» 16 / Nahl  110:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 110
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
2. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
3. رَبَّكَ (RBK) = rabbeke : Rabbin
4. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : (yanındadır)
5. هَاجَرُوا (HECRVE) = hācerū : hicret edenlerin
6. مِنْ (MN) = min :
7. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
8. مَا (ME) = mā :
9. فُتِنُوا (FTNVE) = futinū : işkenceye uğratıldıktan
10. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
11. جَاهَدُوا (CEHD̃VE) = cāhedū : cihad edenlerin
12. وَصَبَرُوا (VṦBRVE) = ve Saberū : ve sabredenlerin
13. إِنَّ (ÎN) = inne : elbette
14. رَبَّكَ (RBK) = rabbeke : Rabbin
15. مِنْ (MN) = min :
16. بَعْدِهَا (BAD̃HE) = beǎ'dihā : bun(lar)dan sonra
17. لَغَفُورٌ (LĞFVR) = leğafūrun : elbette bağışlayandır
18. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyendir
sonra | şüphesiz | Rabbin | (yanındadır) | hicret edenlerin | | sonra | | işkenceye uğratıldıktan | sonra | cihad edenlerin | ve sabredenlerin | elbette | Rabbin | | bun(lar)dan sonra | elbette bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [RBB] [] [HCR] [] [BAD̃] [] [FTN] [] [CHD̃] [ṦBR] [] [RBB] [] [BAD̃] [ĞFR] [RḪM]
S̃M ÎN RBK LLZ̃YN HECRVE MN BAD̃ ME FTNVE S̃M CEHD̃VE VṦBRVE ÎN RBK MN BAD̃HE LĞFVR RḪYM

ṧumme inne rabbeke lilleƶīne hācerū min beǎ'di futinū ṧumme cāhedū ve Saberū inne rabbeke min beǎ'dihā leğafūrun raHīmun
ثم إن ربك للذين هاجروا من بعد ما فتنوا ثم جاهدوا وصبروا إن ربك من بعدها لغفور رحيم

 » 16 / Nahl  Suresi: 110
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
إن | ÎN inne şüphesiz indeed,
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke Rabbin your Lord,
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne (yanındadır) to those who
هاجروا ه ج ر | HCR HECRVE hācerū hicret edenlerin emigrated
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ما | ME what
فتنوا ف ت ن | FTN FTNVE futinū işkenceye uğratıldıktan they had been put to trials
ثم | S̃M ṧumme sonra then
جاهدوا ج ه د | CHD̃ CEHD̃VE cāhedū cihad edenlerin strove hard
وصبروا ص ب ر | ṦBR VṦBRVE ve Saberū ve sabredenlerin and were patient.
إن | ÎN inne elbette Indeed,
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke Rabbin your Lord,
من | MN min after it,
بعدها ب ع د | BAD̃ BAD̃HE beǎ'dihā bun(lar)dan sonra after it,
لغفور غ ف ر | ĞFR LĞFVR leğafūrun elbette bağışlayandır surely is Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.

16:110 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra | şüphesiz | Rabbin | (yanındadır) | hicret edenlerin | | sonra | | işkenceye uğratıldıktan | sonra | cihad edenlerin | ve sabredenlerin | elbette | Rabbin | | bun(lar)dan sonra | elbette bağışlayandır | esirgeyendir |

[] [] [RBB] [] [HCR] [] [BAD̃] [] [FTN] [] [CHD̃] [ṦBR] [] [RBB] [] [BAD̃] [ĞFR] [RḪM]
S̃M ÎN RBK LLZ̃YN HECRVE MN BAD̃ ME FTNVE S̃M CEHD̃VE VṦBRVE ÎN RBK MN BAD̃HE LĞFVR RḪYM

ṧumme inne rabbeke lilleƶīne hācerū min beǎ'di futinū ṧumme cāhedū ve Saberū inne rabbeke min beǎ'dihā leğafūrun raHīmun
ثم إن ربك للذين هاجروا من بعد ما فتنوا ثم جاهدوا وصبروا إن ربك من بعدها لغفور رحيم

[] [] [ر ب ب] [] [ه ج ر] [] [ب ع د] [] [ف ت ن] [] [ج ه د] [ص ب ر] [] [ر ب ب] [] [ب ع د] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 16 / Nahl  Suresi: 110
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إن | ÎN inne şüphesiz indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke Rabbin your Lord,
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne (yanındadır) to those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
هاجروا ه ج ر | HCR HECRVE hācerū hicret edenlerin emigrated
He,Elif,Cim,Re,Vav,Elif,
5,1,3,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
فتنوا ف ت ن | FTN FTNVE futinū işkenceye uğratıldıktan they had been put to trials
Fe,Te,Nun,Vav,Elif,
80,400,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
جاهدوا ج ه د | CHD̃ CEHD̃VE cāhedū cihad edenlerin strove hard
Cim,Elif,He,Dal,Vav,Elif,
3,1,5,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وصبروا ص ب ر | ṦBR VṦBRVE ve Saberū ve sabredenlerin and were patient.
Vav,Sad,Be,Re,Vav,Elif,
6,90,2,200,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN inne elbette Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke Rabbin your Lord,
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min after it,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعدها ب ع د | BAD̃ BAD̃HE beǎ'dihā bun(lar)dan sonra after it,
Be,Ayn,Dal,He,Elif,
2,70,4,5,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لغفور غ ف ر | ĞFR LĞFVR leğafūrun elbette bağışlayandır surely is Oft-Forgiving,
Lam,Ğayn,Fe,Vav,Re,
30,1000,80,6,200,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: sonra | إِنَّ: şüphesiz | رَبَّكَ: Rabbin | لِلَّذِينَ: (yanındadır) | هَاجَرُوا: hicret edenlerin | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | فُتِنُوا: işkenceye uğratıldıktan | ثُمَّ: sonra | جَاهَدُوا: cihad edenlerin | وَصَبَرُوا: ve sabredenlerin | إِنَّ: elbette | رَبَّكَ: Rabbin | مِنْ: | بَعْدِهَا: bun(lar)dan sonra | لَغَفُورٌ: elbette bağışlayandır | رَحِيمٌ: esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M sonra | إن ÎN şüphesiz | ربك RBK Rabbin | للذين LLZ̃YN (yanındadır) | هاجروا HECRWE hicret edenlerin | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | فتنوا FTNWE işkenceye uğratıldıktan | ثم S̃M sonra | جاهدوا CEHD̃WE cihad edenlerin | وصبروا WṦBRWE ve sabredenlerin | إن ÎN elbette | ربك RBK Rabbin | من MN | بعدها BAD̃HE bun(lar)dan sonra | لغفور LĞFWR elbette bağışlayandır | رحيم RḪYM esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: sonra | inne: şüphesiz | rabbeke: Rabbin | lilleƶīne: (yanındadır) | hācerū: hicret edenlerin | min: | beǎ'di: sonra | : | futinū: işkenceye uğratıldıktan | ṧumme: sonra | cāhedū: cihad edenlerin | ve Saberū: ve sabredenlerin | inne: elbette | rabbeke: Rabbin | min: | beǎ'dihā: bun(lar)dan sonra | leğafūrun: elbette bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: sonra | ÎN: şüphesiz | RBK: Rabbin | LLZ̃YN: (yanındadır) | HECRVE: hicret edenlerin | MN: | BAD̃: sonra | ME: | FTNVE: işkenceye uğratıldıktan | S̃M: sonra | CEHD̃VE: cihad edenlerin | VṦBRVE: ve sabredenlerin | ÎN: elbette | RBK: Rabbin | MN: | BAD̃HE: bun(lar)dan sonra | LĞFVR: elbette bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra şüphe yok ki Rabbin, mihnetlere uğradıktan sonra yurtlarından göçenleri ve sabredenleri yarlıgar; zorla dine aykırı söz söyledikten sonra da Rabbin, şüphe yok ki onların suçlarını örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Sonra, muhakkak ki Rabbin, belâya maruz bırakıldıktan sonra hicret edenlerin; sonra mücahede edenlerin ve sabredenlerin (yanındadır). . . Daha sonra (da) Rabbin muhakkak ki Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Bir de, temel hak ve hürriyetlerinin engellenerek, baskı, zulüm ve işkenceye mâruz kalmalarının ardından, memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret edip, Allah yolunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerin, cihadın sıkıntılarına, güçlüklerine, şer’î sorumluluklara katlananların yanında senin Rabbin vardır. Senin Rabbin bu feragat ve fedakârlıktan sonra, onları koruma kalkanına alır, onlara karşı çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Sonra Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin sonra cihad eden ve sabredenlerin (yanındadır). Bundan sonra Rabbin elbette bağışlayandır, rahmet edendir.
Ali Bulaç : Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Sonra muhakkak ki Rabbin, eziyyet edildikten sonra Mekke’den hicret edenlerin, arkasından da savaşanların ve sabredenlerin yardımcısıdır. Bundan sonra, şüphe yok ki Rabbin Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Bekir Sadak : Rabbin,turlu eziyete ugratildiktan sonra hicret eden, sonra Allah ugrunda savasan ve sebreden kimselerden yanadir. Rabbin suphesiz bundan sonra da bagislar ve merhamet eder.*
Celal Yıldırım : Sonra çeşitli işkence ve eziyete uğratılan, ardından hicret eden sonra da Allah yolunda savaşan ve sabreden kimseler için şüphesiz ki Rabbin çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda cihad edip sabreden kimselerin yanındadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Rabbin, türlü eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah uğrunda savaşan ve sabreden kimselerden yanadır. Rabbin şüphesiz bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder.
Diyanet Vakfi : Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerin yardımcısıdır. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Edip Yüksel : Sonra Rabbin, baskıya uğradıktan sonra göç eden, cihad eden ve direnenler için, evet senin Rabbin, kuşkusuz onlar için Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra şüphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra şüphe yok ki, Rabbin o eziyete uğratılmalarının arkasından hicret eden sonra savaşıp sabreden kimselerin yardımcısıdır; doğrusu Rabbin bunun arkasından elbette bağışlayacak ve merhamet edecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra şüphesiz ki rabbın o mihnete mübtelâ olmalarının arkasından hicret eyleyen, sonra mücahade ve sabreden kimseler hakkında şüphesizdir ki rabbın bunun arkasından elbette gafurdur rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Buna karşılık dinlerinden dönsünler diye çeşitli işkencelere uğratıldıktan sonra göç edenler, arkasından cihad edenler ve karşılaştıkları zorluklara sabırla katlananlar da var. Hiç kuşkusuz Rabbin, tüm bu olup bitenlerden sonra onlar hakkında affedicidir, merhametlidir.
Gültekin Onan : Sonra gerçekten rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Sonra şüphesiz senin Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra çaba harcayan ve sabreden kimseler içindir. Şüphesiz senin Rabbin bundan sonra kesinlikle çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Hasan Basri Çantay : (Bundan) sonra (şunu bil ki) senin Rabbin işkencelere uğratıldıklarından sonra (yurdlarından) hicret edenlerin, (bundan) sonra da (durmayıb) savaşanların, göğüs gerenlerin lehinedir şübhesiz. Hakıykat, senin Rabbin bunların ardından da cidden çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. (Bu) kat'îdir.
Hayrat Neşriyat : Sonra şübhesiz Rabbin, eziyet edilmelerinin (ve küfre zorlanmalarının) ardından hicret edenler, sonra cihâd edenler ve sabredenler hakkında, bütün bunlardan sonra muhakkak ki Rabbin, elbette (bu güzel hâllerine binâen onlar için) Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Hem Rabbın; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda savaşan ve sabredenlerle birliktedir. Muhakkak ki Rabbın; bundan sonra da Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Daha sonra da muhakkak ki senin Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret (göç) edenlere sonra da cihad edip sabredenlere, şüphesiz (bütün) bunlardan sonra, elbette Gafur (mağfiret eden)'dur ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)'dir.
Muhammed Esed : Ve yine bil ki, Rabbin, kötülüğün ayartısını gördükten sonra onun hüküm sürdüğü bölgeyi terk edenlerin ve o günden bu yana (Allah yolunda) üstün çabalar gösterip güçlüklere göğüs gerenlerin yanındadır; işte böyle bir dönüşümden sonra çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı elbette senin Rabbindir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra muhakkak ki, fitneye uğratıldıklarından sonra hicret edenleri, sonra da cihadda bulunanları ve sabredenleri Rabbin (mükâfaatlandıracaktır). Şüphe yok ki, senin Rabbin onun ardından da elbette yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Ömer Öngüt : Sonra Rabbin işkenceye uğratılıp eziyet edildikten sonra hicret edip, ardından da sabrederek cihad edenlerle beraberdir. Rabbin şüphesiz ki bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder.
Şaban Piriş : Sonra, Rabbin, eziyete uğradıktan sonra hicret eden, mücadele veren ve sabreden kimseleri, Rabbin, ondan sonra da bağışlar ve merhamet eder.
Suat Yıldırım : Bundan sonra şunu bil ki: Şüphesiz ki senin Rabbin, mihnet ve işkenceye, zulme ve baskıya uğradıktan sonra mücahede edip sabreden, ardından da hicret edenlerle beraberdir. Evet Rabbin, onların bütün bu güzel hareketlerine karşılık elbette onları bağışlayıp ihsanda bulunacaktır. Çünkü O gafurdur, rahîmdir.
Süleyman Ateş : Sonra Rabbin, şunların şu işkenceye uğratıldıktan sonra göç eden, sonra savaşan ve sabredenlerin yanındadır. Elbette (bütün) bun(lar)dan sonra Rabbin bağışlayan, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir) . Hiç şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Şunu da bil ki, Rabbin, eziyete uğradıktan sonra hicret eden ve sonra da sabredip cihad eden kimseler için, hiç kuşkusuz, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}