REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine singular imperfect verb PRON – 3rd person feminine singular object pronoun الفاء استئنافية فعل مضارع و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قاعا
ق و ع | GVA
GEAE
ḳāǎn
yerlerini
a level
Gaf,Elif,Ayn,Elif, 100,1,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
Adem Uğur : Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Ahmed Hulusi : "Onların yerlerini boş, dümdüz hâlde bırakır. "
Ahmet Tekin : 'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.'
Ahmet Varol : Yerlerini dümdüz, çırılçıplak halde [6] bırakacaktır.'
Ali Bulaç : "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."
Ali Fikri Yavuz : Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
Bekir Sadak : (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»
Celal Yıldırım : (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.
Diyanet İşleri : “Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.”
Diyanet İşleri (eski) : (105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.'
Diyanet Vakfi : Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Edip Yüksel : 'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.'
Hakkı Yılmaz : (105-107) Sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları savurdukça savuracaktır. Böylece onları dümdüz boş bir hâlde bırakacak. Orada bir çukur ve bir tümsek görmeyeceksin.”
Hasan Basri Çantay : «(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».
Hayrat Neşriyat : 'Onları(n yerlerini) dümdüz, bomboş bir hâlde bırakacak!'
İbni Kesir : Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır.
Muhammed Esed : yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,
Ömer Nasuhi Bilmen : «Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»
Ömer Öngüt : “Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. ”
Şaban Piriş : Yerlerini de dümdüz, kuru bir toprak haline getirecektir.
Suat Yıldırım : (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]