» 43 / Zuhruf  50:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 50
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : fakat
2. كَشَفْنَا (KŞFNE) = keşefnā : biz kaldırınca
3. عَنْهُمُ (ANHM) = ǎnhumu : onlardan
4. الْعَذَابَ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābe : azabı
5. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : hemen
6. هُمْ (HM) = hum : onlar
7. يَنْكُثُونَ (YNKS̃VN) = yenkuṧūne : sözlerinden dönüyorlar
fakat | biz kaldırınca | onlardan | azabı | hemen | onlar | sözlerinden dönüyorlar |

[] [KŞF] [] [AZ̃B] [] [] [NKS̃]
FLME KŞFNE ANHM ELAZ̃EB ÎZ̃E HM YNKS̃VN

felemmā keşefnā ǎnhumu l-ǎƶābe iƶā hum yenkuṧūne
فلما كشفنا عنهم العذاب إذا هم ينكثون

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat But when
كشفنا ك ش ف | KŞF KŞFNE keşefnā biz kaldırınca We removed
عنهم | ANHM ǎnhumu onlardan from them
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen behold!
هم | HM hum onlar They
ينكثون ن ك ث | NKS̃ YNKS̃VN yenkuṧūne sözlerinden dönüyorlar broke (their word).

43:50 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat | biz kaldırınca | onlardan | azabı | hemen | onlar | sözlerinden dönüyorlar |

[] [KŞF] [] [AZ̃B] [] [] [NKS̃]
FLME KŞFNE ANHM ELAZ̃EB ÎZ̃E HM YNKS̃VN

felemmā keşefnā ǎnhumu l-ǎƶābe iƶā hum yenkuṧūne
فلما كشفنا عنهم العذاب إذا هم ينكثون

[] [ك ش ف] [] [ع ذ ب] [] [] [ن ك ث]

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 50
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
كشفنا ك ش ف | KŞF KŞFNE keşefnā biz kaldırınca We removed
Kef,Şın,Fe,Nun,Elif,
20,300,80,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عنهم | ANHM ǎnhumu onlardan from them
Ayn,Nun,He,Mim,
70,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إذا | ÎZ̃E iƶā hemen behold!
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
هم | HM hum onlar They
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
ينكثون ن ك ث | NKS̃ YNKS̃VN yenkuṧūne sözlerinden dönüyorlar broke (their word).
Ye,Nun,Kef,Se,Vav,Nun,
10,50,20,500,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: fakat | كَشَفْنَا: biz kaldırınca | عَنْهُمُ: onlardan | الْعَذَابَ: azabı | إِذَا: hemen | هُمْ: onlar | يَنْكُثُونَ: sözlerinden dönüyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME fakat | كشفنا KŞFNE biz kaldırınca | عنهم ANHM onlardan | العذاب ELAZ̃EB azabı | إذا ÎZ̃E hemen | هم HM onlar | ينكثون YNKS̃WN sözlerinden dönüyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: fakat | keşefnā: biz kaldırınca | ǎnhumu: onlardan | l-ǎƶābe: azabı | iƶā: hemen | hum: onlar | yenkuṧūne: sözlerinden dönüyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: fakat | KŞFNE: biz kaldırınca | ANHM: onlardan | ELAZ̃EB: azabı | ÎZ̃E: hemen | HM: onlar | YNKS̃VN: sözlerinden dönüyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken onlardan azâbı kaldırdık mı sözlerinden döndüler.
Adem Uğur : Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.
Ahmed Hulusi : Kendilerinden azabı kaldırdığımızda, onlar hemen sözlerini bozdular!
Ahmet Tekin : Fakat azâbı, kendilerinden kaldırdığımız zaman, hemen sözlerinden döndüler.
Ahmet Varol : Fakat üzerlerinden azabı kaldırdığımızda hemen sözlerinden dönmeye başladılar.
Ali Bulaç : Fakat onlardan azabı çekip giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine kendilerinden azabı kaldırdığımız vakit, (yola geleceğiz, iman edeceğiz sözlerinden) hemen caydılar.
Bekir Sadak : Ama, azabi uzerlerinden kaldirdigimizda hemen sozlerinden donduler.
Celal Yıldırım : Kendilerinden o azabı kaldırdığımızda, birden verdikleri sözü bozdular (yerine getirmediler).
Diyanet İşleri : Fakat biz onlardan azabı kaldırınca bir de bakmışsın sözlerinden dönüyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Ama, azabı üzerlerinden kaldırdığımızda hemen sözlerinden döndüler.
Diyanet Vakfi : Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.
Edip Yüksel : Fakat, onlardan felaketi kaldırdığımızda, sözlerinden hemen dönüverdiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat azabı kendilerinden kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine kendilerinden azabı açtığımızda hemen cayıverdiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine kendilerinden azâbı açtığımız vakıt da derhal cayıverdiler
Fizilal-il Kuran : Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar.
Gültekin Onan : Fakat onlardan azabı çekip giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar.
Hakkı Yılmaz : Fakat ne zaman ki azabı kendilerinden kaldırdık, o zaman onlar sözlerinden dönüverirler.
Hasan Basri Çantay : Fakat biz onlardan azâbı giderince bir de ne bakarsın: Onlar verdikleri sözü bozuyorlar bile!
Hayrat Neşriyat : Fakat kendilerinden azâbı açıver(ip kaldır)ınca, onlar sözlerinden hemen döndüler.
İbni Kesir : Azabı üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden caydılar.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onlardan azabı kaldırınca, o zaman onlar (verdikleri sözleri) bozuyorlar.
Muhammed Esed : Ama azaptan kurtarır kurtarmaz, bir bakarsın ki hemen sözlerinden dönüvermişler!
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, onlardan o azabı açıverdik, o zaman onlar sözlerinden geri döner oldular.
Ömer Öngüt : Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden hemen caydılar.
Şaban Piriş : Onlardan azabı kaldırdığımız zaman da hemen sözlerini bozuyorlardı.
Suat Yıldırım : Fakat Biz, onlardan azabı giderince, hemen sözlerinden caydılar.
Süleyman Ateş : Fakat biz onlardan azâbı kaldırınca sözlerinden dönmeğe başladılar.
Tefhim-ul Kuran : Fakat onlardan azabı çekip giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar.
Ümit Şimşek : Fakat azaplarını kaldırır kaldırmaz onlar yine sözlerinden dönüyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Fakat kendilerinden azabı kaldırdığımızda hemen yan çizmeye başladılar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}