | |
Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan sonra da arşa hükmeden Rahman'dır. Bunu bir bilene sor.(25:59) | |
Onlara: 'Rahman'a secdeye varın' dendiği zaman 'Rahman da nedir? Emrettiğine mi secdeye varacağız?' derler. Bu, onların nefretini artırır.(25:60) | |
Gökte burçlar vareden, orada ışık saçan güneş ve aydınlatan ayı yaratan Allah, yücelerin yücesidir.(25:61) | |
İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur.(25:62) | |
Rahman'ın kulları yeryüzünde mütevazı yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman onlara güzel ve yumuşak söz söylerler.(25:63) | |
Onlar, gecelerini Rableri için kıyama durarak ve secdeye vararak geçirirler.(25:64) | |
(65-66) Onlar, 'Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır' derler.(25:65) | |
Onlar, sarfettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasında orta bir yol tutarlar.(25:67) | |
Onlar, Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları yapan günaha girmiş olur.(25:68) | |
Kıyamet günü azabı kat kat olur, orada, alçaltılarak temelli kalır.(25:69) | |
Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder.(25:70) | |
Kim tevbe edip yararlı iş işlerse, şüphesiz o, Allah'a gereği gibi yönelmiş olur.(25:71) | |
Onlar yalan yere şehadet etmezler; faydasız birşeye rastladıkları zaman yüz çevirip vakarla geçerler.(25:72) | |
Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.(25:73) | |
Onlar: 'Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap' derler.(25:74) | |
İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü cennetin en yüksek dereceleriyle mükafatlandırılırlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleriyle karşılanırlar.(25:75) | |
Orada temellidirler. Orası ne güzel bir yer ve ne güzel duraktır!(25:76) | |
De ki: 'İbadetiniz (duanız) olmasa Rabbim size ne diye değer versin?' Ey inkarcılar! Yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacaktır.(25:77) | |