CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 3rd person feminine singular object pronoun الواو عاطفة فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كلمة
ك ل م | KLM
KLMT
kelimeten
bir söz
a word
Kef,Lam,Mim,Te merbuta, 20,30,40,400,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
باقية
ب ق ي | BGY
BEGYT
bāḳiyeten
kalıcı
lasting
Be,Elif,Gaf,Ye,Te merbuta, 2,1,100,10,400,
N – accusative feminine indefinite active participle اسم منصوب
في
|
FY
fī
arasında
among
Fe,Ye, 80,10,
P – preposition حرف جر
عقبه
ع ق ب | AGB
AGBH
ǎḳibihi
kendinden sonrakiler
his descendents,
Ayn,Gaf,Be,He, 70,100,2,5,
N – genitive masculine noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لعلهم
|
LALHM
leǎllehum
umulur ki
so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim, 30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يرجعون
ر ج ع | RCA
YRCAVN
yerciǔne
dönerler (diye)
return.
Ye,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun, 10,200,3,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَجَعَلَهَا: ve onu yaptı | كَلِمَةً: bir söz | بَاقِيَةً: kalıcı | فِي: arasında | عَقِبِهِ: kendinden sonrakiler | لَعَلَّهُمْ: umulur ki | يَرْجِعُونَ: dönerler (diye) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجعلها WCALHEve onu yaptı | كلمة KLMTbir söz | باقية BEGYTkalıcı | في FYarasında | عقبه AGBHkendinden sonrakiler | لعلهم LALHMumulur ki | يرجعون YRCAWNdönerler (diye) |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ceǎlehā: ve onu yaptı | kelimeten: bir söz | bāḳiyeten: kalıcı | fī: arasında | ǎḳibihi: kendinden sonrakiler | leǎllehum: umulur ki | yerciǔne: dönerler (diye) |
Kırık Meal (Transcript) : |VCALHE: ve onu yaptı | KLMT: bir söz | BEGYT: kalıcı | FY: arasında | AGBH: kendinden sonrakiler | LALHM: umulur ki | YRCAVN: dönerler (diye) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bu birlik sözünü, gerçeğe dönsünler diye soyu arasında da dâimâ kalacak ve zevâl bulmayacak bir vasiyet olarak bıraktı.
Adem Uğur : Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
Ahmed Hulusi : Bu sözünü kendinden sonra gelecekler için kalıcı bir fikir olarak oluşturdu, belki o gerçeğe dönerler diye.
Ahmet Tekin : İbrâhim bu ilkeleri, ardından gelecek olan nesillere, kalıcı-ebedî bir düzen haline getirdi ki, onlar hakka dönsünler, doğru yola girsinler.
Ahmet Varol : Ve bunu (tevhid inancını) kendinden sonra gelecekler içinde kalıcı bir söz kıldı. (Artık) umulur ki dönerler.
Ali Bulaç : Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.
Ali Fikri Yavuz : İbrahîm, bu tevhid kelimesini, soyu içerisinde bakî kalan bir kelime yaptı. Gerek ki (küfürden) dönerler.
Bekir Sadak : Ibrahim ardindan geleceklere bu sozu, devamli kalacak bir miras olarak birakti. Artik belki dogru yola donerler.
Celal Yıldırım : İbrahim bunu, (hakka) dönerler diye soyu arasında baki kalacak bir söz olarak bıraktı.
Diyanet İşleri : İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir söz yaptı.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim ardından geleceklere bu sözü, devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler.
Diyanet Vakfi : Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
Edip Yüksel : Belki doğru yola dönerler diye onun ardından gelecekler için bunu ebedi bir ders kıldı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İbrahim, bu sözü, ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, onlar doğru yola dönsünler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onu ardında (zürriyyetinde) kalan bir kelime yaptı gerek ki rücu' edeler
Fizilal-il Kuran : ve bu tevhid sözünün ardından kalıcı bir söz yaptı ki, insanlar Allah'a dönsünler.
Gültekin Onan : Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Tanrı'ya) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı / bıraktı.
Hakkı Yılmaz : İbrâhîm bu sözü, onların dönmesi için ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir söz yaptı.–
Hasan Basri Çantay : (İbrâhîm) bunu (bu tevhîd kelimesini, ileride Mekkeliler de dînine) dönsünler diye, zürriyeti arasında baakıy bir kelime yapdı.
Hayrat Neşriyat : Ve (İbrâhîm) bunu (bu sözü), zürriyeti içinde bâki kalacak bir kelime yaptı ki, onlar(onun dînine) dönsünler!
İbni Kesir : Ve onu; belki dönerler diye ardından gelenler için kalıcı bir kelime kıldı.
İskender Evrenosoğlu : Ve onu, zürriyeti içinde bâki (kalıcı) bir kelime kıldı. Umulur ki böylece onlar (putlardan) dönerler.
Muhammed Esed : Ve bunu, daha sonra gelenler arasında yaşamaya devam eden bir söz olarak söyledi ki onlar (daima) o (sözü hatırlayıp ona) dönsünler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onu (o ifadesini) zürriyeti arasında bâki bir kelime kıldı. Belki onlar, dönüverirler (diye).
Ömer Öngüt : Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı. Artık belki doğru yola dönerler.
Şaban Piriş : Onu, belki dönerler diye arkasında kalıcı bir söz haline getirdi.
Suat Yıldırım : O, bu sözü hakka dönsünler diye, gelecek nesillere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı.
Süleyman Ateş : Ve bu sözü ardında kalıcı bir söz yaptı ki (insanlar Allah'a kulluğa) dönsünler.
Tefhim-ul Kuran : Ve bunu (bu tevhid inancını) onun ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı ki belki (Allah'a) dönerler diye.
Ümit Şimşek : İnsanlar hakka dönsünler diye, İbrahim bu sözü ardında miras bıraktı.
Yaşar Nuri Öztürk : O, sözünü, kendinden sonra yaşayacak bir mesaj yaptı ki, insanlar hakka dönebilsinler.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]