» 12 / Yûsuf  77:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 77
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. إِنْ (ÎN) = in : eğer
3. يَسْرِقْ (YSRG) = yesriḳ : çaldıysa
4. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : elbette
5. سَرَقَ (SRG) = seraḳa : çalmıştı
6. أَخٌ (ÊḢ) = eḣun : kardeşi de
7. لَهُ (LH) = lehu : onun
8. مِنْ (MN) = min :
9. قَبْلُ (GBL) = ḳablu : bundan önce
10. فَأَسَرَّهَا (FÊSRHE) = feeserrahā : bunu sakladı
11. يُوسُفُ (YVSF) = yūsufu : Yusuf
12. فِي (FY) = fī :
13. نَفْسِهِ (NFSH) = nefsihi : içinde
14. وَلَمْ (VLM) = velem :
15. يُبْدِهَا (YBD̃HE) = yubdihā : açmadı
16. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
17. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
18. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : siz
19. شَرٌّ (ŞR) = şerrun : fena
20. مَكَانًا (MKENE) = mekānen : durumdasınız
21. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : ve Allah
22. أَعْلَمُ (ÊALM) = eǎ'lemu : çok iyi biliyor
23. بِمَا (BME) = bimā : (içyüzünü)
24. تَصِفُونَ (TṦFVN) = teSifūne : anlattığınızın
dediler ki | eğer | çaldıysa | elbette | çalmıştı | kardeşi de | onun | | bundan önce | bunu sakladı | Yusuf | | içinde | | açmadı | onlara | dedi | siz | fena | durumdasınız | ve Allah | çok iyi biliyor | (içyüzünü) | anlattığınızın |

[GVL] [] [SRG] [] [SRG] [EḢV] [] [] [GBL] [SRR] [] [] [NFS] [] [BD̃V] [] [GVL] [] [ŞRR] [KVN] [] [ALM] [] [VṦF]
GELVE ÎN YSRG FGD̃ SRG ÊḢ LH MN GBL FÊSRHE YVSF FY NFSH VLM YBD̃HE LHM GEL ÊNTM ŞR MKENE VELLH ÊALM BME TṦFVN

ḳālū in yesriḳ feḳad seraḳa eḣun lehu min ḳablu feeserrahā yūsufu nefsihi velem yubdihā lehum ḳāle entum şerrun mekānen vallahu eǎ'lemu bimā teSifūne
قالوا إن يسرق فقد سرق أخ له من قبل فأسرها يوسف في نفسه ولم يبدها لهم قال أنتم شر مكانا والله أعلم بما تصفون

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 77
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
إن | ÎN in eğer """If"
يسرق س ر ق | SRG YSRG yesriḳ çaldıysa he steals -
فقد | FGD̃ feḳad elbette then verily
سرق س ر ق | SRG SRG seraḳa çalmıştı stole
أخ ا خ و | EḢV ÊḢ eḣun kardeşi de a brother
له | LH lehu onun of his
من | MN min "before."""
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu bundan önce "before."""
فأسرها س ر ر | SRR FÊSRHE feeserrahā bunu sakladı But Yusuf kept it secret
يوسف | YVSF yūsufu Yusuf But Yusuf kept it secret
في | FY within
نفسه ن ف س | NFS NFSH nefsihi içinde himself,
ولم | VLM velem and (did) not
يبدها ب د و | BD̃V YBD̃HE yubdihā açmadı reveal it
لهم | LHM lehum onlara to them.
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
أنتم | ÊNTM entum siz """You"
شر ش ر ر | ŞRR ŞR şerrun fena (are the) worse
مكانا ك و ن | KVN MKENE mekānen durumdasınız (in) position,
والله | VELLH vallahu ve Allah and Allah
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu çok iyi biliyor knows best
بما | BME bimā (içyüzünü) of what
تصفون و ص ف | VṦF TṦFVN teSifūne anlattığınızın "you describe."""

12:77 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | eğer | çaldıysa | elbette | çalmıştı | kardeşi de | onun | | bundan önce | bunu sakladı | Yusuf | | içinde | | açmadı | onlara | dedi | siz | fena | durumdasınız | ve Allah | çok iyi biliyor | (içyüzünü) | anlattığınızın |

[GVL] [] [SRG] [] [SRG] [EḢV] [] [] [GBL] [SRR] [] [] [NFS] [] [BD̃V] [] [GVL] [] [ŞRR] [KVN] [] [ALM] [] [VṦF]
GELVE ÎN YSRG FGD̃ SRG ÊḢ LH MN GBL FÊSRHE YVSF FY NFSH VLM YBD̃HE LHM GEL ÊNTM ŞR MKENE VELLH ÊALM BME TṦFVN

ḳālū in yesriḳ feḳad seraḳa eḣun lehu min ḳablu feeserrahā yūsufu nefsihi velem yubdihā lehum ḳāle entum şerrun mekānen vallahu eǎ'lemu bimā teSifūne
قالوا إن يسرق فقد سرق أخ له من قبل فأسرها يوسف في نفسه ولم يبدها لهم قال أنتم شر مكانا والله أعلم بما تصفون

[ق و ل] [] [س ر ق] [] [س ر ق] [ا خ و] [] [] [ق ب ل] [س ر ر] [] [] [ن ف س] [] [ب د و] [] [ق و ل] [] [ش ر ر] [ك و ن] [] [ع ل م] [] [و ص ف]

 » 12 / Yûsuf  Suresi: 77
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN in eğer """If"
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
يسرق س ر ق | SRG YSRG yesriḳ çaldıysa he steals -
Ye,Sin,Re,Gaf,
10,60,200,100,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
فقد | FGD̃ feḳad elbette then verily
Fe,Gaf,Dal,
80,100,4,
REM – prefixed resumption particle
CERT – particle of certainty
الفاء استئنافية
حرف تحقيق
سرق س ر ق | SRG SRG seraḳa çalmıştı stole
Sin,Re,Gaf,
60,200,100,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أخ ا خ و | EḢV ÊḢ eḣun kardeşi de a brother
,Hı,
,600,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
له | LH lehu onun of his
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min "before."""
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳablu bundan önce "before."""
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
فأسرها س ر ر | SRR FÊSRHE feeserrahā bunu sakladı But Yusuf kept it secret
Fe,,Sin,Re,He,Elif,
80,,60,200,5,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
يوسف | YVSF yūsufu Yusuf But Yusuf kept it secret
Ye,Vav,Sin,Fe,
10,6,60,80,
"PN – nominative masculine proper noun → Yusuf"
اسم علم مرفوع
في | FY within
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
نفسه ن ف س | NFS NFSH nefsihi içinde himself,
Nun,Fe,Sin,He,
50,80,60,5,
N – genitive feminine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولم | VLM velem and (did) not
Vav,Lam,Mim,
6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يبدها ب د و | BD̃V YBD̃HE yubdihā açmadı reveal it
Ye,Be,Dal,He,Elif,
10,2,4,5,1,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لهم | LHM lehum onlara to them.
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أنتم | ÊNTM entum siz """You"
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
شر ش ر ر | ŞRR ŞR şerrun fena (are the) worse
Şın,Re,
300,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
مكانا ك و ن | KVN MKENE mekānen durumdasınız (in) position,
Mim,Kef,Elif,Nun,Elif,
40,20,1,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
والله | VELLH vallahu ve Allah and Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu çok iyi biliyor knows best
,Ayn,Lam,Mim,
,70,30,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
بما | BME bimā (içyüzünü) of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تصفون و ص ف | VṦF TṦFVN teSifūne anlattığınızın "you describe."""
Te,Sad,Fe,Vav,Nun,
400,90,80,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | إِنْ: eğer | يَسْرِقْ: çaldıysa | فَقَدْ: elbette | سَرَقَ: çalmıştı | أَخٌ: kardeşi de | لَهُ: onun | مِنْ: | قَبْلُ: bundan önce | فَأَسَرَّهَا: bunu sakladı | يُوسُفُ: Yusuf | فِي: | نَفْسِهِ: içinde | وَلَمْ: | يُبْدِهَا: açmadı | لَهُمْ: onlara | قَالَ: dedi | أَنْتُمْ: siz | شَرٌّ: fena | مَكَانًا: durumdasınız | وَاللَّهُ: ve Allah | أَعْلَمُ: çok iyi biliyor | بِمَا: (içyüzünü) | تَصِفُونَ: anlattığınızın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | إن ÎN eğer | يسرق YSRG çaldıysa | فقد FGD̃ elbette | سرق SRG çalmıştı | أخ ÊḢ kardeşi de | له LH onun | من MN | قبل GBL bundan önce | فأسرها FÊSRHE bunu sakladı | يوسف YWSF Yusuf | في FY | نفسه NFSH içinde | ولم WLM | يبدها YBD̃HE açmadı | لهم LHM onlara | قال GEL dedi | أنتم ÊNTM siz | شر ŞR fena | مكانا MKENE durumdasınız | والله WELLH ve Allah | أعلم ÊALM çok iyi biliyor | بما BME (içyüzünü) | تصفون TṦFWN anlattığınızın |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | in: eğer | yesriḳ: çaldıysa | feḳad: elbette | seraḳa: çalmıştı | eḣun: kardeşi de | lehu: onun | min: | ḳablu: bundan önce | feeserrahā: bunu sakladı | yūsufu: Yusuf | : | nefsihi: içinde | velem: | yubdihā: açmadı | lehum: onlara | ḳāle: dedi | entum: siz | şerrun: fena | mekānen: durumdasınız | vallahu: ve Allah | eǎ'lemu: çok iyi biliyor | bimā: (içyüzünü) | teSifūne: anlattığınızın |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | ÎN: eğer | YSRG: çaldıysa | FGD̃: elbette | SRG: çalmıştı | ÊḢ: kardeşi de | LH: onun | MN: | GBL: bundan önce | FÊSRHE: bunu sakladı | YVSF: Yusuf | FY: | NFSH: içinde | VLM: | YBD̃HE: açmadı | LHM: onlara | GEL: dedi | ÊNTM: siz | ŞR: fena | MKENE: durumdasınız | VELLH: ve Allah | ÊALM: çok iyi biliyor | BME: (içyüzünü) | TṦFVN: anlattığınızın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bu dediler, hırsızlık ettiyse daha önce bir kardeşi de hırsızlık etmişti. Yûsuf, bunu gizledi onlardan ve kendi kendine dedi ki: Sizin durumunuz daha kötü, anlattığınız şeyi Allah daha iyi bilir.
Adem Uğur : (Kardeşleri) dediler ki: "Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı." Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin anlattığınızı çok iyi bilir.
Ahmed Hulusi : (Kardeşler) dediler ki: "Eğer o çaldı ise, daha önce onun kardeşi de çalmıştı!". . . Yusuf bu (iftirayı) içine attı ve onlara bunu hiç belli etmedi: "Şimdi siz çok kötü bir konumdasınız. . . Kimi neyle tanımladığınızın içyüzünü Allâh daha iyi bilir" dedi.
Ahmet Tekin : Kardeşleri: 'Eğer o çalmışsa, çok görülmez, daha önce onun kardeşi Yûsuf da çalmıştı' dediler. O vakit Yûsuf bunu içine attı. Onlara hiç belli etmeden: 'Siz daha kötü durumdasınız. Allah anlattıklarınızı, yakıştırdıklarınızı çok iyi bilir.' dedi.
Ahmet Varol : 'Eğer çalmışsa daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı' dediler. Yusuf bunu içinde gizli tuttu, onlara belli etmedi ve kendi kendine: 'Siz daha kötü bir konumdasınız. Allah sizin anlattığınız şeyin aslını daha iyi bilmektedir' dedi.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Şayet çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun kardeşi de çalmıştı." Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu ve bunu onlara açıklamadı (ve içinden): "Siz daha kötü bir konumdasınız" dedi. "Sizin düzmekte olduklarınızı Allah daha iyi bilir."
Ali Fikri Yavuz : Onlar dediler ki: Eğer o (Bünyamin) çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun bir kardeşi de (Yûsuf) çalmıştı. Bu sözlerini, Yûsuf, içinde gizledi; kendilerine onun esasını açıklamadı, içinden de ki, siz daha kötü mevkidesiniz (çünkü babamdan beni aşırmıştınız). Allah, isnad ettiğiniz şeyleri çok iyi bilendir.
Bekir Sadak : «almissa, daha once kardesi de calmisti» dediler. Yusuf bunu icinde sakladi, onlara acmadi. Icinden, «Durumunuz pek kotudur; anlattiginizi Allah daha iyi bilir» dedi.
Celal Yıldırım : O hırsızlık etmişse, daha önce onun kardeşi de hırsızlık etmişti, diye mırıldandılar. Yûsuf bu sözü içinde tuttu, onlara (bir şey) açmadı ve içinden, «siz kötü bir tutum içindesiniz. Allah bu anlattıklarınızı çok daha iyi bilir» diye geçirdi.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Eğer o çalmışsa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.” Yûsuf, bunu içinde sakladı ve onlara belli etmedi. İçinden, “Siz kötü bir durumdasınız; anlattığınızı Allah çok daha iyi biliyor” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : 'Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı' dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. İçinden, 'Durumunuz pek kötüdür; anlattığınızı Allah daha iyi bilir' dedi.
Diyanet Vakfi : (Kardeşleri) dediler ki: «Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.» Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin anlattığınızı çok iyi bilir.
Edip Yüksel : 'O çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı,' dediler. Yusuf onlara belli etmeden: 'Siz gerçekten kötüsünüz. ALLAH anlattığınızın içyüzünü bilir,' diye söylendi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Eğer o çalmışsa, daha önce bunun kardeşi de çalmıştı». O vakit Yusuf bunu içine attı, onlara hiç belli etmeden: «Siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sıfat verdiğinizi Allah çok iyi biliyor» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dediler ki: «Eğer o çalmışsa, bundan önce bir kardeşi de çalmıştı.» O vakit Yusuf bunu içine attı ve onlara belli etmeden: «Siz çok kötü bir durumdasınız, ne isnat ettiğinizi Allah çok iyi biliyor.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer dediler: o çalmış bulunuyorsa bundan evvel bir kardeşi de çalmıştı, o vakıt Yusüf bunu içine attı ve onlara belli etmedi, siz dedi: fena bir mevkı'desiniz ve Allah, pekâlâ biliyor: Ne isnad ediyorsunuz?
Fizilal-il Kuran : Yakub'un oğulları; «Bu kardeşimiz hırsızlık yaptı ise daha önce de onun öz kardeşi hırsızlık yapmıştı» dediler. Yusuf kardeşlerinin bu iftirasını duymazlıktan geldi, onu yüzlerine vurmadı. İçinden «Asıl kötü durumda olan sizlersiniz, Allah sizin uydurma sözlerinizin içyüzünü herkesten iyi bilir» dedi.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Şayet çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun kardeşi de çalmıştı." Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu ve bunu onlara açıklamadı (ve içinden): "Siz daha kötü bir konumdasınız" dedi: "Sizin düzmekte olduklarınızı Tanrı daha iyi bilir."
Hakkı Yılmaz : Kafile dedi ki: “Eğer o çalmışsa, andolsun daha önce bunun kardeşi de çalmıştı.” O vakit Yûsuf bunu kendi içine attı ve onlara bunu hiç belli etmedi, “Siz çok fena bir mevkidesiniz, nitelediğiniz şeyi Allah en iyi bilendir” dedi.
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Eğer o çalmış bulunuyorsa onun daha evvel bir kardeşi de çalmışdı»! O vakit Yuusuf bu (sözü) içinde gizledi, bu (nun hakıykatını) onlara açıklamadı. (Kendi kendine) dedi ki «Sizin durumunuz daha kötüdür. Allah sizin anlatmakta olduğunuzun mâhiyyetini çok iyi bilendir».
Hayrat Neşriyat : (Yûsuf’un kardeşleri) dediler ki: 'Eğer (o) çaldıysa, doğrusu daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.' O vakit Yûsuf, bunu içine attı ve onlara bunu belli etmedi. (İçinden:)'Siz daha kötü durumdasınız. Hâlbuki Allah, ne anlatıyorsanız en iyi bilendir' dedi.
İbni Kesir : Dediler ki: O çalmışsa, daha evvel onun bir kardeşi de çalmıştı. Yusuf bunu içinde gizledi, onlara açılmadı. Sizin durumunuz daha kötüdür. Allah sizin anlatmakta olduğunuzu en iyi bilendir, dedi.
İskender Evrenosoğlu : Şöyle dediler: “Eğer o çalmışsa ondan önce onun kardeşi de çalmıştı.” Fakat Yusuf onu içinde gizledi, onlara açıklamadı. (İçinden dedi ki:) “Sizin durumunuz daha fena, Allah anlattıklarınızı çok iyi bilir.”
Muhammed Esed : (Kral'ın kupası Bünyamin'in denginden çıkar çıkmaz öteki kardeşler:) "Eğer o çaldıysa ne ala, çünkü bir zamanlar onun kardeşi de hırsızlık yapardı!" Bu durum karşısında Yusuf, düşüncelerini onlara belli etmeksizin, kendi kendine: "Sizin durumunuz çok kötü; Allah ne söylediğinizi olduğu gibi biliyor" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Eğer çaldı ise onun bir kardeşi de daha evvel çalmış idi.» Yusuf da bunu nefsinde gizledi ve bunu onlara açıklamadı. Dedi ki: «Siz kötü bir durumdasınız ve Allah Teâlâ sizin vasfettiğinize pek ziyâde alîmdir.»
Ömer Öngüt : “Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı. ” dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (İçinden): “Durumunuz pek kötüdür, ne isnad ettiğinizi Allah daha iyi bilir. ” dedi.
Şaban Piriş : - Çalmışsa, daha önce kardeşi de çalmıştı, dediler. Yusuf bunu içinde gizledi. Onlara açmadı. İçinden, “Sizin durumunuz daha kötüdür; anlattığınızı en iyi Allah bilir” dedi.
Suat Yıldırım : Onlar: "Eğer o çalmışsa, zaten daha önce onun kardeşi de hırsızlık etmişti." dediler. Yusuf bu sözden duyduğu üzüntüyü içine attı ve onlara belli etmedi. İçinden de dedi ki: "Asıl kötü durumda olan sizsiniz. İleri sürdüğünüz iddiaların gerçek yönünü Allah pek iyi biliyor ya, o yeter!"
Süleyman Ateş : (Yûsuf'un kardeşleri) Dediler ki: "(Bu) çaldıysa bundan önce kardeşi de çalmıştı." Yûsuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı. (İçinden): "Siz fenâ bir durumdasınız, Allâh, sizin anlattığınızın içyüzünü çok iyi biliyor!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Şayet çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun kardeşi de çalmıştı.» Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu ve bunu onlara açıklamadı (ve içinden) : «Siz daha kötü bir konumdasınız» dedi. «Sizin düzmekte olduklarınızı Allah daha iyi bilir.»
Ümit Şimşek : 'Hırsızlık yaptıysa, daha önce kardeşi de hırsızlık yapmıştı' dediler. Yusuf birşey belli etmedi, içine attı. 'Bugün çok kötü bir durumdasınız,' dedi. 'Yakıştırdığınız şeyi Allah çok iyi biliyor.'
Yaşar Nuri Öztürk : Kardeşler dediler ki: "Bu çaldı ya, bundan önce de onun kardeşi çalmıştı." Yûsuf bunu içinde sakladı, onlara açıklamadı. Şöyle diyordu: "Kötü bir konumdasınız. O sizin dilinize doladığınız şeyi Allah daha iyi biliyor."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}