» 39 / Zümer  18:

Kuran Sırası: 39
İniş Sırası: 59
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 39 / Zümer  Suresi: 18
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
2. يَسْتَمِعُونَ (YSTMAVN) = yestemiǔne : dinlerler
3. الْقَوْلَ (ELGVL) = l-ḳavle : sözü
4. فَيَتَّبِعُونَ (FYTBAVN) = feyettebiǔne : ve uyarlar
5. أَحْسَنَهُ (ÊḪSNH) = eHsenehu : onun en güzeline
6. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte onlar
7. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerdir
8. هَدَاهُمُ (HD̃EHM) = hedāhumu : doğru yola ilettikleri
9. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
10. وَأُولَٰئِكَ (VÊVLÙK) = ve ulāike : ve işte
11. هُمْ (HM) = hum : onlar
12. أُولُو (ÊVLV) = ūlū : sahipleridir
13. الْأَلْبَابِ (ELÊLBEB) = l-elbābi : sağduyu
onlar ki | dinlerler | sözü | ve uyarlar | onun en güzeline | işte onlar | kimselerdir | doğru yola ilettikleri | Allah'ın | ve işte | onlar | sahipleridir | sağduyu |

[] [SMA] [GVL] [TBA] [ḪSN] [] [] [HD̃Y] [] [] [] [EVL] [LBB]
ELZ̃YN YSTMAVN ELGVL FYTBAVN ÊḪSNH ÊVLÙK ELZ̃YN HD̃EHM ELLH VÊVLÙK HM ÊVLV ELÊLBEB

elleƶīne yestemiǔne l-ḳavle feyettebiǔne eHsenehu ulāike elleƶīne hedāhumu llahu ve ulāike hum ūlū l-elbābi
الذين يستمعون القول فيتبعون أحسنه أولئك الذين هداهم الله وأولئك هم أولو الألباب

 » 39 / Zümer  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
يستمعون س م ع | SMA YSTMAVN yestemiǔne dinlerler they listen (to)
القول ق و ل | GVL ELGVL l-ḳavle sözü the Word,
فيتبعون ت ب ع | TBA FYTBAVN feyettebiǔne ve uyarlar then follow
أحسنه ح س ن | ḪSN ÊḪSNH eHsenehu onun en güzeline the best thereof,
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) they whom
هداهم ه د ي | HD̃Y HD̃EHM hedāhumu doğru yola ilettikleri Allah has guided them,
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah has guided them,
وأولئك | VÊVLÙK ve ulāike ve işte and those
هم | HM hum onlar are [they]
أولو ا و ل | EVL ÊVLV ūlū sahipleridir the men of understanding.
الألباب ل ب ب | LBB ELÊLBEB l-elbābi sağduyu the men of understanding.

39:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar ki | dinlerler | sözü | ve uyarlar | onun en güzeline | işte onlar | kimselerdir | doğru yola ilettikleri | Allah'ın | ve işte | onlar | sahipleridir | sağduyu |

[] [SMA] [GVL] [TBA] [ḪSN] [] [] [HD̃Y] [] [] [] [EVL] [LBB]
ELZ̃YN YSTMAVN ELGVL FYTBAVN ÊḪSNH ÊVLÙK ELZ̃YN HD̃EHM ELLH VÊVLÙK HM ÊVLV ELÊLBEB

elleƶīne yestemiǔne l-ḳavle feyettebiǔne eHsenehu ulāike elleƶīne hedāhumu llahu ve ulāike hum ūlū l-elbābi
الذين يستمعون القول فيتبعون أحسنه أولئك الذين هداهم الله وأولئك هم أولو الألباب

[] [س م ع] [ق و ل] [ت ب ع] [ح س ن] [] [] [ه د ي] [] [] [] [ا و ل] [ل ب ب]

 » 39 / Zümer  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يستمعون س م ع | SMA YSTMAVN yestemiǔne dinlerler they listen (to)
Ye,Sin,Te,Mim,Ayn,Vav,Nun,
10,60,400,40,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
القول ق و ل | GVL ELGVL l-ḳavle sözü the Word,
Elif,Lam,Gaf,Vav,Lam,
1,30,100,6,30,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
فيتبعون ت ب ع | TBA FYTBAVN feyettebiǔne ve uyarlar then follow
Fe,Ye,Te,Be,Ayn,Vav,Nun,
80,10,400,2,70,6,50,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أحسنه ح س ن | ḪSN ÊḪSNH eHsenehu onun en güzeline the best thereof,
,Ha,Sin,Nun,He,
,8,60,50,5,
N – accusative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) they whom
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
هداهم ه د ي | HD̃Y HD̃EHM hedāhumu doğru yola ilettikleri Allah has guided them,
He,Dal,Elif,He,Mim,
5,4,1,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah has guided them,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
وأولئك | VÊVLÙK ve ulāike ve işte and those
Vav,,Vav,Lam,,Kef,
6,,6,30,,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – plural demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
هم | HM hum onlar are [they]
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
أولو ا و ل | EVL ÊVLV ūlū sahipleridir the men of understanding.
,Vav,Lam,Vav,
,6,30,6,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الألباب ل ب ب | LBB ELÊLBEB l-elbābi sağduyu the men of understanding.
Elif,Lam,,Lam,Be,Elif,Be,
1,30,,30,2,1,2,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: onlar ki | يَسْتَمِعُونَ: dinlerler | الْقَوْلَ: sözü | فَيَتَّبِعُونَ: ve uyarlar | أَحْسَنَهُ: onun en güzeline | أُولَٰئِكَ: işte onlar | الَّذِينَ: kimselerdir | هَدَاهُمُ: doğru yola ilettikleri | اللَّهُ: Allah'ın | وَأُولَٰئِكَ: ve işte | هُمْ: onlar | أُولُو: sahipleridir | الْأَلْبَابِ: sağduyu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN onlar ki | يستمعون YSTMAWN dinlerler | القول ELGWL sözü | فيتبعون FYTBAWN ve uyarlar | أحسنه ÊḪSNH onun en güzeline | أولئك ÊWLÙK işte onlar | الذين ELZ̃YN kimselerdir | هداهم HD̃EHM doğru yola ilettikleri | الله ELLH Allah'ın | وأولئك WÊWLÙK ve işte | هم HM onlar | أولو ÊWLW sahipleridir | الألباب ELÊLBEB sağduyu |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: onlar ki | yestemiǔne: dinlerler | l-ḳavle: sözü | feyettebiǔne: ve uyarlar | eHsenehu: onun en güzeline | ulāike: işte onlar | elleƶīne: kimselerdir | hedāhumu: doğru yola ilettikleri | llahu: Allah'ın | ve ulāike: ve işte | hum: onlar | ūlū: sahipleridir | l-elbābi: sağduyu |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: onlar ki | YSTMAVN: dinlerler | ELGVL: sözü | FYTBAVN: ve uyarlar | ÊḪSNH: onun en güzeline | ÊVLÙK: işte onlar | ELZ̃YN: kimselerdir | HD̃EHM: doğru yola ilettikleri | ELLH: Allah'ın | VÊVLÙK: ve işte | HM: onlar | ÊVLV: sahipleridir | ELÊLBEB: sağduyu |
Abdulbaki Gölpınarlı : O kullarım ki sözü dinlerler de en güzeline uyarlar, onlar, öyle kişilerdir ki Allah, doğru yola sevk etmiştir onları ve onlardır aklı başında bulunanların ta kendileri.
Abdullah Aydın : (17-18) Put ve şeytana tapmaktan kaçınıp da Allah yoluna yönelenlere güzel müjde vardır. Ey Muhammed! Dileyip de en iyi söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdikleri bunlardır. İşte onlar aklı başında bulunanlardır.
Adem Uğur : O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
Ahmed Hulusi : Onlar (o kullarım) ki, Hak sözü işitip, onun en güzeline (en koruyucu olanına) tâbi olurlar. . . İşte onlar kendilerini Allâh'ın hakikate erdirdiği kimselerdir ve işte onlar derin düşünen akıl sahiplerinin ta kendileridirler!
Ahmet Davudoğlu : O kullarım ki, sözü dinlerler. Sonra da onun en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın hidayet verdiği kimseler onlardır ve işte kâmil akıl sahipleri onların tâ kendileridir.
Ahmet Tekin : Sözü Kur’ân’ı ve sünneti dinleyip, kendilerine emredilenlerin en güzelini, en faziletlisini tercih edip uygulayanları, konuşmaları, hikmetli sözleri dinleyip en iyisini, en doğrusunu benimseyenleri müjdele. İşte onlar, Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. Onlar, işte onlar akıl ve vicdan sahibi kimselerdir.
Ahmet Varol : Onlar ki, sözü dinler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini hidayete erdirdikleridir ve onlar akıl sahipleridir.
Ali Arslan : O kullarım ki sözü dinlerler, sonra onun en güzelini tatbik ederler. İşte onlar Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. Onlar gerçek akıl sahipleridir.
Ali Bulaç : Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.
Ali Fikri Yavuz : O kullarım ki, (Kur’an’ı) dinlerler sonra da onun en güzelini (en açığını ve kuvvetlisini) tatbik ederler. İşte bunlar Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve bunlar gerçek akıl sahibleridir.
Arif Pamuk : Onlar ki, sözü dinlerler de, en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar, selim akıl sahipleridir.
Ayntabî Mehmet Efendi : (Ya Muhammed)! Onlar, Allahû Tealâ'nın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. Kâmil akıl sahipleri de bunlardır.
Bahaeddin Sağlam : Öyle kullarım ki sözü dinlerler, en güzeline uyarlar, işte Allah, onları doğru yola iletmiştir. Ve işte akıl ve öz sahipleri onlardır.
Bekir Sadak : (17-18) seytana ve putlara kulluk etmekten kacinip, Allah'a yonelenlere, onlara, mujde vardir. Dinleyip de, en guzel soze uyan kullarimi mujdele. Iste Allah'in dogru yola eristirdigi onlardir. Iste onlar akil sahipleridir.
Bir Heyet : Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın hidayet edip doğru yola ilettiği kimseler onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.
Celal Yıldırım : Onlar ki, sözü dinlerler, onun en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği bunlardır. Ve işte akıl sahipleri de bunlardır.
Diyanet İşleri : Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.
Diyanet İşleri (eski) : (17-18) Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.
Diyanet Vakfi : (17-18) Tâğut'a kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. (Ey Muhammed!) Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
Diyanet Vakfı (1993) : (Ey Muhammed!) dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.
Edip Yüksel : Onlar ki sözü (kavl) dinlerler ve en güzeline uyarlar. Onlar, ALLAH'ın yol gösterdiği kimselerdir. Onlar akıl sahipleridir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : onlara ki, sözü dinler, sonra da en güzelini uygularlar. İşte onlar Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir, işte temiz akıllılar da onlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar ki sözü dinlerler, sonra da en güzelini tatbık ederler, işte onlar Allahın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve işte onlardır o temiz akıllılar
Fizilal-il Kuran : Onlar ki, sözü dinler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahipleridir.
Gültekin Onan : Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Tanrı'nın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.
Hakkı Yılmaz : (17,18) Ve tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a yönelen kimseler, kendileri için müjde olanlardır. Haydi, müjdele, sözü dinleyip de en güzeline uyan kullarımı! İşte onlar, Allah'ın kendilerine doğru yol kılavuzu verdiği kimselerdir. Ve işte onlar, kavrama yeteneği/temiz akıl sahibi olanların ta kendileridir.
Hasan Basri Çantay : (O kullarım ki) onlar söze (dikkatle) kulak verirler de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allahın kendilerine hidâyet etdiği kimselerdir, işte bunlar temiz akıl saahibleri olanların ta kendileridir.
Hasan Tahsin Feyizli : Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allah'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. Ve işte bunlar temiz akıl sahiplerinin ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : Onlar ki, sözü dinlerler de onun en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidâyet verdiği kimselerdir ve işte onlar, (gerçek) akıl sâhiblerinin ta kendileridir.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği bunlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.
Hüseyin Kaleli : (17-18) “Tâğuta tapmalarından çekinen ve Allâh’a yönelenler ise, onlara müjde vardır. Hemen sözü dinleyen ve en güzeline uyan kullarımı müjdele. Allâh’ın hidâyet ettikleri işte bunlardır. Akıllı olanlar da işte bunlardır.”
İbni Kesir : Onlar ki; sözü dinlerler de, en güzeline uyarlar. İşte bunlar; Allah'ın kendilerini hidayete eriştirdiği kimselerdir. Ve işte bunlar; akıl sahiblerinin kendileridir.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar. İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar; onlar ulûl'elbabtır (daimî zikrin sahipleri).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : (17-18) Taguttan ve ona kulluk etmekten kaçınarak Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlar içindir. Kullarımı müjdele. O kullarım ki söze kulak verirler ve onun en güzeline uyarlar. Onlar, Allah'ın hidayet nasip ettiği kimselerdir. Akl-ı selim sahibi olanlarda onlardır.
Muhammed Esed : (şu) söylenen her sözü (dikkatle) dinleyen ve onların en güzeline uyan (kullarım)a: (çünkü) Allah'ın hidayetine mazhar olanlar onlardır ve onlar (gerçek) akıl iz'an sahipleridir!
Mustafa İslamoğlu : O kullar ki, sözün tamamını dinlerler ve en güzeline uyarlar: İşte Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimseler bunlardır; ve işte onlar, akletme yetilerini kamil mânada kullananlardır.
Nedim Yılmaz : Sözü dinleyip de onun en güzeline uyan kullarım. İşte onlar Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Onlar temiz akıl sahipleridir.
Ömer Nasuhi Bilmen : O kimseler ki sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar. İşte onlar o kimselerdir ki, onları Allah hidâyete erdirmiştir. Ve işte selim akıllara sahip olanlar da ancak onlardır.
Ömer Öngüt : O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allah'ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. İşte bunlar öz akıl sahiplerinin tâ kendileridir.
Ömer Rıza Doğrul : (O kullarımı müjdele ki) Sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. Allah'ın hidayet ilettikleri bunlardır. Adam??? akıllı insanlar da bunlardır.
Şaban Piriş : Onlar, sözü dinleyip en güzeline uyarlar. Onlar, Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimselerdir. Onlar, sağduyu sahibi olanlar onlardır.
Suat Yıldırım : (17-18) Tağuta ibadet etmekten kaçınıp gönülden Allah’a yönelenlere müjdeler var! O halde sözü dinleyip sonra da en güzelini tatbik eden kullarımı müjdele! İşte onlardır Allah’ın hidâyetine mazhar olanlar ve işte onlardır akl-ı selim sahibi olanlar.
Süleyman Ateş : Onlar ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline uyarlar. İşte onlar Allâh'ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir ve onlar sağduyu sâhipleridir.
Talat Koçyiğit : (Ey muhammed!) Sözü dinleyip de en güzeline uyan kullarımı müjdele. Bunlar Allah'ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir; akıl sahipleri de bunlardır.
Tefhim-ul Kuran : Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete eriştirdikleridir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.
Ümit Şimşek : Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir. Onlar, aklıselim sahiplerinin tâ kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : O kullar ki, söze kulak verip onun en iyisine tâbî olurlar. İşte Allah'ın hidayet ettikleri bunlardır. Ve bunlar, kâmil akıl sahipleridir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}