» 20 / Tâ-Hâ  82:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 82
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنِّي (VÎNY) = veinnī : ve ben
2. لَغَفَّارٌ (LĞFER) = leğaffārun : çok bağışlayıcıyımdır
3. لِمَنْ (LMN) = limen : kimseye karşı
4. تَابَ (TEB) = tābe : tevbe eden
5. وَامَنَ (V ËMN) = ve āmene : ve inanan
6. وَعَمِلَ (VAML) = ve ǎmile : ve iş yapan
7. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : yararlı
8. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra da
9. اهْتَدَىٰ (EHTD̃) = htedā : yola gelen
ve ben | çok bağışlayıcıyımdır | kimseye karşı | tevbe eden | ve inanan | ve iş yapan | yararlı | sonra da | yola gelen |

[] [ĞFR] [] [TVB] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [HD̃Y]
VÎNY LĞFER LMN TEB V ËMN VAML ṦELḪE S̃M EHTD̃

veinnī leğaffārun limen tābe ve āmene ve ǎmile SāliHen ṧumme htedā
وإني لغفار لمن تاب وآمن وعمل صالحا ثم اهتدى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإني | VÎNY veinnī ve ben But indeed, I Am
لغفار غ ف ر | ĞFR LĞFER leğaffārun çok bağışlayıcıyımdır the Perpetual Forgiver
لمن | LMN limen kimseye karşı of whoever
تاب ت و ب | TVB TEB tābe tevbe eden repents
وآمن ا م ن | EMN V ËMN ve āmene ve inanan and believes
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve iş yapan and does
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen yararlı righteous (deeds)
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
اهتدى ه د ي | HD̃Y EHTD̃ htedā yola gelen remains guided.

20:82 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve ben | çok bağışlayıcıyımdır | kimseye karşı | tevbe eden | ve inanan | ve iş yapan | yararlı | sonra da | yola gelen |

[] [ĞFR] [] [TVB] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [HD̃Y]
VÎNY LĞFER LMN TEB V ËMN VAML ṦELḪE S̃M EHTD̃

veinnī leğaffārun limen tābe ve āmene ve ǎmile SāliHen ṧumme htedā
وإني لغفار لمن تاب وآمن وعمل صالحا ثم اهتدى

[] [غ ف ر] [] [ت و ب] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [] [ه د ي]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإني | VÎNY veinnī ve ben But indeed, I Am
Vav,,Nun,Ye,
6,,50,10,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
الواو استئنافية
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لغفار غ ف ر | ĞFR LĞFER leğaffārun çok bağışlayıcıyımdır the Perpetual Forgiver
Lam,Ğayn,Fe,Elif,Re,
30,1000,80,1,200,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
لمن | LMN limen kimseye karşı of whoever
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تاب ت و ب | TVB TEB tābe tevbe eden repents
Te,Elif,Be,
400,1,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
وآمن ا م ن | EMN V ËMN ve āmene ve inanan and believes
Vav,,Mim,Nun,
6,,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
وعمل ع م ل | AML VAML ve ǎmile ve iş yapan and does
Vav,Ayn,Mim,Lam,
6,70,40,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen yararlı righteous (deeds)
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
ثم | S̃M ṧumme sonra da then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
اهتدى ه د ي | HD̃Y EHTD̃ htedā yola gelen remains guided.
Elif,He,Te,Dal,,
1,5,400,4,,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنِّي: ve ben | لَغَفَّارٌ: çok bağışlayıcıyımdır | لِمَنْ: kimseye karşı | تَابَ: tevbe eden | وَامَنَ: ve inanan | وَعَمِلَ: ve iş yapan | صَالِحًا: yararlı | ثُمَّ: sonra da | اهْتَدَىٰ: yola gelen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإني WÎNY ve ben | لغفار LĞFER çok bağışlayıcıyımdır | لمن LMN kimseye karşı | تاب TEB tevbe eden | وآمن W ËMN ve inanan | وعمل WAML ve iş yapan | صالحا ṦELḪE yararlı | ثم S̃M sonra da | اهتدى EHTD̃ yola gelen |
Kırık Meal (Okunuş) : |veinnī: ve ben | leğaffārun: çok bağışlayıcıyımdır | limen: kimseye karşı | tābe: tevbe eden | ve āmene: ve inanan | ve ǎmile: ve iş yapan | SāliHen: yararlı | ṧumme: sonra da | htedā: yola gelen |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎNY: ve ben | LĞFER: çok bağışlayıcıyımdır | LMN: kimseye karşı | TEB: tevbe eden | V ËMN: ve inanan | VAML: ve iş yapan | ṦELḪE: yararlı | S̃M: sonra da | EHTD̃: yola gelen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve şüphe yok ki ben bütün suçlarını örterim tövbe edip inananın ve iyi işlerde bulunup sonra da doğru yolu bulanın.
Abdullah Aydın : (Bununla beraber) Şüphesiz ki ben, tövbe edip îmân edenleri, iyi işlerde bulunanları, sonra da hak yolunda sebat gösterenleri elbette çok bağışlayıcıyım.
Adem Uğur : Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki ben, tövbe eden (hakikatine yakışmayan davranışlarını fark edip pişmanlıkla dönen), iman eden ve imanın gereklerini uygulayan, sonra da doğru yolu bulan kimseye elbette Ğaffar'ım.
Ahmet Davudoğlu : Bununla beraber, hiç şüphe yok ki ben, tevbekâr olan ve îmân edip yararlı iş gören, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.
Ahmet Tekin : Ben tevbe ederek, isyandan vazgeçip bana itaate yönelenleri, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşma-sını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, artık doğru yolda sebat eden kimseleri daima koruma kalkanına alırım, bağışlarım.
Ahmet Varol : Şüphesiz ben tevbe eden, iman eden, salih amel işleyen sonra hidayete eren için çok bağışlayıcıyım.
Ali Arslan : Ben (şirkten ve günahtan) tövbe eden ve salih amel işleyen sonra da doğru yolda sebat eden kimseye karşı elbette çok bağışlayıcıyım.
Ali Bulaç : Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.
Ali Fikri Yavuz : Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için Gaffar’ım (çok bağışlayıcıyım).
Arif Pamuk : Doğrusu ben, tevbe edeni, inanan ve yararlı iş yapanı, sonra da doğru yola gireni elbette bağışlarım.
Ayntabî Mehmet Efendi : (Maamafih) Ben, (şirkten) tevbe ve (vâhdaniyyetime) îmân edenler, sâlih amel işleyenler, sonra da doğru yolu tutanlar hakkında muhakkak ki Gaffar'ım.
Bahaeddin Sağlam : Ve kesinlikle ben, dönüş yaparak îmân edip salih ameller yaptıktan sonra, doğru yolda gitmeye devam eden kişi için çok bağışlayanım.
Bekir Sadak : Dogrusu Ben, tevbe edeni, inanip yararli is isleyerek dogru yola gireni bagislarim.
Bir Heyet : Kim inkardan vazgeçip tövbe eder, iman edip salih amel işler ve hidayete devam ederse, şüphesiz ki ben, onu çokca bağışlarım.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki ben tevbe edipinanan ve iyi yararlı amelde bulunduktan sonra doğru yolu bulanı çok bağışlayanım.
Diyanet İşleri : “Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.”
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu Ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.
Diyanet Vakfi : Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.
Diyanet Vakfı (1993) : Şu da muhakkak ki ben, tövbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.
Edip Yüksel : Tevbe eden, inanan, erdemli yaşayan ve sürekli doğruyu arayanlar için Bağışlayıcıyım.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bununla birlikte, Ben tevbe eden, iman edip yararlı işler yapan sonra da doğru giden kimse için çok bağışlayıcıyım, şüphesiz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bununla beraber şübhe yok ki ben, tevbe eden ve iyman edip salih amel yapan, sonra da doğru giden kimse için gaffarım
Fizilal-il Kuran : Kuşku yok ki, ben tövbe edip iman edenlere iyi ameller işleyip doğru yoldan ayrılmayanlara karşı affediciyim.
Gültekin Onan : Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.
Hakkı Yılmaz : Ve şüphe yok ki Ben, tevbe eden, iman edip sâlihi işleyen, sonra da kılavuzlandığı doğru yolu bulan kimse için çok bağışlayıcıyım.–
Hasan Basri Çantay : (Bununla beraber) şübhesiz ki ben tevbe ve îman edenleri, iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanları, sonra da doğru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok yarlığayıcıyım.
Hasan Tahsin Feyizli : (Bunula beraber) Şüphesiz ben, tövbe edenleri, iman edip iyi işler yapanları, sonra doğru yolu tutanları elbette çok bağışlayıcıyımdır.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki ben, tevbe eden ve îmân edip sâlih amel işleyen, sonra da hidâyette(sebât edip, sabırlı) olan kimseye karşı elbette çok mağfiret ediciyim.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Doğrusu ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.
Hüseyin Kaleli : “Şüphesiz ben de Tevbe eden ve îman eden, hem de yararlı iş yapan sonra hidâyette sebat eden kimseye elbette çok mağfiret edenim.”
İbni Kesir : Muhakkak ki ben; tevbe edeni, inanarak salih amel işleyeni sonra da doğru yola gireni elbette bağışlayanım.
İskender Evrenosoğlu : Ve muhakkak ki Ben, (mürşidin önünde 12 ihsanla) tövbe edenler ve (ikinci defa) âmenû (kalbine îmân yazıldığı için îmânı artan mü'min) olanlar ve salih amel (zikir) yapanlar (nefsi ıslâh edici amel işleyenler) için mutlaka Gaffar'ım (onların günahlarını sevaba çevirenim). Sonra onlar, (Benim tarafımdan) hidayete erdirilir (ölmeden önce ruhları Allah'a ulaştırılır).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : İnkardan dönüp tövbe eden, iman edip güzel işler yapan ve hidayete devam eden kimse için de, muhakkak ki Ben çok bağışlayıcıyımdır.
Muhammed Esed : Bununla birlikte, yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı Benim.
Mustafa İslamoğlu : Ama şu da var ki Ben, af dileyip samimiyetle Bana yönelen, iman eden ve erdemli davranan, nihayet doğru yolda olan herkesi tekrar tekrar bağışlayan biriyim!
Nedim Yılmaz : Şu bir gerçek ki; Ben Allah’a dönen, îmân edip salih amel işleyen sonra da doğru yol üzerinde devam edenleri bağışlarım.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve şüphe yok ki, Ben tevbe eden ve imân eyleyen ve sâlih amelde bulunan, sonra da doğru yolda sebat gösteren kimse için çok yarlığayıcıyım.
Ömer Öngüt : Bununla beraber şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip sâlih amel işleyen, sonra da hak yolunda (ölünceye kadar) sebat eden kimseyi elbette çok bağışlayıcıyım.
Ömer Rıza Doğrul : Hiç şüphe yok ki Ben, tövbe edenleri, doğru dürüst işler işleyenleri, doğru yolu tutanları yarlığayıcıyım.
Şaban Piriş : Ben, elbette, tevbe edeni ve iman edip, doğruları yapanı sonra da doğru yolda yürüyeni bağışlarım.
Suat Yıldırım : Şu da muhakkak ki inkârdan dönüş yapan, iman eden, güzel ve makbul işler yapan, böylece doğru yola giren kimseyi de affederim.
Süleyman Ateş : "Ve Ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra da yola gelen kimseye karşı çok bağışlayıcıyımdır."
Talat Koçyiğit : Şüphesiz ben tövbe edeni, îmân edip salih amel işleyen ve sonrada doğru yola girenler için çok bağışlayıcıyım.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.
Ümit Şimşek : Bununla beraber, tevbe ederek iman eden, güzel işler yapan ve doğru yola yönelen kimse için de Ben çok bağışlayıcıyımdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Bununla beraber ben, tövbe eden, îmân edip salih amel işleyen ve sonra da hidayete giden kimseyi elbette mağfiret ediciyim.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}