» 19 / Meryem  11:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

 » 19 / Meryem  Suresi: 11
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَخَرَجَ (FḢRC) = feḣarace : çıkıp
2. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : karşısına
3. قَوْمِهِ (GVMH) = ḳavmihi : kavminin
4. مِنَ (MN) = mine : -den
5. الْمِحْرَابِ (ELMḪREB) = l-miHrābi : ma'bed-
6. فَأَوْحَىٰ (FÊVḪ) = fe evHā : işaret etti
7. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : onlara
8. أَنْ (ÊN) = en : diye
9. سَبِّحُوا (SBḪVE) = sebbiHū : tesbih edin
10. بُكْرَةً (BKRT) = bukraten : sabah
11. وَعَشِيًّا (VAŞYE) = ve ǎşiyyen : ve akşam
çıkıp | karşısına | kavminin | -den | ma'bed- | işaret etti | onlara | diye | tesbih edin | sabah | ve akşam |

[ḢRC] [] [GVM] [] [ḪRB] [VḪY] [] [] [SBḪ] [BKR] [AŞV]
FḢRC AL GVMH MN ELMḪREB FÊVḪ ÎLYHM ÊN SBḪVE BKRT VAŞYE

feḣarace ǎlā ḳavmihi mine l-miHrābi fe evHā ileyhim en sebbiHū bukraten ve ǎşiyyen
فخرج على قومه من المحراب فأوحى إليهم أن سبحوا بكرة وعشيا

 » 19 / Meryem  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخرج خ ر ج | ḢRC FḢRC feḣarace çıkıp Then he came out
على | AL ǎlā karşısına to
قومه ق و م | GVM GVMH ḳavmihi kavminin his people
من | MN mine -den from
المحراب ح ر ب | ḪRB ELMḪREB l-miHrābi ma'bed- the prayer chamber,
فأوحى و ح ي | VḪY FÊVḪ fe evHā işaret etti and he signaled
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
أن | ÊN en diye to
سبحوا س ب ح | SBḪ SBḪVE sebbiHū tesbih edin glorify (Allah)
بكرة ب ك ر | BKR BKRT bukraten sabah (in) the morning
وعشيا ع ش و | AŞV VAŞYE ve ǎşiyyen ve akşam and (in) the evening.

19:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çıkıp | karşısına | kavminin | -den | ma'bed- | işaret etti | onlara | diye | tesbih edin | sabah | ve akşam |

[ḢRC] [] [GVM] [] [ḪRB] [VḪY] [] [] [SBḪ] [BKR] [AŞV]
FḢRC AL GVMH MN ELMḪREB FÊVḪ ÎLYHM ÊN SBḪVE BKRT VAŞYE

feḣarace ǎlā ḳavmihi mine l-miHrābi fe evHā ileyhim en sebbiHū bukraten ve ǎşiyyen
فخرج على قومه من المحراب فأوحى إليهم أن سبحوا بكرة وعشيا

[خ ر ج] [] [ق و م] [] [ح ر ب] [و ح ي] [] [] [س ب ح] [ب ك ر] [ع ش و]

 » 19 / Meryem  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخرج خ ر ج | ḢRC FḢRC feḣarace çıkıp Then he came out
Fe,Hı,Re,Cim,
80,600,200,3,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
على | AL ǎlā karşısına to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
قومه ق و م | GVM GVMH ḳavmihi kavminin his people
Gaf,Vav,Mim,He,
100,6,40,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN mine -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المحراب ح ر ب | ḪRB ELMḪREB l-miHrābi ma'bed- the prayer chamber,
Elif,Lam,Mim,Ha,Re,Elif,Be,
1,30,40,8,200,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فأوحى و ح ي | VḪY FÊVḪ fe evHā işaret etti and he signaled
Fe,,Vav,Ha,,
80,,6,8,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
أن | ÊN en diye to
,Nun,
,50,
INT – particle of interpretation
حرف تفسير
سبحوا س ب ح | SBḪ SBḪVE sebbiHū tesbih edin glorify (Allah)
Sin,Be,Ha,Vav,Elif,
60,2,8,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form II) imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بكرة ب ك ر | BKR BKRT bukraten sabah (in) the morning
Be,Kef,Re,Te merbuta,
2,20,200,400,
T – accusative feminine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
وعشيا ع ش و | AŞV VAŞYE ve ǎşiyyen ve akşam and (in) the evening.
Vav,Ayn,Şın,Ye,Elif,
6,70,300,10,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – accusative masculine indefinite time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَخَرَجَ: çıkıp | عَلَىٰ: karşısına | قَوْمِهِ: kavminin | مِنَ: -den | الْمِحْرَابِ: ma'bed- | فَأَوْحَىٰ: işaret etti | إِلَيْهِمْ: onlara | أَنْ: diye | سَبِّحُوا: tesbih edin | بُكْرَةً: sabah | وَعَشِيًّا: ve akşam |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فخرج FḢRC çıkıp | على AL karşısına | قومه GWMH kavminin | من MN -den | المحراب ELMḪREB ma'bed- | فأوحى FÊWḪ işaret etti | إليهم ÎLYHM onlara | أن ÊN diye | سبحوا SBḪWE tesbih edin | بكرة BKRT sabah | وعشيا WAŞYE ve akşam |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḣarace: çıkıp | ǎlā: karşısına | ḳavmihi: kavminin | mine: -den | l-miHrābi: ma'bed- | fe evHā: işaret etti | ileyhim: onlara | en: diye | sebbiHū: tesbih edin | bukraten: sabah | ve ǎşiyyen: ve akşam |
Kırık Meal (Transcript) : |FḢRC: çıkıp | AL: karşısına | GVMH: kavminin | MN: -den | ELMḪREB: ma'bed- | FÊVḪ: işaret etti | ÎLYHM: onlara | ÊN: diye | SBḪVE: tesbih edin | BKRT: sabah | VAŞYE: ve akşam |
Abdulbaki Gölpınarlı : Zekeriyya, mihraptan çıkıp kavmine, sabah akşam onu tenzîh edin noksan sıfatlardan diye işâret etti.
Adem Uğur : Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.
Ahmed Hulusi : (Zekeriyya) mabetten halkının yanına çıktı ve onlara: "Sabah - akşam tespih edin" diye işaret etti.
Ahmet Tekin : Bu sırada, Zekeriyyâ, mâbedden, kavminin karşısına çıkarak onlara: 'Sabah erken ve akşama doğru Allah’ı tesbih edin, zikredin.' diye işaret etti.
Ahmet Varol : Bunun üzerine mescidden kavminin karşısına çıkıp onlara: 'Sabah ve akşam tesbih edin' diye işaret etti.
Ali Bulaç : Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tesbih edin."
Ali Fikri Yavuz : Nihayet (hanımına hamil vakti gelip de konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı (Zekeriyya) çıktı da, onlara: “- Sabah ve akşam namaz kılın.” diye işaret etti.
Bekir Sadak : Zekeriya bunun uzerine mabedden cikip milletine: «Sabah aksam Allah'i tesbih edin» diye isarette bulundu.
Celal Yıldırım : Bunun üzerine Zekeriyyâ, mihrâbdan çıkıp kavmine, «sabah akşam tesbîh edin!» diye işarette bulundu.
Diyanet İşleri : Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara “Sabah akşam Allah’ı tespih edin” diye işaret etti.
Diyanet İşleri (eski) : Zekeriya bunun üzerine mabedden çıkıp milletine: 'Sabah akşam Allah'ı tesbih edin' diye işarette bulundu.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: «Sabah akşam tesbihte bulunun» diye işaret verdi.
Edip Yüksel : Tapınaktan halkının arasına çıktı ve 'O'nu sabah akşam düşünüp anın,' diye onlara işaretle bildirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet (birgün konuşamayınca) mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara «Sabah ve akşam (Rabbinizi) tesbih edin» diye işaret etti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: «Sabah ve akşam tesbih edin!» diye işaret verdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken mihrabdan kavmine karşı çıktı da «Sabah ve akşam tesbih edin» diye onlara işaret verdi
Fizilal-il Kuran : Bunun üzerine Zekeriyya mihrapta yüzünü soydaşlarına dönerek sabahları ve akşamları Allah'ı her tür noksanlıktan tenzih etmelerini işaret etti.
Gültekin Onan : Böylelikle (Zekeriya) mescidden kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tesbih edin."
Hakkı Yılmaz : "Zekeriyyâ, bunun üzerine mihraptan; özel makamından toplumunun karşısına çıkıp onlara, daima/her zaman Allah'ı tüm noksanlıklardan arındırmalarını işaret etti. “"
Hasan Basri Çantay : Derken (Zekeriyyâ) mescidinden kavminin karşısına çıkıb onlara: «Sabah akşam tesbîhde bulunun» diye işaret verdi.
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (Zekeriyyâ) mihrabdan (ma'bedden) kavminin karşısına çıktı da (o müjde alâmetinin hemen görünmesiyle, konuşamayarak) onlara: 'Sabah-akşam (Rabbinizi)tesbîh edin!' diye işâret etti.
İbni Kesir : Bunun üzerine ma'bedden çıkıp kavmine: Sabah akşam Allah'ı tesbih edin, diye işaret etti.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra mihraptan kavmine (kavminin karşısına) çıktı. Böylece onlara, (Allah'ı) sabah akşam tesbih etmelerini vahyetti (konuşmadan, iç sesi ile duyurdu).
Muhammed Esed : Bunun üzerine (Zekeriya) mabedden kavminin karşısına çıktı ve onlara "Sabah akşam (Rabbinizin) sınırsız kudret ve yüceliğini anın!" diye işaret etti.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra mescitten kavmine karşı çıktı da, «Gündüzlerin evvellerinde ve sonunda tesbihte bulununuz,» diye onlara işaret eyledi.
Ömer Öngüt : Bunun üzerine Zekeriyâ mâbedden kavminin karşısına çıkarak: “Sabah akşam Allah'ı tesbih edin!” diye işaret etti.
Şaban Piriş : Mabedden, kavminin karşısına çıkınca onlara sabah akşam Allah’ı tesbih etmelerini işaret etti.
Suat Yıldırım : Derken, mâbeddeki bölmesinden halkının karşısına çıkıp "Sabah akşam Rabbinizi tenzih ve O’na ibadet edin!" diye işarette bulundu.
Süleyman Ateş : (Zekeriyyâ), ma'bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işâret etti.
Tefhim-ul Kuran : Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: «Sabah akşam tesbih edin.»
Ümit Şimşek : Derken Zekeriya mescidden halkın içine çıktı ve onlara 'Sabah akşam tesbih edin' diye işaret etti.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunun üzerine Zekeriyya, yakarış yerinden ayrılıp halkının karşısına geçti ve onlara "sabah akşam tespih edin" diye işaret verdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}