» 34 / Sebe’  41:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

 » 34 / Sebe’  Suresi: 41
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : derler ki
2. سُبْحَانَكَ (SBḪENK) = subHāneke : sen yücesin
3. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sensin
4. وَلِيُّنَا (VLYNE) = veliyyunā : bizim velimiz
5. مِنْ (MN) = min :
6. دُونِهِمْ (D̃VNHM) = dūnihim : onlar değil
7. بَلْ (BL) = bel : hayır
8. كَانُوا (KENVE) = kānū : onlar
9. يَعْبُدُونَ (YABD̃VN) = yeǎ'budūne : tapıyorlardı
10. الْجِنَّ (ELCN) = l-cinne : cinlere
11. أَكْثَرُهُمْ (ÊKS̃RHM) = ekṧeruhum : çokları
12. بِهِمْ (BHM) = bihim : onlara
13. مُؤْمِنُونَ (MÙMNVN) = mu'minūne : inanıyorlardı
derler ki | sen yücesin | sensin | bizim velimiz | | onlar değil | hayır | onlar | tapıyorlardı | cinlere | çokları | onlara | inanıyorlardı |

[GVL] [SBḪ] [] [VLY] [] [D̃VN] [] [KVN] [ABD̃] [CNN] [KS̃R] [] [EMN]
GELVE SBḪENK ÊNT VLYNE MN D̃VNHM BL KENVE YABD̃VN ELCN ÊKS̃RHM BHM MÙMNVN

ḳālū subHāneke ente veliyyunā min dūnihim bel kānū yeǎ'budūne l-cinne ekṧeruhum bihim mu'minūne
قالوا سبحانك أنت ولينا من دونهم بل كانوا يعبدون الجن أكثرهم بهم مؤمنون

 » 34 / Sebe’  Suresi: 41
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler ki They will say,
سبحانك س ب ح | SBḪ SBḪENK subHāneke sen yücesin """Glory be to You!"
أنت | ÊNT ente sensin You
ولينا و ل ي | VLY VLYNE veliyyunā bizim velimiz (are) our Protector,
من | MN min not them.
دونهم د و ن | D̃VN D̃VNHM dūnihim onlar değil not them.
بل | BL bel hayır Nay,
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they used
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne tapıyorlardı (to) worship
الجن ج ن ن | CNN ELCN l-cinne cinlere the jinn,
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
بهم | BHM bihim onlara in them
مؤمنون ا م ن | EMN MÙMNVN mu'minūne inanıyorlardı "(were) believers."""

34:41 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

derler ki | sen yücesin | sensin | bizim velimiz | | onlar değil | hayır | onlar | tapıyorlardı | cinlere | çokları | onlara | inanıyorlardı |

[GVL] [SBḪ] [] [VLY] [] [D̃VN] [] [KVN] [ABD̃] [CNN] [KS̃R] [] [EMN]
GELVE SBḪENK ÊNT VLYNE MN D̃VNHM BL KENVE YABD̃VN ELCN ÊKS̃RHM BHM MÙMNVN

ḳālū subHāneke ente veliyyunā min dūnihim bel kānū yeǎ'budūne l-cinne ekṧeruhum bihim mu'minūne
قالوا سبحانك أنت ولينا من دونهم بل كانوا يعبدون الجن أكثرهم بهم مؤمنون

[ق و ل] [س ب ح] [] [و ل ي] [] [د و ن] [] [ك و ن] [ع ب د] [ج ن ن] [ك ث ر] [] [ا م ن]

 » 34 / Sebe’  Suresi: 41
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū derler ki They will say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سبحانك س ب ح | SBḪ SBḪENK subHāneke sen yücesin """Glory be to You!"
Sin,Be,Ha,Elif,Nun,Kef,
60,2,8,1,50,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أنت | ÊNT ente sensin You
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
ولينا و ل ي | VLY VLYNE veliyyunā bizim velimiz (are) our Protector,
Vav,Lam,Ye,Nun,Elif,
6,30,10,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min not them.
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونهم د و ن | D̃VN D̃VNHM dūnihim onlar değil not them.
Dal,Vav,Nun,He,Mim,
4,6,50,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بل | BL bel hayır Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar they used
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعبدون ع ب د | ABD̃ YABD̃VN yeǎ'budūne tapıyorlardı (to) worship
Ye,Ayn,Be,Dal,Vav,Nun,
10,70,2,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الجن ج ن ن | CNN ELCN l-cinne cinlere the jinn,
Elif,Lam,Cim,Nun,
1,30,3,50,
"N – accusative masculine noun → Jinn"
اسم منصوب
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
,Kef,Se,Re,He,Mim,
,20,500,200,5,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بهم | BHM bihim onlara in them
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
مؤمنون ا م ن | EMN MÙMNVN mu'minūne inanıyorlardı "(were) believers."""
Mim,,Mim,Nun,Vav,Nun,
40,,40,50,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: derler ki | سُبْحَانَكَ: sen yücesin | أَنْتَ: sensin | وَلِيُّنَا: bizim velimiz | مِنْ: | دُونِهِمْ: onlar değil | بَلْ: hayır | كَانُوا: onlar | يَعْبُدُونَ: tapıyorlardı | الْجِنَّ: cinlere | أَكْثَرُهُمْ: çokları | بِهِمْ: onlara | مُؤْمِنُونَ: inanıyorlardı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE derler ki | سبحانك SBḪENK sen yücesin | أنت ÊNT sensin | ولينا WLYNE bizim velimiz | من MN | دونهم D̃WNHM onlar değil | بل BL hayır | كانوا KENWE onlar | يعبدون YABD̃WN tapıyorlardı | الجن ELCN cinlere | أكثرهم ÊKS̃RHM çokları | بهم BHM onlara | مؤمنون MÙMNWN inanıyorlardı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: derler ki | subHāneke: sen yücesin | ente: sensin | veliyyunā: bizim velimiz | min: | dūnihim: onlar değil | bel: hayır | kānū: onlar | yeǎ'budūne: tapıyorlardı | l-cinne: cinlere | ekṧeruhum: çokları | bihim: onlara | mu'minūne: inanıyorlardı |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: derler ki | SBḪENK: sen yücesin | ÊNT: sensin | VLYNE: bizim velimiz | MN: | D̃VNHM: onlar değil | BL: hayır | KENVE: onlar | YABD̃VN: tapıyorlardı | ELCN: cinlere | ÊKS̃RHM: çokları | BHM: onlara | MÙMNVN: inanıyorlardı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Melekler, tenzîh ederiz seni derler, sensin bizim sâhibimiz ve yardımcımız, onlar değil. Hayır, onlar, cinlere kulluk ediyorlardı, çoğu, onlara inanıyordu.
Adem Uğur : (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Ahmed Hulusi : (Melekler) dedi ki: "Subhansın sen. Sensin Veliyy'miz, onlar değil. . . Bilakis onlar cinne tapıyorlardı; çoğunluğu onlara iman etmişti (tanrı olarak). "
Ahmet Tekin : Melekler de, 'Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz, koruyucumuz, işlerimizi havale edeceğimiz hâmimiz, emirlerini dinlediğimiz otorite sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.' diyecekler.
Ahmet Varol : Derler ki: 'Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.'
Ali Bulaç : (Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi."
Ali Fikri Yavuz : (Melekler şöyle) diyecekler: “-(Senden başkasına ibadet edilmekten) seni tenzih ederiz. Bizim sığınacak velimiz onlar değil, sensin. Doğrusu onlar cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı.”
Bekir Sadak : Melekler: «Hasa, bizim dostumuz onlar degil, Sensin. Hayir; onlar bize degil cinlere tapiyorlardi, cogu onlara inaniyorlardi» derler.
Celal Yıldırım : Melekler, «seni tesbîh ve tenzîh ederiz; onlar değil, sen bizim yegâne sahibimizsin. Hayır, onlar, cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmışlardı,» diyecekler.
Diyanet İşleri : (Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.”
Diyanet İşleri (eski) : Melekler: 'Haşa, bizim dostumuz onlar değil, Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı' derler.
Diyanet Vakfi : (Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Edip Yüksel : Dediler ki, 'Sen yücesin, velimiz (dostumuz) onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyordu.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar da: «Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı.» diyecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : «Seni tenzih ederiz. Sensin onlara karşı bizim sahibimiz! Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı!» diyeceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Demişlerdir: Zati sübhanına arzı tenzih ederiz, sensin onlara karşı bizim sığınacak veliymiz, hayır onlar cinlere tapıyorlardı, ekserisi onlara inanmışlardı.
Fizilal-il Kuran : Melekler derler ki; «Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dayanağımız, koruyucumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı.»
Gültekin Onan : (Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara inançlılardı."
Hakkı Yılmaz : Onlar: “Seni tenzih ederiz. Onlara karşı bizim koruyucu, yol gösterici yakınımz Sensin. Tam tersi onlar gizli güçlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inananlardı” dediler.
Hasan Basri Çantay : (Melekler de): «Seni (ortakdan) tenzîh ederiz. Bizim yârimiz onlar değil, Sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara îman edicilerdi» diyecekler.
Hayrat Neşriyat : (Melekler:) 'Seni tenzîh ederiz; bizim velîmiz onlar değil, sensin! Hayır! (Onlar,)cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı. Onların çoğu, onlara inanan kimselerdi' derler.
İbni Kesir : Melekler: Tenzih ederiz Seni, bizim dostumuz onlar değil Sensin. Hayır, onlar cinnlere tapıyorlardı ve çoğu da onlara iman etmişlerdi, derler.
İskender Evrenosoğlu : (Melekler) dediler ki: "Sen Sübhan'sın (herşeyden münezzeh, çok yüce). Bizim velîmiz onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu, onlara (cinlerin söylediklerine) inananlardır."
Muhammed Esed : Melekler: "Sen, kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!" derler, "Bize yakın olan (yalnız) Sensin, onlar değil! Hayır, onlar (bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında) duyuları ile kavrayamadıkları güçlere (körcesine) tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı".
Ömer Nasuhi Bilmen : Melekler de (diyeceklerdir ki, Yarabbi!) «Seni tenzih ederiz. Bizim velîmiz, onlar değil Sen'sin. Hayır. Onlar cinlere tapar olmuşlardı. Onların birçokları onlara imân ediciler idi.»
Ömer Öngüt : Melekler: "Seni tesbih ederiz, bizim dostumuz onlar değil sensin. Onlar aslında cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara inanmıştı. " derler.
Şaban Piriş : -Seni tenzih ederiz, Bizim velimiz sensin. Onlar değil. Hayır, onlar cinlere kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyordu, derler.
Suat Yıldırım : Onlar: "Müşriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece Sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı." diye cevap verirler.
Süleyman Ateş : (Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı."
Tefhim-ul Kuran : (Melekler) Derler ki: «Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmişlerdi.»
Ümit Şimşek : Melekler 'Seni tenzih ederiz,' derler. 'Onlarla bizim hiçbir ilgimiz yok; bizim velimiz Sensin. Onlar bize değil, cinlere tapıyordu; çoğu onlara inanıyordu.'
Yaşar Nuri Öztürk : Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}