Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ : dedi ki | فَمَا : nedir? | خَطْبُكَ : senin amacın | يَا : EY/HEY/AH | سَامِرِيُّ : Samiri | Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi ki | فما FME nedir? | خطبك ḢŦBK senin amacın | يا YE EY/HEY/AH | سامري SEMRY Samiri | Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle : dedi ki | femā : nedir? | ḣaTbuke : senin amacın | yā : EY/HEY/AH | sāmiriyyu : Samiri | Kırık Meal (Transcript) : |GEL : dedi ki | FME : nedir? | ḢŦBK : senin amacın | YE : EY/HEY/AH | SEMRY : Samiri | Abdulbaki Gölpınarlı : Sen ne diye bu işi işledin ey Sâmirî dedi Mûsâ. Adem Uğur : Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi. Ahmed Hulusi : (Musa) dedi ki: "Senin amacın nedir, yâ Samirî?" Ahmet Tekin : Mûsâ:
'Peki, senin derdin nedir, ey Sâmirî?' dedi. Ahmet Varol : (Musa): 'Ya senin yaptığın nedir, ey Sâmiri?' dedi. Ali Bulaç : (Musa) Dedi ki: "Ya senin amacın nedir ey Samiri?" Ali Fikri Yavuz : (Hz. Mûsa, Harûn’un özrünü kabulden sonra Samirî’ye dönüb) dedi ki: “- Senin yaptığın bu iş nedir, ey Samirî?” Bekir Sadak : Musa: «Ey Samiri! Ya senin yaptigin nedir?» dedi. Celal Yıldırım : Musâ: «Ey Sâmiriy! Ya senin derdin ve amacın neydi ?» diye sordu. Diyanet İşleri : Mûsâ, “Ya senin derdin neydi ey Sâmirî?” dedi. Diyanet İşleri (eski) : Musa: 'Ey Samiri! Ya senin yaptığın nedir?' dedi. Diyanet Vakfi : Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi. Edip Yüksel : Dedi ki, 'Peki, senin savunman nedir, Samiri?' Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) «Ey Sâmirî! Senin bu yaptığın nedir?» dedi. Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa: «Ya senin derdin ne ey Samiri?» dedi. Elmalılı Hamdi Yazır : Ya ey sâmirî, senin derdin ne? Fizilal-il Kuran : Bunun üzerine Musa «Ey Samiri, peki senin amacın neydi?» dedi. Gültekin Onan : (Musa) Dedi ki: "Ya senin amacın nedir ey Samiri?" Hakkı Yılmaz : Sonra da Mûsâ: “Ey Samirî! Senin bu yaptığın nedir?” dedi. Hasan Basri Çantay : (Musa) «Ya senin zorun ne idi ey Sâmiriy?» dedi. Hayrat Neşriyat : (Mûsâ, Sâmirî’ye döndü:) 'Ya senin maksadın (zorun) neydi, ey Sâmirî?' dedi. İbni Kesir : Ya senin zorun neydi ey Samiri? dedi. İskender Evrenosoğlu : “Öyleyse ey Samiri! Senin (onlara) hitabın ne idi (onlara ne söyledin)?” dedi. Muhammed Esed : (Musa:) "Peki, ya senin amacın neydi, ey Samiri?" dedi. Ömer Nasuhi Bilmen : Mûsa aleyhisselâm dedi ki: «Ey Samirî! O acip işi yapmaktaki maksadın ne idi?» Ömer Öngüt : “Ya senin zorun ne idi ey Sâmirî?” dedi. Şaban Piriş : -Ya senin zorun neydi ey Samiri? dedi. Suat Yıldırım : Bu sefer Samirî’ye dönerek: "Samirî! peki senin derdin nedir?" dedi. Süleyman Ateş : (Mûsâ, Samiri'ye döndü): "Ey Sâmiri, ya senin amacın nedir?" dedi. Tefhim-ul Kuran : (Musa) Dedi ki: «Ya senin amacın nedir ey Samiri?» Ümit Şimşek : Musa, 'Sâmirî, ya senin zorun neydi?' diye sordu. Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa dedi: "Senin derdin neydi, ey Sâmirî?"