» 22 / Hac  5:

Kuran Sırası: 22
İniş Sırası: 103
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78

 » 22 / Hac  Suresi: 5
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
2. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
3. النَّاسُ (ELNES) = n-nāsu : insanlar
4. إِنْ (ÎN) = in : eğer
5. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : iseniz
6. فِي (FY) = fī : içinde
7. رَيْبٍ (RYB) = raybin : kuşku
8. مِنَ (MN) = mine : -ten
9. الْبَعْثِ (ELBAS̃) = l-beǎ'ṧi : yeniden dirilmek-
10. فَإِنَّا (FÎNE) = feinnā : (bilin ki) biz
11. خَلَقْنَاكُمْ (ḢLGNEKM) = ḣaleḳnākum : sizi yarattık
12. مِنْ (MN) = min : -tan
13. تُرَابٍ (TREB) = turābin : (önce) toprak-
14. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
15. مِنْ (MN) = min : -den
16. نُطْفَةٍ (NŦFT) = nuTfetin : nutfe(sperm)-
17. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
18. مِنْ (MN) = min : -dan
19. عَلَقَةٍ (ALGT) = ǎleḳatin : alaka(embriyo)-
20. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
21. مِنْ (MN) = min : -ndan
22. مُضْغَةٍ (MŽĞT) = muDğatin : bir çiğnem et parçası-
23. مُخَلَّقَةٍ (MḢLGT) = muḣalleḳatin : biçimlenmiş
24. وَغَيْرِ (VĞYR) = ve ğayri : ve
25. مُخَلَّقَةٍ (MḢLGT) = muḣalleḳatin : biçimlenmemiş
26. لِنُبَيِّنَ (LNBYN) = linubeyyine : açıkça göstermek için
27. لَكُمْ (LKM) = lekum : size
28. وَنُقِرُّ (VNGR) = ve nuḳirru : ve tutarız
29. فِي (FY) = fī :
30. الْأَرْحَامِ (ELÊRḪEM) = l-erHāmi : rahimlerde
31. مَا (ME) = mā :
32. نَشَاءُ (NŞEÙ) = neşā'u : dilediğimizi
33. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : -ye kadar
34. أَجَلٍ (ÊCL) = ecelin : bir süre-
35. مُسَمًّى (MSM) = musemmen : belirtilmiş
36. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
37. نُخْرِجُكُمْ (NḢRCKM) = nuḣricukum : sizi çıkarırız
38. طِفْلًا (ŦFLE) = Tiflen : bir bebek olarak
39. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
40. لِتَبْلُغُوا (LTBLĞVE) = litebluğū : ermeniz için
41. أَشُدَّكُمْ (ÊŞD̃KM) = eşuddekum : güçlerinize
42. وَمِنْكُمْ (VMNKM) = ve minkum : ve içinizden
43. مَنْ (MN) = men : kimi
44. يُتَوَفَّىٰ (YTVF) = yuteveffā : öldürülür
45. وَمِنْكُمْ (VMNKM) = ve minkum : ve içinizden
46. مَنْ (MN) = men : kimi de
47. يُرَدُّ (YRD̃) = yuraddu : itilir
48. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
49. أَرْذَلِ (ÊRZ̃L) = erƶeli : en kötü çağına
50. الْعُمُرِ (ELAMR) = l-ǔmuri : ömrün
51. لِكَيْلَا (LKYLE) = likeylā : hale gelmesi için
52. يَعْلَمَ (YALM) = yeǎ'leme : bilmez
53. مِنْ (MN) = min :
54. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
55. عِلْمٍ (ALM) = ǐlmin : bilen kimse iken
56. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : bir şey
57. وَتَرَى (VTR) = ve terā : ve görürsün
58. الْأَرْضَ (ELÊRŽ) = l-erDe : yeri
59. هَامِدَةً (HEMD̃T) = hāmideten : kurumuş ölmüş
60. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : zaman
61. أَنْزَلْنَا (ÊNZLNE) = enzelnā : biz indirdiğimiz
62. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : onun üzerine
63. الْمَاءَ (ELMEÙ) = l-māe : suyu
64. اهْتَزَّتْ (EHTZT) = htezzet : titreşir
65. وَرَبَتْ (VRBT) = ve rabet : ve kabarır
66. وَأَنْبَتَتْ (VÊNBTT) = ve enbetet : ve bitirir
67. مِنْ (MN) = min :
68. كُلِّ (KL) = kulli : her
69. زَوْجٍ (ZVC) = zevcin : çifti
70. بَهِيجٍ (BHYC) = behīcin : güzel
EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | eğer | iseniz | içinde | kuşku | -ten | yeniden dirilmek- | (bilin ki) biz | sizi yarattık | -tan | (önce) toprak- | sonra | -den | nutfe(sperm)- | sonra | -dan | alaka(embriyo)- | sonra | -ndan | bir çiğnem et parçası- | biçimlenmiş | ve | biçimlenmemiş | açıkça göstermek için | size | ve tutarız | | rahimlerde | | dilediğimizi | -ye kadar | bir süre- | belirtilmiş | sonra | sizi çıkarırız | bir bebek olarak | sonra | ermeniz için | güçlerinize | ve içinizden | kimi | öldürülür | ve içinizden | kimi de | itilir | | en kötü çağına | ömrün | hale gelmesi için | bilmez | | sonra | bilen kimse iken | bir şey | ve görürsün | yeri | kurumuş ölmüş | zaman | biz indirdiğimiz | onun üzerine | suyu | titreşir | ve kabarır | ve bitirir | | her | çifti | güzel |

[Y] [EYH] [NVS] [] [KVN] [] [RYB] [] [BAS̃] [] [ḢLG] [] [TRB] [] [] [NŦF] [] [] [ALG] [] [] [MŽĞ] [ḢLG] [ĞYR] [ḢLG] [BYN] [] [GRR] [] [RḪM] [] [ŞYE] [] [ECL] [SMV] [] [ḢRC] [ŦFL] [] [BLĞ] [ŞD̃D̃] [] [] [VFY] [] [] [RD̃D̃] [] [RZ̃L] [AMR] [] [ALM] [] [BAD̃] [ALM] [ŞYE] [REY] [ERŽ] [HMD̃] [] [NZL] [] [MVH] [HZZ] [RBV] [NBT] [] [KLL] [ZVC] [BHC]
YE ÊYHE ELNES ÎN KNTM FY RYB MN ELBAS̃ FÎNE ḢLGNEKM MN TREB S̃M MN NŦFT S̃M MN ALGT S̃M MN MŽĞT MḢLGT VĞYR MḢLGT LNBYN LKM VNGR FY ELÊRḪEM ME NŞEÙ ÎL ÊCL MSM S̃M NḢRCKM ŦFLE S̃M LTBLĞVE ÊŞD̃KM VMNKM MN YTVF VMNKM MN YRD̃ ÎL ÊRZ̃L ELAMR LKYLE YALM MN BAD̃ ALM ŞYÙE VTR ELÊRŽ HEMD̃T FÎZ̃E ÊNZLNE ALYHE ELMEÙ EHTZT VRBT VÊNBTT MN KL ZVC BHYC

eyyuhā n-nāsu in kuntum raybin mine l-beǎ'ṧi feinnā ḣaleḳnākum min turābin ṧumme min nuTfetin ṧumme min ǎleḳatin ṧumme min muDğatin muḣalleḳatin ve ğayri muḣalleḳatin linubeyyine lekum ve nuḳirru l-erHāmi neşā'u ilā ecelin musemmen ṧumme nuḣricukum Tiflen ṧumme litebluğū eşuddekum ve minkum men yuteveffā ve minkum men yuraddu ilā erƶeli l-ǔmuri likeylā yeǎ'leme min beǎ'di ǐlmin şey'en ve terā l-erDe hāmideten feiƶā enzelnā ǎleyhā l-māe htezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behīcin
يا أيها الناس إن كنتم في ريب من البعث فإنا خلقناكم من تراب ثم من نطفة ثم من علقة ثم من مضغة مخلقة وغير مخلقة لنبين لكم ونقر في الأرحام ما نشاء إلى أجل مسمى ثم نخرجكم طفلا ثم لتبلغوا أشدكم ومنكم من يتوفى ومنكم من يرد إلى أرذل العمر لكيلا يعلم من بعد علم شيئا وترى الأرض هامدة فإذا أنزلنا عليها الماء اهتزت وربت وأنبتت من كل زوج بهيج

 » 22 / Hac  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar O mankind!
إن | ÎN in eğer If
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum iseniz you are
في | FY içinde in
ريب ر ي ب | RYB RYB raybin kuşku doubt
من | MN mine -ten about
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilmek- the Resurrection,
فإنا | FÎNE feinnā (bilin ki) biz then indeed, We
خلقناكم خ ل ق | ḢLG ḢLGNEKM ḣaleḳnākum sizi yarattık We created you
من | MN min -tan from
تراب ت ر ب | TRB TREB turābin (önce) toprak- dust,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
من | MN min -den from
نطفة ن ط ف | NŦF NŦFT nuTfetin nutfe(sperm)- a semen-drop
ثم | S̃M ṧumme sonra then
من | MN min -dan from
علقة ع ل ق | ALG ALGT ǎleḳatin alaka(embriyo)- a clinging substance
ثم | S̃M ṧumme sonra then
من | MN min -ndan from
مضغة م ض غ | MŽĞ MŽĞT muDğatin bir çiğnem et parçası- an embryonic lump,
مخلقة خ ل ق | ḢLG MḢLGT muḣalleḳatin biçimlenmiş formed
وغير غ ي ر | ĞYR VĞYR ve ğayri ve and unformed,
مخلقة خ ل ق | ḢLG MḢLGT muḣalleḳatin biçimlenmemiş and unformed,
لنبين ب ي ن | BYN LNBYN linubeyyine açıkça göstermek için that We may make clear
لكم | LKM lekum size to you.
ونقر ق ر ر | GRR VNGR ve nuḳirru ve tutarız And We cause to remain
في | FY in
الأرحام ر ح م | RḪM ELÊRḪEM l-erHāmi rahimlerde the wombs
ما | ME what
نشاء ش ي ا | ŞYE NŞEÙ neşā'u dilediğimizi We will
إلى | ÎL ilā -ye kadar for
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelin bir süre- a term
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirtilmiş appointed,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
نخرجكم خ ر ج | ḢRC NḢRCKM nuḣricukum sizi çıkarırız We bring you out
طفلا ط ف ل | ŦFL ŦFLE Tiflen bir bebek olarak (as) a child,
ثم | S̃M ṧumme sonra [then]
لتبلغوا ب ل غ | BLĞ LTBLĞVE litebluğū ermeniz için that you may reach
أشدكم ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃KM eşuddekum güçlerinize [your] maturity.
ومنكم | VMNKM ve minkum ve içinizden And among you
من | MN men kimi (is he) who
يتوفى و ف ي | VFY YTVF yuteveffā öldürülür dies,
ومنكم | VMNKM ve minkum ve içinizden and among you
من | MN men kimi de (is he) who
يرد ر د د | RD̃D̃ YRD̃ yuraddu itilir is returned
إلى | ÎL ilā to
أرذل ر ذ ل | RZ̃L ÊRZ̃L erƶeli en kötü çağına the most abject
العمر ع م ر | AMR ELAMR l-ǔmuri ömrün age,
لكيلا | LKYLE likeylā hale gelmesi için so that not
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'leme bilmez he knows,
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmin bilen kimse iken having known,
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en bir şey anything.
وترى ر ا ي | REY VTR ve terā ve görürsün And you see
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yeri the earth
هامدة ه م د | HMD̃ HEMD̃T hāmideten kurumuş ölmüş barren
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman then when
أنزلنا ن ز ل | NZL ÊNZLNE enzelnā biz indirdiğimiz We send down
عليها | ALYHE ǎleyhā onun üzerine on it
الماء م و ه | MVH ELMEÙ l-māe suyu water,
اهتزت ه ز ز | HZZ EHTZT htezzet titreşir it gets stirred
وربت ر ب و | RBV VRBT ve rabet ve kabarır and it swells
وأنبتت ن ب ت | NBT VÊNBTT ve enbetet ve bitirir and grows
من | MN min of
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
زوج ز و ج | ZVC ZVC zevcin çifti kind
بهيج ب ه ج | BHC BHYC behīcin güzel beautiful.

22:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | eğer | iseniz | içinde | kuşku | -ten | yeniden dirilmek- | (bilin ki) biz | sizi yarattık | -tan | (önce) toprak- | sonra | -den | nutfe(sperm)- | sonra | -dan | alaka(embriyo)- | sonra | -ndan | bir çiğnem et parçası- | biçimlenmiş | ve | biçimlenmemiş | açıkça göstermek için | size | ve tutarız | | rahimlerde | | dilediğimizi | -ye kadar | bir süre- | belirtilmiş | sonra | sizi çıkarırız | bir bebek olarak | sonra | ermeniz için | güçlerinize | ve içinizden | kimi | öldürülür | ve içinizden | kimi de | itilir | | en kötü çağına | ömrün | hale gelmesi için | bilmez | | sonra | bilen kimse iken | bir şey | ve görürsün | yeri | kurumuş ölmüş | zaman | biz indirdiğimiz | onun üzerine | suyu | titreşir | ve kabarır | ve bitirir | | her | çifti | güzel |

[Y] [EYH] [NVS] [] [KVN] [] [RYB] [] [BAS̃] [] [ḢLG] [] [TRB] [] [] [NŦF] [] [] [ALG] [] [] [MŽĞ] [ḢLG] [ĞYR] [ḢLG] [BYN] [] [GRR] [] [RḪM] [] [ŞYE] [] [ECL] [SMV] [] [ḢRC] [ŦFL] [] [BLĞ] [ŞD̃D̃] [] [] [VFY] [] [] [RD̃D̃] [] [RZ̃L] [AMR] [] [ALM] [] [BAD̃] [ALM] [ŞYE] [REY] [ERŽ] [HMD̃] [] [NZL] [] [MVH] [HZZ] [RBV] [NBT] [] [KLL] [ZVC] [BHC]
YE ÊYHE ELNES ÎN KNTM FY RYB MN ELBAS̃ FÎNE ḢLGNEKM MN TREB S̃M MN NŦFT S̃M MN ALGT S̃M MN MŽĞT MḢLGT VĞYR MḢLGT LNBYN LKM VNGR FY ELÊRḪEM ME NŞEÙ ÎL ÊCL MSM S̃M NḢRCKM ŦFLE S̃M LTBLĞVE ÊŞD̃KM VMNKM MN YTVF VMNKM MN YRD̃ ÎL ÊRZ̃L ELAMR LKYLE YALM MN BAD̃ ALM ŞYÙE VTR ELÊRŽ HEMD̃T FÎZ̃E ÊNZLNE ALYHE ELMEÙ EHTZT VRBT VÊNBTT MN KL ZVC BHYC

eyyuhā n-nāsu in kuntum raybin mine l-beǎ'ṧi feinnā ḣaleḳnākum min turābin ṧumme min nuTfetin ṧumme min ǎleḳatin ṧumme min muDğatin muḣalleḳatin ve ğayri muḣalleḳatin linubeyyine lekum ve nuḳirru l-erHāmi neşā'u ilā ecelin musemmen ṧumme nuḣricukum Tiflen ṧumme litebluğū eşuddekum ve minkum men yuteveffā ve minkum men yuraddu ilā erƶeli l-ǔmuri likeylā yeǎ'leme min beǎ'di ǐlmin şey'en ve terā l-erDe hāmideten feiƶā enzelnā ǎleyhā l-māe htezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behīcin
يا أيها الناس إن كنتم في ريب من البعث فإنا خلقناكم من تراب ثم من نطفة ثم من علقة ثم من مضغة مخلقة وغير مخلقة لنبين لكم ونقر في الأرحام ما نشاء إلى أجل مسمى ثم نخرجكم طفلا ثم لتبلغوا أشدكم ومنكم من يتوفى ومنكم من يرد إلى أرذل العمر لكيلا يعلم من بعد علم شيئا وترى الأرض هامدة فإذا أنزلنا عليها الماء اهتزت وربت وأنبتت من كل زوج بهيج

[ي] [أ ي ه] [ن و س] [] [ك و ن] [] [ر ي ب] [] [ب ع ث] [] [خ ل ق] [] [ت ر ب] [] [] [ن ط ف] [] [] [ع ل ق] [] [] [م ض غ] [خ ل ق] [غ ي ر] [خ ل ق] [ب ي ن] [] [ق ر ر] [] [ر ح م] [] [ش ي ا] [] [ا ج ل] [س م و] [] [خ ر ج] [ط ف ل] [] [ب ل غ] [ش د د] [] [] [و ف ي] [] [] [ر د د] [] [ر ذ ل] [ع م ر] [] [ع ل م] [] [ب ع د] [ع ل م] [ش ي ا] [ر ا ي] [ا ر ض] [ه م د] [] [ن ز ل] [] [م و ه] [ه ز ز] [ر ب و] [ن ب ت] [] [ك ل ل] [ز و ج] [ب ه ج]

 » 22 / Hac  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar O mankind!
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
إن | ÎN in eğer If
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum iseniz you are
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
في | FY içinde in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ريب ر ي ب | RYB RYB raybin kuşku doubt
Re,Ye,Be,
200,10,2,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
من | MN mine -ten about
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
البعث ب ع ث | BAS̃ ELBAS̃ l-beǎ'ṧi yeniden dirilmek- the Resurrection,
Elif,Lam,Be,Ayn,Se,
1,30,2,70,500,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فإنا | FÎNE feinnā (bilin ki) biz then indeed, We
Fe,,Nun,Elif,
80,,50,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الفاء استئنافية
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
خلقناكم خ ل ق | ḢLG ḢLGNEKM ḣaleḳnākum sizi yarattık We created you
Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,Kef,Mim,
600,30,100,50,1,20,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min -tan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
تراب ت ر ب | TRB TREB turābin (önce) toprak- dust,
Te,Re,Elif,Be,
400,200,1,2,
"N – genitive masculine indefinite noun → Dust"
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
نطفة ن ط ف | NŦF NŦFT nuTfetin nutfe(sperm)- a semen-drop
Nun,Tı,Fe,Te merbuta,
50,9,80,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
من | MN min -dan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
علقة ع ل ق | ALG ALGT ǎleḳatin alaka(embriyo)- a clinging substance
Ayn,Lam,Gaf,Te merbuta,
70,30,100,400,
"N – genitive feminine indefinite noun → Alaq"
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
من | MN min -ndan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
مضغة م ض غ | MŽĞ MŽĞT muDğatin bir çiğnem et parçası- an embryonic lump,
Mim,Dad,Ğayn,Te merbuta,
40,800,1000,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
مخلقة خ ل ق | ḢLG MḢLGT muḣalleḳatin biçimlenmiş formed
Mim,Hı,Lam,Gaf,Te merbuta,
40,600,30,100,400,
N – genitive feminine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
وغير غ ي ر | ĞYR VĞYR ve ğayri ve and unformed,
Vav,Ğayn,Ye,Re,
6,1000,10,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
مخلقة خ ل ق | ḢLG MḢLGT muḣalleḳatin biçimlenmemiş and unformed,
Mim,Hı,Lam,Gaf,Te merbuta,
40,600,30,100,400,
N – genitive feminine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
لنبين ب ي ن | BYN LNBYN linubeyyine açıkça göstermek için that We may make clear
Lam,Nun,Be,Ye,Nun,
30,50,2,10,50,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 1st person plural (form II) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
لكم | LKM lekum size to you.
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ونقر ق ر ر | GRR VNGR ve nuḳirru ve tutarız And We cause to remain
Vav,Nun,Gaf,Re,
6,50,100,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرحام ر ح م | RḪM ELÊRḪEM l-erHāmi rahimlerde the wombs
Elif,Lam,,Re,Ha,Elif,Mim,
1,30,,200,8,1,40,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
نشاء ش ي ا | ŞYE NŞEÙ neşā'u dilediğimizi We will
Nun,Şın,Elif,,
50,300,1,,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
إلى | ÎL ilā -ye kadar for
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelin bir süre- a term
,Cim,Lam,
,3,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مسمى س م و | SMV MSM musemmen belirtilmiş appointed,
Mim,Sin,Mim,,
40,60,40,,
N – genitive masculine indefinite (form II) passive participle
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
نخرجكم خ ر ج | ḢRC NḢRCKM nuḣricukum sizi çıkarırız We bring you out
Nun,Hı,Re,Cim,Kef,Mim,
50,600,200,3,20,40,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
طفلا ط ف ل | ŦFL ŦFLE Tiflen bir bebek olarak (as) a child,
Tı,Fe,Lam,Elif,
9,80,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ثم | S̃M ṧumme sonra [then]
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لتبلغوا ب ل غ | BLĞ LTBLĞVE litebluğū ermeniz için that you may reach
Lam,Te,Be,Lam,Ğayn,Vav,Elif,
30,400,2,30,1000,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أشدكم ش د د | ŞD̃D̃ ÊŞD̃KM eşuddekum güçlerinize [your] maturity.
,Şın,Dal,Kef,Mim,
,300,4,20,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومنكم | VMNKM ve minkum ve içinizden And among you
Vav,Mim,Nun,Kef,Mim,
6,40,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
من | MN men kimi (is he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يتوفى و ف ي | VFY YTVF yuteveffā öldürülür dies,
Ye,Te,Vav,Fe,,
10,400,6,80,,
V – 3rd person masculine singular (form V) passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
ومنكم | VMNKM ve minkum ve içinizden and among you
Vav,Mim,Nun,Kef,Mim,
6,40,50,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
من | MN men kimi de (is he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يرد ر د د | RD̃D̃ YRD̃ yuraddu itilir is returned
Ye,Re,Dal,
10,200,4,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أرذل ر ذ ل | RZ̃L ÊRZ̃L erƶeli en kötü çağına the most abject
,Re,Zel,Lam,
,200,700,30,
N – genitive masculine singular noun
اسم مجرور
العمر ع م ر | AMR ELAMR l-ǔmuri ömrün age,
Elif,Lam,Ayn,Mim,Re,
1,30,70,40,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لكيلا | LKYLE likeylā hale gelmesi için so that not
Lam,Kef,Ye,Lam,Elif,
30,20,10,30,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
NEG – negative particle
اللام لام التعليل
حرف نفي
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'leme bilmez he knows,
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmin bilen kimse iken having known,
Ayn,Lam,Mim,
70,30,40,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en bir şey anything.
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وترى ر ا ي | REY VTR ve terā ve görürsün And you see
Vav,Te,Re,,
6,400,200,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDe yeri the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – accusative feminine noun → Earth"
اسم منصوب
هامدة ه م د | HMD̃ HEMD̃T hāmideten kurumuş ölmüş barren
He,Elif,Mim,Dal,Te merbuta,
5,1,40,4,400,
N – accusative feminine indefinite active participle
اسم منصوب
فإذا | FÎZ̃E feiƶā zaman then when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
أنزلنا ن ز ل | NZL ÊNZLNE enzelnā biz indirdiğimiz We send down
,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
,50,7,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليها | ALYHE ǎleyhā onun üzerine on it
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
الماء م و ه | MVH ELMEÙ l-māe suyu water,
Elif,Lam,Mim,Elif,,
1,30,40,1,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
اهتزت ه ز ز | HZZ EHTZT htezzet titreşir it gets stirred
Elif,He,Te,Ze,Te,
1,5,400,7,400,
V – 3rd person feminine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
وربت ر ب و | RBV VRBT ve rabet ve kabarır and it swells
Vav,Re,Be,Te,
6,200,2,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
وأنبتت ن ب ت | NBT VÊNBTT ve enbetet ve bitirir and grows
Vav,,Nun,Be,Te,Te,
6,,50,2,400,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular (form IV) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
كل ك ل ل | KLL KL kulli her every
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
زوج ز و ج | ZVC ZVC zevcin çifti kind
Ze,Vav,Cim,
7,6,3,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بهيج ب ه ج | BHC BHYC behīcin güzel beautiful.
Be,He,Ye,Cim,
2,5,10,3,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | النَّاسُ: insanlar | إِنْ: eğer | كُنْتُمْ: iseniz | فِي: içinde | رَيْبٍ: kuşku | مِنَ: -ten | الْبَعْثِ: yeniden dirilmek- | فَإِنَّا: (bilin ki) biz | خَلَقْنَاكُمْ: sizi yarattık | مِنْ: -tan | تُرَابٍ: (önce) toprak- | ثُمَّ: sonra | مِنْ: -den | نُطْفَةٍ: nutfe(sperm)- | ثُمَّ: sonra | مِنْ: -dan | عَلَقَةٍ: alaka(embriyo)- | ثُمَّ: sonra | مِنْ: -ndan | مُضْغَةٍ: bir çiğnem et parçası- | مُخَلَّقَةٍ: biçimlenmiş | وَغَيْرِ: ve | مُخَلَّقَةٍ: biçimlenmemiş | لِنُبَيِّنَ: açıkça göstermek için | لَكُمْ: size | وَنُقِرُّ: ve tutarız | فِي: | الْأَرْحَامِ: rahimlerde | مَا: | نَشَاءُ: dilediğimizi | إِلَىٰ: -ye kadar | أَجَلٍ: bir süre- | مُسَمًّى: belirtilmiş | ثُمَّ: sonra | نُخْرِجُكُمْ: sizi çıkarırız | طِفْلًا: bir bebek olarak | ثُمَّ: sonra | لِتَبْلُغُوا: ermeniz için | أَشُدَّكُمْ: güçlerinize | وَمِنْكُمْ: ve içinizden | مَنْ: kimi | يُتَوَفَّىٰ: öldürülür | وَمِنْكُمْ: ve içinizden | مَنْ: kimi de | يُرَدُّ: itilir | إِلَىٰ: | أَرْذَلِ: en kötü çağına | الْعُمُرِ: ömrün | لِكَيْلَا: hale gelmesi için | يَعْلَمَ: bilmez | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | عِلْمٍ: bilen kimse iken | شَيْئًا: bir şey | وَتَرَى: ve görürsün | الْأَرْضَ: yeri | هَامِدَةً: kurumuş ölmüş | فَإِذَا: zaman | أَنْزَلْنَا: biz indirdiğimiz | عَلَيْهَا: onun üzerine | الْمَاءَ: suyu | اهْتَزَّتْ: titreşir | وَرَبَتْ: ve kabarır | وَأَنْبَتَتْ: ve bitirir | مِنْ: | كُلِّ: her | زَوْجٍ: çifti | بَهِيجٍ: güzel |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الناس ELNES insanlar | إن ÎN eğer | كنتم KNTM iseniz | في FY içinde | ريب RYB kuşku | من MN -ten | البعث ELBAS̃ yeniden dirilmek- | فإنا FÎNE (bilin ki) biz | خلقناكم ḢLGNEKM sizi yarattık | من MN -tan | تراب TREB (önce) toprak- | ثم S̃M sonra | من MN -den | نطفة NŦFT nutfe(sperm)- | ثم S̃M sonra | من MN -dan | علقة ALGT alaka(embriyo)- | ثم S̃M sonra | من MN -ndan | مضغة MŽĞT bir çiğnem et parçası- | مخلقة MḢLGT biçimlenmiş | وغير WĞYR ve | مخلقة MḢLGT biçimlenmemiş | لنبين LNBYN açıkça göstermek için | لكم LKM size | ونقر WNGR ve tutarız | في FY | الأرحام ELÊRḪEM rahimlerde | ما ME | نشاء NŞEÙ dilediğimizi | إلى ÎL -ye kadar | أجل ÊCL bir süre- | مسمى MSM belirtilmiş | ثم S̃M sonra | نخرجكم NḢRCKM sizi çıkarırız | طفلا ŦFLE bir bebek olarak | ثم S̃M sonra | لتبلغوا LTBLĞWE ermeniz için | أشدكم ÊŞD̃KM güçlerinize | ومنكم WMNKM ve içinizden | من MN kimi | يتوفى YTWF öldürülür | ومنكم WMNKM ve içinizden | من MN kimi de | يرد YRD̃ itilir | إلى ÎL | أرذل ÊRZ̃L en kötü çağına | العمر ELAMR ömrün | لكيلا LKYLE hale gelmesi için | يعلم YALM bilmez | من MN | بعد BAD̃ sonra | علم ALM bilen kimse iken | شيئا ŞYÙE bir şey | وترى WTR ve görürsün | الأرض ELÊRŽ yeri | هامدة HEMD̃T kurumuş ölmüş | فإذا FÎZ̃E zaman | أنزلنا ÊNZLNE biz indirdiğimiz | عليها ALYHE onun üzerine | الماء ELMEÙ suyu | اهتزت EHTZT titreşir | وربت WRBT ve kabarır | وأنبتت WÊNBTT ve bitirir | من MN | كل KL her | زوج ZWC çifti | بهيج BHYC güzel |
Kırık Meal (Okunuş) : |: EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nāsu: insanlar | in: eğer | kuntum: iseniz | : içinde | raybin: kuşku | mine: -ten | l-beǎ'ṧi: yeniden dirilmek- | feinnā: (bilin ki) biz | ḣaleḳnākum: sizi yarattık | min: -tan | turābin: (önce) toprak- | ṧumme: sonra | min: -den | nuTfetin: nutfe(sperm)- | ṧumme: sonra | min: -dan | ǎleḳatin: alaka(embriyo)- | ṧumme: sonra | min: -ndan | muDğatin: bir çiğnem et parçası- | muḣalleḳatin: biçimlenmiş | ve ğayri: ve | muḣalleḳatin: biçimlenmemiş | linubeyyine: açıkça göstermek için | lekum: size | ve nuḳirru: ve tutarız | : | l-erHāmi: rahimlerde | : | neşā'u: dilediğimizi | ilā: -ye kadar | ecelin: bir süre- | musemmen: belirtilmiş | ṧumme: sonra | nuḣricukum: sizi çıkarırız | Tiflen: bir bebek olarak | ṧumme: sonra | litebluğū: ermeniz için | eşuddekum: güçlerinize | ve minkum: ve içinizden | men: kimi | yuteveffā: öldürülür | ve minkum: ve içinizden | men: kimi de | yuraddu: itilir | ilā: | erƶeli: en kötü çağına | l-ǔmuri: ömrün | likeylā: hale gelmesi için | yeǎ'leme: bilmez | min: | beǎ'di: sonra | ǐlmin: bilen kimse iken | şey'en: bir şey | ve terā: ve görürsün | l-erDe: yeri | hāmideten: kurumuş ölmüş | feiƶā: zaman | enzelnā: biz indirdiğimiz | ǎleyhā: onun üzerine | l-māe: suyu | htezzet: titreşir | ve rabet: ve kabarır | ve enbetet: ve bitirir | min: | kulli: her | zevcin: çifti | behīcin: güzel |
Kırık Meal (Transcript) : |YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | FY: içinde | RYB: kuşku | MN: -ten | ELBAS̃: yeniden dirilmek- | FÎNE: (bilin ki) biz | ḢLGNEKM: sizi yarattık | MN: -tan | TREB: (önce) toprak- | S̃M: sonra | MN: -den | NŦFT: nutfe(sperm)- | S̃M: sonra | MN: -dan | ALGT: alaka(embriyo)- | S̃M: sonra | MN: -ndan | MŽĞT: bir çiğnem et parçası- | MḢLGT: biçimlenmiş | VĞYR: ve | MḢLGT: biçimlenmemiş | LNBYN: açıkça göstermek için | LKM: size | VNGR: ve tutarız | FY: | ELÊRḪEM: rahimlerde | ME: | NŞEÙ: dilediğimizi | ÎL: -ye kadar | ÊCL: bir süre- | MSM: belirtilmiş | S̃M: sonra | NḢRCKM: sizi çıkarırız | ŦFLE: bir bebek olarak | S̃M: sonra | LTBLĞVE: ermeniz için | ÊŞD̃KM: güçlerinize | VMNKM: ve içinizden | MN: kimi | YTVF: öldürülür | VMNKM: ve içinizden | MN: kimi de | YRD̃: itilir | ÎL: | ÊRZ̃L: en kötü çağına | ELAMR: ömrün | LKYLE: hale gelmesi için | YALM: bilmez | MN: | BAD̃: sonra | ALM: bilen kimse iken | ŞYÙE: bir şey | VTR: ve görürsün | ELÊRŽ: yeri | HEMD̃T: kurumuş ölmüş | FÎZ̃E: zaman | ÊNZLNE: biz indirdiğimiz | ALYHE: onun üzerine | ELMEÙ: suyu | EHTZT: titreşir | VRBT: ve kabarır | VÊNBTT: ve bitirir | MN: | KL: her | ZVC: çifti | BHYC: güzel |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık biz, sonra bir katre sudan, sonra donmuş bir parça kandan, sonra yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir et parçasından size apaçık gösterelim kudretimizi diye. Ve sizi, dilediğimiz muayyen bir zamana dek rahîmlerde kararlaştırırız, sonra çocuk olarak çıkarırız sizi, sonra da ergenlik çağına getiririz ve sizden ölen olur, gene sizden, bilgisinden sonra hiçbir şey bilmez bir hale gelen ve ömrün en aşağılık devresine sürüklenen olur. Ve yeryüzünü kupkuru görürsün, fakat ona yağmur yağdırdığımız zaman harekete gelir, kabarır ve çeşitli, çifter çifter güzelim nebatlar bitirir.
Adem Uğur : Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.
Ahmed Hulusi : Ey insanlar. . . Eğer bâ'stan (yeni bir yapıyla yaşama devamdan) şüphe içinde iseniz; (düşünün ki önceden) sizi bir topraktan, sonra spermden, sonra bir genetik yapı, embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık; açık seçik bildirelim! Dilediğimizi muayyen bir süre rahimlerde tutarız, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız, sonra kemâle erme çağınıza ulaşmanız için (gerekeni sağlarız). . . Sizden kiminiz (erken yaşta) vefat ettirilir, kiminiz de bildiklerini unutmuş hâlde ömrün rezil çağına bırakılır. . . Arzı ölü olarak görürsün; ama biz onun üzerine o suyu inzâl ettiğimizde, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebat bitirir (ölü arza hayat veren, sana da verir ölümün sonrasında)!
Ahmet Tekin : Ey insanlar, eğer öldükten sonra diriltilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, sizi, biz topraktan yarattık. Bir daha düşünün, size kudretimizi göstermek için, spermden, yumurtadan ana rahmiyle bağ kurarak rahim duvarına yerleşen döllenmiş yumurtaya, döllenmiş yumurtayı, oluşumu tamamlanmış ve oluşumu tamamlanmamış embriyoya dönüştürdük. Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olanları belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde tutarız, sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra olgunluk çağına, güçlü çağınıza ulaşırsınız. İçinizden kimi o çağlarda vefat eder. İçinizden kimi de ömrünün en verimsiz, en fena çağına götürülür. Bilgileri, aklî melekeleri sağlamken, hiçbir şey bilmez hale gelirler, zâfiyete düşerler. Sen ölümden sonraki dirilişten şüphede isen bir daha düşün: Yeryüzünü kupkuru ve ölü bir halde görürsün. Fakat biz üzerine su indirdiğimizde, o kıpırdar, kabarır, her çeşitten iç açıcı bitkiler bitirir.
Ahmet Varol : Ey insanlar! Eğer öldükten sonra yeniden dirilişten şüphedeyseniz (bilin ki); biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (embriyodan), sonra yaratılış şekli belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (gücümüzü) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra erginlik çağınıza ermeniz için (büyütüyoruz). Kiminiz öldürülür, kiminiz de bilgiden sonra bir şey bilmez hale gelsin diye hayatın en perişan haline döndürülür. Yeryüzünü kupkuru görürsün. Fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimizde hareketlenir, kabarır ve her güzel çiftten bitirir.
Ali Bulaç : Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkca göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiç bir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.
Ali Fikri Yavuz : Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilme işinde şüphede iseniz (ilk yaratılışınızı düşünün), muhakkak ki biz, sizi (Âdem’den, Âdem’i de) topraktan yarattık; sonra bir nutfeden (meniden), sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra yaratılışı tam ve yaratılışı noksan bir et parçasından ki, size kudret ve hikmetimizi beyan edelim. Hem sizi dilediğimiz belirli bir vakte kadar rahimlerde durduruyoruz da, sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra sizi, kemal ve kuvvet çağınıza erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber, içinizden kimi öldürülüyor, kimi de önceki bilgisinden sonra, hiç bir şey bilmemek üzere, kuvvetten düşürülüp kocalma haline çevriliyor. Bir de arzı görürsün, ölmüş (kurumuş); fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebatlar bitirir.
Bekir Sadak : Ey insanlar! Oldukten sonra tekrar dirilmekten suphede iseniz bilin ki, ne oldugunuzu size aciklamak icin, Biz sizi topraktan sonra nutfeden, sonra pihtilasmis kandan, sonra da yapisi belli belirsiz bir cignem etten yaratmisizdir. Diledigimizi belli bir sureye kadar rahimlerde tutariz; sonra sizi cocuk olarak cikartiriz, bylece yetisip erginlik cagina varirsiniz. Kiminiz ldurulur, kiminiz de mrunun en fena zamanina ulastirilir ki, bilirken birsey bilmez olur. Yeryuzunu grursun ki kupkurudur; fakat Biz ona su indirdigimiz zaman harekete gecer, kabarir, her guzel bitkiden cift cift yetistirir.
Celal Yıldırım : Ey insanlar! Öldükten sonra dirilip kalkmaktan şüphede iseniz, gerçek odur ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra nutfe (sperma) dan, sonra pıhtılaşmış kan parçasından, sonra yaratış biçimi belirli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (kudretimizin yüceliğini, sanatımızın eşsizliğini) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar ana rahminde bekletiriz, sonra da sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra güçlenip kendinizi tanıyarak iyiyi kötüden ayırd edecek duruma getiririz. Sizden kimine ölüm gelip çatar, kiminiz de ömrün en rezil noktasına itilir de bildikten sonra bir şey bilmez duruma gelir, (yaşlılıktan bunayıp kalır). Yeryüzünü kupkuru ölgün görürsün. Üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer de kabarır ve her gönül çekici güzel bitkilerden çift çift yetiştirir.
Diyanet İşleri : Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan , sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “mudga”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.
Diyanet İşleri (eski) : Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz sizi topraktan sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız; sonra sizi çocuk olarak çıkartırız, böylece yetişip erginlik çağına varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken birşey bilmez olur. Yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat Biz ona su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır, her güzel bitkiden çift çift yetiştirir.
Diyanet Vakfi : Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.
Edip Yüksel : Ey insanlar, diriliş konusunda kuşku besliyorsanız, (hatırlayın ki) sizi topraktan, sonra bir damlacıktan, sonra asılı duran bir madde (embriyo) dan, sonra biçimi belli ve belirsiz bir dölütten yarattık. Böylece size bildiriyoruz. Neyi dilemişsek belli bir süreye kadar onu rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız, ve ardından olgunlaşıp erginleşirsiniz. Kiminizin hayatına son verilir, kiminiz de en kötü yaşa kadar ulaştırılır. Böylece bir bilgiye sahip olduktan sonra bir şey bilemez olsun. Toprağı kuru ve ölü görürsün, ancak üzerine su yağdırdığımız zaman titreşip kabarır ve çeşit çeşit güzel bitkiler bitirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, (bilin ki) ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi, olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, şu muhakkak ki, Biz sizi topraktan, sonra nutfe (sperma) den, sonra alaka (yapışkan bir madde)dan, sonra da uzuvları görünen ya da görünmeyen bir et parçasından yaratmaktayız ki, size (ne olduğunuzu) anlatalım. Dilediğimizi de belli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız, sonra da olgunluk çağına gelmeniz için geliştiririz. Bununla beraber, içinizden kiminizin canı alınıyor, kiminiz de biraz bilgiden sonra birşey bilmemek üzere, ömrünün en kötü devresine getiriliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün; ama üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her dilber çiftten bitkiler bitirir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey insanlar! Eğer ba'sten şübhede iseniz şu muhakkak ki biz sizi bir topraktan halketmekteyiz, sonra bir alekadan, sonra hılkati belli belirsiz bir mudgaden, ki size anlatalım diye hem müsemma bir ecele kadar dilediğimiz müddet rahimlerde durduruyoruz da sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da kuvvetinize irmeniz için, bununla beraber içinizden kimisi vefat ettiriliyor, yine içinizden kimisi de biraz ılimden sonra bir şey bilmesin diye erzeli omre doğru giri itiliyor, Arzı da görürsün sönmüş kül halinde, derken üzerine suyu indirdiğimiz zaman ihtizaz eder kabarır da her dilber çiftten nebatlar bitirir
Fizilal-il Kuran : Ey insanlar, şayet öldükten sonra tekrar dirilmek konusunda şüphede iseniz, bilin ki ne olduğunuzu size açıklamak için biz sizi topraktan, sonra insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır. İstediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi çocuk olarak çıkarırız. Böylece yetişip erginlik çağına gelirsiniz. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki bildiği halde bir şey bilmez olur. Yeryüzünü kupkuru olarak görürsünüz ama biz ona su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkiden çift çift yetiştirir.
Gültekin Onan : Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alaktan, sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkca göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir ecele kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiç bir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.
Hakkı Yılmaz : "Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz, bilin ki ne olduğunuzu size ortaya koymak için, şüphesiz Biz, sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra bir embriyondan, sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından oluşturmuşuzdur. Ve Biz, dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak, sonra da olgunluk çağına erişmeniz için çıkartırız. Bununla beraber kiminiz geçmişte yaptıkları ve yapması gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlattırılır/öldürülür. Kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en rezil zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki sönmüştür; sonra Biz, onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. "
Hasan Basri Çantay : Ey insanlar, eğer siz öldükden sonra dirilmek hususunda herhangi bir şübhe içinde iseniz şu muhakkakdır ki biz sizi (n aslınızı) toprakdan, sonra (onun zürriyetini) insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bir kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etden yaratdık (ve bunları) size (kemâl-i kudretimizi) apaçık gösterelim diye (yapdık). Sizi dileyeceğimiz muayyen bir vaktâ kadar rahmlerde durduruyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, daha sonra da kuvvetinize (yiğitlik çağına) ermeniz için (büyütüyoruz). Kiminiz öldürülüyor, kiminiz de (evvelki) bilgi (sin) den sonra (artık) hiç bir şey bilmemek üzere ömrün en fena (devresine) doğru gerisin geri itiliyor. Sen yer (yüzünü) kupkuru ve ölü görürsün. Fakat biz onun üstüne suyu (yağmuru) indirdiğimiz zaman o harekete gelir, kabarır, her güzel çiftden nice nebat bitirir.
Hayrat Neşriyat : Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şübhe içinde iseniz, artık muhakkak ki biz, sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden, sonra bir alakadan, sonra da (ne) yaratılmış (ne de) yaratılmamış (henüz kemâle ermemiş) bir mudgadan yarattık ki, size (kud reti mi zi)açıkça gösterelim. Artık dilediğimizi muayyen bir vakte kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra da gücünüz kemâle ersin diye (sizi büyütürüz). İçinizden kimisi(yaşlanmadan) vefât ettirilir, kiminiz de ömrün en rezîline (bunaklık çağına) ulaştırılır ki, biraz bilgiden sonra bir şey bilmez olsun! Ve (sen) yeryüzünü kupkuru görürsün; fakat onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her çift (her cins) güzel bitkiden yetiştirir.
İbni Kesir : Ey insanlar; eğer dirilişten yana bir şüphede iseniz; gerçek şu ki: Size açıkça gösterelim diye Biz sizi; topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarat tık. İstediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarırız. Böylece yetişip erginlik çağına gelirsiniz. Kiminiz öldürülür, kiminiz de bilirken hiç bir şey bilmez olsun diye ömrünün en fena zamanına geri itilir. Yeryüzünü kupkuru olarak görürsün. Ama Biz, ona su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkiden çift çift yetiştirir.
İskender Evrenosoğlu : Ey insanlar! Eğer beas edilmekten (tekrar diriltilmekten) şüphe içinde iseniz... Oysa muhakkak ki Biz sizi, size beyan edelim (açıklayalım) diye (önce) topraktan (inorganik ve organik maddelerden), sonra bir nutfeden (bir damladan), sonra bir alakadan (rahim duvarına bir noktadan bağlı duran embriyodan), sonra şekillendirilmiş ve şekillendirilmemiş (bir çiğnemlik et görünümünde) mudgadan yarattık. Ve (sizi), dilediğimiz süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi, ergenlik çağına ulaşmak üzere bebek olarak çıkarırız. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Ve sizden bir kısmınız, sonradan ilimden bir şey bilemez hale gelsin diye ömrünün ihtiyarlık çağına döndürülür. Ve arzı (yeryüzünü) kurumuş görürsün. Fakat ona su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır ve bütün güzel çiftlerden bitkiler yetiştirir.
Muhammed Esed : Ey İnsanlar! Ölümden sonra kalkış (olgusun)dan şüphedeyseniz, o zaman, (hatırlayın ki,) Biz, gerçekten de sizi(n her birinizi) topraktan, sonra bir döl suyu damlasından, sonra döllenmiş hücreden, sonra (temel unsurları ve istidatlarıyla) tamamlanmış ama (bütün ögeleriyle) henüz tamamlanmamış bir ceninden yarattık ki, size (menşeinizi böylece) açıklayalım. Ve (doğmasını) dilediğimizin, (annesinin) rahminde (Bizce) belirlenmiş bir süre için kalmasını sağlarız; sonra sizi çocuk olarak dünyaya getirir ve (yaşamanıza imkan veririz); böylece (bazılarınız) olgunluk çağına erişir; öyle ki, kiminize (daha çocukluk çağında) ölüm tattırılırken, kiminiz de yaşlılığın öyle düşkün çağlarına eriştirilir ki, bildiğini bilmez olur. Ve (sen, ey insanoğlu, ölümden sonra kalkıştan şüphe ediyorsan, düşün ki:) bir bakıyorsun yeryüzü kupkuru; ama ona su indirdiğimizde, (bir de bakıyorsun) canlanıp kabarmış ve her türden güzel ekinler ortaya koymuş!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey insanlar! Eğer siz öldükten sonra tekrar dirilmekten bir şüphede iseniz (düşününüz ki) Biz sizi topraktan, sonra safi bir sudan, sonra kırmızı bir kan parçasından, sonra da tam yaratılmış veya tam yaratılmamış bir et parçasından yarattık, size açıkça anlatalım (diye) ve dilediğimizi rahimlerde muayyen bir vakte kadar durduruyoruz, sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz, sonra da kemale eresiniz (diye yaşatıyoruz) ve sizden kimi vefat ettiriliyor, ve sizden kimi de ihtiyarlık çağına itiliverilir, tâ ki, bilgiden sonra birşey bilmez olsun. Ve yeryüzünü kurumuş bir halde görürsün. Vaktâ ki, onun üzerine suyu indiriveririz, harekete gelir ve kabarır ve her güzel çiftten otları bitirir.
Ömer Öngüt : Ey insanlar! Eğer öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz, gerçek şu ki; biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Ki, size kudret ve hikmetimizi açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durdururuz. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Daha sonra da güçlü kuvvetli bir çağa eriştiririz. Sizden kimine ölüm gelip çatar. Kiminiz ömrünün en kötü çağına, yaşlılık devresine ulaştırılır, bilirken bir şey bilmez olur. Yeryüzünü kurumuş ölmüş görürsünüz. Fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkilerden çift çift yetişir.
Şaban Piriş : -Ey insanlar, eğer, tekrar diriltileceğinizden bir şüpheniz varsa size açıkça gösterelim diye sizi topraktan yarattık, sonra spermden, sonra embriyodan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Dilediğimizi adı konmuş bir süreye kadar rahimlerde tutar ve sizi bebek olarak çıkarırız. Sonra siz yetişip, erginlik çağına gelirsiniz. Kiminizin canı alınır, kiminiz de bildiği şeyleri bilmez olsun diye ömrünün en düşkün dönemine ulaştırılır. Yeryüzünü kupkuru görürsün de biz ona su indirince harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkiyi çift çift bitirir ya...
Suat Yıldırım : Ey insanlar! Eğer siz öldükten sonra dirilmekten şüphe ediyorsanız, bilin ki: Biz sizi ilkin topraktan, sonra bir nutfeden, sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücreden, sonra esas unsurlarıyla hilkati tamamlanmış, ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış bir çiğnem et görünümünde bir ceninden yarattık ki, kudretimizi size açıkça gösterelim. Dilediğimizi belli bir süreye kadar ana rahminde durdururuz. Sonra da sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız. Sonra güç kuvvet kazanıncaya kadar sizi büyütürüz. İçinizden kimi henüz çocukken öldürülür, kimi de hayatın en düşkün biçimine götürülür. Öyle ki daha önce bildiği şeyleri bilmez hale gelir. Yeri de kupkuru görürsün, ama oraya Biz su indirince çok geçmeden kıpırdanır, kabarır da gözü gönlü açan her güzel çiftten nice nebat bitirir.
Süleyman Ateş : Ey insanlar eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz (bilin ki) biz sizi (önce) topraktan, sonra nutfe(sperm)den, sonra alaka(embriyo)dan, sonra biçimlenen ve biçimlenmeyen bir çiğnem et parçasından yarattık ki, size (kudretimizi) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belirtilmiş bir süreye kadar rahimlerde tutarız, sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Sonra güç(ve kabiliyetler)inize ermeniz için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi (henüz çocukken) öldürülür, kimi de ömrün en kötü çağına(ihtiyarlığa) itilir ki, bilirken bir şey bilmez hale gelsin (çocukluğundaki gibi bedence ve akılca güçsüz bir duruma düşsün). Yeri de kurumuş, ölmüş görürsün. Fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çifti bitirir.
Tefhim-ul Kuran : Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (Embriyo), sonra yaratış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiç bir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.
Ümit Şimşek : Ey insanlar! Kıyamet gününde diriltilmekten şüpheniz varsa, şu bir gerçek ki, Biz sizi önce topraktan, sonra bir nutfe'den, sonra bir aleka'dan, sonra kısmen şekillenmiş, kısmen şekillenmemiş bir çiğnem etten yarattık-tâ ki size âyetlerimizi açıklayalım. Dilediğimizi belirlenmiş bir vakte kadar rahimlerde yerleştiririz. Sonra sizi bebek olarak çıkarır, sonra olgunluk çağınıza kadar büyütürüz. Sonra kiminiz öldürülür, kiminiz ise ömrün en düşkün çağına döndürülür de, evvelce bildiği şeyleri bilmez hale gelir. Yeri de kupkuru görürsün; fakat üzerine suyu indirdiğimizde kıpırdanır, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}