| Hayrat Neşriyat Meali |  | 
 |  (1-2) Kendisine a'mâ bir kimse geldi diye (peygamber) yüzünü ekşitti ve döndü.(80:1)  |  | 
 |  (3-4) (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!(80:3)  |  | 
 |  (5-6) (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun!(80:5)  |  | 
 |  Hâlbuki (onun kendi gurûruyla) temizlenmemesinden senin üzerine bir şey yoktur!(80:7)  |  | 
 |  (8-10) Fakat koşarak ve (Allah’dan) korkarak o sana gelen kimseye gelince, sen onu bırakıp (îmâna gelmeyecek başkasıyla) oyalanıyorsun.(80:8)  |  | 
 |  Hayır (böyle yapma)! Çünki bunlar (bu âyetler), bir nasîhattir.(80:11)  |  | 
 |  Artık dileyen ondan nasîhat alır.(80:12)  |  | 
 |  (13-14) (O Kur’an, Levh-i Mahfûz’da) şerefli kılınmış, (semâda) yükseltilmiş tertemiz sahîfelerdedir.(80:13)  |  | 
 |  (15-16) Değerli ve itâatkâr yazıcı (melek)lerin elleriyle (yazılmış)tır.(80:15)  |  | 
 |  Kahrolası (o münkir) insan, ne nankördür!(80:17)  |  | 
 |  (18-19) (Allah) onu hangi şeyden yarattı? Bir nutfeden (hakir bir sudan süzülmüş hulâsadan)! Onu yarattı da ona (bir hayat) takdîr etti.(80:18)  |  | 
 |  Sonra (ana karnından çıkma) yolu(nu) ona kolaylaştırdı!(80:20)  |  | 
 |  Sonra onu öldürdü de, kabre koydurdu!(80:21)  |  | 
 |  Sonra dilediği zaman, onu (tekrar) diriltir!(80:22)  |  | 
 |  Hayır! (İnsan, Rabbinin) kendisine emrettiğini (tam olarak) yerine getirmedi!(80:23)  |  | 
 |  Şimdi o insan, yiyeceğine (bir) baksın!(80:24)  |  | 
 |  Şübhesiz ki biz, suyu (buluttan) bol bol döktük.(80:25)  |  | 
 |  Sonra yeri (bitki ile) güzelce yardık.(80:26)  |  | 
 |  (27-32) Böylece orada size ve hayvanlarınıza bir fayda olmak üzere, ekinler, üzüm bağları, yoncalar, zeytinlikler, hurmalıklar, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik.(80:27)  |  | 
 |  Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr’a ikinci üfürülüş) geldiği zaman!(80:33)  |  | 
 |  (34-36) O gün kişi, kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar!(80:34)  |  | 
 |  O gün onlardan her bir kişinin, kendine yetecek bir işi vardır!(80:37)  |  | 
 |  (38-39) O gün öyle yüzler vardır ki, parlaktır, güleçtir, sevinçlidir!(80:38)  |  | 
 |  (40-41) Yine o gün birtakım yüzler (de) vardır ki, üzerleri tozludur, onları bir karanlık(nursuzluk) kaplar!(80:40)  |  | 
 |  İşte onlar, kâfirlerin, fâcirlerin (hakka isyân edenlerin) ta kendileridir.(80:42)  |  |