V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا
ي | Y
YE
yā
EY/HEY/AH
"""O!"
Ye,Elif, 10,1,
أبانا
ا ب و | EBV
ÊBENE
ebānā
babamız
our father
,Be,Elif,Nun,Elif, ,2,1,50,1,
VOC – prefixed vocative particle ya N – accusative masculine singular noun PRON – 1st person plural possessive pronoun أداة نداء اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما
|
ME
mā
neden
Why
Mim,Elif, 40,1,
REL – relative pronoun اسم موصول
لك
|
LK
leke
sen
(do) you
Lam,Kef, 30,20,
P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
لا
|
LE
lā
not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
تأمنا
ا م ن | EMN
TÊMNE
te'mennā
bize güvenmiyorsun
trust us
Te,,Mim,Nun,Elif, 400,,40,50,1,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb PRON – 1st person plural object pronoun فعل مضارع و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على
|
AL
ǎlā
hakkında
with
Ayn,Lam,, 70,30,,
P – preposition حرف جر
يوسف
|
YVSF
yūsufe
Yusuf
Yusuf,
Ye,Vav,Sin,Fe, 10,6,60,80,
"PN – genitive masculine proper noun → Yusuf" اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
وإنا
|
VÎNE
veinnā
oysa biz
while indeed, we
Vav,,Nun,Elif, 6,,50,1,
CIRC – prefixed circumstantial particle ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun الواو حالية حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
له
|
LH
lehu
ona
(are) for him
Lam,He, 30,5,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
لناصحون
ن ص ح | NṦḪ
LNEṦḪVN
lenāSiHūne
öğüt verenleriz
surely well-wishers?
Lam,Nun,Elif,Sad,Ha,Vav,Nun, 30,50,1,90,8,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine plural active participle اللام لام التوكيد اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | يَا: EY/HEY/AH | أَبَانَا: babamız | مَا: neden | لَكَ: sen | لَا: | تَأْمَنَّا: bize güvenmiyorsun | عَلَىٰ: hakkında | يُوسُفَ: Yusuf | وَإِنَّا: oysa biz | لَهُ: ona | لَنَاصِحُونَ: öğüt verenleriz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWEdediler ki | يا YEEY/HEY/AH | أبانا ÊBENEbabamız | ما MEneden | لك LKsen | لا LE | تأمنا TÊMNEbize güvenmiyorsun | على ALhakkında | يوسف YWSFYusuf | وإنا WÎNEoysa biz | له LHona | لناصحون LNEṦḪWNöğüt verenleriz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | yā: EY/HEY/AH | ebānā: babamız | mā: neden | leke: sen | lā: | te'mennā: bize güvenmiyorsun | ǎlā: hakkında | yūsufe: Yusuf | veinnā: oysa biz | lehu: ona | lenāSiHūne: öğüt verenleriz |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | ÊBENE: babamız | ME: neden | LK: sen | LE: | TÊMNE: bize güvenmiyorsun | AL: hakkında | YVSF: Yusuf | VÎNE: oysa biz | LH: ona | LNEṦḪVN: öğüt verenleriz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, baba demişlerdi, ne diye Yûsuf'u emniyet etmiyorsun bize ve biz, hiç şüphe yok ki ona öğütler vermedeyiz.
Adem Uğur : Dediler ki: "Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Ey babamız, biz Onun hayrını istediğimiz hâlde neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun!"
Ahmet Tekin : Oğulları :
'Ey babamız, neden, Yûsuf’la ilgili bize güvenmiyorsun? Oysa ki, biz ona iyi davranıyor, onun iyiliğini istiyoruz.' dediler.
Ahmet Varol : (Babalarına gidip) dediler ki: 'Ey babamız! Ne oluyor da, Yusuf'a karşı bize güvenemiyorsun? Oysa gerçekte biz onun iyiliğini isteyenleriz.
Ali Bulaç : (Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz."
Ali Fikri Yavuz : Sonra babalarına dediler ki: “- ey babamız, sen bize Yûsuf’u neye inanmıyorsun? Doğrusu biz onun için hayır isteyicileriz.
Bekir Sadak : (11-12) Bunun uzerine «Ey babamiz! Yusuf'un iyiligini istedigimiz halde, onu nicin bize emniyet etmiyorsun? Yarin onu bizimle beraber gonder de gezsin oynasin, biz onu herhalde koruruz» dediler.
Celal Yıldırım : (Bunun üzerine toplanıp babalarına gelerek) dediler ki: «Ey babamız ! Yûsuf'u neden bize güvenip vermiyorsun ? Oysa biz ondan yana elbette iyilik düşünenleriz.»
Diyanet İşleri : Babalarına şöyle dediler: “Ey babamız! Yûsuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz.”
Diyanet İşleri (eski) : (11-12) Bunun üzerine 'Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin oynasın, biz onu herhalde koruruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: «Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.
Edip Yüksel : Dediler ki: 'Ey babamız, neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun candan dostlarıyız.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Ey babamız! Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini istiyoruz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Vardılar babalarına: «Ey babamız, neden sen, Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyenleriz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vardılar ey bizim pederimiz, dediler, sen neye bize Yusüfü inanmıyorsun? Cidden biz onun için recaciyiz
Fizilal-il Kuran : Bunun üzerine üvey kardeşler, babalarına dediler ki; «Ey babamız, niçin Yusuf konusunda bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun sadece iyiliğini isteriz.
Gültekin Onan : (Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız" dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun (te'menna)? Oysa, gerçekte biz onun iyiliğini isteyenleriz."
Hakkı Yılmaz : (11,12) Onlar dediler ki: “Ey babamız! Sen bize Yûsuf için neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz kesinlikle o'nun iyiliğini istiyoruz. Yarın o'nu bizimle beraber gönder de bol bol yesin, oynasın. Ve şüphesiz biz o'nu kesinlikle koruyucularız.”
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Ey babamız, sen bize Yuusufu neye inanmıyorsun? Halbuki biz onun elbet hayırhahlarıyız».
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Ey babamız! Sana ne oldu ki Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Hâlbuki doğrusu biz, elbette onun iyiliğini isteyenleriz.'
İbni Kesir : Dediler ki: Ey babamız; sen bize Yusuf'u neden güvenmiyorsun? Halbuki biz, onun iyiliğini istemekteyiz.
İskender Evrenosoğlu : "Ey babamız! Sana ne oldu? Yusuf (konusunda) bize emniyet etmiyorsun (güvenmiyorsun). Ve muhakkak ki; biz, onun iyiliğini isteyenleriz.” dediler.
Muhammed Esed : (Bu görüşte birleştiler ve bunun üzerine babalarına:) "Ey babamız!" dediler, "Biz Yusuf'un iyiliğini isteyen kimseler olduğumuz halde, neden o'nun hakkında bize güvenmiyorsun?
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ey babamız! Sana ne oluyor ki, Yusuf'u bize inanmıyorsun? Ve halbuki, biz O'nun için elbette hayırhâh kimseleriz.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf'u bize emanet etmiyorsun? Oysa biz ona iyilik etmek isteyen kimseleriz. ”
Şaban Piriş : -Baba, Sana ne oldu ki Yusuf için bize güvenmiyorsun? Biz, Onun iyiliğini isteriz.
Suat Yıldırım : (11-12) (Onlar buna karar verdikten sonra bir gün babalarına varıp:) "Sevgili Babamız! dediler, sen neden güvenip de Yusuf’u bize emanet etmiyorsun. Oysa biz onu çok seviyoruz. Ona samimiyetle bağlıyız." "Yarın onu bizimle gönder, gezsin oynasın, biz ona çok iyi sahip çıkarız."
Süleyman Ateş : (Bu fikirde karar kıldılar ve babalarına gelip) Dediler ki: "Ey babamız, neden Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun, oysa biz ona öğüt verenler(onun iyiliğini isteyenler)iz?"
Tefhim-ul Kuran : (Bu karara vardıktan sonra) «Ey Babamız,» dediler. «Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz;»
Ümit Şimşek : Babalarına dediler ki: 'Baba, niçin Yusuf'u bize emanet etmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini istiyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Ey babamız, ne oluyor da Yûsuf konusunda bize güvenmiyorsun. Oysaki biz ona hep öğüt vermekteyiz."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]