» 54 / Kamer  7:

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

 » 54 / Kamer  Suresi: 7
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. خُشَّعًا (ḢŞAE) = ḣuşşeǎn : korkarak
2. أَبْصَارُهُمْ (ÊBṦERHM) = ebSāruhum : gözleri
3. يَخْرُجُونَ (YḢRCVN) = yeḣrucūne : çıkarlar
4. مِنَ (MN) = mine : -den
5. الْأَجْدَاثِ (ELÊCD̃ES̃) = l-ecdāṧi : kabirler-
6. كَأَنَّهُمْ (KÊNHM) = keennehum : tıpkı gibidirler
7. جَرَادٌ (CRED̃) = cerādun : çekirgeler
8. مُنْتَشِرٌ (MNTŞR) = munteşirun : yayılan
korkarak | gözleri | çıkarlar | -den | kabirler- | tıpkı gibidirler | çekirgeler | yayılan |

[ḢŞA] [BṦR] [ḢRC] [] [CD̃S̃] [] [CRD̃] [NŞR]
ḢŞAE ÊBṦERHM YḢRCVN MN ELÊCD̃ES̃ KÊNHM CRED̃ MNTŞR

ḣuşşeǎn ebSāruhum yeḣrucūne mine l-ecdāṧi keennehum cerādun munteşirun
خشعا أبصارهم يخرجون من الأجداث كأنهم جراد منتشر

 » 54 / Kamer  Suresi: 7
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خشعا خ ش ع | ḢŞA ḢŞAE ḣuşşeǎn korkarak (Will be) humbled
أبصارهم ب ص ر | BṦR ÊBṦERHM ebSāruhum gözleri their eyes
يخرجون خ ر ج | ḢRC YḢRCVN yeḣrucūne çıkarlar they will come forth
من | MN mine -den from
الأجداث ج د ث | CD̃S̃ ELÊCD̃ES̃ l-ecdāṧi kabirler- the graves
كأنهم | KÊNHM keennehum tıpkı gibidirler as if they (were)
جراد ج ر د | CRD̃ CRED̃ cerādun çekirgeler locusts
منتشر ن ش ر | NŞR MNTŞR munteşirun yayılan spreading,

54:7 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

korkarak | gözleri | çıkarlar | -den | kabirler- | tıpkı gibidirler | çekirgeler | yayılan |

[ḢŞA] [BṦR] [ḢRC] [] [CD̃S̃] [] [CRD̃] [NŞR]
ḢŞAE ÊBṦERHM YḢRCVN MN ELÊCD̃ES̃ KÊNHM CRED̃ MNTŞR

ḣuşşeǎn ebSāruhum yeḣrucūne mine l-ecdāṧi keennehum cerādun munteşirun
خشعا أبصارهم يخرجون من الأجداث كأنهم جراد منتشر

[خ ش ع] [ب ص ر] [خ ر ج] [] [ج د ث] [] [ج ر د] [ن ش ر]

 » 54 / Kamer  Suresi: 7
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خشعا خ ش ع | ḢŞA ḢŞAE ḣuşşeǎn korkarak (Will be) humbled
Hı,Şın,Ayn,Elif,
600,300,70,1,
N – accusative masculine plural indefinite active participle
اسم منصوب
أبصارهم ب ص ر | BṦR ÊBṦERHM ebSāruhum gözleri their eyes
,Be,Sad,Elif,Re,He,Mim,
,2,90,1,200,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يخرجون خ ر ج | ḢRC YḢRCVN yeḣrucūne çıkarlar they will come forth
Ye,Hı,Re,Cim,Vav,Nun,
10,600,200,3,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الأجداث ج د ث | CD̃S̃ ELÊCD̃ES̃ l-ecdāṧi kabirler- the graves
Elif,Lam,,Cim,Dal,Elif,Se,
1,30,,3,4,1,500,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
كأنهم | KÊNHM keennehum tıpkı gibidirler as if they (were)
Kef,,Nun,He,Mim,
20,,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «كأن»
جراد ج ر د | CRD̃ CRED̃ cerādun çekirgeler locusts
Cim,Re,Elif,Dal,
3,200,1,4,
"N – nominative masculine indefinite noun → Locust"
اسم مرفوع
منتشر ن ش ر | NŞR MNTŞR munteşirun yayılan spreading,
Mim,Nun,Te,Şın,Re,
40,50,400,300,200,
ADJ – nominative masculine indefinite (form VIII) active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |خُشَّعًا: korkarak | أَبْصَارُهُمْ: gözleri | يَخْرُجُونَ: çıkarlar | مِنَ: -den | الْأَجْدَاثِ: kabirler- | كَأَنَّهُمْ: tıpkı gibidirler | جَرَادٌ: çekirgeler | مُنْتَشِرٌ: yayılan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |خشعا ḢŞAE korkarak | أبصارهم ÊBṦERHM gözleri | يخرجون YḢRCWN çıkarlar | من MN -den | الأجداث ELÊCD̃ES̃ kabirler- | كأنهم KÊNHM tıpkı gibidirler | جراد CRED̃ çekirgeler | منتشر MNTŞR yayılan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḣuşşeǎn: korkarak | ebSāruhum: gözleri | yeḣrucūne: çıkarlar | mine: -den | l-ecdāṧi: kabirler- | keennehum: tıpkı gibidirler | cerādun: çekirgeler | munteşirun: yayılan |
Kırık Meal (Transcript) : |ḢŞAE: korkarak | ÊBṦERHM: gözleri | YḢRCVN: çıkarlar | MN: -den | ELÊCD̃ES̃: kabirler- | KÊNHM: tıpkı gibidirler | CRED̃: çekirgeler | MNTŞR: yayılan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir.
Adem Uğur : Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.
Ahmed Hulusi : Gözleri dehşetten önlerine eğik hâlde, sanki yayılan çekirge sürüsü misali, cedeslerinden (kozalarından) çıkıyorlar.
Ahmet Tekin : Kâfirler, bakışları, korku ve saygıdan perişan bir halde, savrulan çekirge sürüleri gibi kabirlerden çıkarlar.
Ahmet Varol : Gözleri düşkün (zillet içinde), sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Ali Bulaç : Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Ali Fikri Yavuz : (Korkudan) gözleri baygın olarak kabirlerden çıkacaklar; etrafa yayılan çekirgeler gibi...
Bekir Sadak : (7-8) Gozleri dalgin dalgin, cekirgeler gibi yayilmis, o cagirana kosarak kabirlerden cikarlar. Inkarcilar: «Bu, zorlu bir gundur» derler.
Celal Yıldırım : Onlar da gözleri korkudan önlerine eğik bir halde kabirlerinden çıkarlar; tıpkı etrafa yayılan çekirge misâli.
Diyanet İşleri : (6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Diyanet İşleri (eski) : (7-8) Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: 'Bu, zorlu bir gündür' derler.
Diyanet Vakfi : (7-8) Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
Edip Yüksel : Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gözleri düşkün düşkün sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Gözleri düşgün düşgün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi
Fizilal-il Kuran : Mezarlarından donuk ve ürkek bakışlarla çıkarak çekirge sürüsü gibi etrafa yayılırlar.
Gültekin Onan : Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Hakkı Yılmaz : (6-8) "O hâlde onlardan geri dur. O günde Çağırıcı'nın, bilinmedik/ yadırganan bir şeye çağırdığı o günde gözleri düşkün düşkün, o davetçiye hızlıca koşarak kabirlerinden çıkarlar. Sanki onlar darmadağın çekirgeler gibidirler. O, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, zor bir gündür” derler. "
Hasan Basri Çantay : gözleri zelîl ve hakıyr (dönüş) olarak, (hepsi de) çıvgın (ve yaygın) çekirgeler gibi, kabirler (in) den çıkacaklar,
Hayrat Neşriyat : (7-8) (O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl’e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: 'Bu, pek zor bir gündür!'
İbni Kesir : Gözleri hor ve hakir olarak, yaygın çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
İskender Evrenosoğlu : Kabirlerden, gözleri dehşete düşmüş olarak çıkarlar. Sanki onlar, etrafa yayılan çekirgeler gibidir.
Muhammed Esed : onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Gözlerî zeliller olarak kabirlerinden çıkacaklardır. Sanki onlar dağılmış çekirgelerdir.
Ömer Öngüt : Gözleri dalgın dalgın (zillet ve dehşet içinde), tıpkı etrafa yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Şaban Piriş : (7-8) Gözleri yere yıkık çekirgeler gibi yayılmış o çağırana koşarak kabirlerinden çıkarlar. Kafirler: -Bu, zor bir gün! derler.
Suat Yıldırım : Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkar, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplarlar.
Süleyman Ateş : Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler.
Tefhim-ul Kuran : Gözler 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'etrafa serpilen' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Ümit Şimşek : Ürkek bakışlarla, yayılmış çekirgeler gibi mezarlarından çıkarlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}