» 43 / Zuhruf  37:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 37
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنَّهُمْ (VÎNHM) = ve innehum : elbette onlar
2. لَيَصُدُّونَهُمْ (LYṦD̃VNHM) = leyeSuddūnehum : onları engellerler
3. عَنِ (AN) = ǎni : -dan
4. السَّبِيلِ (ELSBYL) = s-sebīli : yol-
5. وَيَحْسَبُونَ (VYḪSBVN) = ve yeHsebūne : fakat sanırlar
6. أَنَّهُمْ (ÊNHM) = ennehum : bunlar
7. مُهْتَدُونَ (MHTD̃VN) = muhtedūne : doğru yolda olduklarını
elbette onlar | onları engellerler | -dan | yol- | fakat sanırlar | bunlar | doğru yolda olduklarını |

[] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [ḪSB] [] [HD̃Y]
VÎNHM LYṦD̃VNHM AN ELSBYL VYḪSBVN ÊNHM MHTD̃VN

ve innehum leyeSuddūnehum ǎni s-sebīli ve yeHsebūne ennehum muhtedūne
وإنهم ليصدونهم عن السبيل ويحسبون أنهم مهتدون

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإنهم | VÎNHM ve innehum elbette onlar And indeed, they
ليصدونهم ص د د | ṦD̃D̃ LYṦD̃VNHM leyeSuddūnehum onları engellerler surely, turn them
عن | AN ǎni -dan from
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli yol- the Path
ويحسبون ح س ب | ḪSB VYḪSBVN ve yeHsebūne fakat sanırlar and they think
أنهم | ÊNHM ennehum bunlar that they
مهتدون ه د ي | HD̃Y MHTD̃VN muhtedūne doğru yolda olduklarını (are) guided.

43:37 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette onlar | onları engellerler | -dan | yol- | fakat sanırlar | bunlar | doğru yolda olduklarını |

[] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [ḪSB] [] [HD̃Y]
VÎNHM LYṦD̃VNHM AN ELSBYL VYḪSBVN ÊNHM MHTD̃VN

ve innehum leyeSuddūnehum ǎni s-sebīli ve yeHsebūne ennehum muhtedūne
وإنهم ليصدونهم عن السبيل ويحسبون أنهم مهتدون

[] [ص د د] [] [س ب ل] [ح س ب] [] [ه د ي]

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 37
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإنهم | VÎNHM ve innehum elbette onlar And indeed, they
Vav,,Nun,He,Mim,
6,,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ليصدونهم ص د د | ṦD̃D̃ LYṦD̃VNHM leyeSuddūnehum onları engellerler surely, turn them
Lam,Ye,Sad,Dal,Vav,Nun,He,Mim,
30,10,90,4,6,50,5,40,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎni -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli yol- the Path
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam,
1,30,60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ويحسبون ح س ب | ḪSB VYḪSBVN ve yeHsebūne fakat sanırlar and they think
Vav,Ye,Ha,Sin,Be,Vav,Nun,
6,10,8,60,2,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنهم | ÊNHM ennehum bunlar that they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
مهتدون ه د ي | HD̃Y MHTD̃VN muhtedūne doğru yolda olduklarını (are) guided.
Mim,He,Te,Dal,Vav,Nun,
40,5,400,4,6,50,
N – nominative masculine plural (form VIII) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنَّهُمْ: elbette onlar | لَيَصُدُّونَهُمْ: onları engellerler | عَنِ: -dan | السَّبِيلِ: yol- | وَيَحْسَبُونَ: fakat sanırlar | أَنَّهُمْ: bunlar | مُهْتَدُونَ: doğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإنهم WÎNHM elbette onlar | ليصدونهم LYṦD̃WNHM onları engellerler | عن AN -dan | السبيل ELSBYL yol- | ويحسبون WYḪSBWN fakat sanırlar | أنهم ÊNHM bunlar | مهتدون MHTD̃WN doğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve innehum: elbette onlar | leyeSuddūnehum: onları engellerler | ǎni: -dan | s-sebīli: yol- | ve yeHsebūne: fakat sanırlar | ennehum: bunlar | muhtedūne: doğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎNHM: elbette onlar | LYṦD̃VNHM: onları engellerler | AN: -dan | ELSBYL: yol- | VYḪSBVN: fakat sanırlar | ÊNHM: bunlar | MHTD̃VN: doğru yolda olduklarını |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve şüphe yok ki Şeytanlar, onları yoldan çıkarır ve şüphe yok ki doğru yolu bulduklarını sanırlar.
Adem Uğur : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki bunlar onları (hakikate erme) yolundan alıkoyarlar da, onlar hâlâ kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler!
Ahmet Tekin : Şeytanlar, şeytanî güçler onları doğru yoldan alıkorlar. Onlar da, kendilerinin doğru yolda olduğunu sanırlar.
Ahmet Varol : Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkoyarlar, bunlarsa kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Ali Bulaç : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Muhakkak ki bu şeytanlar, onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar.
Bekir Sadak : suphesiz onlar bunlari yoldan alikorlar, bunlar da dogru yola eristiklerini sanarlar.
Celal Yıldırım : Ve gerçekten onlar, bunları doğru yoldan alıkorlar da bunlar, doğru yolda bulunduklarını sanırlar.
Diyanet İşleri : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkorlar, bunlar da doğru yola eriştiklerini sanırlar.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Edip Yüksel : Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Muhakkak onlar (şeytanlar) onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve her halde onlar onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar
Fizilal-il Kuran : O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Gültekin Onan : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
Hakkı Yılmaz : (36,37) "Ve her kim Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] öğüdünden, anılmasından körleşirse Biz ona bir şeytan musallat ederiz de artık o, onun için akrandır/ yandaştır; ve şüphesiz ki yandaşlar/ akranlar, körleşenleri Yol'dan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin kılavuzlandıkları doğru yolda olduklarını sanırlar. "
Hasan Basri Çantay : Şübhesiz ki bunlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendi lerinin hidâyete erdirilmiş olduklarını sanırlar.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki şübhesiz onlar (o şeytanlar), bunları mutlaka (doğru) yoldan çıkarırlar da,(o kâfirler) gerçekten kendilerinin hidâyete erdirilmiş kimseler olduklarını sanırlar.
İbni Kesir : Şüphesiz ki onlar da bunları yoldan çıkarırlar. Bunlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve muhakkak ki onlar (şeytanlar), onları mutlaka (Allah'ın) yolundan men ederler (alıkoyarlar). Ve onlar kendilerinin hidayette olduğunu sanırlar.
Muhammed Esed : Bu (şeytani dürtüler) böylelerini (hakikat) yolundan alıkoyar ve bunlar kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve şüphe yok ki, bunlar, onları herhalde doğru yoldan çıkarırlar. Ve onlar da zannederler ki, kendileri şüphe yok hidâyete erdirilmişlerdir.
Ömer Öngüt : Hiç şüphesiz ki şeytanlar o insanları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş olduklarını zannederler.
Şaban Piriş : Onlar, bunları yoldan çıkarırlar da, yine de kendilerini doğru yolda sanırlar.
Suat Yıldırım : Bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar, ama onlar kendilerinin hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.
Süleyman Ateş : O (şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanıp sayarlar.
Ümit Şimşek : Şeytanlar onları yoldan çıkarır; onlar ise kendilerini doğru yolda bilirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}