» 22 / Hac  40:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

 » 22 / Hac  Suresi: 40
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : -kimseler
2. أُخْرِجُوا (ÊḢRCVE) = uḣricū : çıkarılan-
3. مِنْ (MN) = min : -ndan
4. دِيَارِهِمْ (D̃YERHM) = diyārihim : yurtları-
5. بِغَيْرِ (BĞYR) = biğayri : etmedikleri halde
6. حَقٍّ (ḪG) = Haḳḳin : hak
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
8. أَنْ (ÊN) = en : diye
9. يَقُولُوا (YGVLVE) = yeḳūlū : diyorlar
10. رَبُّنَا (RBNE) = rabbunā : Rabbimiz
11. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'tır
12. وَلَوْلَا (VLVLE) = velevlā : eğer olmasaydı
13. دَفْعُ (D̃FA) = def'ǔ : savunması
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
15. النَّاسَ (ELNES) = n-nāse : insanların
16. بَعْضَهُمْ (BAŽHM) = beǎ'Dehum : bazılarını
17. بِبَعْضٍ (BBAŽ) = bibeǎ'Din : diğer bazılarıyle
18. لَهُدِّمَتْ (LHD̃MT) = lehuddimet : yıkılırdı
19. صَوَامِعُ (ṦVEMA) = Savāmiǔ : manastırlar
20. وَبِيَعٌ (VBYA) = ve biyeǔn : ve kiliseler
21. وَصَلَوَاتٌ (VṦLVET) = ve Salevātun : ve desteğe
22. وَمَسَاجِدُ (VMSECD̃) = ve mesācidu : ve -saymış
23. يُذْكَرُ (YZ̃KR) = yuƶkeru : hatırlayıp-
24. فِيهَا (FYHE) = fīhā : içlerinde
25. اسْمُ (ESM) = ismu : ismini
26. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
27. كَثِيرًا (KS̃YRE) = keṧīran : çokca
28. وَلَيَنْصُرَنَّ (VLYNṦRN) = veleyenSuranne : ve elbette yardım eder
29. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
30. مَنْ (MN) = men : kimseye
31. يَنْصُرُهُ (YNṦRH) = yenSuruhu : kendine yardım eden
32. إِنَّ (ÎN) = inne : kuşkusuz
33. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
34. لَقَوِيٌّ (LGVY) = leḳaviyyun : kuvvetlidir
35. عَزِيزٌ (AZYZ) = ǎzīzun : galibdir
-kimseler | çıkarılan- | -ndan | yurtları- | etmedikleri halde | hak | sadece | diye | diyorlar | Rabbimiz | Allah'tır | eğer olmasaydı | savunması | Allah'ın | insanların | bazılarını | diğer bazılarıyle | yıkılırdı | manastırlar | ve kiliseler | ve desteğe | ve -saymış | hatırlayıp- | içlerinde | ismini | Allah'ın | çokca | ve elbette yardım eder | Allah | kimseye | kendine yardım eden | kuşkusuz | Allah | kuvvetlidir | galibdir |

[] [ḢRC] [] [D̃VR] [ĞYR] [ḪGG] [] [] [GVL] [RBB] [] [] [D̃FA] [] [NVS] [BAŽ] [BAŽ] [HD̃M] [ṦMA] [BYA] [ṦLV] [SCD̃] [Z̃KR] [] [SMV] [] [KS̃R] [NṦR] [] [] [NṦR] [] [] [GVY] [AZZ]
ELZ̃YN ÊḢRCVE MN D̃YERHM BĞYR ḪG ÎLE ÊN YGVLVE RBNE ELLH VLVLE D̃FA ELLH ELNES BAŽHM BBAŽ LHD̃MT ṦVEMA VBYA VṦLVET VMSECD̃ YZ̃KR FYHE ESM ELLH KS̃YRE VLYNṦRN ELLH MN YNṦRH ÎN ELLH LGVY AZYZ

elleƶīne uḣricū min diyārihim biğayri Haḳḳin illā en yeḳūlū rabbunā llahu velevlā def'ǔ llahi n-nāse beǎ'Dehum bibeǎ'Din lehuddimet Savāmiǔ ve biyeǔn ve Salevātun ve mesācidu yuƶkeru fīhā ismu llahi keṧīran veleyenSuranne llahu men yenSuruhu inne llahe leḳaviyyun ǎzīzun
الذين أخرجوا من ديارهم بغير حق إلا أن يقولوا ربنا الله ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع وبيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا ولينصرن الله من ينصره إن الله لقوي عزيز

 » 22 / Hac  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne -kimseler Those who
أخرجوا خ ر ج | ḢRC ÊḢRCVE uḣricū çıkarılan- have been evicted
من | MN min -ndan from
ديارهم د و ر | D̃VR D̃YERHM diyārihim yurtları- their homes
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri etmedikleri halde without
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳin hak right
إلا | ÎLE illā sadece except
أن | ÊN en diye that
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū diyorlar they said,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbunā Rabbimiz """Our Lord"
الله | ELLH llahu Allah'tır "(is) Allah."""
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And if not
دفع د ف ع | D̃FA D̃FA def'ǔ savunması Allah checks
الله | ELLH llahi Allah'ın Allah checks
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanların the people,
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum bazılarını some of them
ببعض ب ع ض | BAŽ BBAŽ bibeǎ'Din diğer bazılarıyle by others
لهدمت ه د م | HD̃M LHD̃MT lehuddimet yıkılırdı surely (would) have been demolished
صوامع ص م ع | ṦMA ṦVEMA Savāmiǔ manastırlar monasteries
وبيع ب ي ع | BYA VBYA ve biyeǔn ve kiliseler and churches
وصلوات ص ل و | ṦLV VṦLVET ve Salevātun ve desteğe and synagogues
ومساجد س ج د | SCD̃ VMSECD̃ ve mesācidu ve -saymış and masajid -
يذكر ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KR yuƶkeru hatırlayıp- is mentioned
فيها | FYHE fīhā içlerinde in it
اسم س م و | SMV ESM ismu ismini (the) name of Allah
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) name of Allah
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çokca much.
ولينصرن ن ص ر | NṦR VLYNṦRN veleyenSuranne ve elbette yardım eder And surely Allah will help
الله | ELLH llahu Allah And surely Allah will help
من | MN men kimseye (those) who
ينصره ن ص ر | NṦR YNṦRH yenSuruhu kendine yardım eden help Him.
إن | ÎN inne kuşkusuz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
لقوي ق و ي | GVY LGVY leḳaviyyun kuvvetlidir (is) surely All-Strong,
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun galibdir All-Mighty.

22:40 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

-kimseler | çıkarılan- | -ndan | yurtları- | etmedikleri halde | hak | sadece | diye | diyorlar | Rabbimiz | Allah'tır | eğer olmasaydı | savunması | Allah'ın | insanların | bazılarını | diğer bazılarıyle | yıkılırdı | manastırlar | ve kiliseler | ve desteğe | ve -saymış | hatırlayıp- | içlerinde | ismini | Allah'ın | çokca | ve elbette yardım eder | Allah | kimseye | kendine yardım eden | kuşkusuz | Allah | kuvvetlidir | galibdir |

[] [ḢRC] [] [D̃VR] [ĞYR] [ḪGG] [] [] [GVL] [RBB] [] [] [D̃FA] [] [NVS] [BAŽ] [BAŽ] [HD̃M] [ṦMA] [BYA] [ṦLV] [SCD̃] [Z̃KR] [] [SMV] [] [KS̃R] [NṦR] [] [] [NṦR] [] [] [GVY] [AZZ]
ELZ̃YN ÊḢRCVE MN D̃YERHM BĞYR ḪG ÎLE ÊN YGVLVE RBNE ELLH VLVLE D̃FA ELLH ELNES BAŽHM BBAŽ LHD̃MT ṦVEMA VBYA VṦLVET VMSECD̃ YZ̃KR FYHE ESM ELLH KS̃YRE VLYNṦRN ELLH MN YNṦRH ÎN ELLH LGVY AZYZ

elleƶīne uḣricū min diyārihim biğayri Haḳḳin illā en yeḳūlū rabbunā llahu velevlā def'ǔ llahi n-nāse beǎ'Dehum bibeǎ'Din lehuddimet Savāmiǔ ve biyeǔn ve Salevātun ve mesācidu yuƶkeru fīhā ismu llahi keṧīran veleyenSuranne llahu men yenSuruhu inne llahe leḳaviyyun ǎzīzun
الذين أخرجوا من ديارهم بغير حق إلا أن يقولوا ربنا الله ولولا دفع الله الناس بعضهم ببعض لهدمت صوامع وبيع وصلوات ومساجد يذكر فيها اسم الله كثيرا ولينصرن الله من ينصره إن الله لقوي عزيز

[] [خ ر ج] [] [د و ر] [غ ي ر] [ح ق ق] [] [] [ق و ل] [ر ب ب] [] [] [د ف ع] [] [ن و س] [ب ع ض] [ب ع ض] [ه د م] [ص م ع] [ب ي ع] [ص ل و] [س ج د] [ذ ك ر] [] [س م و] [] [ك ث ر] [ن ص ر] [] [] [ن ص ر] [] [] [ق و ي] [ع ز ز]

 » 22 / Hac  Suresi: 40
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne -kimseler Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
أخرجوا خ ر ج | ḢRC ÊḢRCVE uḣricū çıkarılan- have been evicted
,Hı,Re,Cim,Vav,Elif,
,600,200,3,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ديارهم د و ر | D̃VR D̃YERHM diyārihim yurtları- their homes
Dal,Ye,Elif,Re,He,Mim,
4,10,1,200,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri etmedikleri halde without
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
حق ح ق ق | ḪGG ḪG Haḳḳin hak right
Ha,Gaf,
8,100,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā sadece except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أن | ÊN en diye that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يقولوا ق و ل | GVL YGVLVE yeḳūlū diyorlar they said,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Elif,
10,100,6,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbunā Rabbimiz """Our Lord"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الله | ELLH llahu Allah'tır "(is) Allah."""
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And if not
Vav,Lam,Vav,Lam,Elif,
6,30,6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
دفع د ف ع | D̃FA D̃FA def'ǔ savunması Allah checks
Dal,Fe,Ayn,
4,80,70,
N – nominative masculine verbal noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın Allah checks
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāse insanların the people,
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum bazılarını some of them
Be,Ayn,Dad,He,Mim,
2,70,800,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ببعض ب ع ض | BAŽ BBAŽ bibeǎ'Din diğer bazılarıyle by others
Be,Be,Ayn,Dad,
2,2,70,800,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
لهدمت ه د م | HD̃M LHD̃MT lehuddimet yıkılırdı surely (would) have been demolished
Lam,He,Dal,Mim,Te,
30,5,4,40,400,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person feminine singular (form II) passive perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض مبني للمجهول
صوامع ص م ع | ṦMA ṦVEMA Savāmiǔ manastırlar monasteries
Sad,Vav,Elif,Mim,Ayn,
90,6,1,40,70,
"N – nominative masculine plural noun → Monastery"
اسم مرفوع
وبيع ب ي ع | BYA VBYA ve biyeǔn ve kiliseler and churches
Vav,Be,Ye,Ayn,
6,2,10,70,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural indefinite noun → Church"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
وصلوات ص ل و | ṦLV VṦLVET ve Salevātun ve desteğe and synagogues
Vav,Sad,Lam,Vav,Elif,Te,
6,90,30,6,1,400,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine plural indefinite noun → Synagogue"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
ومساجد س ج د | SCD̃ VMSECD̃ ve mesācidu ve -saymış and masajid -
Vav,Mim,Sin,Elif,Cim,Dal,
6,40,60,1,3,4,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun → Mosque"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
يذكر ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KR yuƶkeru hatırlayıp- is mentioned
Ye,Zel,Kef,Re,
10,700,20,200,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
فيها | FYHE fīhā içlerinde in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
اسم س م و | SMV ESM ismu ismini (the) name of Allah
Elif,Sin,Mim,
1,60,40,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) name of Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
كثيرا ك ث ر | KS̃R KS̃YRE keṧīran çokca much.
Kef,Se,Ye,Re,Elif,
20,500,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
ولينصرن ن ص ر | NṦR VLYNṦRN veleyenSuranne ve elbette yardım eder And surely Allah will help
Vav,Lam,Ye,Nun,Sad,Re,Nun,
6,30,10,50,90,200,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
الله | ELLH llahu Allah And surely Allah will help
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
من | MN men kimseye (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ينصره ن ص ر | NṦR YNṦRH yenSuruhu kendine yardım eden help Him.
Ye,Nun,Sad,Re,He,
10,50,90,200,5,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إن | ÎN inne kuşkusuz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لقوي ق و ي | GVY LGVY leḳaviyyun kuvvetlidir (is) surely All-Strong,
Lam,Gaf,Vav,Ye,
30,100,6,10,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun galibdir All-Mighty.
Ayn,Ze,Ye,Ze,
70,7,10,7,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: -kimseler | أُخْرِجُوا: çıkarılan- | مِنْ: -ndan | دِيَارِهِمْ: yurtları- | بِغَيْرِ: etmedikleri halde | حَقٍّ: hak | إِلَّا: sadece | أَنْ: diye | يَقُولُوا: diyorlar | رَبُّنَا: Rabbimiz | اللَّهُ: Allah'tır | وَلَوْلَا: eğer olmasaydı | دَفْعُ: savunması | اللَّهِ: Allah'ın | النَّاسَ: insanların | بَعْضَهُمْ: bazılarını | بِبَعْضٍ: diğer bazılarıyle | لَهُدِّمَتْ: yıkılırdı | صَوَامِعُ: manastırlar | وَبِيَعٌ: ve kiliseler | وَصَلَوَاتٌ: ve desteğe | وَمَسَاجِدُ: ve -saymış | يُذْكَرُ: hatırlayıp- | فِيهَا: içlerinde | اسْمُ: ismini | اللَّهِ: Allah'ın | كَثِيرًا: çokca | وَلَيَنْصُرَنَّ: ve elbette yardım eder | اللَّهُ: Allah | مَنْ: kimseye | يَنْصُرُهُ: kendine yardım eden | إِنَّ: kuşkusuz | اللَّهَ: Allah | لَقَوِيٌّ: kuvvetlidir | عَزِيزٌ: galibdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN -kimseler | أخرجوا ÊḢRCWE çıkarılan- | من MN -ndan | ديارهم D̃YERHM yurtları- | بغير BĞYR etmedikleri halde | حق ḪG hak | إلا ÎLE sadece | أن ÊN diye | يقولوا YGWLWE diyorlar | ربنا RBNE Rabbimiz | الله ELLH Allah'tır | ولولا WLWLE eğer olmasaydı | دفع D̃FA savunması | الله ELLH Allah'ın | الناس ELNES insanların | بعضهم BAŽHM bazılarını | ببعض BBAŽ diğer bazılarıyle | لهدمت LHD̃MT yıkılırdı | صوامع ṦWEMA manastırlar | وبيع WBYA ve kiliseler | وصلوات WṦLWET ve desteğe | ومساجد WMSECD̃ ve -saymış | يذكر YZ̃KR hatırlayıp- | فيها FYHE içlerinde | اسم ESM ismini | الله ELLH Allah'ın | كثيرا KS̃YRE çokca | ولينصرن WLYNṦRN ve elbette yardım eder | الله ELLH Allah | من MN kimseye | ينصره YNṦRH kendine yardım eden | إن ÎN kuşkusuz | الله ELLH Allah | لقوي LGWY kuvvetlidir | عزيز AZYZ galibdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: -kimseler | uḣricū: çıkarılan- | min: -ndan | diyārihim: yurtları- | biğayri: etmedikleri halde | Haḳḳin: hak | illā: sadece | en: diye | yeḳūlū: diyorlar | rabbunā: Rabbimiz | llahu: Allah'tır | velevlā: eğer olmasaydı | def'ǔ: savunması | llahi: Allah'ın | n-nāse: insanların | beǎ'Dehum: bazılarını | bibeǎ'Din: diğer bazılarıyle | lehuddimet: yıkılırdı | Savāmiǔ: manastırlar | ve biyeǔn: ve kiliseler | ve Salevātun: ve desteğe | ve mesācidu: ve -saymış | yuƶkeru: hatırlayıp- | fīhā: içlerinde | ismu: ismini | llahi: Allah'ın | keṧīran: çokca | veleyenSuranne: ve elbette yardım eder | llahu: Allah | men: kimseye | yenSuruhu: kendine yardım eden | inne: kuşkusuz | llahe: Allah | leḳaviyyun: kuvvetlidir | ǎzīzun: galibdir |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: -kimseler | ÊḢRCVE: çıkarılan- | MN: -ndan | D̃YERHM: yurtları- | BĞYR: etmedikleri halde | ḪG: hak | ÎLE: sadece | ÊN: diye | YGVLVE: diyorlar | RBNE: Rabbimiz | ELLH: Allah'tır | VLVLE: eğer olmasaydı | D̃FA: savunması | ELLH: Allah'ın | ELNES: insanların | BAŽHM: bazılarını | BBAŽ: diğer bazılarıyle | LHD̃MT: yıkılırdı | ṦVEMA: manastırlar | VBYA: ve kiliseler | VṦLVET: ve desteğe | VMSECD̃: ve -saymış | YZ̃KR: hatırlayıp- | FYHE: içlerinde | ESM: ismini | ELLH: Allah'ın | KS̃YRE: çokca | VLYNṦRN: ve elbette yardım eder | ELLH: Allah | MN: kimseye | YNṦRH: kendine yardım eden | ÎN: kuşkusuz | ELLH: Allah | LGVY: kuvvetlidir | AZYZ: galibdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : O kişilerdir onlar ki ancak Rabbimiz Allah'tır dediklerinden dolayı haksız olarak yurtlarından çıkarıldılar ve eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyle defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler de, mescitler de ve Allah, kendisine yardım edene mutlaka yardım eder; şüphe yok ki Allah, kuvvetlidir, üstündür.
Adem Uğur : Onlar, başka değil, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.
Ahmed Hulusi : Onlar ki yurtlarından haksız yere sırf: "Rabbimiz Allâh'tır" dedikleri için çıkarıldılar. . . Eğer Allâh, insanların bir kısmıyla bir diğer kısmını defetmeseydi; manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allâh isminin çokça zikredildiği mescitler elbette yıkılırdı. . . Allâh kendisine (tefekkür, riyâzat ve mücahede ile) yardım edene elbette yardım eder (Esmâ kuvvelerini kullandırtır). . . Muhakkak ki Allâh Kaviyy'dir, Aziyz'dir.
Ahmet Tekin : Onlar, sadece, ' Rabbimiz Allah’tır' demelerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılanlardır. Eğer Allah insanların bir kısmıyla diğer bir kısmının devletlerini, medeniyetlerini ortadan kaldırmasa, iktidarlarından uzaklaştırmasa, zulümlerine karşı koydurmasa, azgınlarını, kötülük yapanlarını engelletmese, insanlara savunma imkânı vermeseydi, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çok zikredilen mescitler, camiler elbette yıkılırdı. Allah, cihadı benimseyerek, emirlerini yerine getirerek dinine, peygamberine yardım edene, elbette yardım edecektir. Allah güçlü, kudretli, üstün ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Onlar sırf: 'Rabbimiz Allah'tır' dediklerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılmışlardır. Eğer Allah'ın insanların bazılarını bazılarıyla savması olmasaydı şüphesiz içlerinde Allah'ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allah kendine yardım edenlere elbette yardım edecektir. Şüphesiz Allah güçlüdür, yücedir.
Ali Bulaç : Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır.
Ali Fikri Yavuz : Müminler o mazlûmlardır ki: “- Rabbimiz Allah’dır” demelerinden başka bir sebep olmaksızın yurdlarından (Mekke’den) haksız yere çıkarıldılar. Eğer, Allah insanların bir kısmını (müşrikleri) bir kısmı ile (müminlerle) defetmeseydi, içlerinde Allah’ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler elbette yıkılırdı. Muhakkak ki Allah, dinine yardım edene yardım edecek, zafer verecektir. Şüphe yok ki Allah, çok kuvvetlidir, her şeye galibdir.
Bekir Sadak : Onlar haksiz yere ve «Rabbimiz Allah'tir dediler diye yurtlarindan cikarilmislardir. Allah insanlarin bir kismini digeriyle savmasaydi, manastirlar, kiliseler, havralar ve icinde Allah'in adi cok anilan camiler yikilip giderdi. And olsun ki, Allah'a yardim edenlere O da yardim eder. Dogrusu Allah kuvvetlidir, gucludur.
Celal Yıldırım : Onlar ki haksız yere ve sadece «Allah Rabbimizdir» dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah, insanların bir kısmının (şerrini) diğer bir kısmıyla savmamış olsaydı, elbette manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah ismi çokça anılan mescidler yıkılıp yok olurdu. Ve elbette Allah kendi (dinine) yardım edenlere yardım edecektir. Şüphesiz ki Allah çok güçlü, çok üstündür.
Diyanet İşleri : Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar haksız yere ve 'Rabbimiz Allah'tır' dediler diye yurtlarından çıkarılmışlardır. Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan camiler yıkılıp giderdi. And olsun ki, Allah'a yardım edenlere O da yardım eder. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.
Diyanet Vakfi : Onlar, başka değil, sırf «Rabbimiz Allah'tır» dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.
Edip Yüksel : Onlar ki yalnızca, 'Rabbimiz ALLAH'tır,' dedikleri için haksız yere ülkelerinden çıkarıldılar. ALLAH halkın bir kısmını bir kısmına karşı savunmasaydı içlerinde ALLAH'ın isminin çokça anıldığı manastırlar, kiliseler, sinagoglar ve mescidler yıkılırdı. ALLAH kendisine yardım edenlere elbette yardım edecektir. ALLAH Kuvvetlidir, Güçlüdür,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar «Rabbimiz Allah'tır» demelerinden başka bir sebep olmaksızın haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan mescidler elbette yıkılırdı. Şüphesiz Allah kendi (dini)ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlüdür, çok izzetlidir (her şeye galiptir).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Rabbimiz Allah'tır.» demelerinden başka hiçbir haklı gerekçe olmaksızın yurtlarından çıkarıldılar. Allah, insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi, şüphesiz manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan mescitler yıkılıp giderdi. Elbette Allah kendi (dini)ne yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlü, çok izzetlidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar ki rabbımız bir Allahdır demelerinden başka bir sebeb, bir hakk olmaksızın diyarlarından çıkarıldılar. Allahın da nasın bir kısmını bir kısmiyle def'etmesi olmasa idi her halde manastırlar, kiliseler, havralar, mescidler yıkılırdı ki bunlar da Allahın ismi çok zikr olunur ve elbette Allah kendine nusret edeni mensur kılacaktır, şübhe yok ki Allah çok kuvvetli, çok ızzetlidir
Fizilal-il Kuran : Onlar sırf «Rabb'imiz Allah'dır» dediler diye haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah bir kısım insanları diğer bir bölümü aracılığı ile savmasaydı nice manastır, havra ve içlerinde Allah'ın adı, çokça anılan cami yıkılıp giderdi. Kim Allah'a yardım ederse bilsin ki Allah da mutlaka kendisine yardım edecektir. Hiç şüphesiz Allah güçlü ve üstün iradelidir.
Gültekin Onan : Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Tanrı'dır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Tanrı'nın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Tanrı'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Tanrı kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Tanrı, güçlü olandır, aziz olandır.
Hakkı Yılmaz : (39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş yerleri; çarşı-pazar, tüm Salat; destek yerleri (iş; istihdam ve istihsal yerleri, eğitim öğretim kurumları ve güvenlik merkezleri) ve içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan mescitler yerle bir edilirdi. Allah, Kendisine yardım edenlere –kendilerini yurtlandırıp güçlendirirsek salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], zekâtı/vergilerini veren, örfe uygun/herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden ve vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü, çirkinliği kabul edilen şeylerden alıkoyan kimselere– kesinlikle yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, çok güçlüdür, mutlak galiptir. İşlerin sonucu da sadece Allah'a âittir. "
Hasan Basri Çantay : Onlar (o müminlerdir ki) haksız yere ve ancak «Rabbimiz Allahdır» diyorlar diye yurdlarından çıkarılmışlardır. Allah ba'zı insanları (n şerrini diğer) ba'zısı ile def etmeseydi içlerinde Allahın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler muhakkak yıkılıb giderdi. (Dînine) yardım edenlere elbet Allah da yardım eder. Şübhesiz ki Allah kavidir, yegâne gaalibdir.
Hayrat Neşriyat : Onlar, sırf 'Rabbimiz Allah’dır!' demelerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını diğer bir kısmıyla def' etmesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allah’ın ismi çok zikredilen mescidler elbette yıkılıp giderdi. Allah, kendi (dîni)ne yardım edene mutlaka yardım eder! Muhakkak ki Allah, elbette Kavî (çok kuvvetli olan)dır, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir.
İbni Kesir : Onlar ki; haksız yere ve sadece: Rabbımız Allah'tır dedikleri için yurtlarından çıkarılmışlardır. Şüphesiz ki Allah; insanların bir kısmını diğerleriyle bertaraf etmeseydi; manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın adı çok anılan mescidler yıkılır giderdi. Allah; kendisine yardım edenlere elbette yardım eder. Şüphesiz ki Allah; Kavi'dir, Aziz'dir.
İskender Evrenosoğlu : Onlar, sadece “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Ve eğer, Allah'ın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı, (rahiplerin) mabetleri, (hristiyanların) kiliseleri, (yahudilerin) havraları ve içinde Allah'ın isminin çok zikredildiği (müslümanların) mescidleri mutlaka harap olup yıkılırdı. O'na (Allah'a) yardım edene, Allah mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy'dir (kuvvetli, güçlü) Azîz'dir (yüce).
Muhammed Esed : onlar ki, sadece "Bizim Rabbimiz Allah'tır!" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Çünkü, Allah insanları birbirlerine karşı savunmasız bıraksaydı, şüphesiz o zaman, içlerinde Allah'ın isminin çokça anıldığı manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler (çoktan) yıkılıp gitmiş olurdu. Ve muhakkak ki Allah, O'nun davasına arka çıkanlara yardım edecektir: çünkü, Allah (her şeyi hükmü altında tutan) en yüce iktidar Sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar ki, haksız yere, ancak, «Rabbimiz Allah'tır», demelerinden dolayı yurtlarından çıkarıldılar. Eğer nâsın bazılarını bazıları ile Allah'ın defetmesi olmasa idi manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allah'ın adı çok zikredilen mescitler elbette ki yıkılırdı, ve elbette ki Allah kendi dinine yardım edenlere yardım eder. Şüphe yok ki Allah elbette pek kuvvetlidir, pek izzetlidir.
Ömer Öngüt : Onlar ki, başka değil, sırf: “Rabbimiz Allah'tır. ” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmışlardır. Şüphesiz ki Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile bertaraf edip savmasaydı; manastırlar, kiliseler, havralar ve içlerinde Allah'ın ismi çok çok anılan mescidler yıkılır giderdi. Allah kendisine yardım edenlere elbette yardım eder, şüphesiz ki Allah pek kuvvetlidir, aziz olandır.
Şaban Piriş : Onlar, sadece “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için, haksız yere yurtlarından çıkartılmışlardır. Eğer Allah’ın insanların bir kısmını, bir kısmıyla bertaraf etmesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescitler yıkılıp giderdi. Allah, elbette ona yardım edenlere yardım eder. Şüphesiz Allah güçlüdür, kuvvetlidir.
Suat Yıldırım : O müminler ki tamamen haksız yere, sırf "Rabbimiz Allah’tır!" dediklerinden ötürü yerlerinden yurtlarından kovulmuşlardı. Eğer Allah insanların bir kısmının zararını diğer bir kısmı ile savmasaydı manastırlar, kiliseler, havralar ve Allah’ın adının çok anıldığı mescidler yıkılır giderdi. Dinine yardım edene Allah da elbette yardım edecektir. Muhakkak ki Allah pek kuvvetlidir, mutlak galiptir.
Süleyman Ateş : Onlar, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allâh'ın bazı insanları diğer bazılarıyle savunması olmasaydı, içlerinde Allâh'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allâh, kendi(dini)ne yardım edene elbette yardım eder. Kuşkusuz Allâh, kuvvetlidir, gâlibdir.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, yalnızca; «Rabbimiz Allah'tır» demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmıyla bir kısmını defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır.
Ümit Şimşek : Onlar, 'Rabbimiz Allah'tır' demelerinden başka hiçbir sebep yok iken, haksız yere yurtlarından çıkarılmışlardır. Eğer Allah insanların kötülüğünü birbirinin eliyle savuşturmasaydı, manastırlar, havralar, kiliseler ve mescidler-ki buralarda Allah'ın adı çok anılır-yıkılıp giderdi. Allah'a yardım edene Allah elbette yardım eder. Çünkü Allah karşı konulmaz kuvvet sahibi ve herşeyin mutlak galibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar sırf, "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çokça anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler her halde yerle bir edilirdi. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavî, Azîz'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}