» 39 / Zümer  57:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 57
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَوْ (ÊV) = ev : yahut
2. تَقُولَ (TGVL) = teḳūle : demesinden
3. لَوْ (LV) = lev : şayet
4. أَنَّ (ÊN) = enne : elbette
5. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
6. هَدَانِي (HD̃ENY) = hedānī : bana hidayet etseydi
7. لَكُنْتُ (LKNT) = lekuntu : ben olurdum
8. مِنَ (MN) = mine : -den
9. الْمُتَّقِينَ (ELMTGYN) = l-mutteḳīne : muttakiler-
yahut | demesinden | şayet | elbette | Allah | bana hidayet etseydi | ben olurdum | -den | muttakiler- |

[] [GVL] [] [] [] [HD̃Y] [KVN] [] [VGY]
ÊV TGVL LV ÊN ELLH HD̃ENY LKNT MN ELMTGYN

ev teḳūle lev enne llahe hedānī lekuntu mine l-mutteḳīne
أو تقول لو أن الله هداني لكنت من المتقين

 » 39 / Zümer  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ÊV ev yahut Or
تقول ق و ل | GVL TGVL teḳūle demesinden it should say,
لو | LV lev şayet """If that"
أن | ÊN enne elbette """If that"
الله | ELLH llahe Allah Allah
هداني ه د ي | HD̃Y HD̃ENY hedānī bana hidayet etseydi (had) guided me,
لكنت ك و ن | KVN LKNT lekuntu ben olurdum surely, I (would) have been
من | MN mine -den among
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne muttakiler- "the righteous."""

39:57 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yahut | demesinden | şayet | elbette | Allah | bana hidayet etseydi | ben olurdum | -den | muttakiler- |

[] [GVL] [] [] [] [HD̃Y] [KVN] [] [VGY]
ÊV TGVL LV ÊN ELLH HD̃ENY LKNT MN ELMTGYN

ev teḳūle lev enne llahe hedānī lekuntu mine l-mutteḳīne
أو تقول لو أن الله هداني لكنت من المتقين

[] [ق و ل] [] [] [] [ه د ي] [ك و ن] [] [و ق ي]

 » 39 / Zümer  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أو | ÊV ev yahut Or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
تقول ق و ل | GVL TGVL teḳūle demesinden it should say,
Te,Gaf,Vav,Lam,
400,100,6,30,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
لو | LV lev şayet """If that"
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
أن | ÊN enne elbette """If that"
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
هداني ه د ي | HD̃Y HD̃ENY hedānī bana hidayet etseydi (had) guided me,
He,Dal,Elif,Nun,Ye,
5,4,1,50,10,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 1st person singular object pronoun
فعل ماض والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لكنت ك و ن | KVN LKNT lekuntu ben olurdum surely, I (would) have been
Lam,Kef,Nun,Te,
30,20,50,400,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
من | MN mine -den among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne muttakiler- "the righteous."""
Elif,Lam,Mim,Te,Gaf,Ye,Nun,
1,30,40,400,100,10,50,
N – genitive masculine plural (form VIII) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَوْ: yahut | تَقُولَ: demesinden | لَوْ: şayet | أَنَّ: elbette | اللَّهَ: Allah | هَدَانِي: bana hidayet etseydi | لَكُنْتُ: ben olurdum | مِنَ: -den | الْمُتَّقِينَ: muttakiler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أو ÊW yahut | تقول TGWL demesinden | لو LW şayet | أن ÊN elbette | الله ELLH Allah | هداني HD̃ENY bana hidayet etseydi | لكنت LKNT ben olurdum | من MN -den | المتقين ELMTGYN muttakiler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ev: yahut | teḳūle: demesinden | lev: şayet | enne: elbette | llahe: Allah | hedānī: bana hidayet etseydi | lekuntu: ben olurdum | mine: -den | l-mutteḳīne: muttakiler- |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊV: yahut | TGVL: demesinden | LV: şayet | ÊN: elbette | ELLH: Allah | HD̃ENY: bana hidayet etseydi | LKNT: ben olurdum | MN: -den | ELMTGYN: muttakiler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahut Allah beni doğru yola sevketseydi elbette çekinenlerden olurdum dediği.
Adem Uğur : Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum".
Ahmed Hulusi : Yahut şöyle der: "Eğer Allâh bana hidâyet etseydi, elbette korunanlardan olurdum. "
Ahmet Tekin : Yahut: 'Allah bana doğru yolu gösterme lütfunda bulunsaydı, Allah’a sığınanlardan, emirlerine yapışanlardan, günahlardan arınıp azaptan korunanlardan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerden olurdum.' diyeceği günden önce Kur’ân’a tâbi olun.
Ahmet Varol : Yahut: 'Eğer Allah beni hidayete erdirseydi mutlaka takva sahiplerinden olurdum' demesinden.
Ali Bulaç : Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,
Ali Fikri Yavuz : Yahud şöyle demesi var: “- Eğer Allah bana hidayet vereydi, muhakkak ben, Allah’dan korkanlardan (şirkten sakınanlardan) olurdum.”
Bekir Sadak : (57-58) Veya, «Allah beni dogru yola eristirseydi sakinanlardan olurdum» diyecegi, yahut, azabi gordugunde: «Keski benim icin donus imkani bulunsa da iyilerden olsam» diyecegi gunden sakinin.
Celal Yıldırım : Veya «eğer Allah beni doğru yola eriştirseydi, elbette (O'ndan) korkup (fenalıklardan) sakınanlardan olurdum,» diyeceği,
Diyanet İşleri : Yahut, “Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O’na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum” demesin.
Diyanet İşleri (eski) : (57-58) Veya, 'Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum' diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: 'Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam' diyeceği günden sakının.
Diyanet Vakfi : (57-58) Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının.
Edip Yüksel : Veya, 'ALLAH beni doğruya iletseydi kesinlikle erdemlilerden biri olacaktım,' demesin
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yahut şöyle diyecektir: «Allah bana doğru yolu gösterseydi, her halde ben müttakilerden olurdum.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : yahut: «Allah, bana yolunu gösterseydi, kesinlikle ben takva sahiplerinden olurdum.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Yâhud diyeceği: Allah bana yolunu gösterse idi her halde ben müttekılerden olurdum
Fizilal-il Kuran : Veya şöyle demesinden: «Allah beni doğru yola ulaştırsaydı sakınanlardan olurdum.»
Gültekin Onan : Veya: "Gerçekten Tanrı bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,
Hakkı Yılmaz : (55-58) Ve ansızın azap gelmeden, kişinin, “Allah'ın yanında, yaptığım ölçüsüzlüklerden dolayı yazık bana! Doğrusu ben alay edenlerdendim” demesinden yahut “Allah, bana doğru yolu gösterseydi, her hâlde ben Allah'ın koruması altına girmiş kimselerden olurdum” demesinden veya azabı gördüğü zaman, “Bana bir geri dönüş olsaydı da ben de o iyilik-güzellik üretenlerden olsaydım” demesinden önce Rabbinizden size indirilenin en güzelini izleyin.”
Hasan Basri Çantay : yahud «Hakıykaten Allah bana hidâyet verseydi her halde (şirkden günâhlardan) sakınanlardan olurdum» diyeceği,
Hayrat Neşriyat : (57-58) Yâhut: 'Doğrusu Allah beni hidâyete erdirmiş olsaydı, elbette (ben de) takvâ sâhiblerinden olurdum' demesi(nden) yâhut azâbı gördüğü zaman: 'Keşke benim için gerçekten bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iyilik edenlerden olsaydım!' demesi(nden evvel Kur’ân’a tâbi' olun)!
İbni Kesir : Veya: Allah beni hidayete erdirseydi, ben de muttakilerden olurdum, diyeceği gün.
İskender Evrenosoğlu : Veya: "Muhakkak ki eğer Allah beni hidayete erdirseydi, ben mutlaka takva sahiplerinden olurdum." diyenlerden (olmayın).
Muhammed Esed : yahut, "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi mutlaka O'na karşı sorumluluk bilinci duyanlardan biri olurdum!" demesin diye,
Ömer Nasuhi Bilmen : Veya (her nefsin) şüphe yok ki, «Eğer Allah bana hidâyet etse idi elbette ben muttakîlerden olurdum,» demesinden evvel (uyanması lâzımdır).
Ömer Öngüt : Veya: "Allah bana hidayet etseydi, elbette takvâ sahiplerinden olurdum. " demesin.
Şaban Piriş : Veya keşke Allah bana doğru yolu gösterseydi de korunanlardan olsaydım demesi...
Suat Yıldırım : Yahut: "Allah bana hidâyet verseydi, ben de Allah’a karşı gelmekten sakınanlardan olurdum."
Süleyman Ateş : Yahut şöyle demesinden: "Allâh bana hidâyet etseydi, elbet ben de (Allâh'ın azâbından) korunanlardan olurdum."
Tefhim-ul Kuran : Veya: «Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum» diyeceği,
Ümit Şimşek : Veya 'Allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum' demesin.
Yaşar Nuri Öztürk : Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuzluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurdum."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}