» 17 / Isrâ  70:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 70
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (VLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. كَرَّمْنَا (KRMNE) = kerramnā : biz çok ikram ettik
3. بَنِي (BNY) = benī : oğullarına
4. ادَمَ ( ËD̃M) = ādeme : Adem
5. وَحَمَلْنَاهُمْ (VḪMLNEHM) = ve Hamelnāhum : ve onları taşıdık
6. فِي (FY) = fī :
7. الْبَرِّ (ELBR) = l-berri : karada
8. وَالْبَحْرِ (VELBḪR) = velbeHri : ve denizde
9. وَرَزَقْنَاهُمْ (VRZGNEHM) = ve razeḳnāhum : ve onları besledik
10. مِنَ (MN) = mine :
11. الطَّيِّبَاتِ (ELŦYBET) = T-Tayyibāti : güzel rızıklarla
12. وَفَضَّلْنَاهُمْ (VFŽLNEHM) = ve feDDelnāhum : ve onları üstün kıldık
13. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
14. كَثِيرٍ (KS̃YR) = keṧīrin : bir çoğu
15. مِمَّنْ (MMN) = mimmen :
16. خَلَقْنَا (ḢLGNE) = ḣaleḳnā : yarattıklarımızın
17. تَفْضِيلًا (TFŽYLE) = tefDīlen : tam bir üstünlükle
ve andolsun | biz çok ikram ettik | oğullarına | Adem | ve onları taşıdık | | karada | ve denizde | ve onları besledik | | güzel rızıklarla | ve onları üstün kıldık | üzerine | bir çoğu | | yarattıklarımızın | tam bir üstünlükle |

[] [KRM] [BNY] [] [ḪML] [] [BRR] [BḪR] [RZG] [] [ŦYB] [FŽL] [] [KS̃R] [] [ḢLG] [FŽL]
VLGD̃ KRMNE BNY ËD̃M VḪMLNEHM FY ELBR VELBḪR VRZGNEHM MN ELŦYBET VFŽLNEHM AL KS̃YR MMN ḢLGNE TFŽYLE

veleḳad kerramnā benī ādeme ve Hamelnāhum l-berri velbeHri ve razeḳnāhum mine T-Tayyibāti ve feDDelnāhum ǎlā keṧīrin mimmen ḣaleḳnā tefDīlen
ولقد كرمنا بني آدم وحملناهم في البر والبحر ورزقناهم من الطيبات وفضلناهم على كثير ممن خلقنا تفضيلا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 70
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly,
كرمنا ك ر م | KRM KRMNE kerramnā biz çok ikram ettik We have honored
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğullarına (the) children of Adam
آدم | ËD̃M ādeme Adem (the) children of Adam
وحملناهم ح م ل | ḪML VḪMLNEHM ve Hamelnāhum ve onları taşıdık and We carried them
في | FY on
البر ب ر ر | BRR ELBR l-berri karada the land
والبحر ب ح ر | BḪR VELBḪR velbeHri ve denizde and the sea,
ورزقناهم ر ز ق | RZG VRZGNEHM ve razeḳnāhum ve onları besledik and We have provided them
من | MN mine of
الطيبات ط ي ب | ŦYB ELŦYBET T-Tayyibāti güzel rızıklarla the good things
وفضلناهم ف ض ل | FŽL VFŽLNEHM ve feDDelnāhum ve onları üstün kıldık and We preferred them
على | AL ǎlā üzerine over
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrin bir çoğu many
ممن | MMN mimmen of those whom
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNE ḣaleḳnā yarattıklarımızın We have created
تفضيلا ف ض ل | FŽL TFŽYLE tefDīlen tam bir üstünlükle (with) preference.

17:70 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz çok ikram ettik | oğullarına | Adem | ve onları taşıdık | | karada | ve denizde | ve onları besledik | | güzel rızıklarla | ve onları üstün kıldık | üzerine | bir çoğu | | yarattıklarımızın | tam bir üstünlükle |

[] [KRM] [BNY] [] [ḪML] [] [BRR] [BḪR] [RZG] [] [ŦYB] [FŽL] [] [KS̃R] [] [ḢLG] [FŽL]
VLGD̃ KRMNE BNY ËD̃M VḪMLNEHM FY ELBR VELBḪR VRZGNEHM MN ELŦYBET VFŽLNEHM AL KS̃YR MMN ḢLGNE TFŽYLE

veleḳad kerramnā benī ādeme ve Hamelnāhum l-berri velbeHri ve razeḳnāhum mine T-Tayyibāti ve feDDelnāhum ǎlā keṧīrin mimmen ḣaleḳnā tefDīlen
ولقد كرمنا بني آدم وحملناهم في البر والبحر ورزقناهم من الطيبات وفضلناهم على كثير ممن خلقنا تفضيلا

[] [ك ر م] [ب ن ي] [] [ح م ل] [] [ب ر ر] [ب ح ر] [ر ز ق] [] [ط ي ب] [ف ض ل] [] [ك ث ر] [] [خ ل ق] [ف ض ل]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 70
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | VLGD̃ veleḳad ve andolsun And certainly,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
كرمنا ك ر م | KRM KRMNE kerramnā biz çok ikram ettik We have honored
Kef,Re,Mim,Nun,Elif,
20,200,40,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğullarına (the) children of Adam
Be,Nun,Ye,
2,50,10,
"N – nominative masculine plural noun → Children of Adam"
اسم مرفوع
آدم | ËD̃M ādeme Adem (the) children of Adam
,Dal,Mim,
,4,40,
"PN – accusative masculine proper noun → Adam"
اسم علم منصوب
وحملناهم ح م ل | ḪML VḪMLNEHM ve Hamelnāhum ve onları taşıdık and We carried them
Vav,Ha,Mim,Lam,Nun,Elif,He,Mim,
6,8,40,30,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY on
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
البر ب ر ر | BRR ELBR l-berri karada the land
Elif,Lam,Be,Re,
1,30,2,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
والبحر ب ح ر | BḪR VELBḪR velbeHri ve denizde and the sea,
Vav,Elif,Lam,Be,Ha,Re,
6,1,30,2,8,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
ورزقناهم ر ز ق | RZG VRZGNEHM ve razeḳnāhum ve onları besledik and We have provided them
Vav,Re,Ze,Gaf,Nun,Elif,He,Mim,
6,200,7,100,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الطيبات ط ي ب | ŦYB ELŦYBET T-Tayyibāti güzel rızıklarla the good things
Elif,Lam,Tı,Ye,Be,Elif,Te,
1,30,9,10,2,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
وفضلناهم ف ض ل | FŽL VFŽLNEHM ve feDDelnāhum ve onları üstün kıldık and We preferred them
Vav,Fe,Dad,Lam,Nun,Elif,He,Mim,
6,80,800,30,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā üzerine over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
كثير ك ث ر | KS̃R KS̃YR keṧīrin bir çoğu many
Kef,Se,Ye,Re,
20,500,10,200,
N – genitive masculine singular indefinite noun
اسم مجرور
ممن | MMN mimmen of those whom
Mim,Mim,Nun,
40,40,50,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNE ḣaleḳnā yarattıklarımızın We have created
Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,
600,30,100,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
تفضيلا ف ض ل | FŽL TFŽYLE tefDīlen tam bir üstünlükle (with) preference.
Te,Fe,Dad,Ye,Lam,Elif,
400,80,800,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | كَرَّمْنَا: biz çok ikram ettik | بَنِي: oğullarına | ادَمَ: Adem | وَحَمَلْنَاهُمْ: ve onları taşıdık | فِي: | الْبَرِّ: karada | وَالْبَحْرِ: ve denizde | وَرَزَقْنَاهُمْ: ve onları besledik | مِنَ: | الطَّيِّبَاتِ: güzel rızıklarla | وَفَضَّلْنَاهُمْ: ve onları üstün kıldık | عَلَىٰ: üzerine | كَثِيرٍ: bir çoğu | مِمَّنْ: | خَلَقْنَا: yarattıklarımızın | تَفْضِيلًا: tam bir üstünlükle |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | كرمنا KRMNE biz çok ikram ettik | بني BNY oğullarına | آدم ËD̃M Adem | وحملناهم WḪMLNEHM ve onları taşıdık | في FY | البر ELBR karada | والبحر WELBḪR ve denizde | ورزقناهم WRZGNEHM ve onları besledik | من MN | الطيبات ELŦYBET güzel rızıklarla | وفضلناهم WFŽLNEHM ve onları üstün kıldık | على AL üzerine | كثير KS̃YR bir çoğu | ممن MMN | خلقنا ḢLGNE yarattıklarımızın | تفضيلا TFŽYLE tam bir üstünlükle |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | kerramnā: biz çok ikram ettik | benī: oğullarına | ādeme: Adem | ve Hamelnāhum: ve onları taşıdık | : | l-berri: karada | velbeHri: ve denizde | ve razeḳnāhum: ve onları besledik | mine: | T-Tayyibāti: güzel rızıklarla | ve feDDelnāhum: ve onları üstün kıldık | ǎlā: üzerine | keṧīrin: bir çoğu | mimmen: | ḣaleḳnā: yarattıklarımızın | tefDīlen: tam bir üstünlükle |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | KRMNE: biz çok ikram ettik | BNY: oğullarına | ËD̃M: Adem | VḪMLNEHM: ve onları taşıdık | FY: | ELBR: karada | VELBḪR: ve denizde | VRZGNEHM: ve onları besledik | MN: | ELŦYBET: güzel rızıklarla | VFŽLNEHM: ve onları üstün kıldık | AL: üzerine | KS̃YR: bir çoğu | MMN: | ḢLGNE: yarattıklarımızın | TFŽYLE: tam bir üstünlükle |
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz Âdemoğullarını üstün ettik, karada suda taşıdık onları, tertemiz şeylerle rızıklandırdık onları ve yarattıklarımızın çoğundan üstün ettik onları.
Adem Uğur : Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, Ademoğullarını (şuur boyutunda yaratılmışın oğullarını) ikramlarla şerefli kıldık! Onları karada (beden) ve denizde (bilinç boyutunda) taşıdık. . . Onları temiz - yararlı yaşam gıdalarıyla besledik. . . Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün tuttuk!
Ahmet Tekin : Andolsun ki, biz Âdemoğulları’nı asâletli, şerefli ve saygıya lâyık kıldık, ikrama lâyık gördük. Karada ve denizde onlara ulaşım imkânları sağladık. Onlara helâlinden, temizinden ve helalinden rızık ve servetler verdik. Lütufta bulunarak onları yarattığımız birçok varlıklardan gerçekten üstün kıldık.
Ahmet Varol : Andolsun biz, Adem oğullarını yücelttik. Onları karada ve denizde (bineklerle ve araçlarla) taşıdık. Temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.
Ali Bulaç : Andolsun, biz Ademoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz, Âdemoğullarını (diğer hayvanlar üzerine) üstün kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve onlara hoş rızıklar verdik. Kendilerini, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine üstün kıldık.
Bekir Sadak : And olsun ki, biz insanogullarini serefli kildik, onlarin karada ve denizde gezmesini sagladik, temiz seylerle onlari riziklandirdik, yaratiklarimizin pek cogundan ustun kildik.*
Celal Yıldırım : And olsun ki, biz Âdem oğullarını aziz, saygıdeğer kıldık; karada ve denizde onları taşıyacak araçlar (imâl etme yeteneğini) verdik; onları yararlı, temiz ve iyi nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık da kıldık.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.
Diyanet Vakfi : Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.
Edip Yüksel : Adem oğullarına onur verdik. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları güzel nimetlerle besledik. Yarattıklarımızın bir çoğundan daha üstün kıldık
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık. Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki: Biz, Adem oğullarını üstün bir şerefe mazhar kıldık; karada ve denizde binitlere yükledik ve güzel güzel nimetlerle besledik; yarattıklarımızdan çoğunun üzerine geçirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için biz benî ademi tekrîm ettik karada ve denizde binidlere yükledik ve hoş hoş ni'metlerden besledik, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine geçirdik
Fizilal-il Kuran : Biz Ademoğulları'nı gerçekten çeşitli ayrıcalıklarla donattık. Onlara karada ve denizde taşıtlar sağladık, kendilerine temiz besin maddeleri bağışladık, onları yarattığımız diğer canlıların çoğundan üstün kıldık.
Gültekin Onan : Andolsun, biz Ademoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
Hakkı Yılmaz : Ve andolsun ki Biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi yaptık ve karada, denizde taşıtlara yükledik ve temiz-hoş yiyeceklerden onları rızıklandırdık. Ve onları oluşturduklarımızın birçoğundan oldukça fazlalıklı kıldık.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz Âdem oğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışadır. Onlara karada, denizde taşıyacak (vaasıtalar) verdik, onlara güzel güzel rızıklar verdik, onları yaratdığımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık.
Hayrat Neşriyat : Şânım hakkı için (biz), Âdemoğullarını şerefli kıldık; onları karada ve denizde(çeşitli nakil vâsıtaları üzerinde) taşıdık; onları temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğuna fazîletli tutarak üstün kıldık.
İbni Kesir : Andolsun ki Biz, ademoğlunu mükerrem kıldık. Karada ve denizde taşıdık. Ve onları temiz nimetlerden rızıklandırdık. Yaratmış olduklarımızdan çoğuna onları üstün kıldık.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahibi (şerefli) kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları helâl şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan fazilet (açısından) üstün kıldık.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz Ademoğullarını üstün ve onurlu kıldık; karada ve denizde onların ulaşımını sağladık; temiz besinlerle onları rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın pek çoğundan üstün tuttuk:
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, Biz ademoğullarını mükerrem kıldık ve onları karada ve denizde (nakil vasıtalarına) yükledik ve onları leziz, temiz şeylerden merzûk ettik ve onları mahlûkatımızdan birçokları üzerine ziyâdesiyle üstün kıldık.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz Âdemoğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerine temiz rızıklardan verdik. Yaratmış olduklarımızdan bir çoğuna onları üstün kıldık.
Şaban Piriş : Andolsun ki Ademoğullarını şereflendirdik. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları temiz rızklarla rızıklandırdık. Yarattığımız şeylerin çoğuna onları üstün kıldık.
Suat Yıldırım : Gerçekten Biz Âdem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasib ettik, onlara helâl ve hoş rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık.
Süleyman Ateş : Andolsun biz, Âdem oğullarına çok ikrâm ettik: onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz Ademoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık çoğundan üstün kıldık.
Ümit Şimşek : Gerçekten, Biz Âdem oğullarına şerefli bir makam verdik; onları karada ve denizde taşıdık; onları hoş ve temiz nimetlerle rızıklandırdık; yarattıklarımızın birçoğundan da onları ziyadesiyle üstün kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}