» 25 / Furkân  12:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

 » 25 / Furkân  Suresi: 12
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : ne zaman ki
2. رَأَتْهُمْ (RÊTHM) = raethum : onları görünce
3. مِنْ (MN) = min :
4. مَكَانٍ (MKEN) = mekānin : bir yerden
5. بَعِيدٍ (BAYD̃) = beǐydin : uzak
6. سَمِعُوا (SMAVE) = semiǔ : onlar işitirler
7. لَهَا (LHE) = lehā : bunun
8. تَغَيُّظًا (TĞYƵE) = teğayyuZen : öfkesini
9. وَزَفِيرًا (VZFYRE) = ve zefīran : ve homurtusunu
ne zaman ki | onları görünce | | bir yerden | uzak | onlar işitirler | bunun | öfkesini | ve homurtusunu |

[] [REY] [] [KVN] [BAD̃] [SMA] [] [ĞYƵ] [ZFR]
ÎZ̃E RÊTHM MN MKEN BAYD̃ SMAVE LHE TĞYƵE VZFYRE

iƶā raethum min mekānin beǐydin semiǔ lehā teğayyuZen ve zefīran
إذا رأتهم من مكان بعيد سمعوا لها تغيظا وزفيرا

 » 25 / Furkân  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman ki When
رأتهم ر ا ي | REY RÊTHM raethum onları görünce it sees them
من | MN min from
مكان ك و ن | KVN MKEN mekānin bir yerden a place
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin uzak far,
سمعوا س م ع | SMA SMAVE semiǔ onlar işitirler they will hear
لها | LHE lehā bunun its
تغيظا غ ي ظ | ĞYƵ TĞYƵE teğayyuZen öfkesini raging
وزفيرا ز ف ر | ZFR VZFYRE ve zefīran ve homurtusunu and roaring.

25:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | onları görünce | | bir yerden | uzak | onlar işitirler | bunun | öfkesini | ve homurtusunu |

[] [REY] [] [KVN] [BAD̃] [SMA] [] [ĞYƵ] [ZFR]
ÎZ̃E RÊTHM MN MKEN BAYD̃ SMAVE LHE TĞYƵE VZFYRE

iƶā raethum min mekānin beǐydin semiǔ lehā teğayyuZen ve zefīran
إذا رأتهم من مكان بعيد سمعوا لها تغيظا وزفيرا

[] [ر ا ي] [] [ك و ن] [ب ع د] [س م ع] [] [غ ي ظ] [ز ف ر]

 » 25 / Furkân  Suresi: 12
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman ki When
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
رأتهم ر ا ي | REY RÊTHM raethum onları görünce it sees them
Re,,Te,He,Mim,
200,,400,5,40,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
مكان ك و ن | KVN MKEN mekānin bir yerden a place
Mim,Kef,Elif,Nun,
40,20,1,50,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بعيد ب ع د | BAD̃ BAYD̃ beǐydin uzak far,
Be,Ayn,Ye,Dal,
2,70,10,4,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
سمعوا س م ع | SMA SMAVE semiǔ onlar işitirler they will hear
Sin,Mim,Ayn,Vav,Elif,
60,40,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لها | LHE lehā bunun its
Lam,He,Elif,
30,5,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
تغيظا غ ي ظ | ĞYƵ TĞYƵE teğayyuZen öfkesini raging
Te,Ğayn,Ye,Zı,Elif,
400,1000,10,900,1,
N – accusative masculine indefinite (form V) verbal noun
اسم منصوب
وزفيرا ز ف ر | ZFR VZFYRE ve zefīran ve homurtusunu and roaring.
Vav,Ze,Fe,Ye,Re,Elif,
6,7,80,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذَا: ne zaman ki | رَأَتْهُمْ: onları görünce | مِنْ: | مَكَانٍ: bir yerden | بَعِيدٍ: uzak | سَمِعُوا: onlar işitirler | لَهَا: bunun | تَغَيُّظًا: öfkesini | وَزَفِيرًا: ve homurtusunu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذا ÎZ̃E ne zaman ki | رأتهم RÊTHM onları görünce | من MN | مكان MKEN bir yerden | بعيد BAYD̃ uzak | سمعوا SMAWE onlar işitirler | لها LHE bunun | تغيظا TĞYƵE öfkesini | وزفيرا WZFYRE ve homurtusunu |
Kırık Meal (Okunuş) : |iƶā: ne zaman ki | raethum: onları görünce | min: | mekānin: bir yerden | beǐydin: uzak | semiǔ: onlar işitirler | lehā: bunun | teğayyuZen: öfkesini | ve zefīran: ve homurtusunu |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃E: ne zaman ki | RÊTHM: onları görünce | MN: | MKEN: bir yerden | BAYD̃: uzak | SMAVE: onlar işitirler | LHE: bunun | TĞYƵE: öfkesini | VZFYRE: ve homurtusunu |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ateş, onları tâ uzaktan gördü mü duyacak onlar, ateşin şiddetli kızgınlığını ve harıl harıl yanarken çıkardığı sesi.
Adem Uğur : Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.
Ahmed Hulusi : Daha cehenneme girmeden (kabir âlemlerindeyken), onun taşan öfkesini ve şiddetli uğultulu sesini işitirler.
Ahmet Tekin : Cehennem ateşi, uzak bir mesafeden kâfirleri görünce; onlar cehennemin öfkeli kükremesine, kaynamasına ve uğultusuna kulak verirler.
Ahmet Varol : O onları uzak bir yerden görünce onlar onun öfkelenişini [2] ve uğultusunu duyarlar.
Ali Bulaç : (Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.
Ali Fikri Yavuz : Öyle ki, bu ateş onları uzak bir yerden gördüğü vakit, onlar, bunun galeyan ve homurdanışını işitirler.
Bekir Sadak : Bu ates, onlara uzak bir yerden gozukunce, onun kaynamasini ve ugultusunu isitirler.
Celal Yıldırım : O ateş bunları uzak bir yerden görünce, onun, öfkesinden köpürüp korkunç uğultusunu duyarlar,
Diyanet İşleri : Bu ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitirler.
Diyanet İşleri (eski) : Bu ateş, onlara uzak bir yerden gözükünce, onun kaynamasını ve uğultusunu işitirler.
Diyanet Vakfi : Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.
Edip Yüksel : Cehennem onları uzaktan görünce, onun öfkesini ve uğultusunu işitirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O ateş onları uzak bir yerden gördüğü zaman, ona özgü bir hışımlanma ve uğultu duyarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki onları gördüğü vakıt ona mahsus bir hışımlanma, bir zefîr işitirler
Fizilal-il Kuran : Bu ateş onları uzaktan görünce onun uğultusu ve öfkeli solumaları kulaklarına gelir.
Gültekin Onan : (Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.
Hakkı Yılmaz : O çılgın alev onları uzak bir yerden görünce, onun öfkelenmesini ve uğultusunu işittiler.
Hasan Basri Çantay : O, kendilerini uzak bir yerden gördüğü zaman onlar bunun o müdhiş gazablanışını ve uğultusunu duyacaklardır.
Hayrat Neşriyat : (Bu öyle bir ateştir ki) onları (o kâfirleri) uzak bir yerden görünce, onun öfkelenişini ve homurtusunu işitirler.
İbni Kesir : Bu, kendilerine uzak bir yerden gözükünce onun kaynayışını ve uğultusunu duyacaklardır.
İskender Evrenosoğlu : (Cehennem), onları uzaktan gördüğü zaman onun öfkesini ve uğultusunu işittiler.
Muhammed Esed : O ateş uzaktan karşılarına çıkınca onun öfkeli kükremesini ve uğultusunu işitecekler;
Ömer Nasuhi Bilmen : Onları uzak bir mekandan görünce onun için bir galeyan ve bir şiddetli ses işitirler.
Ömer Öngüt : Cehennem onları uzak bir yerden gördüğü zaman, onlar bunun müthiş gazaplanışını ve uğultusunu işitirler.
Şaban Piriş : Bu ateş onlara uzak bir yerden göründüğü zaman, onun gürültüsünü ve uğultusunu işitirler.
Suat Yıldırım : Bu ateş onları, daha uzaktan görünce, onun öfkesinden gürlediğini ve korkunç homurtusunu işitirler.
Süleyman Ateş : (Bu ateş) onları uzak bir yerden görünce onlar bunun öfkesini ve homurtusunu işitirler.
Tefhim-ul Kuran : (Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.
Ümit Şimşek : Onu uzaktan gördüklerinde öfkeyle gürleyişini işitirler.
Yaşar Nuri Öztürk : O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve uğultusunu işitirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}