V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine singular object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلينا
|
ÎLYNE
ileynā
kendimize
to Us,
,Lam,Ye,Nun,Elif, ,30,10,50,1,
P – preposition PRON – 1st person plural object pronoun جار ومجرور
قبضا
ق ب ض | GBŽ
GBŽE
ḳabDan
yavaş yavaş
a withdrawal
Gaf,Be,Dad,Elif, 100,2,800,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
Adem Uğur : Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
Ahmed Hulusi : Sonra onu (o uzatılmış gölge benliği) kolay bir kabzediş (el koyuş) ile kendimize kabzettik (Hakikat farkındalığıyla "yok"luğunu hissettirdik).
Ahmet Tekin : Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?
Ahmet Varol : Sonra onu azar azar kendimize çektik.
Ali Bulaç : Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
Ali Fikri Yavuz : Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.
Bekir Sadak : (45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.
Celal Yıldırım : Sonra da onu tutup kendimize doğru azar azar çekip (kısaltmaktayız).
Diyanet İşleri : Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.
Diyanet İşleri (eski) : (45-46) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
Diyanet Vakfi : Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
Fizilal-il Kuran : Sonra onu yavaş yavaş kısaltarak kendimize çektik.
Gültekin Onan : Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
Hakkı Yılmaz : (45,46) Rabbinin o gölgeyi nasıl uzatmış olduğuna bakmadın mı? Dileseydi onu elbet hareketsiz de yapardı. Sonra Biz güneşi, ona delil yaptık. Sonra da onu kolay bir çekişle Kendimize doğru çektik.
Hasan Basri Çantay : Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.
Hayrat Neşriyat : Sonra (güneşin yükselmesiyle) onu yavaş yavaş tutarak kendimize çektik (ortadan kaldırdık).
İbni Kesir : Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
İskender Evrenosoğlu : Sonra da onu yavaş yavaş kısaltarak, Bize (Kendimize) çektik.
Muhammed Esed : ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.
Ömer Öngüt : Sonra o uzayan gölgeyi azar azar alıp kendimize çektik.
Şaban Piriş : Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.
Suat Yıldırım : (45-46) Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş’i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz.
Süleyman Ateş : Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.
Tefhim-ul Kuran : Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
Ümit Şimşek : Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekeriz.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]