» 27 / Neml  18:

Kuran Sırası: 27
İniş Sırası: 48
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93

 » 27 / Neml  Suresi: 18
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : nihayet
2. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
3. أَتَوْا (ÊTVE) = etev : geldikleri
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine
5. وَادِ (VED̃) = vādi : vadisi
6. النَّمْلِ (ELNML) = n-nemli : karınca
7. قَالَتْ (GELT) = ḳālet : dedi
8. نَمْلَةٌ (NMLT) = nemletun : bir karınca
9. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
10. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
11. النَّمْلُ (ELNML) = n-nemlu : karıncalar
12. ادْخُلُوا (ED̃ḢLVE) = dḣulū : girin
13. مَسَاكِنَكُمْ (MSEKNKM) = mesākinekum : yuvalarınıza
14. لَا (LE) = lā :
15. يَحْطِمَنَّكُمْ (YḪŦMNKM) = yeHTimennekum : sizi ezmesinler
16. سُلَيْمَانُ (SLYMEN) = suleymānu : Süleyman
17. وَجُنُودُهُ (VCNVD̃H) = ve cunūduhu : ve orduları
18. وَهُمْ (VHM) = vehum : ve onlar
19. لَا (LE) = lā :
20. يَشْعُرُونَ (YŞARVN) = yeş'ǔrūne : farkında olmayarak
nihayet | zaman | geldikleri | üzerine | vadisi | karınca | dedi | bir karınca | EY/HEY/AH | SİZ! | karıncalar | girin | yuvalarınıza | | sizi ezmesinler | Süleyman | ve orduları | ve onlar | | farkında olmayarak |

[] [] [ETY] [] [VD̃Y] [NML] [GVL] [NML] [Y] [EYH] [NML] [D̃ḢL] [SKN] [] [ḪŦM] [] [CND̃] [] [] [ŞAR]
ḪT ÎZ̃E ÊTVE AL VED̃ ELNML GELT NMLT YE ÊYHE ELNML ED̃ḢLVE MSEKNKM LE YḪŦMNKM SLYMEN VCNVD̃H VHM LE YŞARVN

Hattā iƶā etev ǎlā vādi n-nemli ḳālet nemletun eyyuhā n-nemlu dḣulū mesākinekum yeHTimennekum suleymānu ve cunūduhu vehum yeş'ǔrūne
حتى إذا أتوا على واد النمل قالت نملة يا أيها النمل ادخلوا مساكنكم لا يحطمنكم سليمان وجنوده وهم لا يشعرون

 » 27 / Neml  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
أتوا ا ت ي | ETY ÊTVE etev geldikleri they came
على | AL ǎlā üzerine to
واد و د ي | VD̃Y VED̃ vādi vadisi (the) valley
النمل ن م ل | NML ELNML n-nemli karınca (of) the ants,
قالت ق و ل | GVL GELT ḳālet dedi said
نملة ن م ل | NML NMLT nemletun bir karınca an ant,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
النمل ن م ل | NML ELNML n-nemlu karıncalar ants!
ادخلوا د خ ل | D̃ḢL ED̃ḢLVE dḣulū girin Enter
مساكنكم س ك ن | SKN MSEKNKM mesākinekum yuvalarınıza your dwellings
لا | LE lest not crush you
يحطمنكم ح ط م | ḪŦM YḪŦMNKM yeHTimennekum sizi ezmesinler lest not crush you
سليمان | SLYMEN suleymānu Süleyman Sulaiman
وجنوده ج ن د | CND̃ VCNVD̃H ve cunūduhu ve orduları and his hosts
وهم | VHM vehum ve onlar while they
لا | LE "(do) not perceive."""
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında olmayarak "(do) not perceive."""

27:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nihayet | zaman | geldikleri | üzerine | vadisi | karınca | dedi | bir karınca | EY/HEY/AH | SİZ! | karıncalar | girin | yuvalarınıza | | sizi ezmesinler | Süleyman | ve orduları | ve onlar | | farkında olmayarak |

[] [] [ETY] [] [VD̃Y] [NML] [GVL] [NML] [Y] [EYH] [NML] [D̃ḢL] [SKN] [] [ḪŦM] [] [CND̃] [] [] [ŞAR]
ḪT ÎZ̃E ÊTVE AL VED̃ ELNML GELT NMLT YE ÊYHE ELNML ED̃ḢLVE MSEKNKM LE YḪŦMNKM SLYMEN VCNVD̃H VHM LE YŞARVN

Hattā iƶā etev ǎlā vādi n-nemli ḳālet nemletun eyyuhā n-nemlu dḣulū mesākinekum yeHTimennekum suleymānu ve cunūduhu vehum yeş'ǔrūne
حتى إذا أتوا على واد النمل قالت نملة يا أيها النمل ادخلوا مساكنكم لا يحطمنكم سليمان وجنوده وهم لا يشعرون

[] [] [ا ت ي] [] [و د ي] [ن م ل] [ق و ل] [ن م ل] [ي] [أ ي ه] [ن م ل] [د خ ل] [س ك ن] [] [ح ط م] [] [ج ن د] [] [] [ش ع ر]

 » 27 / Neml  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
أتوا ا ت ي | ETY ÊTVE etev geldikleri they came
,Te,Vav,Elif,
,400,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üzerine to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
واد و د ي | VD̃Y VED̃ vādi vadisi (the) valley
Vav,Elif,Dal,
6,1,4,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
النمل ن م ل | NML ELNML n-nemli karınca (of) the ants,
Elif,Lam,Nun,Mim,Lam,
1,30,50,40,30,
"N – genitive masculine noun → Ant"
اسم مجرور
قالت ق و ل | GVL GELT ḳālet dedi said
Gaf,Elif,Lam,Te,
100,1,30,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
نملة ن م ل | NML NMLT nemletun bir karınca an ant,
Nun,Mim,Lam,Te merbuta,
50,40,30,400,
"N – nominative feminine indefinite noun → Ant"
اسم مرفوع
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
النمل ن م ل | NML ELNML n-nemlu karıncalar ants!
Elif,Lam,Nun,Mim,Lam,
1,30,50,40,30,
"N – nominative masculine noun → Ant"
اسم مرفوع
ادخلوا د خ ل | D̃ḢL ED̃ḢLVE dḣulū girin Enter
Elif,Dal,Hı,Lam,Vav,Elif,
1,4,600,30,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
مساكنكم س ك ن | SKN MSEKNKM mesākinekum yuvalarınıza your dwellings
Mim,Sin,Elif,Kef,Nun,Kef,Mim,
40,60,1,20,50,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE lest not crush you
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يحطمنكم ح ط م | ḪŦM YḪŦMNKM yeHTimennekum sizi ezmesinler lest not crush you
Ye,Ha,Tı,Mim,Nun,Kef,Mim,
10,8,9,40,50,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والنون للتوكيد والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
سليمان | SLYMEN suleymānu Süleyman Sulaiman
Sin,Lam,Ye,Mim,Elif,Nun,
60,30,10,40,1,50,
"PN – nominative proper noun → Solomon"
اسم علم مرفوع
وجنوده ج ن د | CND̃ VCNVD̃H ve cunūduhu ve orduları and his hosts
Vav,Cim,Nun,Vav,Dal,He,
6,3,50,6,4,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وهم | VHM vehum ve onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
لا | LE "(do) not perceive."""
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında olmayarak "(do) not perceive."""
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |حَتَّىٰ: nihayet | إِذَا: zaman | أَتَوْا: geldikleri | عَلَىٰ: üzerine | وَادِ: vadisi | النَّمْلِ: karınca | قَالَتْ: dedi | نَمْلَةٌ: bir karınca | يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | النَّمْلُ: karıncalar | ادْخُلُوا: girin | مَسَاكِنَكُمْ: yuvalarınıza | لَا: | يَحْطِمَنَّكُمْ: sizi ezmesinler | سُلَيْمَانُ: Süleyman | وَجُنُودُهُ: ve orduları | وَهُمْ: ve onlar | لَا: | يَشْعُرُونَ: farkında olmayarak |
Kırık Meal (Harekesiz) : |حتى ḪT nihayet | إذا ÎZ̃E zaman | أتوا ÊTWE geldikleri | على AL üzerine | واد WED̃ vadisi | النمل ELNML karınca | قالت GELT dedi | نملة NMLT bir karınca | يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | النمل ELNML karıncalar | ادخلوا ED̃ḢLWE girin | مساكنكم MSEKNKM yuvalarınıza | لا LE | يحطمنكم YḪŦMNKM sizi ezmesinler | سليمان SLYMEN Süleyman | وجنوده WCNWD̃H ve orduları | وهم WHM ve onlar | لا LE | يشعرون YŞARWN farkında olmayarak |
Kırık Meal (Okunuş) : |Hattā: nihayet | iƶā: zaman | etev: geldikleri | ǎlā: üzerine | vādi: vadisi | n-nemli: karınca | ḳālet: dedi | nemletun: bir karınca | : EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nemlu: karıncalar | dḣulū: girin | mesākinekum: yuvalarınıza | : | yeHTimennekum: sizi ezmesinler | suleymānu: Süleyman | ve cunūduhu: ve orduları | vehum: ve onlar | : | yeş'ǔrūne: farkında olmayarak |
Kırık Meal (Transcript) : |ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | ÊTVE: geldikleri | AL: üzerine | VED̃: vadisi | ELNML: karınca | GELT: dedi | NMLT: bir karınca | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNML: karıncalar | ED̃ḢLVE: girin | MSEKNKM: yuvalarınıza | LE: | YḪŦMNKM: sizi ezmesinler | SLYMEN: Süleyman | VCNVD̃H: ve orduları | VHM: ve onlar | LE: | YŞARVN: farkında olmayarak |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonunda bir karınca vâdisine geldikleri zaman bir karınca, ey karıncalar dedi, yuvalarınıza girin de Süleyman ve orduları, bilmeden çiğnemesinler sizi.
Adem Uğur : Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi.
Ahmed Hulusi : Nihayet Karınca Vadisine geldikleri vakit, bir dişi karınca: "Ey karıncalar. . . Meskenlerinize girin. . . Süleyman ve orduları farkında olmadan sizi ezip yok etmesinler" dedi.
Ahmet Tekin : Nihayet Karınca vadisine geldiklerinde durdular. Kraliçe karınca: 'Ey karıncalar, yuvalarınıza girin. Süleyman, askerî erkânı ve orduları farkında olmadan sizi ezmesinler.' dedi.
Ahmet Varol : Nihayet karınca vadisine geldiklerinde bir karınca dedi ki: 'Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki Süleyman ve orduları farkında olmadan sizi ezmesinler.'
Ali Bulaç : Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin."
Ali Fikri Yavuz : Nihayet (Süleyman ve ordusu Şam’daki karıncası bol) Karınca Vadisine vardıkları zaman, (karıncaların beyi olan) bir karınca şöyle dedi: “- Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu sizi farketmiyerek kırıp ezmesin.”
Bekir Sadak : Sonunda, karincalarin bulundugu vadiye geldiklerinde bir karinca: «Ey karincalar! Yuvalariniza girin, Suleyman'in ordusu farkina varmadan sizi ezmesin» dedi.
Celal Yıldırım : Sonunda karıncaların (daha çok eyleştiği) vadiye geldiler. Dişi bir karınca, «ey karıncalar! Yuvanıza hemen girin ki Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi kırıp geçmesinler» dedi.
Diyanet İşleri : Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir dişi (kraliçe) karınca: 'Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin' dedi.
Diyanet Vakfi : Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi.
Edip Yüksel : Karınca vadisine varınca, bir karınca, 'Ey karıncalar, yuvalarınıza giriniz ki Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: «Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hatta karınca deresi üzerine vardıklarında bir karınca şöyle dedi: «Ey karıncalar! Haydi, yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farketmeyerek sizi kırıp geçirmesin.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Hattâ karınca deresi üzerine vardıklarında bir karınca şöyle dedi: ey karıncalar, haydin meskenlerinize girin, Süleyman ve ordusu sizi farketmiyerek kırıp geçirmesin
Fizilal-il Kuran : Ordu karınca vadisine vardığında ordudaki karıncalardan biri «Ey karıncalar yuvalarınıza giriniz ki, Süleyman ve ordusu farkında olmadan sizi çiğnemesin» dedi.
Gültekin Onan : Nihayet karınca vadisine geldiklerinde bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin."
Hakkı Yılmaz : Sonunda Karınca Vadisi'ne geldikleri zaman, bir karınca: “Ey karıncalar! Evlerinize girin, Süleymân ve orduları bilinçsizce sizi kırıp geçirmesin!” dedi.
Hasan Basri Çantay : Hattâ Karınca Vâdîsi üzerine geldikleri zaman (dişi) bir karınca dedi ki: «Ey karıncalar, yuvalarınıza girin. Sakın Süleyman ve ordusu, kendileri bilmeyerek, sizi kırmasın»!
Hayrat Neşriyat : Nihâyet neml (karınca) vâdisine geldiklerinde, (içlerinde reis olan) bir karınca: 'Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin! Süleymân ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesin!' dedi.
İbni Kesir : Nihayet karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir karınca dedi ki: Ey karıncalar, yuvalarınıza girin. Süleyman ve orduları farkına varmadan sakın sizi ezmesin.
İskender Evrenosoğlu : Karınca vadisine geldikleri zaman bir karınca şöyle dedi: "Ey karıncalar, yuvalarınıza giriniz! Süleyman (A.S) ve onun orduları, farkında olmadan sakın sizi ezmesin."
Muhammed Esed : (Nitekim,) karınca(larla dolu bir) vadiye geldiklerinde, karıncalardan biri: "Ey karıncalar!" diye bağırdı, "Hemen yuvalarınıza girin ki Süleyman ve ordusu, farkında olmadan sizi ezip geçmesin!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, Karınca Vadisi üzerine geldiler, bir karınca dedi ki: «Ey karıncalar! Yuvalarınıza giriniz. Süleyman ve O'nun askerleri farkında olmaz oldukları halde sizi kırmasınlar.»
Ömer Öngüt : Nihayet karınca vâdisine geldiklerinde bir karınca dedi ki: “Ey karıncalar! Yuvalarınıza giriniz! Süleyman ve orduları farkına varmadan sizi ezmesin. ”
Şaban Piriş : Karınca Vadisine geldikleri zaman, bir karınca: -Ey karıncalar, yuvalarınıza girin, Süleyman ve askerleri farkına varmadan sizi ezmesinler dedi.
Suat Yıldırım : Derken Karınca vadisine geldiklerinde, onları gören bir karınca: "Ey karıncalar, haydin yuvalarınıza girin. Süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!" diye seslendi.
Süleyman Ateş : Karınca vâdisine geldikleri zaman bir karınca: "Ey karıncalar" dedi, "yuvalarınıza girin ki Süleymân ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler."
Tefhim-ul Kuran : Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: «Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin.»
Ümit Şimşek : Karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca 'Yuvalarınıza girin, karıncalar,' dedi. 'Tâ ki Süleyman ve ordusu, farkında olmadan sizi çiğnemesin.'
Yaşar Nuri Öztürk : Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süeyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}