CONJ – prefixed conjunction wa (and) EMPH – emphatic prefix lām CERT – particle of certainty الواو عاطفة اللام لام التوكيد حرف تحقيق
صرفناه
ص ر ف | ṦRF
ṦRFNEH
Sarrafnāhu
etraflıca anlattık
We have distributed it
Sad,Re,Fe,Nun,Elif,He, 90,200,80,50,1,5,
V – 1st person plural (form II) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بينهم
ب ي ن | BYN
BYNHM
beynehum
onların aralarında
among them
Be,Ye,Nun,He,Mim, 2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ليذكروا
ذ ك ر | Z̃KR
LYZ̃KRVE
liyeƶƶekkerū
öğüt alsınlar diye
that they may remember,
Lam,Ye,Zel,Kef,Re,Vav,Elif, 30,10,700,20,200,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām V – 3rd person masculine plural (form V) imperfect verb, subjunctive mood PRON – subject pronoun اللام لام التعليل فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فأبى
ا ب ي | EBY
FÊB
feebā
ama direnmektedir
but refuse
Fe,,Be,, 80,,2,,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine singular perfect verb الفاء استئنافية فعل ماض
أكثر
ك ث ر | KS̃R
ÊKS̃R
ekṧeru
çoğu
most
,Kef,Se,Re, ,20,500,200,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
الناس
ن و س | NVS
ELNES
n-nāsi
insanların
(of) the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin, 1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun اسم مجرور
إلا
|
ÎLE
illā
ancak
except
,Lam,Elif, ,30,1,
RES – restriction particle أداة حصر
كفورا
ك ف ر | KFR
KFVRE
kufūran
inkarda
disbelief.
Kef,Fe,Vav,Re,Elif, 20,80,6,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | صَرَّفْنَاهُ: etraflıca anlattık | بَيْنَهُمْ: onların aralarında | لِيَذَّكَّرُوا: öğüt alsınlar diye | فَأَبَىٰ: ama direnmektedir | أَكْثَرُ: çoğu | النَّاسِ: insanların | إِلَّا: ancak | كُفُورًا: inkarda |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ve andolsun | صرفناه ṦRFNEHetraflıca anlattık | بينهم BYNHMonların aralarında | ليذكروا LYZ̃KRWEöğüt alsınlar diye | فأبى FÊBama direnmektedir | أكثر ÊKS̃Rçoğu | الناس ELNESinsanların | إلا ÎLEancak | كفورا KFWREinkarda |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | Sarrafnāhu: etraflıca anlattık | beynehum: onların aralarında | liyeƶƶekkerū: öğüt alsınlar diye | feebā: ama direnmektedir | ekṧeru: çoğu | n-nāsi: insanların | illā: ancak | kufūran: inkarda |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | ṦRFNEH: etraflıca anlattık | BYNHM: onların aralarında | LYZ̃KRVE: öğüt alsınlar diye | FÊB: ama direnmektedir | ÊKS̃R: çoğu | ELNES: insanların | ÎLE: ancak | KFVRE: inkarda |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki biz onu, bulundukları yerlere akıttık düşünüp ibret alsınlar diye, fakat insanların çoğu, ibret almaya yanaşmadı, nankör olup gitti.
Adem Uğur : Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki O'nu (Kurân'ı) onların arasında, tezekkür (hatırlayıp düşünmeleri) için açıkladık da açıkladık. . . İnsanların çoğunluğu ise hakikati inkâr ettiler.
Ahmet Tekin : Andolsun, yağmuru, ibret almaları, şükretmeleri için, insanlar arasında, yeryüzünün değişik bölgelerinde bölüştürdük. Ama, insanların çoğu ille de nankörlük edip diretmiştir.
Ahmet Varol : Andolsun ki öğüt alsınlar diye onu aralarında dağıttık. [6] Ancak insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmadılar.
Ali Bulaç : Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu, yağmuru, memleketler arasında taksim ettik ki, ibret alsınlar (şükretsinler). Yine de insanların çoğu yüz çevirdiler, ancak nimeti inkâr ettiler.
Bekir Sadak : And olsun ki ogut almalari icin ulkeler arasinda yer yer turlu turlu yagmur yagdirmisizdir. Buna ragmen insanlarin cogu nankorlukte direnmistir.
Celal Yıldırım : And olsun ki, bu (tabiat olayını) öğüt alsınlar diye insanlar arasında çevirip dururuz. Bununla beraber insanların çoğu inad edip dayattılar da nankörlükten vazgeçmediler.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki öğüt almaları için ülkeler arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdırmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Diyanet Vakfi : Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Edip Yüksel : Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki onu aralarında, düşünsünler ve ibret alsınlar diye evirip çevirmekteyiz. Yine de insanların çoğu dayatmakta ve nankörlükten başkasına yanaşmamaktadır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlım hakkı için onu aranızda evirip çevirmekteyiz düşünsünler ıbret alsınlar diye yine de nâsın ekserîsi dayatmakta nankörlükten başkasına yanaşmamakta
Fizilal-il Kuran : İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye biz bu gerçeği onlara çeşitli şekillerde anlattık. Fakat onların çoğu ısrarla nankörlüklerini sürdürdüler.
Gültekin Onan : Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu küfredip ayak direttiler.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun Biz, öğüt almaları için her şeyi, çeşit çeşit şekillerde anlattık, ama insanların çoğu sadece iyilikbilmezlikte dayattılar.
Hasan Basri Çantay : Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler).
Hayrat Neşriyat : Celâlim hakkı için, ibret alsınlar diye bunu aralarında çeşitli şekillerde açıkladık;fakat insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmamaktadır.
İbni Kesir : Andolsun ki; düşünüp ibret alsınlar diye onu aralarında evirip çevirmekteyiz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmişlerdir.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki tezekkür etmeleri için onu (suyu, rahmet, fazl ve salâvâtı), onların aralarında paylaştırdık (açıkladık). Fakat insanların çoğu sadece inkâr ederek, direndiler.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz bütün bunları insanların gözü önüne hep seregelmişizdir ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar; ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Zât-ı akdesim hakkı için onu (o yağmur nîmetini) tefekkür etsinler için aralarında türlü türlü sûretlerde bulundurmaktayız. Halbuki nâsın ekserisi ancak nankörlükte bulunmuştur.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz bunu, insanların ibret almaları için aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır. Fakat insanların çoğu nankörlük edip diretmektedir.
Şaban Piriş : Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.
Suat Yıldırım : Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, bu sözü onların aralarında çevirip çevirip anlattık ki öğüt alsınlar. Ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Ümit Şimşek : Doğrusu, öğüt alsınlar diye Biz onu aralarında çeşitli şekillere çevirip durmaktayız. Yine de insanların birçoğu nankörlükten geri durmuyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]