| Ali Fikri Yavuz Meali |  | 
 |  (Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi,(80:1)  |  | 
 |  Kendisine o a’mâ geldi diye...(80:2)  |  | 
 |  Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.(80:3)  |  | 
 |  Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.(80:4)  |  | 
 |  Amma (malı ile Allah’a) ihtiyaç göstermiyene gelince;(80:5)  |  | 
 |  Sen, ona dönüb sözüne kulak veriyorsun.(80:6)  |  | 
 |  Onun (İslâm’ı kabul etmeyib) temizlenmemesinden sana ne? (Sen ancak tebliğe memursun).(80:7)  |  | 
 |  Amma sana koşarak gelen,(80:8)  |  | 
 |  Allah’dan korkmuş iken,(80:9)  |  | 
 |  Sen ondan yüz çeviriyorsun.(80:10)  |  | 
 |  Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur’an bir öğüddür.(80:11)  |  | 
 |  Artık dileyen ondan öğüd alır.(80:12)  |  | 
 |  O Kur’an, (Levh-i Mahfûz’da, Allah katında) çok şerefli sahifelerdedir.(80:13)  |  | 
 |  Ki (onların) kıymetleri yüksektir; tertemizdirler...(80:14)  |  | 
 |  (Meleklerden ibaret) kâtiblerin elleri ile yazılmıştır,(80:15)  |  | 
 |  Ki onlar, (Allah katında) kerimdirler, itaatkârdırlar...(80:16)  |  | 
 |  Kahrolası (kâfir) insan, ne nankör şey!...(80:17)  |  | 
 |  (Bu kibir ve gurur nereden? düşünmez mi? ) onu (yaratan) hangi şeyden yarattı?(80:18)  |  | 
 |  Bir nutfeden (meniden) onu yarattı da (insan) biçimine koydu.(80:19)  |  | 
 |  Sonra (ana rahminden çıkmak için) ona yolunu kolaylaştırdı.(80:20)  |  | 
 |  Sonra onu öldürdü de kabre gömdürdü.(80:21)  |  | 
 |  Sonra dilediği vakit, onu tekrar diriltecek, tam olarak.(80:22)  |  | 
 |  Doğrusu o insan, (Allah’ın) kendisine emrettiğini tam olarak hiç yerine getirmemiştir.(80:23)  |  | 
 |  Bir de o insan (yediği) yemeğine baksın; (onu rızık olarak kendisine nasıl verdik):(80:24)  |  | 
 |  Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.(80:25)  |  | 
 |  Sonra (nebat bitsin diye) toprağı bir yarış yardık.(80:26)  |  | 
 |  Böylece bitirdik onda daneler,(80:27)  |  | 
 |  Üzümler, yoncalar.(80:28)  |  | 
 |  Zeytinlikler, hurmalıklar.(80:29)  |  | 
 |  Ağaçları göğe doğru yükselen bahçeler,(80:30)  |  | 
 |  Meyveler ve nice çayırlar...(80:31)  |  | 
 |  (Bütün bunları) sizin ve davarlarınızın menfaati için yarattık.(80:32)  |  | 
 |  Amma kıyamet sayhası geldiği zaman,(80:33)  |  | 
 |  O gün kişi kaçacak kardeşinden,(80:34)  |  | 
 |  Anasından ve babasından,(80:35)  |  | 
 |  Zevcesinden ve oğullarından,(80:36)  |  | 
 |  O gün, onlardan herkesin kendine yeter bir işi vardır, (ancak kendi derdi ile kalır).(80:37)  |  | 
 |  Bir takım yüzler vardır ki, o gün parıldar:(80:38)  |  | 
 |  Güler sevinir...(80:39)  |  | 
 |  Nice yüzler de vardır ki, o gün üzerlerinde toz toprak var.(80:40)  |  | 
 |  Onları karanlık ve karalık kaplayacaktır.(80:41)  |  | 
 |  İşte bunlar, kâfirler, facirlerdir...(80:42)  |  |