Adem Uğur : Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,
Ahmed Hulusi : Kendini mustağni görene gelince. . .
Ahmet Tekin : Ama sen, güçleri, imkânları ve kabiliyetleriyle yeterli donanıma sahip olduklarını, vahyin, Kur’ân’ın rehberliğine ihtiyaçlarının olmadığını ileri sürenlerin üstüne düşüyorsun.
Ahmet Varol : Fakat kendini ihtiyaçtan uzak görene gelince,
Ali Bulaç : Fakat kendini müstağni gören (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
Ali Fikri Yavuz : Amma (malı ile Allah’a) ihtiyaç göstermiyene gelince;
Bekir Sadak : (5-6) Ama sen, kendisini ogutten mustagni goren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun.
Celal Yıldırım : (5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun.
Hakkı Yılmaz : (5-7) "Kendini her türlü ihtiyacın üstünde gören o kişiye gelince de; onun arınmamasından sana bir sorumluluk olmadığı hâlde sen ona yöneliveriyorsun. "
Hakkı Yılmaz : Arkadaşınıza o konuştuklarını müthiş kuvvetleri olan, üstün akıl sahibi, egemenlik kurmuş olan öğretti.
Hasan Basri Çantay : Amma (zengin olduğu için) kendisini müstağnî gören adam (yok mu)?
Hayrat Neşriyat : (5-6) (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun!
Suat Yıldırım : (5-6) Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun.
Süleyman Ateş : Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;
Tefhim-ul Kuran : Fakat kendini müstağni (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan) gören ise,
Ümit Şimşek : Öğüte ihtiyaç duymayan kimseye gelince:
Yaşar Nuri Öztürk : O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]