| Celal Yıldırım Meali |  | 
 |  (1-2) Kendisine o iki gözü kör geldi diye yüzünü ekşitip çevirdi.(80:1)  |  | 
 |  (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?(80:3)  |  | 
 |  (5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun.(80:5)  |  | 
 |  Onun arınmamasından sana ne ?(80:7)  |  | 
 |  (8-9-10) (Allah'tan) saygı ile korkarak koşup gelenle ilgilenmeyip kendisinden habersiz (gibi) görünüyorsun.(80:8)  |  | 
 |  Hayır, hayır; O (Kur'ân) elbette bir öğüttür.(80:11)  |  | 
 |  Arzu eden Onu hatırlayıp öğüt alır.(80:12)  |  | 
 |  (13-14) O, saygı duyulan şerefli tertemiz yüce sahifelerdedir.(80:13)  |  | 
 |  (15-16) İyilik timsâli saygıdeğer kâtiplerin elleriyle (yazılmıştır).(80:15)  |  | 
 |  Kahrolası (inkarcı azgın) insan ne de nankördür!.(80:17)  |  | 
 |  Allah onu hangi şeyden yaratmıştır ?(80:18)  |  | 
 |  Nutfe (sperma)dan yaratmış da (en güzel biçimde) takdîr etmiştir.(80:19)  |  | 
 |  Sonra da (yaşayıp geçinme, anlayıp inanma) yolunu ona kolaylaştırmıştır.(80:20)  |  | 
 |  Sonra onu öldürüp kabre koymuştur.(80:21)  |  | 
 |  Sonra dilediği zaman onu diriltip kaldırır.(80:22)  |  | 
 |  Hayır, hayır; insan, Allah'ın buyruğunu (lâyıkıyla) yerine getirmemiştir.(80:23)  |  | 
 |  Bir de insan, yiyeceğine bir baksın !(80:24)  |  | 
 |  Şüphesiz ki biz suyu döker de dökeriz, (İhtiyaç nisbetinde yağmur yağdırırız).(80:25)  |  | 
 |  Sonra yeryüzünü (kabartıp) yarık yarık yaparız.(80:26)  |  | 
 |  (27-28-29-30-31) Orada dâne, üzüm, yonca, zeytin, hurma, sık ve büyük ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitiririz.(80:27)  |  | 
 |  Size ve davarlarınıza yararlı geçimlik olsun diye (bunları lütfederiz).(80:32)  |  | 
 |  Kulakları sağırlaştıracak o Kıyamet gürültüsü geldiğinde ;(80:33)  |  | 
 |  O gün kişi kardeşinden,(80:34)  |  | 
 |  (35-36) Anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar.(80:35)  |  | 
 |  Onlardan her kişinin (o gün) kendine yetecek derdi ve meşguliyeti vardır.(80:37)  |  | 
 |  Yüzler var ki o gün ışıl ışıl ışıldar.(80:38)  |  | 
 |  Güler ve müjde sevincini duyar.(80:39)  |  | 
 |  (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar.(80:40)  |  | 
 |  İşte bunlar kâfirler ve tacirler (Allah'ı inkâr edenler, günah işleyip haklara tecâvüz edenler)dir.(80:42)  |  |