Adem Uğur : Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye.
Ahmed Hulusi : "Eğer kesip devşirecekseniz, ekininize erken gidin!" (diye).
Ahmet Tekin : 'Kesecekseniz, toplayacaksanız eğer, tarlanıza, mahsulünüzün başına erken gidin.' dediler.
Ahmet Varol : 'Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin' diye.
Ali Bulaç : "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."
Ali Fikri Yavuz : “Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!”
Bekir Sadak : (21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.
Celal Yıldırım : Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz !
Diyanet İşleri : (21-22) Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.
Diyanet İşleri (eski) : (21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.
Diyanet Vakfi : (21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
Edip Yüksel : 'Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın.'
Hakkı Yılmaz : (17-24) Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
Hasan Basri Çantay : «Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye.
Hayrat Neşriyat : (21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: 'Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!' diye birbirlerine seslendiler.
Muhammed Esed : "Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Ömer Öngüt : "Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsulünüzün başına gidin!"
Şaban Piriş : (22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Suat Yıldırım : (21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"
Süleyman Ateş : "Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
Tefhim-ul Kuran : «Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın, çıkın.»
Ümit Şimşek : 'Devşirecekseniz, erkenden ürününüzün başına geçin.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]