Ümit Şimşek Meali |
|
Yüzünü ekşitti ve döndü:(80:1) | |
Yanına âmâ geldi diye.(80:2) | |
Nereden biliyorsun, belki arınacaktı.(80:3) | |
Yahut öğüt alacak, öğütten faydalanacaktı.(80:4) | |
Öğüte ihtiyaç duymayan kimseye gelince:(80:5) | |
Sen ona yöneliyorsun.(80:6) | |
Oysa o arınmadı diye sen sorumlu olmazsın.(80:7) | |
Fakat sana can atarak geleni,(80:8) | |
Üstelik çekinerek gelmişken,(80:9) | |
Sen ihmal ediyorsun.(80:10) | |
Sakın! Çünkü o bir öğüttür.(80:11) | |
İsteyen ondan öğüt alır.(80:12) | |
(13-14) O çok şerefli, yüce, tertemiz sayfalardadır.(80:13) | |
(15-16) Saygın ve itaatkâr kâtiplerin elleriyle yazılmıştır.(80:15) | |
Kahrolası insan, nasıl nankörlük ediyor!(80:17) | |
Allah onu hangi şeyden yarattı?(80:18) | |
Bir damla sudan! Onu yarattı, ona biçim verdi.(80:19) | |
Sonra yolunu kolaylaştırdı.(80:20) | |
Sonra öldürüp kabre koydu.(80:21) | |
Sonra da, dilediğinde onu tekrar diriltir.(80:22) | |
Doğrusu insan, Allah'ın ona emrettiklerini yerine getirmedi.(80:23) | |
İnsan yediklerine baksın.(80:24) | |
Biz suyu bol bol yağdırdık.(80:25) | |
Sonra toprağı yardıkça yardık.(80:26) | |
Ondan taneler,(80:27) | |
Üzümler, sebzeler,(80:28) | |
Zeytinler, hurmalar,(80:29) | |
Bol ağaçlı bahçeler,(80:30) | |
Meyveler, otlaklar bitirdik:(80:31) | |
Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.(80:32) | |
O müthiş ses kulaklara çarptığında,(80:33) | |
O gün insan kendi kardeşinden kaçar.(80:34) | |
Anasından, babasından,(80:35) | |
Eşinden ve oğullarından kaçar.(80:36) | |
O gün herkesin kendisine yetecek bir derdi vardır.(80:37) | |
Yüzler vardır o gün parıl parıl,(80:38) | |
Güleçtir, sevinçlidir.(80:39) | |
Kimi yüzler de o gün toza toprağa bulanmış,(80:40) | |
Karanlığa bürünmüştür.(80:41) | |
Onlar inkârcı günahkârlardır.(80:42) | |