» 17 / Isrâ  92:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 92
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
2. تُسْقِطَ (TSGŦ) = tusḳiTa : düşürmelisin
3. السَّمَاءَ (ELSMEÙ) = s-semāe : gökten
4. كَمَا (KME) = kemā : gibi
5. زَعَمْتَ (ZAMT) = zeǎmte : zannettiğin
6. عَلَيْنَا (ALYNE) = ǎleynā : üzerimize
7. كِسَفًا (KSFE) = kisefen : parçalar
8. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
9. تَأْتِيَ (TÊTY) = te'tiye : getirmelisin
10. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'ı
11. وَالْمَلَائِكَةِ (VELMLEÙKT) = velmelāiketi : ve melekleri
12. قَبِيلًا (GBYLE) = ḳabīlen : karşımıza
yahut | düşürmelisin | gökten | gibi | zannettiğin | üzerimize | parçalar | yahut | getirmelisin | Allah'ı | ve melekleri | karşımıza |

[] [SGŦ] [SMV] [] [ZAM] [] [KSF] [] [ETY] [] [MLK] [GBL]
ÊV TSGŦ ELSMEÙ KME ZAMT ALYNE KSFE ÊV TÊTY BELLH VELMLEÙKT GBYLE

ev tusḳiTa s-semāe kemā zeǎmte ǎleynā kisefen ev te'tiye billahi velmelāiketi ḳabīlen
أو تسقط السماء كما زعمت علينا كسفا أو تأتي بالله والملائكة قبيلا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ÊV ev yahut Or
تسقط س ق ط | SGŦ TSGŦ tusḳiTa düşürmelisin you cause to fall
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāe gökten the sky,
كما | KME kemā gibi as
زعمت ز ع م | ZAM ZAMT zeǎmte zannettiğin you have claimed,
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon us
كسفا ك س ف | KSF KSFE kisefen parçalar (in) pieces
أو | ÊV ev yahut or
تأتي ا ت ي | ETY TÊTY te'tiye getirmelisin you bring
بالله | BELLH billahi Allah'ı Allah
والملائكة م ل ك | MLK VELMLEÙKT velmelāiketi ve melekleri and the Angels
قبيلا ق ب ل | GBL GBYLE ḳabīlen karşımıza before (us).

17:92 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yahut | düşürmelisin | gökten | gibi | zannettiğin | üzerimize | parçalar | yahut | getirmelisin | Allah'ı | ve melekleri | karşımıza |

[] [SGŦ] [SMV] [] [ZAM] [] [KSF] [] [ETY] [] [MLK] [GBL]
ÊV TSGŦ ELSMEÙ KME ZAMT ALYNE KSFE ÊV TÊTY BELLH VELMLEÙKT GBYLE

ev tusḳiTa s-semāe kemā zeǎmte ǎleynā kisefen ev te'tiye billahi velmelāiketi ḳabīlen
أو تسقط السماء كما زعمت علينا كسفا أو تأتي بالله والملائكة قبيلا

[] [س ق ط] [س م و] [] [ز ع م] [] [ك س ف] [] [ا ت ي] [] [م ل ك] [ق ب ل]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ÊV ev yahut Or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
تسقط س ق ط | SGŦ TSGŦ tusḳiTa düşürmelisin you cause to fall
Te,Sin,Gaf,Tı,
400,60,100,9,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
السماء س م و | SMV ELSMEÙ s-semāe gökten the sky,
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
كما | KME kemā gibi as
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
زعمت ز ع م | ZAM ZAMT zeǎmte zannettiğin you have claimed,
Ze,Ayn,Mim,Te,
7,70,40,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
كسفا ك س ف | KSF KSFE kisefen parçalar (in) pieces
Kef,Sin,Fe,Elif,
20,60,80,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
أو | ÊV ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
تأتي ا ت ي | ETY TÊTY te'tiye getirmelisin you bring
Te,,Te,Ye,
400,,400,10,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
بالله | BELLH billahi Allah'ı Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
والملائكة م ل ك | MLK VELMLEÙKT velmelāiketi ve melekleri and the Angels
Vav,Elif,Lam,Mim,Lam,Elif,,Kef,Te merbuta,
6,1,30,40,30,1,,20,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
قبيلا ق ب ل | GBL GBYLE ḳabīlen karşımıza before (us).
Gaf,Be,Ye,Lam,Elif,
100,2,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَوْ: yahut | تُسْقِطَ: düşürmelisin | السَّمَاءَ: gökten | كَمَا: gibi | زَعَمْتَ: zannettiğin | عَلَيْنَا: üzerimize | كِسَفًا: parçalar | أَوْ: yahut | تَأْتِيَ: getirmelisin | بِاللَّهِ: Allah'ı | وَالْمَلَائِكَةِ: ve melekleri | قَبِيلًا: karşımıza |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أو ÊW yahut | تسقط TSGŦ düşürmelisin | السماء ELSMEÙ gökten | كما KME gibi | زعمت ZAMT zannettiğin | علينا ALYNE üzerimize | كسفا KSFE parçalar | أو ÊW yahut | تأتي TÊTY getirmelisin | بالله BELLH Allah'ı | والملائكة WELMLEÙKT ve melekleri | قبيلا GBYLE karşımıza |
Kırık Meal (Okunuş) : |ev: yahut | tusḳiTa: düşürmelisin | s-semāe: gökten | kemā: gibi | zeǎmte: zannettiğin | ǎleynā: üzerimize | kisefen: parçalar | ev: yahut | te'tiye: getirmelisin | billahi: Allah'ı | velmelāiketi: ve melekleri | ḳabīlen: karşımıza |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊV: yahut | TSGŦ: düşürmelisin | ELSMEÙ: gökten | KME: gibi | ZAMT: zannettiğin | ALYNE: üzerimize | KSFE: parçalar | ÊV: yahut | TÊTY: getirmelisin | BELLH: Allah'ı | VELMLEÙKT: ve melekleri | GBYLE: karşımıza |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahut umduğun gibi göğü, parça parça üstümüze düşürmedikçe, yahut Allah'la melekleri karşımıza getirmedikçe.
Adem Uğur : Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin.
Ahmed Hulusi : "Yahut tehdit ettiğin gibi semâyı parça parça üzerimize düşürmelisin veya Allâh'ı ve melekleri karşımıza kefil olarak getirmelisin. " (Allâh ismiyle işaret edileni anlamayıp, O'nu gökte bir tanrı olarak düşündükleri için bunu söylüyorlar. )
Ahmet Tekin : 'Veya sana iman etmemiz için göğü kütleler halinde üzerimize indirmelisin. Yahut da, senin hak peygamber olduğuna şâhitlik etmek üzere, Allah’ı çıplak gözle görecek şekilde karşımıza çıkarmalısın, melekleri de grup grup önümüze getirmelisin.' dediler.
Ahmet Varol : Yahut ileri sürdüğün gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli veya Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.
Ali Bulaç : "Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."
Ali Fikri Yavuz : Yahud söyleyip zannettiğin gibi, semayı parça parça azab olarak üzerimize düşüresin, yahud Allah’ı ve melekleri söylediğine şâhid getiresin.
Bekir Sadak : «Yahut da iddia ettigin gibi, gogu tepemize parca parca dusurmeli, ya da Allah'i ve melekleri karsimiza getirmelisin.»
Celal Yıldırım : Veya iddia ettiğin gibi göğü parça parça üzerimize düşüresin ya da Allah'ı ve meleklerini karşımıza (kanıt ve açık belge) olarak getiresin;
Diyanet İşleri : (90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Yahut da iddia ettiğin gibi, göğü tepemize parça parça düşürmeli, ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.'
Diyanet Vakfi : «Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten parçalar yağdırmalısın veya Allah'ı ve melekleri gözümüzün önüne getirmelisin.»
Edip Yüksel : 'Veya ileri sürdüğün gibi gökten üzerimize parçalar düşürmeli, yahut ALLAH'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Yahut söyleyip zannettiğin gibi, göğü başımıza parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri söylediğine şahit getiresin.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri kefil getiresin,
Elmalılı Hamdi Yazır : Yâhud zu'mettiğin gibi üzerimize Semayı kıt'a kıt'a düşüresin, yâhud Allahı ve Melekleri kefil getiresin
Fizilal-il Kuran : Ya da iddia ettiğin gibi göğü parça parça başımıza indirmeli, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin.
Gültekin Onan : "Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Tanrı'yı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin."
Hakkı Yılmaz : (90-93) Ve “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız. Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarında şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın. Yahut iddia ettiğin gibi göğü parçalar hâlinde üzerimize düşürmelisin yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Yahut senin altın süslemeli bir evin olmalı yahut göğe yükselmelisin. Ancak, senin yükselişine, öğrenip öğreteceğimiz bir kitabı bize indirmene kadar asla inanmayız” dediler. Sen de ki: “Rabbim noksanlıklardan arınıktır. Ben, beşer bir elçiden başka bir şey miyim ki!”
Hasan Basri Çantay : «Yahud iddia etdiğin gibi gök yüzünü üstümüze parça parça düşüresin veya Allahı ve melekleri kefil getiresin».
Hayrat Neşriyat : 'Yâhut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize parça parça düşürmelisin; veya Allah’ı ve melekleri (açıkça buna) kefîl olarak getirmelisin!'
İbni Kesir : Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşüresin veya Allah ı ve melekleri karşımıza getiresin.
İskender Evrenosoğlu : Veya iddia ettiğin gibi semayı parça parça üzerimize düşürürsün. Veya Allah'ı ve melekleri açıkça (karşımıza) getirirsin.
Muhammed Esed : yahut, tehdit edip durduğun gibi, göğü parça parça üzerimize düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri bizimle yüzyüze getirmedikçe;
Ömer Nasuhi Bilmen : «Veya göğü zû'm ettiğin gibi üzerimize parça parça düşüresin veya Allah'ı ve melekleri âşikâre olarak karşımıza getiresin.»
Ömer Öngüt : “Yahut iddiâ ettiğin gibi, göğü üzerimize büyük parçalar halinde düşürmelisin, veyahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. ”
Şaban Piriş : Yahut iddia ettiğin gibi göğü üzerimize parça parça düşürmeli ya da karşımıza Allah’ı ve melekleri getirmelisin.
Suat Yıldırım : Yahut iddia ettiğin gibi gökyüzünü parçalayıp üzerimize kısım kısım düşüresin, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getiresin de onlar senin söylediklerine şahitlik etsinler.
Süleyman Ateş : "Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin, yahut Allâh'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin (onlar senin doğru söylediğine şâhidlik etmelidirler)!"
Tefhim-ul Kuran : «Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzünü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin,»
Ümit Şimşek : 'Yahut, iddia ettiğin gibi, üzerimize gökten bir parça düşür. Veya Allah ile melekleri karşımıza getir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}