Muhammed Esed Meali |
|
O, suratını astı ve uzaklaştı,(80:1) | |
çünkü kör bir adam o'na yaklaşmıştı!(80:2) | |
Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,(80:3) | |
yahut (hakikat) hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.(80:4) | |
Ama kendini her şeye yeterli görene gelince,(80:5) | |
sen bütün ilgiyi ona gösterdin,(80:6) | |
halbuki onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin;(80:7) | |
ama sana büyük bir istekle geleni(80:8) | |
ve (Allah) korkusu ile (yaklaşanı)(80:9) | |
sen görmezden geldin!(80:10) | |
Elbette, bu (mesaj)lar yalnızca birer hatırlatma ve öğütten ibarettir:(80:11) | |
kim istekliyse O'nu hatırlayıp öğüt alabilir(80:12) | |
(O'nun) kutsal ve soylu vahiyleri (ışığında),(80:13) | |
yüce ve arı duru,(80:14) | |
elçilerin elleriyle (yayılıp duyurulan),(80:15) | |
seçkin ve erdem sahibi (elçilerin).(80:16) | |
(Ama çoğu zaman) insan kendini mahveder; hakikati ne kadar inatla inkar eder o!(80:17) | |
(İnsan hiç düşünür mü) hangi özden yaratır (Allah) onu?(80:18) | |
Bir sperm damlasından yaratır ve sonra onun tabiatını oluşturur;(80:19) | |
sonra hayatı onun için kolaylaştırır;(80:20) | |
ve sonunda onu öldürür ve kabre koyar;(80:21) | |
ve sonra, dilediğinde onu tekrar diriltir.(80:22) | |
Hayır, (insan) Allah'ın kendisine buyurduklarını henüz yerine getirmiş değildir!(80:23) | |
Öyleyse insan, yiyeceklerin(in kaynağın)a bir baksın:(80:24) | |
(nasıl) suyu bolca indirmekteyiz;(80:25) | |
ve sonra toprağı (daha da büyüterek) parça parça yarmaktayız,(80:26) | |
bu sayede ondan tahıllar yetiştirmekteyiz,(80:27) | |
ve üzüm bağları ve yenebilir otlar,(80:28) | |
zeytin ağaçları ve hurmalıklar,(80:29) | |
ve ağaçlarla dolu bahçeler,(80:30) | |
meyveler ve otlar,(80:31) | |
sizin için ve hayvanlarınızın beslenmesi için.(80:32) | |
Ve böylece, (yeniden dirilmenin) o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda,(80:33) | |
herkesin kardeşinden kaç(mak iste)diği Gün,(80:34) | |
annesinden ve babasından,(80:35) | |
eşinden ve çocuklarından:(80:36) | |
o Gün her birinin durumu kendisi için yeterli bir endişe kaynağı olacak.(80:37) | |
Bazı yüzler o Gün mutlulukla parıldayacak,(80:38) | |
güleç ve müjdelere sevinen.(80:39) | |
Bazı yüzler de o Gün toz toprakla kapanacak,(80:40) | |
her yanı kuşatan bir karanlıkla:(80:41) | |
işte bunlar, hakikati inkar eden ve yoldan sapan kimselerdir.(80:42) | |