CONJ – prefixed conjunction wa (and) EMPH – emphatic prefix lām CERT – particle of certainty الواو عاطفة اللام لام التوكيد حرف تحقيق
أنذرهم
ن ذ ر | NZ̃R
ÊNZ̃RHM
enƶerahum
onları uyarmıştı
he warned them
,Nun,Zel,Re,He,Mim, ,50,700,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بطشتنا
ب ط ش | BŦŞ
BŦŞTNE
beTşetenā
bizim yakalamamıza karşı
(of) Our seizure,
Be,Tı,Şın,Te,Nun,Elif, 2,9,300,400,50,1,
N – accusative feminine noun PRON – 1st person plural possessive pronoun اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فتماروا
م ر ي | MRY
FTMERVE
fetemārav
fakat kuşku duydular
but they disputed
Fe,Te,Mim,Elif,Re,Vav,Elif, 80,400,40,1,200,6,1,
REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الفاء استئنافية فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالنذر
ن ذ ر | NZ̃R
BELNZ̃R
bin-nuƶuri
uyarılara karşı
the warnings.
Be,Elif,Lam,Nun,Zel,Re, 2,1,30,50,700,200,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine plural noun جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | أَنْذَرَهُمْ: onları uyarmıştı | بَطْشَتَنَا: bizim yakalamamıza karşı | فَتَمَارَوْا: fakat kuşku duydular | بِالنُّذُرِ: uyarılara karşı |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | enƶerahum: onları uyarmıştı | beTşetenā: bizim yakalamamıza karşı | fetemārav: fakat kuşku duydular | bin-nuƶuri: uyarılara karşı |
Kırık Meal (Transcript) : |VLGD̃: ve andolsun | ÊNZ̃RHM: onları uyarmıştı | BŦŞTNE: bizim yakalamamıza karşı | FTMERVE: fakat kuşku duydular | BELNZ̃R: uyarılara karşı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki o, bizim helâkimizle korkutmuştu onları da onlar, bu korkutuşlardan şüpheye düşmüşlerdi.
Adem Uğur : Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki (Lût) onları şiddetle yakalamamız konusunda uyardı da, onlar uyarıcıları kuşkuyla karşıladılar!
Ahmet Tekin : Andolsun ki, Lût, bizim, kendilerini şiddetle sarsarak yakalayıp, cezalandıracağımız konusunda uyarmıştı. Fakat sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılara kuşku ile baktılar.
Ahmet Varol : Andolsun ki (Lut) onları, bizim zorlu yakalamamıza karşı uyarmıştı. Ama onlar uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanladılar.
Ali Bulaç : Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanlamakta direttiler.
Ali Fikri Yavuz : And olsun ki, Lût, azabımızla onları korkutmuştu; fakat o ihtarları, şübhelenerek inkâr ettiler;
Bekir Sadak : Lut, and olsun ki, onlari Bizim yakalamamizla uyarmisti, ama onlar uyarmalari suphe ile karsiliyarak dinlemediler.
Celal Yıldırım : Ve and olsun ki, Lût, onları bizim şiddetli tutup kahretmemize karşı uyardı; ama onlar, bu uyarılarda şüphe edip inâdlarını sürdürdüler.
Diyanet İşleri : Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Diyanet İşleri (eski) : Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
Edip Yüksel : Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki (Lut) tutuşumuzun şiddetini kendilerine ihtar da etmişti. Fakat o ihtarları kavga ve şüphe ile karşıladılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için satvetimizin şiddetini kendilerine ıhtar da etmiş idi, fakat o ıhtarları cidal ile karşıladılar
Fizilal-il Kuran : Lut onları bizim sillemiz konusunda uyarmıştı. Fakat, onlar bu uyarıları kuşku ile karşıladılar.
Gültekin Onan : Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanlamakta direttiler.
Hakkı Yılmaz : Andolsun Lût, onları Bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat onlar uyarıları kuşku ile karşıladılar
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki (Lût) onlara (kendilerini) azâb ile yakalayacağımızı da haber vermişdi. Fakat onlar bu korkutmaları şübhe ile tekzîb etdiler.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki (Lût) onları (azabla) yakalamamıza karşı korkutmuştu; fakat (onlar) o korkutmalara karşı şübheye düştüler.
İbni Kesir : Andolsun ki; onlara, azab ile yakalayacağımızı da haber vermişti. Ama onlar bu uyarıları kuşku ile karşılayarak yalanladılar.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki, Lut (A.S), onları “şiddetli azabımızla yakalamamız” konusunda uyardı. Fakat onlar, bu uyarılardan şüphe ettiler.
Muhammed Esed : Aslında o, Bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı; ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Celâlim hakkı için onları satvetimizin şiddetiyle korkutmuş idi. Fakat onlar bu korkutuş ile şekk ve şüphede bulundular (onu tasdik etmediler).
Ömer Öngüt : Lut andolsun ki bizim yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları şüphe ile karşıladılar.
Şaban Piriş : Lût, onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar.
Suat Yıldırım : Lût onları Bizim yakalarından tutup azaba çarptıracağımızı söyleyerek tehdit etmişti. Ama onlar uyarmalara karşı şüpheye düştüler.
Süleyman Ateş : Lût, onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı, fakat uyarılara karşı kuşku duydular.
Tefhim-ul Kuran : Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanlamakta direttiler.
Ümit Şimşek : Lût onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı; fakat onlar uyarıları şüpheyle karşıladılar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]