» 27 / Neml  86:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

 » 27 / Neml  Suresi: 86
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَمْ (ÊLM) = elem :
2. يَرَوْا (YRVE) = yerav : görmediler mi?
3. أَنَّا (ÊNE) = ennā : elbette biz
4. جَعَلْنَا (CALNE) = ceǎlnā : yarattık
5. اللَّيْلَ (ELLYL) = l-leyle : geceyi
6. لِيَسْكُنُوا (LYSKNVE) = liyeskunū : istirahat etmeleri için
7. فِيهِ (FYH) = fīhi : içinde
8. وَالنَّهَارَ (VELNHER) = ve nnehāra : ve gündüzü
9. مُبْصِرًا (MBṦRE) = mubSiran : aydınlık yaptık
10. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
11. فِي (FY) = fī : vardır
12. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunda
13. لَايَاتٍ (L ËYET) = lāyātin : ayetler
14. لِقَوْمٍ (LGVM) = liḳavmin : bir kavim için
15. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanan
| görmediler mi? | elbette biz | yarattık | geceyi | istirahat etmeleri için | içinde | ve gündüzü | aydınlık yaptık | şüphesiz | vardır | bunda | ayetler | bir kavim için | inanan |

[] [REY] [] [CAL] [LYL] [SKN] [] [NHR] [BṦR] [] [] [] [EYY] [GVM] [EMN]
ÊLM YRVE ÊNE CALNE ELLYL LYSKNVE FYH VELNHER MBṦRE ÎN FY Z̃LK L ËYET LGVM YÙMNVN

elem yerav ennā ceǎlnā l-leyle liyeskunū fīhi ve nnehāra mubSiran inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
ألم يروا أنا جعلنا الليل ليسكنوا فيه والنهار مبصرا إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

 » 27 / Neml  Suresi: 86
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
يروا ر ا ي | REY YRVE yerav görmediler mi? they see
أنا | ÊNE ennā elbette biz that We
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā yarattık [We] have made
الليل ل ي ل | LYL ELLYL l-leyle geceyi the night
ليسكنوا س ك ن | SKN LYSKNVE liyeskunū istirahat etmeleri için that they may rest
فيه | FYH fīhi içinde in it,
والنهار ن ه ر | NHR VELNHER ve nnehāra ve gündüzü and the day
مبصرا ب ص ر | BṦR MBṦRE mubSiran aydınlık yaptık giving visibility?
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
في | FY vardır in
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
لآيات ا ي ي | EYY L ËYET lāyātin ayetler surely (are) Signs
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir kavim için for a people
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.

27:86 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| görmediler mi? | elbette biz | yarattık | geceyi | istirahat etmeleri için | içinde | ve gündüzü | aydınlık yaptık | şüphesiz | vardır | bunda | ayetler | bir kavim için | inanan |

[] [REY] [] [CAL] [LYL] [SKN] [] [NHR] [BṦR] [] [] [] [EYY] [GVM] [EMN]
ÊLM YRVE ÊNE CALNE ELLYL LYSKNVE FYH VELNHER MBṦRE ÎN FY Z̃LK L ËYET LGVM YÙMNVN

elem yerav ennā ceǎlnā l-leyle liyeskunū fīhi ve nnehāra mubSiran inne ƶālike lāyātin liḳavmin yu'minūne
ألم يروا أنا جعلنا الليل ليسكنوا فيه والنهار مبصرا إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون

[] [ر ا ي] [] [ج ع ل] [ل ي ل] [س ك ن] [] [ن ه ر] [ب ص ر] [] [] [] [ا ي ي] [ق و م] [ا م ن]

 » 27 / Neml  Suresi: 86
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألم | ÊLM elem Do not
,Lam,Mim,
,30,40,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
يروا ر ا ي | REY YRVE yerav görmediler mi? they see
Ye,Re,Vav,Elif,
10,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنا | ÊNE ennā elbette biz that We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā yarattık [We] have made
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الليل ل ي ل | LYL ELLYL l-leyle geceyi the night
Elif,Lam,Lam,Ye,Lam,
1,30,30,10,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ليسكنوا س ك ن | SKN LYSKNVE liyeskunū istirahat etmeleri için that they may rest
Lam,Ye,Sin,Kef,Nun,Vav,Elif,
30,10,60,20,50,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيه | FYH fīhi içinde in it,
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
والنهار ن ه ر | NHR VELNHER ve nnehāra ve gündüzü and the day
Vav,Elif,Lam,Nun,He,Elif,Re,
6,1,30,50,5,1,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
مبصرا ب ص ر | BṦR MBṦRE mubSiran aydınlık yaptık giving visibility?
Mim,Be,Sad,Re,Elif,
40,2,90,200,1,
N – accusative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم منصوب
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لآيات ا ي ي | EYY L ËYET lāyātin ayetler surely (are) Signs
Lam,,Ye,Elif,Te,
30,,10,1,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – genitive feminine plural indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مجرور
لقوم ق و م | GVM LGVM liḳavmin bir kavim için for a people
Lam,Gaf,Vav,Mim,
30,100,6,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanan who believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَمْ: | يَرَوْا: görmediler mi? | أَنَّا: elbette biz | جَعَلْنَا: yarattık | اللَّيْلَ: geceyi | لِيَسْكُنُوا: istirahat etmeleri için | فِيهِ: içinde | وَالنَّهَارَ: ve gündüzü | مُبْصِرًا: aydınlık yaptık | إِنَّ: şüphesiz | فِي: vardır | ذَٰلِكَ: bunda | لَايَاتٍ: ayetler | لِقَوْمٍ: bir kavim için | يُؤْمِنُونَ: inanan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألم ÊLM | يروا YRWE görmediler mi? | أنا ÊNE elbette biz | جعلنا CALNE yarattık | الليل ELLYL geceyi | ليسكنوا LYSKNWE istirahat etmeleri için | فيه FYH içinde | والنهار WELNHER ve gündüzü | مبصرا MBṦRE aydınlık yaptık | إن ÎN şüphesiz | في FY vardır | ذلك Z̃LK bunda | لآيات L ËYET ayetler | لقوم LGWM bir kavim için | يؤمنون YÙMNWN inanan |
Kırık Meal (Okunuş) : |elem: | yerav: görmediler mi? | ennā: elbette biz | ceǎlnā: yarattık | l-leyle: geceyi | liyeskunū: istirahat etmeleri için | fīhi: içinde | ve nnehāra: ve gündüzü | mubSiran: aydınlık yaptık | inne: şüphesiz | : vardır | ƶālike: bunda | lāyātin: ayetler | liḳavmin: bir kavim için | yu'minūne: inanan |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLM: | YRVE: görmediler mi? | ÊNE: elbette biz | CALNE: yarattık | ELLYL: geceyi | LYSKNVE: istirahat etmeleri için | FYH: içinde | VELNHER: ve gündüzü | MBṦRE: aydınlık yaptık | ÎN: şüphesiz | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYET: ayetler | LGVM: bir kavim için | YÙMNVN: inanan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Görmezler mi ki biz, şüphe yok ki dinlensinler diye geceyi yarattık, gözlerini açsınlar diye de gündüzü; şüphe yok ki bunda deliller var inanan topluluğa.
Adem Uğur : Dinlensinler diye geceyi (karanlık) ve (çalışsınlar diye) gündüzü aydınlık kıldığımızı görmediler mi? İman eden bir kavim için elbette bunda birçok ibretler vardır.
Ahmed Hulusi : Görmediler mi ki, biz geceyi onda sükûn bulsunlar diye ve gündüzü de görülesi kıldık. . . Muhakkak ki bu olayda iman eden bir toplum için elbette işaretler vardır.
Ahmet Tekin : Âyetlerimizi yalanlayanlar, uyumaları, dinlenmeleri, sükûnet bulmaları için geceyi, çalışmaları için aydınlık sağlayan gündüzü planlayıp düzenlediğimizi görmüyorlar mı? İman eden bir kavim için bunda Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, dersler vardır.
Ahmet Varol : Bizim geceyi içinde dinlenmeleri için yarattığımızı gündüzü de aydınlık kıldığımızı görmediler mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için ibretler vardır.
Ali Bulaç : Görmediler mi, biz geceyi onda sükun bulmaları için, gündüzü de aydınlık(la görsünler) diye yarattık. Şüphesiz, iman eden bir kavim için bunda ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz : Görmediler mi? Biz, içinde sükûn bulsunlar diye geceyi yarattık, görmeleri için de gündüzü... Gerçekten bunda iman edecek bir kavim için şüphe götürmez alâmetler var (öldükten sonra dirilmeye delâlet ederler).
Bekir Sadak : Size geceyi dinlenesiniz diye karanlik ve gunduzu calisasiniz diye aydinlik olarak yarattigimizi gormediler mi? Dogrusu bunda, inanan millet icin dersler vardir.
Celal Yıldırım : Görmediler mi ki biz gerçekten dinlensinler diye geceyi oluşturduk, gündüzü de aydınlık kıldık. Şüphesiz ki bunda imân eden bir millet için deliller ve belgeler vardır.
Diyanet İşleri : Onlar görmüyorlar mı ki, biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette (Allah varlığını gösteren) deliller vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Size geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü çalışasınız diye aydınlık olarak yarattığımızı görmediler mi? Doğrusu bunda, inanan millet için dersler vardır.
Diyanet Vakfi : Dinlensinler diye geceyi (karanlık) ve (çalışsınlar diye) gündüzü aydınlık kıldığımızı görmediler mi? İman eden bir kavim için elbette bunda birçok ibretler vardır.
Edip Yüksel : Geceyi dinlenmelerine elverişli, gündüzü de aydınlık yaptığımızı görmediler mi? İnanan bir toplum için elbette bunda işaretler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık ve (çalışsınlar diye) gündüzü apaydınlık yaptık. İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, içinde istirahat etsinler diye geceyi, göz açmaları için gündüzü yarattığımızı görmediler mi? Kesinlikte bunda iman edecek bir topluluk için birçok ibretler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görmediler mi biz içinde sükûn bulsunlar diye geceyi yaptık, göz açmak üzere de gündüzü. Elbette bunda iyman edecek bir kavm için âyetler var
Fizilal-il Kuran : Geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü de çalışasınız diye aydınlık olarak yarattığımızı onlar görmüyorlar mı? Bu olgulardan mü'minlerin alacakları birçok dersler vardır.
Gültekin Onan : Görmediler mi, biz geceyi onda sükun bulmaları için, gündüzü de aydınlık(la görsünler) diye yarattık. Şüphesiz, inanan bir kavim için bunda ayetler vardır.
Hakkı Yılmaz : Onlar görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık, gündüzü de gördürücü, aydınlık yarattık. Şüphesiz ki bunda iman eden bir toplum için kesinlikle alâmetler/göstergeler vardır.
Hasan Basri Çantay : İçinde sükûn (ve istiraahat) bulmaları için geceyi, aydınlıkla gözlerini açmaları için gündüzü yaratdığımızı görmediler mi? Bunda îman edecek bir kavm için elbette kat'î ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat : Görmediler mi, gerçekten biz geceyi içinde istirâhat etmeleri için (karanlık), gündüzü ise (çalışmaları için etraflarını) aydınlatıcı yaptık. Şübhesiz ki bunda, îmân edecek bir kavim için nice deliller vardır.
İbni Kesir : Görmediler mi ki; Biz, dinlenesiniz diye size geceyi karanlık, çalışasınız diye de gündüzü aydınlık olarak yarattık. Doğrusu bunda inanan bir kavim için ayetler vardır.
İskender Evrenosoğlu : Dinlensinler diye nasıl geceyi (karanlık), gündüzü (aydınlık) kıldığımızı görmediler mi? Muhakkak ki bunda inanan kavim için âyetler (ibretler, deliller) vardır.
Muhammed Esed : öyle ya: geceyi, içinde sükun bulsunlar diye (derin ve kuşatıcı); gündüzü de, (olup biteni) görsünler diye (aydınlık) yaptığımızın farkında değiller miydi? Şüphesiz, bunda, inanmak isteyen insanlar için çıkarılacak dersler vardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmediler mi ki, Biz geceyi karanlık kıldık ki, onda rahat dursunlar ve gündüzü de gösterici (kıldık) şüphe yok ki, bunda imân edecek bir kavim için elbette alâmetler vardır.
Ömer Öngüt : Onlar görmüyorlar mı ki, biz geceyi istirahat etmeniz için yarattık. Gündüzü de aydınlık yaptık. Şüphesiz ki bunda iman eden bir topluluk için gerçekten âyetler (deliller) vardır.
Şaban Piriş : Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattık; gündüzü de aydınlık kıldık. İşte bunda inanacak bir toplum için işaretler vardır.
Suat Yıldırım : Onlar anlamıyorlar mı ki Biz, insanların dinlenip sükûnet bulmaları için geceyi, çalışsınlar diye de gündüz aydınlığını yarattık. Elbette bunda iman edecek kimseler için ibretler vardır.
Süleyman Ateş : Görmediler mi, biz geceyi, içinde istirahat etmeleri için yarattık, gündüzü de aydınlık yaptık. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için âyetler vardır.
Tefhim-ul Kuran : Görmediler mi, biz geceyi onda sükûn bulmaları için, gündüzü de aydınlık(la görsünler) diye yarattık. Şüphesiz, iman etmekte olan bir kavim için bunda ayetler vardır.
Ümit Şimşek : Onlar görmedi mi ki dinlensinler diye geceyi, aydınlık olarak da gündüzü yaratmışız? Hiç şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için âyetler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmedin mi; biz geceyi, içinde dinlensinler diye, gündüzü de gösterici bir ışık olsun diye oluşturduk. İşte bunda, inanan bir topluluk için elbette ibretler vardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}