Ahmet Varol Meali |
|
Surat astı ve döndü.(80:1) | |
Kendisine o kör kişi geldi diye.(80:2) | |
Ne bilirsin belki de o arınacaktır?(80:3) | |
Yahut öğüt alacak ve öğüt ona yarar sağlayacaktır?(80:4) | |
Fakat kendini ihtiyaçtan uzak görene gelince,(80:5) | |
Sen ona yakın ilgi gösteriyorsun.(80:6) | |
Onun arınmamasından sana ne?(80:7) | |
Ama koşarak sana gelen,(80:8) | |
Ki o, (Allah'tan) korkmaktadır,(80:9) | |
Sen onu bırakıp oyalanıyorsun.(80:10) | |
Hayır. Bu ancak bir öğüttür.(80:11) | |
Artık dileyen onu düşünüp öğüt alır.(80:12) | |
(O) şerefli sahifelerdedir.(80:13) | |
Yüce ve tertemiz.(80:14) | |
Yazıcıların ellerinde.(80:15) | |
İyilik sahibi şerefli kimselerin.(80:16) | |
Canı çıkası insan ne kadar da nankördür!(80:17) | |
(Allah) onu hangi şeyden yarattı!(80:18) | |
Bir nutfeden yarattı ve belli bir şekle soktu.(80:19) | |
Sonra ona yolu kolaylaştırdı.(80:20) | |
Sonra öldürdü ve kabre koydu.(80:21) | |
Sonra dilediğinde onu diriltir.(80:22) | |
Hayır. O (Rabbinin) kendisine emrettiğini yerine getirmedi.(80:23) | |
İnsan yiyeceğine bir baksın.(80:24) | |
Şüphesiz biz suyu döktükçe döktük.(80:25) | |
Sonra yeri yardıkça yardık.(80:26) | |
Böylece orada taneler bitirdik.(80:27) | |
Üzümler ve yoncalar,(80:28) | |
Zeytinler ve hurmalar,(80:29) | |
Sık ağaçlı bahçeler,(80:30) | |
Meyvalar ve çayırlar,(80:31) | |
Size ve hayvanlarınıza bir yarar olmak üzere.(80:32) | |
Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman,(80:33) | |
O gün kişi kardeşinden kaçar,(80:34) | |
Annesinden ve babasından da,(80:35) | |
Eşinden ve oğullarından da.(80:36) | |
O gün onlardan her birinin kendine yetecek bir işi vardır.(80:37) | |
Yüzler var ki, o gün parıl parıl parıldar.(80:38) | |
Güler ve sevinçlidir.(80:39) | |
Öyle yüzler de var ki o gün üzerini toz kaplamıştır.(80:40) | |
Onları karanlık bürümüştür.(80:41) | |
İşte onlar inkarcılar, facirlerdir.(80:42) | |