» 39 / Zümer  15:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 15
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَاعْبُدُوا (FEABD̃VE) = feǎ'budū : siz de kulluk edin
2. مَا (ME) = mā :
3. شِئْتُمْ (ŞÙTM) = şi'tum : dilediğinize
4. مِنْ (MN) = min :
5. دُونِهِ (D̃VNH) = dūnihi : O'ndan başka
6. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
7. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
8. الْخَاسِرِينَ (ELḢESRYN) = l-ḣāsirīne : ziyan edenlerdir
9. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
10. خَسِرُوا (ḢSRVE) = ḣasirū : ziyana uğrayanlar
11. أَنْفُسَهُمْ (ÊNFSHM) = enfusehum : kendilerini
12. وَأَهْلِيهِمْ (VÊHLYHM) = ve ehlīhim : ve ailelerini
13. يَوْمَ (YVM) = yevme : günü
14. الْقِيَامَةِ (ELGYEMT) = l-ḳiyāmeti : kıyamet
15. أَلَا (ÊLE) = elā : dikkat edin
16. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : işte
17. هُوَ (HV) = huve : bu
18. الْخُسْرَانُ (ELḢSREN) = l-ḣusrānu : bir ziyandır
19. الْمُبِينُ (ELMBYN) = l-mubīnu : apaçık
siz de kulluk edin | | dilediğinize | | O'ndan başka | de ki | şüphesiz | ziyan edenlerdir | | ziyana uğrayanlar | kendilerini | ve ailelerini | günü | kıyamet | dikkat edin | işte | bu | bir ziyandır | apaçık |

[ABD̃] [] [ŞYE] [] [D̃VN] [GVL] [] [ḢSR] [] [ḢSR] [NFS] [EHL] [YVM] [GVM] [] [] [] [ḢSR] [BYN]
FEABD̃VE ME ŞÙTM MN D̃VNH GL ÎN ELḢESRYN ELZ̃YN ḢSRVE ÊNFSHM VÊHLYHM YVM ELGYEMT ÊLE Z̃LK HV ELḢSREN ELMBYN

feǎ'budū şi'tum min dūnihi ḳul inne l-ḣāsirīne elleƶīne ḣasirū enfusehum ve ehlīhim yevme l-ḳiyāmeti elā ƶālike huve l-ḣusrānu l-mubīnu
فاعبدوا ما شئتم من دونه قل إن الخاسرين الذين خسروا أنفسهم وأهليهم يوم القيامة ألا ذلك هو الخسران المبين

 » 39 / Zümer  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاعبدوا ع ب د | ABD̃ FEABD̃VE feǎ'budū siz de kulluk edin So worship
ما | ME what
شئتم ش ي ا | ŞYE ŞÙTM şi'tum dilediğinize you will
من | MN min "besides Him."""
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi O'ndan başka "besides Him."""
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
الخاسرين خ س ر | ḢSR ELḢESRYN l-ḣāsirīne ziyan edenlerdir the losers
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (are) those who
خسروا خ س ر | ḢSR ḢSRVE ḣasirū ziyana uğrayanlar (will) lose
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendilerini themselves
وأهليهم ا ه ل | EHL VÊHLYHM ve ehlīhim ve ailelerini and their families
يوم ي و م | YVM YVM yevme günü (on the) Day
القيامة ق و م | GVM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) the Resurrection.
ألا | ÊLE elā dikkat edin Unquestionably,
ذلك | Z̃LK ƶālike işte that -
هو | HV huve bu it
الخسران خ س ر | ḢSR ELḢSREN l-ḣusrānu bir ziyandır (is) the loss
المبين ب ي ن | BYN ELMBYN l-mubīnu apaçık "the clear."""

39:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

siz de kulluk edin | | dilediğinize | | O'ndan başka | de ki | şüphesiz | ziyan edenlerdir | | ziyana uğrayanlar | kendilerini | ve ailelerini | günü | kıyamet | dikkat edin | işte | bu | bir ziyandır | apaçık |

[ABD̃] [] [ŞYE] [] [D̃VN] [GVL] [] [ḢSR] [] [ḢSR] [NFS] [EHL] [YVM] [GVM] [] [] [] [ḢSR] [BYN]
FEABD̃VE ME ŞÙTM MN D̃VNH GL ÎN ELḢESRYN ELZ̃YN ḢSRVE ÊNFSHM VÊHLYHM YVM ELGYEMT ÊLE Z̃LK HV ELḢSREN ELMBYN

feǎ'budū şi'tum min dūnihi ḳul inne l-ḣāsirīne elleƶīne ḣasirū enfusehum ve ehlīhim yevme l-ḳiyāmeti elā ƶālike huve l-ḣusrānu l-mubīnu
فاعبدوا ما شئتم من دونه قل إن الخاسرين الذين خسروا أنفسهم وأهليهم يوم القيامة ألا ذلك هو الخسران المبين

[ع ب د] [] [ش ي ا] [] [د و ن] [ق و ل] [] [خ س ر] [] [خ س ر] [ن ف س] [ا ه ل] [ي و م] [ق و م] [] [] [] [خ س ر] [ب ي ن]

 » 39 / Zümer  Suresi: 15
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاعبدوا ع ب د | ABD̃ FEABD̃VE feǎ'budū siz de kulluk edin So worship
Fe,Elif,Ayn,Be,Dal,Vav,Elif,
80,1,70,2,4,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
شئتم ش ي ا | ŞYE ŞÙTM şi'tum dilediğinize you will
Şın,,Te,Mim,
300,,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min "besides Him."""
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi O'ndan başka "besides Him."""
Dal,Vav,Nun,He,
4,6,50,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الخاسرين خ س ر | ḢSR ELḢESRYN l-ḣāsirīne ziyan edenlerdir the losers
Elif,Lam,Hı,Elif,Sin,Re,Ye,Nun,
1,30,600,1,60,200,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (are) those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
خسروا خ س ر | ḢSR ḢSRVE ḣasirū ziyana uğrayanlar (will) lose
Hı,Sin,Re,Vav,Elif,
600,60,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusehum kendilerini themselves
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأهليهم ا ه ل | EHL VÊHLYHM ve ehlīhim ve ailelerini and their families
Vav,,He,Lam,Ye,He,Mim,
6,,5,30,10,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يوم ي و م | YVM YVM yevme günü (on the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
"N – accusative masculine noun → Day of Resurrection"
اسم منصوب
القيامة ق و م | GVM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) the Resurrection.
Elif,Lam,Gaf,Ye,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,100,10,1,40,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ألا | ÊLE elā dikkat edin Unquestionably,
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
ذلك | Z̃LK ƶālike işte that -
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
هو | HV huve bu it
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
الخسران خ س ر | ḢSR ELḢSREN l-ḣusrānu bir ziyandır (is) the loss
Elif,Lam,Hı,Sin,Re,Elif,Nun,
1,30,600,60,200,1,50,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
المبين ب ي ن | BYN ELMBYN l-mubīnu apaçık "the clear."""
Elif,Lam,Mim,Be,Ye,Nun,
1,30,40,2,10,50,
ADJ – nominative masculine (form IV) active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَاعْبُدُوا: siz de kulluk edin | مَا: | شِئْتُمْ: dilediğinize | مِنْ: | دُونِهِ: O'ndan başka | قُلْ: de ki | إِنَّ: şüphesiz | الْخَاسِرِينَ: ziyan edenlerdir | الَّذِينَ: | خَسِرُوا: ziyana uğrayanlar | أَنْفُسَهُمْ: kendilerini | وَأَهْلِيهِمْ: ve ailelerini | يَوْمَ: günü | الْقِيَامَةِ: kıyamet | أَلَا: dikkat edin | ذَٰلِكَ: işte | هُوَ: bu | الْخُسْرَانُ: bir ziyandır | الْمُبِينُ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فاعبدوا FEABD̃WE siz de kulluk edin | ما ME | شئتم ŞÙTM dilediğinize | من MN | دونه D̃WNH O'ndan başka | قل GL de ki | إن ÎN şüphesiz | الخاسرين ELḢESRYN ziyan edenlerdir | الذين ELZ̃YN | خسروا ḢSRWE ziyana uğrayanlar | أنفسهم ÊNFSHM kendilerini | وأهليهم WÊHLYHM ve ailelerini | يوم YWM günü | القيامة ELGYEMT kıyamet | ألا ÊLE dikkat edin | ذلك Z̃LK işte | هو HW bu | الخسران ELḢSREN bir ziyandır | المبين ELMBYN apaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |feǎ'budū: siz de kulluk edin | : | şi'tum: dilediğinize | min: | dūnihi: O'ndan başka | ḳul: de ki | inne: şüphesiz | l-ḣāsirīne: ziyan edenlerdir | elleƶīne: | ḣasirū: ziyana uğrayanlar | enfusehum: kendilerini | ve ehlīhim: ve ailelerini | yevme: günü | l-ḳiyāmeti: kıyamet | elā: dikkat edin | ƶālike: işte | huve: bu | l-ḣusrānu: bir ziyandır | l-mubīnu: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |FEABD̃VE: siz de kulluk edin | ME: | ŞÙTM: dilediğinize | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELḢESRYN: ziyan edenlerdir | ELZ̃YN: | ḢSRVE: ziyana uğrayanlar | ÊNFSHM: kendilerini | VÊHLYHM: ve ailelerini | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÊLE: dikkat edin | Z̃LK: işte | HV: bu | ELḢSREN: bir ziyandır | ELMBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık siz, onu bırakıp dilediğinize kulluk edin. De ki: şüphe yok, ziyana düşenler, o kişilerdir ki kıyamet günü, kendilerini ve kendileriyle ilgisi olanları ziyana sokarlar; bilin ki budur apaçık ziyan.
Adem Uğur : (Ey Allah'a eş koşanlar!): Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın! De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır.
Ahmed Hulusi : "Siz de O'nun dûnunda dilediğinize tapının!" De ki: "Gerçek şudur ki; kıyamet sürecinde hüsranı yaşayacak olanlar, hem nefslerini (bilinçlerini/kendilerini) hem de ehillerini (o günkü eşi olan bedenini) hüsrana uğratacak şekilde yönlendirenlerin ta kendileridir! Dikkat edin! İşte o apaçık bir hüsranın ta kendisidir!"
Ahmet Tekin : 'Ey Allah’a şirk koşanlar! Siz de Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde, kendi iradeniz ve tercihinizle, O’nun dışında, yarattıklarından, dilediğinize tapın.' de. 'Kıyamet günü, asıl hüsrana uğrayanlar, dünyada birbirlerini, kendilerini, ailelerini, vatandaşlarını, milletlerini hak yoldan uzaklaştırarak zarar ve ziyana sokan liderler, güç ve iktidar sahipleridir. Bilesiniz ki, işte kıyas kabul etmeyecek zarar budur.'
Ahmet Varol : Artık O'ndan başka dilediğinize ibadet edin.' De ki: 'Gerçekte ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini de ailelerini de ziyana sokanlardır. İyi bilin ki, bu apaçık bir kayıptır.'
Ali Bulaç : "Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir."
Ali Fikri Yavuz : Artık siz de O’ndan başka dilediğinize tapın.” De ki: “- Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü hem kendilerini, hem de kendilerine bağlı olanları hüsrana düşürenlerdir.” İyi bilin ki, apaçık ziyan işte budur.
Bekir Sadak : «Ey Allah'a es kosanlar! Siz de O'ndan baska dilediginize kulluk edin.» De ki: «Kiyamet gunu kendilerini ve ailelerini husrana ugratanlar elbette onlar husrandadirlar.» Dikkat edin, iste apacik husran budur.
Celal Yıldırım : (Ey putperestler!) Siz de Allah'tan başka dilediğinize ibâdet edin. De ki: Gerçek anlamda hüsrana uğrayanlar. Kıyamet günü hem kendilerini, hem ailelerini zarara uğratanlardır. Dikkat edin ki, en acık zarar da budur!
Diyanet İşleri : “Siz de Allah’tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!” De ki: “Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.”
Diyanet İşleri (eski) : Ey Allah'a eş koşanlar! Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin.' De ki: Hüsrana uğrayanlar kıyamet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. Dikkat edin, işte apaçık hüsran budur.
Diyanet Vakfi : (Ey Allah'a eş koşanlar!): Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın! De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır.
Edip Yüksel : 'Siz de O'nun dışında dilediğinize tapınız.'De ki, 'Asıl kaybedenler, ahiret gününde kendilerine ve ailelerine kaybettirenlerdir.' Apaçık kayıp budur
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Siz de O'ndan başka dilediğinize kul olun.» De ki: «Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir. Evet, işte asıl açık hüsran budur.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : siz de O'ndan başka dilediğinize kul olun.» De ki: «Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan verenlerdir. Evet, işte asıl açık hüsran budur.»
Elmalılı Hamdi Yazır : siz de onun berisinden dilediğinize kul olun, de ki: asıl husrâna düşenler Kıyamet günü kendilerine ve mensublarına ziyan edenlerdir. Evet, odur işte asıl açık husran.
Fizilal-il Kuran : Ey müşrikler, siz de Allah'dan başka dilediğinize kulluk edin. De ki: «Ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini ziyana sokanlardır. Dikkat edin, işte bu, apaçık bir ziyandır.»
Gültekin Onan : "Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ehlini (yakınlarını) hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun, bu apaçık olan hüsranın kendisidir."
Hakkı Yılmaz : (14-16) De ki, “Dinimi yalnız Kendisine arındırarak Allah'a kulluk ediyorum. Buna rağmen siz, O'nun astlarından dilediğinize kulluk yapınız.” De ki: “Şüphesiz asıl kaybedenler, kıyâmet gününde kendilerini ve ailelerini ve yakınlarını kayba uğratanlardır.” –Dikkatli olun! İşte bu, apaçık bir kaybın ta kendisidir. Onların üstlerinden ateşten tabakalar, altlarından da tabakalar vardır. İşte Allah, kullarını bununla korkutuyor: Ey kullarım! Benim korumam altına girin.–
Hasan Basri Çantay : «Artık siz de Onu bırakıb dilediğinize tapın»! De ki: Hakıykat hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerini de, mensûblarını da hüsrana uğratanlardır. Dikkat et ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir».
Hayrat Neşriyat : 'Artık (siz) O’ndan başka neye isterseniz tapın!' De ki: 'Asıl hüsrâna uğrayanlar, kıyâmet günü hem kendilerini, hem de âilelerini hüsrâna uğratanlardır.' Dikkat edin! İşte o apaçık hüsran budur!
İbni Kesir : Artık siz de O'ndan başka dilediğinize tapın. De ki: Hüsrana uğrayanlar; kıyamet gününde kendilerini de, ailelerini de hüsrana uğratanlardır. İyi bilin ki; apaçık hüsran işte budur.
İskender Evrenosoğlu : Artık O'ndan başka dilediğiniz şeye tapın. De ki: "Muhakkak ki, kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürenler, kıyâmet günü hüsrana uğrayacak olanlardır." Bu apaçık bir hüsran değil mi?
Muhammed Esed : (Siz de, ey günahkarlar,) O'nun dışında dilediğinize kulluk ed(ip etmemeniz kendi elinizdedir)!" De ki: "(Gerçekten) hüsrana uğrayanlar, Kıyamet Günü hem kendilerini, hem de dost ve akrabalarını kaybedecek olanlardır: bu (ap)açık bir kayıp değil midir?
Ömer Nasuhi Bilmen : «Artık siz de onun ötesinde dilediklerinize ibadet ediniz!» De ki: «Şüphe yok hüsrâna düşenler o kimselerdir ki, kendi nefislerini ve kendi mensuplarını Kıyamet gününde helâke düşürmüş olurlar. Agâh olunuz! İşte en apaçık helâk da ondan ibarettir.»
Ömer Öngüt : Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın. De ki: "Asıl hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde hem kendilerini hem de âilelerini (mensuplarını) ziyana sokanlardır. İyi bilin ki işte apaçık hüsran budur!"
Şaban Piriş : Siz de, ondan başka dilediğinize kulluk edin. De ki: -Hüsrana uğrayacaklar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. Dikkat edin, apaçık hüsran işte budur!
Suat Yıldırım : Siz O’ndan başka dilediğinize kulluk edin! Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar, büyük duruşma günü olan kıyamette hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana uğratanlardır. Unutmayın ki besbelli hüsran budur!
Süleyman Ateş : "Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin." De ki: "Ziyana uğrayanlar kıyâmet günü hem kendilerini, hem de âilelerini ziyan edenlerdir. Dikkat edin, işte bu, apaçık bir ziyandır!"
Tefhim-ul Kuran : «Siz, O'nun dışında dilediklerinize ibadet edin.» De ki: «Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir.»
Ümit Şimşek : Siz Ondan başka kime isterseniz kulluk ededurun. De ki: Asıl hüsranda olanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Apaçık hüsran işte budur.
Yaşar Nuri Öztürk : "Siz O'nun dışında dilediğinize kulluk/ibadet edin." De ki: "Hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini hüsrana atanlardır. Dikkat edin! Apaçık hüsranın ta kendisi işte budur."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}