» 16 / Nahl  97:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 97
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَنْ (MN) = men : her kim
2. عَمِلَ (AML) = ǎmile : bir iş yaparsa
3. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : iyi
4. مِنْ (MN) = min :
5. ذَكَرٍ (Z̃KR) = ƶekerin : erkekten
6. أَوْ (ÊV) = ev : veya
7. أُنْثَىٰ (ÊNS̃) = unṧā : kadından
8. وَهُوَ (VHV) = vehuve : o
9. مُؤْمِنٌ (MÙMN) = mu'minun : inanmış olarak
10. فَلَنُحْيِيَنَّهُ (FLNḪYYNH) = felenuHyiyennehu : onu yaşatırız
11. حَيَاةً (ḪYET) = Hayāten : bir hayatla
12. طَيِّبَةً (ŦYBT) = Tayyibeten : hoş
13. وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ (VLNCZYNHM) = velenecziyennehum : ve elbette veririz
14. أَجْرَهُمْ (ÊCRHM) = ecrahum : onların ücretini
15. بِأَحْسَنِ (BÊḪSN) = bieHseni : en güzeliyle
16. مَا (ME) = mā :
17. كَانُوا (KENVE) = kānū : olduklarının
18. يَعْمَلُونَ (YAMLVN) = yeǎ'melūne : yapıyor(lar)
her kim | bir iş yaparsa | iyi | | erkekten | veya | kadından | o | inanmış olarak | onu yaşatırız | bir hayatla | hoş | ve elbette veririz | onların ücretini | en güzeliyle | | olduklarının | yapıyor(lar) |

[] [AML] [ṦLḪ] [] [Z̃KR] [] [ENS̃] [] [EMN] [ḪYY] [ḪYY] [ŦYB] [CZY] [ECR] [ḪSN] [] [KVN] [AML]
MN AML ṦELḪE MN Z̃KR ÊV ÊNS̃ VHV MÙMN FLNḪYYNH ḪYET ŦYBT VLNCZYNHM ÊCRHM BÊḪSN ME KENVE YAMLVN

men ǎmile SāliHen min ƶekerin ev unṧā vehuve mu'minun felenuHyiyennehu Hayāten Tayyibeten velenecziyennehum ecrahum bieHseni kānū yeǎ'melūne
من عمل صالحا من ذكر أو أنثى وهو مؤمن فلنحيينه حياة طيبة ولنجزينهم أجرهم بأحسن ما كانوا يعملون

 » 16 / Nahl  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men her kim Whoever
عمل ع م ل | AML AML ǎmile bir iş yaparsa does
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi righteous deeds
من | MN min whether
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin erkekten male
أو | ÊV ev veya or
أنثى ا ن ث | ENS̃ ÊNS̃ unṧā kadından female
وهو | VHV vehuve o while he
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanmış olarak (is) a believer,
فلنحيينه ح ي ي | ḪYY FLNḪYYNH felenuHyiyennehu onu yaşatırız then surely We will give him life,
حياة ح ي ي | ḪYY ḪYET Hayāten bir hayatla a life
طيبة ط ي ب | ŦYB ŦYBT Tayyibeten hoş good,
ولنجزينهم ج ز ي | CZY VLNCZYNHM velenecziyennehum ve elbette veririz and We will pay them
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecrahum onların ücretini their reward
بأحسن ح س ن | ḪSN BÊḪSN bieHseni en güzeliyle to (the) best
ما | ME of what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olduklarının they used (to)
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.

16:97 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

her kim | bir iş yaparsa | iyi | | erkekten | veya | kadından | o | inanmış olarak | onu yaşatırız | bir hayatla | hoş | ve elbette veririz | onların ücretini | en güzeliyle | | olduklarının | yapıyor(lar) |

[] [AML] [ṦLḪ] [] [Z̃KR] [] [ENS̃] [] [EMN] [ḪYY] [ḪYY] [ŦYB] [CZY] [ECR] [ḪSN] [] [KVN] [AML]
MN AML ṦELḪE MN Z̃KR ÊV ÊNS̃ VHV MÙMN FLNḪYYNH ḪYET ŦYBT VLNCZYNHM ÊCRHM BÊḪSN ME KENVE YAMLVN

men ǎmile SāliHen min ƶekerin ev unṧā vehuve mu'minun felenuHyiyennehu Hayāten Tayyibeten velenecziyennehum ecrahum bieHseni kānū yeǎ'melūne
من عمل صالحا من ذكر أو أنثى وهو مؤمن فلنحيينه حياة طيبة ولنجزينهم أجرهم بأحسن ما كانوا يعملون

[] [ع م ل] [ص ل ح] [] [ذ ك ر] [] [ا ن ث] [] [ا م ن] [ح ي ي] [ح ي ي] [ط ي ب] [ج ز ي] [ا ج ر] [ح س ن] [] [ك و ن] [ع م ل]

 » 16 / Nahl  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
من | MN men her kim Whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
عمل ع م ل | AML AML ǎmile bir iş yaparsa does
Ayn,Mim,Lam,
70,40,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen iyi righteous deeds
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
من | MN min whether
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶekerin erkekten male
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أنثى ا ن ث | ENS̃ ÊNS̃ unṧā kadından female
,Nun,Se,,
,50,500,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
وهو | VHV vehuve o while he
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanmış olarak (is) a believer,
Mim,,Mim,Nun,
40,,40,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
فلنحيينه ح ي ي | ḪYY FLNḪYYNH felenuHyiyennehu onu yaşatırız then surely We will give him life,
Fe,Lam,Nun,Ha,Ye,Ye,Nun,He,
80,30,50,8,10,10,50,5,
REM – prefixed resumption particle
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حياة ح ي ي | ḪYY ḪYET Hayāten bir hayatla a life
Ha,Ye,Elif,Te merbuta,
8,10,1,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
طيبة ط ي ب | ŦYB ŦYBT Tayyibeten hoş good,
Tı,Ye,Be,Te merbuta,
9,10,2,400,
ADJ – accusative feminine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
ولنجزينهم ج ز ي | CZY VLNCZYNHM velenecziyennehum ve elbette veririz and We will pay them
Vav,Lam,Nun,Cim,Ze,Ye,Nun,He,Mim,
6,30,50,3,7,10,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person plural imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أجرهم ا ج ر | ECR ÊCRHM ecrahum onların ücretini their reward
,Cim,Re,He,Mim,
,3,200,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بأحسن ح س ن | ḪSN BÊḪSN bieHseni en güzeliyle to (the) best
Be,,Ha,Sin,Nun,
2,,8,60,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine singular noun
جار ومجرور
ما | ME of what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olduklarının they used (to)
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne yapıyor(lar) do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَنْ: her kim | عَمِلَ: bir iş yaparsa | صَالِحًا: iyi | مِنْ: | ذَكَرٍ: erkekten | أَوْ: veya | أُنْثَىٰ: kadından | وَهُوَ: o | مُؤْمِنٌ: inanmış olarak | فَلَنُحْيِيَنَّهُ: onu yaşatırız | حَيَاةً: bir hayatla | طَيِّبَةً: hoş | وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ: ve elbette veririz | أَجْرَهُمْ: onların ücretini | بِأَحْسَنِ: en güzeliyle | مَا: | كَانُوا: olduklarının | يَعْمَلُونَ: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |من MN her kim | عمل AML bir iş yaparsa | صالحا ṦELḪE iyi | من MN | ذكر Z̃KR erkekten | أو ÊW veya | أنثى ÊNS̃ kadından | وهو WHW o | مؤمن MÙMN inanmış olarak | فلنحيينه FLNḪYYNH onu yaşatırız | حياة ḪYET bir hayatla | طيبة ŦYBT hoş | ولنجزينهم WLNCZYNHM ve elbette veririz | أجرهم ÊCRHM onların ücretini | بأحسن BÊḪSN en güzeliyle | ما ME | كانوا KENWE olduklarının | يعملون YAMLWN yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |men: her kim | ǎmile: bir iş yaparsa | SāliHen: iyi | min: | ƶekerin: erkekten | ev: veya | unṧā: kadından | vehuve: o | mu'minun: inanmış olarak | felenuHyiyennehu: onu yaşatırız | Hayāten: bir hayatla | Tayyibeten: hoş | velenecziyennehum: ve elbette veririz | ecrahum: onların ücretini | bieHseni: en güzeliyle | : | kānū: olduklarının | yeǎ'melūne: yapıyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |MN: her kim | AML: bir iş yaparsa | ṦELḪE: iyi | MN: | Z̃KR: erkekten | ÊV: veya | ÊNS̃: kadından | VHV: o | MÙMN: inanmış olarak | FLNḪYYNH: onu yaşatırız | ḪYET: bir hayatla | ŦYBT: hoş | VLNCZYNHM: ve elbette veririz | ÊCRHM: onların ücretini | BÊḪSN: en güzeliyle | ME: | KENVE: olduklarının | YAMLVN: yapıyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi işlerde bulunanı tertemiz bir yaşayışa mazhar ederiz ve mükâfâtını, yaptığı en güzel işlere karşılık olarak mutlaka vereceğiz.
Adem Uğur : Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
Ahmed Hulusi : İster erkek ister kadın olsun, kim iman ederek imanın gereği fiiller ortaya koyarsa elbette biz ona temiz-pak bir hayat yaşatırız. . . Onlara elbette yaptıklarının daha güzeliyle karşılıklarını veririz.
Ahmet Tekin : Mü’min olarak, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçiren, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayan, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye önayak olan, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyen erkek veya kadına, mutlaka güzel bir hayat yaşatırız. İşlemeye devam ettikleri amellerin en güzelini, en değerlisini ölçü alarak onları mükâfatlandırırız.
Ahmet Varol : Erkek ve kadından kim mü'min olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz onu temiz bir hayatla yaşatacağız. Karşılıklarını da muhakkak yaptıklarının en güzeliyle vereceğiz.
Ali Bulaç : Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
Ali Fikri Yavuz : Erkekten ve dişiden, mümin olduğu halde, kim iyi amel işlerse, muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve işlemekte oldukları amellerin daha güzeliyle mükâfatlarını elbette vereceğiz.
Bekir Sadak : Kadin, erkek, inanmis olarak kim iyi is islerse, ona hos bir hayat yasatacagiz. Ecirlerini yaptiklarindan daha guzeli ile odeyecegiz.
Celal Yıldırım : Erkek veya kadınlardan kim —mü'min olduğu halde— güzel yararlı amelde bulunursa, mutlaka biz ona hoş bir hayat yaşatırız ve mükâfatlarını da işlediklerinin daha güzeliyle karşılayıp değerlendiririz.
Diyanet İşleri : Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.
Diyanet İşleri (eski) : Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.
Diyanet Vakfi : Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
Edip Yüksel : Erkek olsun, kadın olsun, her kim inançlı olarak iyi bir iş yaparsa ona bu dünyada güzel bir hayat bağışlarız ve yaptıkları iyi işlere karşılık ödüllerini de tam veririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Erkekten ve dişiden, mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle mükafatlarını elbette vereceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Erkekten, dişiden her kim mümin olarak iyi bir iş yaparsa, muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız ve yapmakta oldukları işlerin daha güzeli ile mükafatlarını mutlaka vereceğiz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Erkekten dişiden her kim mü'min olarak iyi bir amel işlerse muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzelile ecirlerini muhakkak vereceğiz
Fizilal-il Kuran : İman etmiş olan hangi erkek ya da kadın, eğer iyi amel işlerse, ona dünyada mutlu bir hayat yaşatırız, böylelerini ahirette de yaptıkları iyiliklerin en güzel karşılığı ile ödüllendiririz.
Gültekin Onan : Erkek olsun, kadın olsun, (bir) inançlı olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
Hakkı Yılmaz : Erkek-dişi, mü’min olarak kim iyi amel işlerse kesinlikle onu güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve kesinlikle onların ücretlerini, yapmış oldukları amellerin daha güzeliyle ödüllendireceğiz.
Hasan Basri Çantay : Gerek erkekden, gerek kadından kim, o mü'min olarak, iyi amel (ve hareket) de bulunursa hiç şübhesiz onu (dünyâda) çok güzel bir hayat ile yaşatırız ve (o gibilere) her halde yapageldiklerinin daha güzeliyle ecir veririz.
Hayrat Neşriyat : Erkek olsun, kadın olsun; kim mü’min olarak sâlih bir amel işlerse, artık ona elbette hoş bir hayat yaşatacağız! Ve muhakkak onlara (âhirette) mükâfâtlarını, yapmakta olduklarının daha güzeli ile vereceğiz!
İbni Kesir : Kadın olsun, erkek olsun; her kim, inanmış olarak iyi amel işlerse; ona hoş bir hayat yaşatacağız. Mükafatlarını yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.
İskender Evrenosoğlu : Mü'min olan kadın ve erkekten kim salih (nefsini tezkiye ve tasfiye edici) amel işlerse, o taktirde ona mutlaka tayyib (temiz, helâl) bir hayat yaşatırız. Ve onları, mutlaka yapmış oldukları amellerin ecirlerinden (bedellerinden), daha ahseni (güzeli) ile mükâfatlandıracağız.
Muhammed Esed : Erkek ya da kadın, inanmış olması yanında bir de dürüst ve erdemli davranan kimseye hiç şüphesiz arı duru, hoş bir hayat tattıracağız; ve yine şüphesiz böylelerini, yapageldikleri en güzel şey neyse ona göre ödüllendireceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Erkekten veya kadından her kim mü'min olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa, elbette onu temiz bir hayat ile yaşatırız ve onları yapar oldukları amellerin daha güzeliyle muhakkak ki, mükâfaata erdireceğiz.
Ömer Öngüt : Kadın olsun erkek olsun, her kim mümin olarak sâlih amel işlerse, biz onu (dünyada) mutlaka çok güzel bir hayat ile yaşatırız. (Ahirette ise) mükâfatlarını yaptıklarının en güzeli ile ödeyeceğiz.
Şaban Piriş : Erkek ve kadınlardan her kim mümin olarak doğru olanı yaparsa, ona güzel bir hayat yaşatırız, ve onları yaptıklarının en iyisi ile ödüllendiririz.
Suat Yıldırım : Erkek olsun kadın olsun, kim mümin olarak güzel işler yaparsa, elbette ona güzel bir hayat yaşatacak ve onları işledikleri en güzel işleri esas alarak ödüllendirecek, kötülüklerini bağışlayacağız.
Süleyman Ateş : Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa, onu (dünyâda) hoş bir hayâtla yaşatırız, onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz.
Tefhim-ul Kuran : Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
Ümit Şimşek : Erkek olsun, kadın olsun, kim mü'min olarak güzel bir iş yaparsa, Biz ona huzurlu bir hayat yaşatır; yaptıklarının daha güzeliyle de ödüllerini veririz.
Yaşar Nuri Öztürk : Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}